|
Aradığınız kelime
س م و
kök harflerinden türemiştir. Aynı Kökten türeyen 381 adet kelime bulunmaktadır.
Kelimelerin Kur'an'da geçtiği ayetler aşağıda sıralanmıştır.
|
Fâtiha/1
Bakara/19
Bakara/22
Bakara/22
Bakara/29
Bakara/29
Bakara/31
Bakara/31
Bakara/33
Bakara/33
Bakara/33
Bakara/59
Bakara/107
Bakara/114
Bakara/116
Bakara/117
Bakara/144
Bakara/164
Bakara/164
Bakara/164
Bakara/255
Bakara/255
Bakara/282
Bakara/284
Âl-i İmrân/5
Âl-i İmrân/29
Âl-i İmrân/36
Âl-i İmrân/45
Âl-i İmrân/83
Âl-i İmrân/109
Âl-i İmrân/129
Âl-i İmrân/133
Âl-i İmrân/180
Âl-i İmrân/189
Âl-i İmrân/190
Âl-i İmrân/191
Nisâ/126
Nisâ/131
Nisâ/131
Nisâ/132
Nisâ/153
Nisâ/170
Nisâ/171
Mâide/4
Mâide/17
Mâide/18
Mâide/40
Mâide/97
Mâide/112
Mâide/114
Mâide/120
En’âm/1
En’âm/2
En’âm/3
En’âm/6
En’âm/12
En’âm/14
En’âm/35
En’âm/60
En’âm/73
En’âm/75
En’âm/79
En’âm/99
En’âm/101
En’âm/118
En’âm/119
En’âm/121
En’âm/125
En’âm/138
A’râf/40
A’râf/54
A’râf/71
A’râf/71
A’râf/96
A’râf/158
A’râf/162
A’râf/180
A’râf/180
A’râf/185
A’râf/187
Enfâl/11
Enfâl/32
Tevbe/36
Tevbe/116
Yûnus/3
Yûnus/6
Yûnus/18
Yûnus/24
Yûnus/31
Yûnus/55
Yûnus/61
Yûnus/66
Yûnus/68
Yûnus/101
Hûd/3
Hûd/7
Hûd/41
Hûd/44
Hûd/52
Hûd/107
Hûd/108
Hûd/123
Yûsuf/40
Yûsuf/40
Yûsuf/101
Yûsuf/105
Ra’d/2
Ra’d/2
Ra’d/15
Ra’d/16
Ra’d/17
Ra’d/33
İbrahim/2
İbrahim/10
İbrahim/10
İbrahim/19
İbrahim/24
İbrahim/32
İbrahim/32
İbrahim/38
İbrahim/48
Hicr/14
Hicr/16
Hicr/22
Hicr/85
Nahl/3
Nahl/10
Nahl/49
Nahl/52
Nahl/61
Nahl/65
Nahl/73
Nahl/77
Nahl/79
İsrâ/44
İsrâ/55
İsrâ/92
İsrâ/93
İsrâ/95
İsrâ/99
İsrâ/102
İsrâ/110
Kehf/14
Kehf/26
Kehf/40
Kehf/45
Kehf/51
Meryem/7
Meryem/7
Meryem/65
Meryem/65
Meryem/90
Meryem/93
Tâ-Hâ/4
Tâ-Hâ/6
Tâ-Hâ/8
Tâ-Hâ/53
Tâ-Hâ/129
Enbiyâ/4
Enbiyâ/16
Enbiyâ/19
Enbiyâ/30
Enbiyâ/32
Enbiyâ/56
Enbiyâ/104
Hac/5
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنْ كُنْتُمْ ف۪ي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَاِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْۜ وَنُقِرُّ فِي الْاَرْحَامِ مَا نَشَٓاءُ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُٓوا اَشُدَّكُمْۚ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ اِلٰٓى اَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْـًٔاۜ وَتَرَى الْاَرْضَ هَامِدَةً فَاِذَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَٓاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَاَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَه۪يجٍ
Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir.
Hac/15
Hac/18
Hac/28
Hac/31
Hac/33
Hac/34
Hac/36
Hac/40
اَلَّذ۪ينَ اُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ اِلَّٓا اَنْ يَقُولُوا رَبُّنَا اللّٰهُۜ وَلَوْلَا دَفْعُ اللّٰهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَهُدِّمَتْ صَوَامِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَاتٌ وَمَسَاجِدُ يُذْكَرُ ف۪يهَا اسْمُ اللّٰهِ كَث۪يرًاۜ وَلَيَنْصُرَنَّ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُۜ اِنَّ اللّٰهَ لَقَوِيٌّ عَز۪يزٌ
Onlar, başka değil, sırf «Rabbimiz Allah'tır» dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.
Hac/63
Hac/64
Hac/65
Hac/70
Hac/78
Mü’minûn/18
Mü’minûn/71
Mü’minûn/86
Nûr/35
Nûr/36
Nûr/41
Nûr/42
Nûr/43
Nûr/64
Furkân/2
Furkân/6
Furkân/25
Furkân/48
Furkân/59
Furkân/61
Şu’arâ/4
Şu’arâ/24
Şu’arâ/187
Neml/25
Neml/30
Neml/60
Neml/60
Neml/64
Neml/65
Neml/75
Neml/87
Ankebût/22
Ankebût/34
Ankebût/44
Ankebût/52
Ankebût/53
Ankebût/61
Ankebût/63
Rûm/8
Rûm/8
Rûm/18
Rûm/22
Rûm/24
Rûm/25
Rûm/26
Rûm/27
Rûm/48
Lokman/10
Lokman/10
Lokman/16
Lokman/20
Lokman/25
Lokman/26
Lokman/29
Secde/4
Secde/5
Ahzâb/72
Sebe’/1
Sebe’/2
Sebe’/3
Sebe’/9
Sebe’/9
Sebe’/22
Sebe’/24
Fâtır/1
Fâtır/3
Fâtır/13
Fâtır/27
Fâtır/38
Fâtır/40
Fâtır/41
Fâtır/44
Fâtır/45
Yâsîn/28
Yâsîn/81
Sâffât/5
Sâffât/6
Sâd/10
Sâd/27
Sâd/66
Zümer/5
Zümer/5
Zümer/21
Zümer/38
Zümer/42
Zümer/44
Zümer/46
Zümer/63
Zümer/67
Zümer/68
Mü’min/13
Mü’min/37
Mü’min/57
Mü’min/64
Mü’min/67
Fussilet/11
Fussilet/12
Fussilet/12
Fussilet/12
Şûrâ/4
Şûrâ/5
Şûrâ/11
Şûrâ/12
Şûrâ/14
Şûrâ/29
Şûrâ/49
Şûrâ/53
Zuhruf/9
Zuhruf/11
Zuhruf/82
Zuhruf/84
Zuhruf/85
Duhân/7
Duhân/10
Duhân/29
Duhân/38
Câsiye/3
Câsiye/5
Câsiye/13
Câsiye/22
Câsiye/27
Câsiye/36
Câsiye/37
Ahkâf/3
Ahkâf/3
Ahkâf/4
Ahkâf/33
Fetih/4
Fetih/7
Fetih/14
Hucurât/11
Hucurât/16
Hucurât/18
Kâf/6
Kâf/9
Kâf/38
Zâriyât/7
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الْحُبُكِۙ
7, 8, 9.$ İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez).
Zâriyât/22
Zâriyât/23
Zâriyât/47
Tûr/9
Tûr/36
Tûr/44
Necm/23
Necm/23
Necm/26
Necm/27
Necm/27
Necm/31
Kamer/11
Rahmân/7
Rahmân/29
Rahmân/33
Rahmân/37
Rahmân/78
Vâkı’a/74
Vâkı’a/96
Hadîd/1
Hadîd/2
Hadîd/4
Hadîd/4
Hadîd/5
Hadîd/10
Hadîd/21
Mücâdele/7
Haşr/1
Haşr/24
Haşr/24
Saff/1
Saff/6
Cum’a/1
Münâfikûn/7
Teğâbun/1
Teğâbun/3
Teğâbun/4
Talâk/12
Mülk/3
Mülk/5
Mülk/16
Mülk/17
Hâkka/16
Hâkka/52
Me’âric/8
Nûh/4
Nûh/11
Nûh/15
Cin/8
Müzzemmil/8
Müzzemmil/18
İnsan/18
İnsan/25
Mürselât/9
وَاِذَا السَّمَٓاءُ فُرِجَتْۙ
8, 9, 10, 11.$ Yıldızların ışığı söndürüldüğü, gökkubbe yarıldığı, dağlar ufalanıp savrulduğu ve peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur).
Nebe’/19
Nebe’/37
Nâzi’ât/27
Tekvîr/11
İnfitâr/1
اِذَا السَّمَٓاءُ انْفَطَرَتْۙ
1, 2, 3, 4, 5.$ Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.
İnşikâk/1
Bürûc/1
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِۙ
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7.$ Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Bürûc/9
Târık/1
وَالسَّمَٓاءِ وَالطَّارِقِۙ
1, 2, 3, 4.$ Gökyüzüne ve târıka (sabah yıldızına ) yemin ederim. Târıkın ne olduğunu nereden bileceksin? (O, karanlığı) delen yıldızdır. Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasın.
Târık/11
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِۙ
11, 12, 13, 14, 15, 16, 17.$ Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
A’lâ/1
سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْاَعْلٰىۙ
1, 2, 3, 4, 5.$ Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et.
A’lâ/15
Gâşiye/18
وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠
17, 18, 19, 20.$ (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
Şems/5
وَالسَّمَٓاءِ وَمَا بَنٰيهَاۙۖ
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10.$ Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.
Alak/1
|
|
|
|