Sâbikû ilâ maġfiratin min rabbikum ve cennetin ‘arduhâ ke’ardi-ssemâ-i vel-ardi u’iddet lilleżîne âmenû bi(A)llâhi ve rusulih(i)(c) żâlike fadlu(A)llâhi yu/tîhi men yeşâ/(u)(c) va(A)llâhu żû-lfadli-l’azîm(i)
Ve yarışarak koşun Rabbinizin yarlıgamasına ve cennete ki genişliği, göğün ve yeryüzünün genişliği gibidir, hazırlanmıştır Allah'a ve peygamberlerine inananlara; bu, Allah'ın lutfudur, ihsanıdır, dilediğine verir onu ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsan sahibidir.
Rabbinizden olan bir mağfirete ve cennete (kavuşmak için samimi ve sürekli bir) ‘çaba gösterip-yarışın,’ ki, (o cennetin) genişliği (bütün) gök(ler ve uzay âlemleri) ile yerin genişliği gibi olup Allah’a ve Resullerine iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah’ın fazlıdır (fazladan lütfu ikramıdır) ki, onu dilediğine verir. Allah büyük fazıl (ihsan ve iltifat) sahibidir.
Bu sebeple Rabbinizin bağışlayıcılığına nail olmak ve böylece Allah'a ve elçisine iman edenler için hazırlanmış bulunan, genişliği gökler ve yer kadar olan cenneti elde etmek yolunda, birbirinizle yarışın. Bu Allah'ın dilediğine bağışladığı bir lütfudur. Çünkü Allah, sonsuz lütuf sahibidir.
Rabbiniz tarafından bağışlanmaya ve cennete koşun. Cennetin genişliği, gökle yerin genişliği kadardır. Allah'a ve Rasullerine iman edenler için hazırlanmıştır. Bu, Allah'ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere ihsan ettiği lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir.
Rabb'inizin mağfiretine ve genişliği göklerle yerin genişliği kadar olup Allah'a ve peygamberlerine iman edenler için hazırlanmış bulunan cennete koşuşun. İşte bu Allah'ın dilediğine verdiği lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir.
Rabbinizden olan bir mağfirete ve cennete (kavuşmak için) 'çaba gösterip-yarışın,' ki (o cennet) genişliği gök ile yerin genişliği gibi olup Allah'a ve Resûlü'ne iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah'ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah büyük fazl sahibidir.
(Siz günahlarınızdan tevbe ederek) Rabbinizden bir mağfirete ve genişliği, yerle göğün genişliği gibi olan bir cennete yarışın ki; o, Allah'a ve peygamberlerine iman edenler için hazırlanmıştır. O, Allah'ın ihsanıdır; onu dilediği kimselere verir. Allah çok büyük ihsan sahibidir.
(Öyle ise) Rabbinizden bağışlanma kazanmaya, eni göklerin ve yerin eni gibi olan Cennete koşun. O Cennet ki Allah’a ve elçilerine inananlar için hazırlanmıştır. İşte Allah’ın fazl ve ihsanı budur, istediğine verir. Şüphesiz Allah, büyük fazıl ve ihsan sahibidir.
O halde Rabbinizin affı ve cenneti için yarışınız! Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazırlanan bu cennetin eni, gök ve yer genişliğindedir. Bu, Allah'ın hak edene vereceği bir lütuftur. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
Tanrınız katından yarlıganmaya —genişliği gökle yerin genişliğince olan— cennete koşasınız, Allah ile, peygamberlerine inanan kimselere hazırlanmıştır, bu Allahın bir erdemi, verir onu dilediği kimseye, Allah ulu erdem sahibidir
(O halde dünyaya kendinizi kaptırmadan) Rabbinizden bir bağışlanmaya ve Allah'a ve Resulüne inananlar için hazırlanmış, yerle gök arası kadar geniş olan cennete (girmek için) yarışın (koşuşun/koşuşturun)! İşte bu, Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine (faydalı amellerinden dolayı) verir (yeter ki siz dileyin ve gereklerini yerine getirin). Allah, büyük lütuf sahibidir.
Binâen’aleyh Allâh’ın mağfiretine ve vüs’ati semâ ve arza müsâvî olan ve Allâh’a ve rasûllerine îmân idenler içün ihzâr idilmiş bulunan cennete nâiliyet içün acele idiniz. Bu Allâh’ın bir lütfıdır ki istediğine ihsân ider. Çünki Allâh’ın lutfi ’azîmdir.
Ey İnsanlar! Rabbiniz tarafından bağışlanmaya, Allah'a ve Peygamberine inananlar için hazırlanmış, genişliği yerle göğün genişliği kadar olan cennete koşusun; bu Allah'ın dilediğine verdiği lütfudur. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, Allah’a ve Resûlüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına koşun. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Genişliği gökle yerin genişliği gibi olup Allah’a ve peygamberlerine iman edenler için hazırlanmış bulunan cennete ve rabbinizin bağışlamasına erişebilmek için yarışın. Bu, Allah’ın lutfudur ki onu dilediğine verir. Allah büyük lutuf sahibidir.
Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazırlanmış olup genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu, Allah'ın lütfudur ki onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği gökler ve yer kadar olan bir cennete koşun. ALLAH'a ve elçisine inananlar için hazırlanmıştır. Bu, ALLAH'ın dilediğine ve/veya dileyene verdiği lütfudur. ALLAH Büyük Lütuf sahibidir.
Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberine inananlar için hazırlanmış olup, genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Siz Rabbınızdan bir mağfirete ve eni Yerle Gökün eni gibi bir Cennete yarışınki Allaha ve Resullerine iyman edenler için hazırlanmıştır, o Allahın fadlıdır, onu dilediği kimselere verir, ve Allah, çok büyük fadıl sahibidir
(O hâlde) Rabbiniz tarafından bağışlanmaya ve Allah’a ve Resûlü’ne inananlar için hazırlanmış ve genişliği yerle gök arası kadar geniş olan cennete (girmek için, sâlih ameller yapmak hususunda yarışırcasına) koşun. İşte bu, cüz’î irâdesini haktan yana kullanmış olan kimselere Allah’ın bir lütfudur. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Rabb'inizin bağışlamasını, Allah'a ve Resûllerine inananlar için hazırlanmış, genişliği gökle yerin genişliği gibi olan Cennet'i kazanmak için yarışın. İşte bu, Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine¹ verir. Ve Allah, büyük lütuf sahibidir.
Rabbinizden mağfirete ve — genişliği yerle, göğün eni kadar olan, Allaha ve peygamberlerine îman edenler için hazırlanmış bulunan — cennete (ulaşmak) için yarış yapıb kazanın. İşte bu, Allahın fazl (-u kerem) idir ki onu kime dilerse ona verir. Allah, büyük fazl (-u inayet) saahibidir.
Rabbinizden bir mağfirete ve genişliği, gökle yerin genişliği gibi olup, Allah'a ve O'nun peygamberlerine îmân edenler için hazırlanmış bulunan bir Cennete doğru yarışın! Bu, Allah'ın lütfudur! Onu (hikmetine binâen, kendi lütfundan) dilediğine verir. Çünki Allah, pek büyük ihsan sâhibidir.
(Ey insanlar!) Rabbinizden bir mağfirete ve eni gökle yerkürenin (uzaydaki bütün gök cisimleri ile arzın yan yana getirilmesiyle oluşan) genişliği kadar olan cennete (ulaşmak için) yarışın (koşuşun)ki, Allah’a ve (onun mesajlarını tebliğ eden) elçilerine iman etmiş olanlar için hazırlanmış (olacak)tır. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu (iman etmek ve salih amellerde bulunmak suretiyle) isteyen herkese (hak edene) verir. Ve Allah, büyük lütuf sahibidir. (*)
Rabbinizden bağışlanma dilemek ve Allah’a ve O’nun elçisine inananlar için hazırlanmış, genişliği gök ve yer kadar olan, cennetleri elde etmek için yarışın. Bu Allah’ın lütufları olup, onları dileyenlere verir. Allah gerçekten büyük lütuf sahibidir.
Çalabınız yönünden yarlıganmak, genişliği yerle göğün genişliği kadar olan Cennet’e ulaşmak için yarışın. O Cennet ki Allah’a, elçilerine, inananlara adanmıştır. İşte bu, Allah’ın öyle büyük bir vergisidir ki, dilediğine verir. Allah ulu vergisi pek büyük olandır.
Rabbiniz tarafından yarlıganmaya, gök ve yer kadar geniş olan Cennete koşun. Cennet, Allah/a ve peygamberlerine iman edenlere hazırlanmıştır. Bu, Allah/ın bir inayetidir ki onu dilediğine verir. Allah büyük bir inayet sahibidir.
Rabbiniz tarafından bir bağışlanmaya, Allah ve elçilerine inananlar için hazırlanmış ve genişliği gökle yerin genişliği kadar olan bir cennete doğru yarışınız. Bu Allah’ın dilediği/dileyen kimseye verdiği lütfudur. Zira Allah büyük lütuf sahibidir.
Ey İnsanlar! Rabbiniz tarafından bağışlanmaya, Allah'a ve peygamberine iman edenler için hazırlanmış, genişliği yerle göğün genişliği kadar olan cennete koşuşun; bu Allah'ın dilediğine verdiği lütfüdür. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Öyleyse, şan, şöhret ve servet için çabalamak yerine, Rabb’inizin affına nâil olmak ve eni göklerle yer kadar geniş olan ve yalnızca Allah’a ve bütün Peygamberlerine inananlar için hazırlanmış bulunan cenneti kazanmak için birbirinizle yarışın! Bu Allah’ın bir lütfudur ve onu, cennete girmeyi isteyen ve bu yolda çaba harcayan herkese bağışlar. Unutmayın, Allah, sonsuz lütuf sahibidir.
Rabbinizden bir mağfirete / bağışlanmaya ve genişliği Yer ve Gök genişliği gibi olan bir cennete doğru yarışın! Allah’a ve O’nun rasûlüne iman etmiş olanlar için hazırlanmıştır. Bu, Allah’ın, dileyeceği kimselere vereceği lütfudur. Allah Çok Büyük Lütuf sahibidir.
O halde Rabb’inizin affı ve cenneti için yarışın: Bu cennetin eni, gök ve yer genişliğindedir. Allah ve resulüne inananlar için hazırlanmıştır Bu, Tanrının hak edene vereceği bir erdemidir. Çünkü, engin erdemin öz kaynağı Allah'tır.
Akıl ediyorsanız koşun: Rabbinizin bağışlanmasına, Allah’a ve Resullerine inananlar için hazırlanan, genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete! İşte bu Allah’ın iyiliğidir ki; onu dilediğine verir. Allah büyük iyilik sahibidir.
(Ey insanlar!) Birbirinizle, Rabbinizin affını ve Allah’a ve Onun elçilerine inananlar için hazırlanan, genişliği gök ile yerin genişliği kadar olan Cenneti kazanmak için yarışın. İşte bu, Allah’ın dilediğine verdiği lütfudur. Çünkü Allah, çok büyük lütuf sahibidir.
[Bu nedenle,] Rabbinizin bağışlayıcılığına nail olmak ³³ ve [böylece] Allah’a ve Elçisine iman edenler için ³⁴ hazırlanmış bulunan, gökler ve yer ka-dar geniş bir cenneti elde etmek yolunda birbirinizle yarışın: bu, Allah’ın dilediğine bağışladığı bir lütfudur; çünkü Allah sonsuz lütuf sahibidir.
O halde siz siz olun Rabbinizin bağışlamasına erebilmek, Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçilerine yürekten inananlar için hazırlanmış genişliği yerle göğün genişliği kadar olan cennetlere girebilmek için yarışın! İşte bu, Allah’ın hak edene vereceği bir lütfudur. Zira Allah, büyük lütuf ve ikram sahibidir. 3/133...136
Allah’a ve elçilerine iman edenler için hazırlanan, alanı göğün ve yerin genişliği kadar olan cennete kavuşmak ve Rabbinizin mağfiretine nail olmak için birbirinizle yarışın![⁴⁹⁶²] Bu Allah’ın tercih edene/ tercih ettiğine bahşettiği[⁴⁹⁶³] lutfudur: zira Allah muazzam lutuf sahibidir.
(O halde) Rabbinizden bir bağışlanmaya, Allah'a ve peygamberlerine iman edenler için hazırlanmış olup, genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun, işte bu Allah’ın lütfudur ki onu, dilediğine verir, Allah büyük lütuf sahibidir.
Rabbinizden bağışlanmak ve eni, gökle yerin arası kadar olan iman edenler için hazırlanan cennet için yarışın. Allah’a ve Resûlüne iman edin. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Ve Allah, büyük lütuf sahibidir.
Koşunuz Rabbinizden bir mağfirete ve bir cennete ki, onun eni gök ile yerin eni gibidir, Allah'a ve Peygamberine imân etmiş olanlar için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah'ın fazlıdır. Bunu dilediği kimseye verir ve Allah pek büyük fazl sahibidir.
Rabbiniz tarafından verilecek mağfirete ve cennete girmek için yarışın! Öyle bir cennet ki eni göklerle yerin eni gibi olup Allah'a ve resullerine iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah'ın dilediği kimselere olan bir ihsanıdır. Allah büyük lütuf sahibidir.
(O halde siz), Rabbinizden bir mağfirete ve genişliği, gökle yerin genişliği gibi olup Allah'a ve elçilerine inananlar için hazırlanmış bulunan bir cennete koşun. İşte bu, Allah'ın dilediğine vereceği lutfudur. Allah, büyük lutuf sahibidir.
Rabbinizden mağfirete ve genişliği gök ve yerin genişliğinde olan cennete vusûl içün yarış idiniz. O cennet, Allâh'a ve rasûlüne îmân idenler içün hazırlanmışdır. Bu, Allâh'ın dilediğine virdiği fazl ve keremdir. Allâh Te'âlâ pek büyük fazl ve kerem sâhibidir.
Rabbiniz (Sahibiniz) tarafından (durumunuzun düzeltilmesini) bağışlanmayı ve genişliği göklerle yerin arası kadar olan Cennet’i elde etmek için yarışın. Orası Allah’a ve elçilerine inanıp güvenenler için hazırlandı. İşte Allah’ın lütfu budur; onu, tercihini doğru yapana verecektir. Allah, büyük lütuf sahibidir.
-Rabbinizden bir bağış ve genişliği yerle gök genişliği kadar olan cennet için yarışın! Allah'a ve Elçisine iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah'ın dilediğine verdiği lütuftur. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Rabbinizden erişecek bir bağışlanmayı ve öyle bir Cenneti kazanmak için yarışın ki, genişliği gök ile yerin genişliği kadardır ve Allah ile peygamberlerine iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu Allah'ın lütfudur; onu dilediğine verir. Gerçekten de Allah pek büyük lütuf sahibidir.
Rabbinizden bir affa ve Allah ile resulüne inananlar için hazırlanmış bulunan, eni de yerle göğün eni kadar olan bir cennete doğru yarışarak koşun. Bu, Allah'ın dilediğine vereceği bir lütuftur. Allah, o büyük lütfun sahibidir.
ivüñ yarışlar ivmeġi gibi yarlıġamaķdın yaña çalabuñuzdan daħı uçmaķdın yaña ini anuñ gök ini gibi daħı yir yaraķlandı anlara kim inandılar Tañrı’ya daħı yalavaçlarına. şol Tañrı fażlıdur virür anı aña kim diler daħı Tañrı fażl issidür ulu.
İvüşüñüz maġfiret [...] Tañrıñuzdan, daḫı cennete ki anuñ ini gökler veyirler inincedür. Tañrı Ta‘ālāya īmān getürenlere, resūline daḫı ol TañrıTa‘ālā keremidür. Anı virür kime dilese, ulu fażl issidür.
(Ey insanlar!) Rəbbiniz tərəfindən bağışlanmağa və genişliyi yerlə göyün genişliyi qədər olan, Allaha və Onun peyğəmbərlərinə iman gətirənlərdən ötrü hazırlanmış Cənnətə nail olmaq üçün (yaxşı əməllər etməkdə) bir-birinizi ötüb keçməyə çalışın. Bu, Allahın dilədiyi kimsəyə əta etdiyi lütfdür (mərhəmətdir). Allah çox böyük lütf (mərhəmət) sahibidir!
Race one with another for forgiveness from your Lord and a Garden whereof the breadth is as the breadth of the heavens and the earth, which is in store for those who believe in Allah and His messengers. Such is the bounty of Allah, which He bestoweth upon whom He will, and Allah is of infinite bounty.
Be ye foremost (in seeking) Forgiveness from your Lord, and a Garden (of Bliss), the width whereof is as the width of heaven and earth,(5306) prepared for those who believe in Allah and His messengers: that is the Grace of Allah, which He bestows on whom(5307) he pleases: and Allah is the Lord of Grace abounding.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |