5 Aralık 2024 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1446
Perşembe
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Me’âric Suresi
◄
569
►
Cüz 29
(Diyanet Vakfı Meali)
40, 41.
Şu halde (işin gerçeği) öyle (umdukları gibi) değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez.
42.
Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar.
43, 44.
O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür!
«Dikili şey» tapmak için dikilen putlar ya da herhangi bir hedef olarak tefsir edilmektedir.
Nûh Suresi
(Mekkî - 28 Ayet - Nüzul: 71 Mushaf:71)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1.
Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.
2, 3, 4.
Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, «Allah'a kulluk edin; O'na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)» diyerek apaçık uyaran bir kimseyim. Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz!
«Bir kısım günahlarınızı» denirken, imana gelmezden önceki günahların yahut kul hakkı dışında kalan günahların kasdedildiği tefsirlerde belirtilmekte
...
Devamı..
5.
(Sonra Nuh:) Rabbim! dedi, doğrusu ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim;
6.
Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı.
7.
Gerçekten de, (imana gelmeleri ve böylece) günahlarını bağışlaman için onları ne zaman davet ettiysem, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, (beni görmemek için) elbiselerine büründüler, ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler.
8.
Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
9.
Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.
10.
Dedim ki: Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır.
سُورَةُ المعَارج
◄
٥٦٩
►
الجزء٢٩
فَلَٓا
اُقْسِمُ
بِرَبِّ
الْمَشَارِقِ
وَالْمَغَارِبِ
اِنَّا
لَقَادِرُونَۙ
﴿٤٠﴾
عَلٰٓى
اَنْ
نُبَدِّلَ
خَيْرًا
مِنْهُمْۙ
وَمَا
نَحْنُ
بِمَسْبُوق۪ينَ
﴿٤١﴾
فَذَرْهُمْ
يَخُوضُوا
وَيَلْعَبُوا
حَتّٰى
يُلَاقُوا
يَوْمَهُمُ
الَّذ۪ي
يُوعَدُونَۙ
﴿٤٢﴾
يَوْمَ
يَخْرُجُونَ
مِنَ
الْاَجْدَاثِ
سِرَاعًا
كَاَنَّهُمْ
اِلٰى
نُصُبٍ
يُوفِضُونَۙ
﴿٤٣﴾
خَاشِعَةً
اَبْصَارُهُمْ
تَرْهَقُهُمْ
ذِلَّةٌۜ
ذٰلِكَ
الْيَوْمُ
الَّذ۪ي
كَانُوا
يُوعَدُونَ
﴿٤٤﴾
سُورَةُ نُوح
مَكِّيَةٌ وَهِيَ
٢٨
ايَةً - ترتيب النزول
٧١
اِنَّٓا
اَرْسَلْنَا
نُوحًا
اِلٰى
قَوْمِه۪ٓ
اَنْ
اَنْذِرْ
قَوْمَكَ
مِنْ
قَبْلِ
اَنْ
يَأْتِيَهُمْ
عَذَابٌ
اَل۪يمٌ
﴿١﴾
قَالَ
يَا
قَوْمِ
اِنّ۪ي
لَكُمْ
نَذ۪يرٌ
مُب۪ينٌۙ
﴿٢﴾
اَنِ
اعْبُدُوا
اللّٰهَ
وَاتَّقُوهُ
وَاَط۪يعُونِۙ
﴿٣﴾
يَغْفِرْ
لَكُمْ
مِنْ
ذُنُوبِكُمْ
وَيُؤَخِّرْكُمْ
اِلٰٓى
اَجَلٍ
مُسَمًّىۜ
اِنَّ
اَجَلَ
اللّٰهِ
اِذَا
جَٓاءَ
لَا
يُؤَخَّرُۢ
لَوْ
كُنْتُمْ
تَعْلَمُونَ
﴿٤﴾
قَالَ
رَبِّ
اِنّ۪ي
دَعَوْتُ
قَوْم۪ي
لَيْلًا
وَنَهَارًاۙ
﴿٥﴾
فَلَمْ
يَزِدْهُمْ
دُعَٓاء۪ٓي
اِلَّا
فِرَارًا
﴿٦﴾
وَاِنّ۪ي
كُلَّمَا
دَعَوْتُهُمْ
لِتَغْفِرَ
لَهُمْ
جَعَلُٓوا
اَصَابِعَهُمْ
ف۪ٓي
اٰذَانِهِمْ
وَاسْتَغْشَوْا
ثِيَابَهُمْ
وَاَصَرُّوا
وَاسْتَكْبَرُوا
اسْتِكْبَارًاۚ
﴿٧﴾
ثُمَّ
اِنّ۪ي
دَعَوْتُهُمْ
جِهَارًاۙ
﴿٨﴾
ثُمَّ
اِنّ۪ٓي
اَعْلَنْتُ
لَهُمْ
وَاَسْرَرْتُ
لَهُمْ
اِسْرَارًاۙ
﴿٩﴾
فَقُلْتُ
اسْتَغْفِرُوا
رَبَّكُمْ
اِنَّهُ
كَانَ
غَفَّارًاۙ
﴿١٠﴾
◄
٥٦٩
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.