2 Aralık 2024 - 30 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 14. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Verabatnâ ‘alâ kulûbihim iż kâmû fekâlû rabbunâ rabbu-ssemâvâti vel-ardi len ned’uve min dûnihi ilâhâ(en)(s) lekad kulnâ iżen şetatâ(n)

Ve kalplerini gerçeğe bağladık kalkıp da Rabbimiz, göklerin ve yeryüzünün Rabbidir, ondan başka bir mabuda tapmayız biz ve andolsun ki böyle bir şey söyledik mi gerçekten uzaklaşmış oluruz dedikleri zaman.

Onların kalplerini rabıta ile (sağlam münasebet ve muhabbetle Hakka) bağlayıp güçlü ve metanetli kılmıştık. (Kâfir ve zalim Kralın önünde) Kalkıp dediler ki: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O’ndan başkasını İlah diye çağırmayız (ve sizin bâtıl yollarınıza uymayız. Şayet öyle yaparsak) gerçekten saçmalamış ve sapıtmış oluruz!" (Böylece Kralın ve adamlarının şaşkınlık ve sapkınlık içinde olduklarını vurguluyorlardı.)

Kalplerini gerçeğe bağlamıştık. Öyle ki, kalkıp ayaklandıkları zaman yanlış yoldaki soydaşlarına veya mü'minlere zulmeden yöneticilerine: “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir” demişlerdi. “Biz asla O'ndan başka sahte ilahlara yalvarıp yakarmayacağız. Bunun aksini söylersek, çok çirkin birşey dile getirmiş oluruz.

Onların akıllarını, kalplerini metin kıldık, sıkıntılara karşı iradelerini bileyledik. O yiğit gençler, ülkenin hükümdarının karşısına dikilerek:
“Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin yaratıcısı, düzeninin hâkimi, Rabbidir. Biz onun dışında, kulları durumundakilere tanrı deyip, asla yalvarmayız. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.” dediklerini insanlara hatırlat.

Biz onların kalplerini sağlam kılmıştık. (Kralın önünde) durduklarında şöyle dediler: "Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına tapmayacağız. Aksi takdirde, andolsun ki, çok saçma bir söz söylemiş oluruz.

Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: 'Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız.'

(Padişah Dekyanos kâfirin huzurunda putlara tapmayı terkeden bu yiğitler), ayağa kalkıp da: “-Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; asla ondan başkasına ilâh deyip tapmayız, o takdirde muhakkak saçma söylemiş oluruz.

Biz onların kalplerini sağlamlaştırdık. Kalktılar, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başka hiçbir şeye ibadet etmeyeceğiz. İşte o zaman (O’na eş koşarsak,) çok zulümlü, haksız bir söz söylemiş oluruz.”

Onların kalplerini sağlamlaştırdık. O yiğitler, o ülkenin hükümdarı karşısında ayağa kalkarak dediler ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.”

Biz onların yüreklerin sağlamladık; kalktıklarında, dediler ki: «Bizim Tanrımız, göklerin de, yerin de Tanrısıdır, ondan özge bir Tanrıya dua etmeyiz, başka türlü dersek, biz taşkınlık ederiz

Kalplerini öyle sağlamlaştırmıştık ki, doğrulup (birbirlerine): “Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz asla O'ndan başkasına kulluk etmeyeceğiz, yalvarıp yakarmayacağız, (eğer böyle bir şey yaparsak) çok çirkin bir şey yapmış oluruz!”

Kalblerini tahkîm itdik. Kalkdıkları vakit: "Bizim rabbimiz semâvâtın ve arzın rabbidir, Ândan başka Allâh’a tapmıyacağız. Yoksa bir cürüm işlemiş oluruz"

13,14,15. Onların olayını sana Biz gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmış birkaç gençti. Onların hidayetlerini artırmış ve kalblerini pekiştirmiştik. Durup, şöyle demişlerdi: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl söz söylemiş oluruz. Şu bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan başka tanrılar edindiler. Onların gerçek olduğuna apaçık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir?"

14,15. Kalkıp da, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına asla ilâh demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, O’ndan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?” dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.

(Haksızların karşısında) ayağa kalkıp şöyle derken onların yüreklerini güçlendirdik: “Bizim rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir; O’ndan başkasına asla tanrı deyip yakarmayız. Yoksa kesinlikle yanlış bir şey dillendirmiş oluruz.

Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.

Kalktıklarında kalplerini sağlamlaştırmıştık. "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O'ndan başka tanrı edinmeyeceğiz. Yoksa, yanlış söz söylemiş oluruz.

(Oranın hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilâh deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.

O vakıt ki kıyam ettiler de dediler: bizim rabbımız Göklerin ve Yerin rabbı, biz ıhtimali yok ondan başka bir ilâhe tapmayız, doğrusu o surette cidden saçma söylemiş oluruz

Biz onların kalplerini (sabır ve metanet ile) kuvvetlendirdik. (Putlara tapmayı reddeden bu yiğitler, hükümdar Dakyanus kâfirine karşı) kıyam ettiklerinde, demişlerdi ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz ondan başkasına ilâh demeyiz, (şayet) öyle bir şey yapacak olursak, haddi aşan bir söz söylemiş oluruz.

Onların kalplerini pekiştirdik. Kıyam ederek¹: “Bizim Rabb'imiz, göklerin ve yeryüzünün Rabb'idir” dediler. Ondan başkasını asla ilah diye çağırmayız. Yoksa kesinlikle saçmalamış oluruz.

1- Müşrik yönetime başkaldırarak.

14,15. Ve (zaalim hükümdarın önünde) dikilib de: «Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz ondan başkasına Tanrı demeyiz. (Dersek) o halde, andolsun ki, hakıykatden uzaklaşmış oluruz. Şunlar, şu bizim kavmimiz Ondan (Allahdan) başka Tanrılar edindiler. Bunların üzerine baari açık bir bürhan getirselerdi ya. Artık Allaha karşı yalan yere iftira edenlerden daha zaalim kimdir?» dedikleri zaman onların kalblerini (sabr ve sebat ile tamamen Hakka) bağlamışdık.

Ve (kralın önünde) ayağa kalktıklarında onların kalblerini kuvvetlendirdik de şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! O'ndan başkasına aslâ ilâh olarak yalvarmayız! Yoksa yemîn olsun ki bâtıl söz söylemiş oluruz.”

Onların gönüllerini (yurtlarından çıkıp gitmek üzere iman, sabır ve kararlılıkla) pekiştirmiştik de (zalim krala karşı) kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerkürenin (tüm evrenin) Rabbidir. İlah olarak biz O’ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, şüphesiz gerçeğin dışına çıkarız.”

Onların “Rabbimiz göklerin ve yerinde Rabbidir. Biz ondan başkasını ilah edinip, asla o sahte ilahlara yardım etmesi için dua etmeyeceğiz. Eğer böyle yaparsak inandığımız doğrulardan uzaklaşmış oluruz” demişler ve inandıklarını yaşamlarına geçirdikleri için (kıyam etmişler), bizde onların kalplerinin doğru inançlarını pekiştirmiştik.

Yüreklerini de pekiştirmiştik. O gün onlar durup şunu demişlerdi: "Bizim çalabımız yerlerin, göklerin çalabıdır. Biz Onu bırakıp da başka bir tanrıya tapmayız. Eğer tapacak olursak ant olsun ki sınırları aşmış oluruz.

Onlar, padişahlarının önünde durup şöyle söyledikleri zaman onların kalplerine kuvvet ve metanet vermiştik: «— Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. O/ndan başka hiçbir tapacağa tapmayız. Böyle [⁸] dersek küfürde haddi aşmış bir söz söylemiş oluruz».

[8] Tanrıdan başkasına taparız dersek.

Biz onların kalplerinin üstüne (metânet) bağlamıştık/ kalplerini güçlü kılmıştık. (Müşrik baskılara karşı) kalktılar dediler ki: “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O’ndan başkasına asla tanrı demeyiz. (Yoksa) Andolsun biz gerçeğe aykırı/saçma bir söz söylemiş oluruz.”

Onların kalplerini (sabır ve kararlılıkla) pekiştirmiştik de (krala karşı) kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. İlah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, şüphesiz gerçeğin dışına çıkarız.”

Ve sarsılmaz bir cesaret ve kararlılıkla yüreklerini perçinlemiştik. Hani onlar, zâlim yöneticilerin karşısına dikilerek haykırmışlardı: “Bizim kendisine boyun eğeceğimiz biricik Efendimiz, göklerin ve yerin gerçek sahibi, yöneticisi ve Rabb’i olan Allah’tır!Bu yüzden biz, O’ndan başka bir ilahın egemenliğini asla tanımayacak; zulüm sistemini ayakta tutmak için uydurduğunuz o sahte ilahlarınıza hiçbir zaman yalvarıp yakarmayacağız! Aksi hâlde, Rabb’imizin asla razı olmayacağı saçma bir söz söylemiş oluruz!”

Kıyam ettiklerinde / kalkıp diklendiklerinde kalblerine kuvvet verdik. Dediler ki:
“Bizim rabbimiz Yer’in ve Gökler’in rabbidir. O’ndan başka bir ilaha asla yalvarmayacağız. O zaman haktan uzak / saçma söylemiş oluruz”.

kalpleriyle bağlantı kurduk. Aralarında şöyle bir konuşma geçti: Biri: " bizim Tanrımız, göklerin ve yerin sahibidir. " Diğeri: " Ondan başka bir tanrıya asla el açmayız. " Öbürü: " O zaman biz de saçmalamış oluruz. "

Onların kalplerini güçlendirmiştik. Ayağa kalkıp dediler ki: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz ondan başkasına ilah demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz!"

Onların kalplerini sağlam kılmıştık. Hani onlar ayağa kalkarak şöyle demişlerdi: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O’nun peşi sıra hiçbir ilaha asla yalvarmayacağız. O takdirde şüphesiz ki saçma konuşmuş oluruz. [*]

Burada insanların harekete geçmesi için gerekli olan değerlere değinilmektedir. Önce “iman”, ardından “hidayet”, sonrasında “kalp ile irtibat” yani du... Devamı..

Ve Biz, onların kalplerine metanet de verdik.¹ Onlar kıyam ettiklerinde: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi’dir; biz Ondan başkasını ilâh kabul edip asla tapmayız. (Eğer bunun tersini) söyleyecek olursak işte o zaman, gerçekten saçmalamış oluruz.” dediler.

1 Konu ile ilgili olarak Bk. (Âlu İmrân: 200)

kalplerini pekiştirmiştik; öyle ki, doğrulup [birbirlerine]: ¹⁵ “Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir”, demişlerdi “Biz asla O’ndan başkasına yalvarıp yakarmayacağız, [çünkü böyle bir şey yaparsak] çok çirkin bir şey dile getirmiş oluruz!

15 Lafzen, “kalktıkları/ayaklandıkları zaman” -yani, yanlış yoldaki soydaşlarının yahut müminlere zulmeden yöneticilerin karşısına dikildikleri zaman ... Devamı..

Ve onların yüreğine cesaret vermiş ve şöyle demişlerdi: – Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin rabbidir. O’ndan başka bir ilaha asla dua ile yalvarmayacağız. Aksi halde gerçeğe aykırı saçma sapan bir söz söylemiş oluruz. 6/56, 19/65, 21/56

ve yüreklerini (imanda) sabit kılmıştık. (Küfre) başkaldırdıkları zaman (aralarında) şöyle konuşmuşlardı: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! Asla O’nu bırakıp da, ilâh diye başkalarına kulluk etmeyiz! Hadi böyle dedik diyelim, işte o zaman haktan uzaklaşıp haddi aşmış oluruz.

Onların kalplerine sabır ve metanet aşılamıştık ki (o yerin zalim olan hükümdarının karşısında) ayağa kalkarak "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir, biz O'ndan başkasını ilah edinip asla tapmayız, aksi takdirde biz doğru yoldan uzaklaşmış oluruz" diyebilmişlerdi. (Hükümdar onlara ceza vermeden evvel bir hafta mühlet verince de, kendi aralarında)

Kalblerini pekiştirmiştik. Kalkıp dediler ki: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O’ndan başkasına ilah (ımız) demeyiz. Yoksa saçmalamış oluruz. "

Ve onların kalplerini kuvvetlendirdik, o vakit ki kıyam ettiler de dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir, O'ndan başkasına bir ilâh diye tapamayız. Diyecek olsak elbetteki haktan pek uzak bir söz söylemiş oluruz.»

Kalplerine kuvvet ve metanet verdik de onlar ayağa kalkıp: “Rabbimiz, dediler, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka hiçbir ilaha yönelmeyiz. Şayet böyle bir şey yapacak olursak, gerçek dışı, pek saçma bir söz söylemiş oluruz. ”

Kalblerinin üstüne metanet bağlamıştık. Kalktılar, dediler ki: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına Tanrı demeyiz. Yoksa saçma söylemiş oluruz."

(Zamânın meliki karşısında) durub: "Rabbimiz göklerin ve yerin rabbidir. Ondan başka bir ilâha 'ibâdet itmeyiz, eğer 'ibâdet ideriz der isek yalan söylemiş oluruz" didikleri zamân biz onların kalblerine kuvvet ve cesâret virdik.

Kalplerini de sağlamlaştırmıştık. Kalkıp demişlerdi ki "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir[*]. Biz onunla aramıza bir ilah koyup yalvarmayız. Öyle olsa gerçek dışı bir konuşma yapmış oluruz.

[*] Sahibidir

Ayağa kalkarak:-Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka bir ilaha dua etmeyeceğiz. Yoksa batıl söz söylemiş oluruz, dedikleri zaman onların kalplerini sağlamlaştırmıştık.

Hükümdara karşı çıktıklarında, Biz onların kalplerine metanet verdik. Onlar “Rabbimiz, Göklerin ve Yerin Rabbidir,” dediler. “Biz ondan başka bir tanrıya dua etmeyiz; öyle birşey yaparsak saçmalamış oluruz.

Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz."

daħı baġladuķ göñülleri üzere ol vaķt kim ŧurdılar pes eyittiler “çalabumuz gökler çalabı’sıdur daħı yirüñ. hergiz oķımayavuz andan ayruķ Tañrı bayıķ eyittük eger ayruķ Tañrı oķırsavuz andan ḥaddan geçmek.”

Daḫı ṣabr eylemek bile berkitdük yüreklerini. Ol vaḳt ki muḥkem durdılarAllāh yolında. Eyitdiler: Bizi yaradan Tañrı gökleri ve yirleri yaradandur,didiler. Ṭapmaz‐biz andan özge bāṭıl ma‘būdlara. Ol vaḳtda biz ḥaḳdan ıraḳsöz itmiş olur‐biz.

Onlar (rum qeysəri bütpərəst Diqyanusun hüzurunda) durub: “Rəbbimiz göylərin və yerin Rəbbidir. Biz Ondan başqa heç bir tanrıya ibadət etməyəcəyik. Əks təqdirdə, (Allahdan başqasına tapınacağıq, - söyləsək, küfr) danışmaqda həddi aşmış (ifrata varmış) olarıq!” – dedikləri zaman onların ürəklərinə qüvvət (mətanət) vermişdik.

And We made firm their hearts when they stood forth and said: Our Lord is the Lord of the heavens and the earth. We cry unto no god beside Him, for then should we utter an enormity.

We gave strength to their hearts:(2343) Behold, they stood up(2344) and said: "Our Lord is the Lord of the heavens and of the earth: never shall we call upon any god other than Him: if we did, we should indeed have uttered an enormity!

2343 So that they were not afraid to speak out openly, and protest the truth of the Unity which they clearly saw in their own minds and hearts. 2344 W... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.