Eve lem yerav enna(A)llâhe-lleżî ḣaleka-ssemâvâti vel-arda kâdirun ‘alâ en yaḣluka miślehum vece’ale lehum ecelen lâ raybe fîhi feebâ-zzâlimûne illâ kufûrâ(n)
Görmüyorlar mı ki Allah, öyle bir mabut ki hiç şüphesiz gökleri ve yeryüzünü yaratmıştır, onların benzerini de yaratmaya gücü yeter ve onlar için bir müddet tayin etmiştir ki şüphe yok bunda. Fakat zulmedenler, kabul etmezler de ancak küfre kapılırlar.
(Hiç düşünmüyorlar ve) Görmüyorlar mı ki; gökleri ve yeri (hiç yoktan) yaratan (ve her an varlıkta tutan) Allah, onların benzerini yaratmaya (da elbette) gücü yeterlidir ve onlar için kendisinden (geleceğinden) şüphe olmayan bir süre (ecel) tayin edilmiştir. Buna rağmen zalimler ise ancak (bile bile) inkârda ayak diretmektedirler.
Düşünmüyorlar mı onlar, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin bir benzerini de yaratmaya gücü yeter. Allah kendileri için bir süre koymuştur ki, onda hiç şüphe yoktur. O süre dolunca, mutlaka ölecekler ve sonra mutlaka diriltileceklerdir. Böyle iken, varoluş maksadına aykırı hareket edenler, ancak Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmeye çalışırlar.
Görmediler mi ki gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini de yaratmaya güç yetirebilir? Onlar için üzerinde şüphe olmayan bir ecel belirledi. Ancak zalimler küfürde ayak direttiler.
Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkarda ayak direttiler.
Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın kendilerinin aynı olan insanları yaratmaya kadir olduğunu görüp bilmediler mi? Allah, o insanlar için, bir de ecel (ölüm vakti) tayin buyurdu ki, onda hiç şüphe yok. Fakat zalimler, hakkı kabulden yüz çevirdiler; ancak küfrü seçtiler.
Görmediler mi? Gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini de yaratmaya kadirdir. Ve hiç şüphe götürmeyen bir eceli, onlar için takdir etmiştir. Fakat zalimler, inkârdan başka hiçbir şeyi kabul etmediler.
Düşünmezler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah'ın, kendilerinin benzerini de yaratmaya gücü yeter. Allah onlara şüphe götürmeyen bir süre belirledi. Öyleyken, haksızlık yapanlar inkârcılıktan vazgeçmezler.
Göklerle, yeri yaratan Allahın, onların benzerini yaratmaya gücü yettiğini görmüyorlar mı? Onlarçün Allah belli bir gün yaratmış, onda hiç şüphe yoktur, böyle iken, zalimler ancak küfrediyorlar
Görmüyorlar mı ki semâvât ve arzı halk iden ânların vücûdları gibi vücûdu da tekrâr halk itmeğe kâdirdir.
Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerlerini de tekrar yaratmaya Kadir olduğunu görmezler mi? Onlar için şüphe götürmeyen bir süre tayin etmiştir. Öyleyken, zalimler, inkarcılıkta hala direnirler.
Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Allah onlar için, hakkında hiçbir şüphe bulunmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler ancak inkârda direttiler.
Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerlerini de yeniden yaratmaya kādirdir! Allah onlar için bir vade takdir etti, bunda kuşku yoktur. Ama zalimler inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Gökleri ve yeri yaratan ALLAH'ın onların bir benzerini tekrar yaratmaya gücü yeteceğini düşün müyorlar mı? Nitekim onlar için belli ve kesin bir süre koymuştur. Zalimler hala inkar ediyorlar.
Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, kendilerinin aynı olan insanları yaratmaya da kadir olduğunu görüp bilmediler mi? Allah onlar için şüphe edilmeyen bir vâde takdir etmiştir. Fakat zalimler, inkârlarında yine de ısrar ederler.
Gökleri ve Yeri yaratmış olan Allahın kendilerinin mislini yaratmağa kadir olduğunu görmedilerde mi? Kendileri için de bir ecel ta'yin etmiş onda hiç şüphe yok? Fakat zalimlerin gâvurluktan başkasına baktıkları yok
(O kâfirler) gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, kendilerinin benzerini yaratmaya gücünün yeteceğini ve onlara kendisinde şüphe olmayan bir ecel (süre) tayin ettiğini (düşünmüyorlar mı) görmüyorlar mı? (O süre dolunca, mutlaka ölecekler ve sonra mutlaka diriltileceklerdir.) Fakat zâlimler (kâfirler,) inkârdan başka bir şeyi kabul etmediler.
Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, tıpkı bunlar gibi, yeni yaratmalara da gücünün yeteceğini görmüyorlar mı? Kendileri için bir gün sona ereceği kesin olan bir süre tayin etmiştir. Zalimlerin yaptıkları nankörlükten başka bir şey değildir.
Onlar gökleri ve yeri yaratan Allahın kendileri gibilerini de yaratmıya kaadir olduğunu görmediler mi? (Allah) onlar için bir ecel ta'yîn etdi ki onda hiç şübhe yokdur. Böyle iken zaalimler ancak gâvurlukda ayak dayamışdır.
Görmediler mi ki, şübhesiz gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da hakkıyla gücü yetendir. Kendileri için bir ecel ta'yîn etti ki, onda hiç şübhe yoktur. Fakat zâlimler, inkârdan başka bir şeyi kabûl etmediler.
Gökleri ve yeri (tüm evreni) yaratmış olan Allah’ın, onları kendi eşkâlleri üzere yeniden yaratacak güce sahip olduğunu ve onları yeniden diriltmek için, sonu geleceğinden asla şüphe olmayan bir süre belirlemiş bulunduğunu (akıllarını kullanıp) düşünmediler mi? Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.*
Onlar Allah’ın, gökleri ve yeri yarattığını ve kendilerinin bir benzerini yaratacak güçte olduğunu görmüyorlar mı? Allah böylelerine, zamanı kendisince bilinen, geleceğinden şüphe olmayan bir vakte kadar süre vermiştir. Verilen bu süre, onların yalnızca inkârlarını artırıyor.
Onlar görmüyorlar mı ki gerçekten yerleri, gökleri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini de yaratmıya gücü yeticidir. Allah onlar için bir de son biçti. Bunda hiçbir şüphe yoktur. Yine de kıyıcılar tanımazlıkta ayak diriyorlar.
Onlar gökleri ve yeri yaratan Tanrı/nın kendileri gibilerini yaratmaya gücü yettiğini görmüyorlar mı? Allah onlar için muayyen bir zaman tâyin etmiştir ki onda şüphe götürecek bir şey yoktur. Böyle iken yine zalimler küfür ve inkârdan başka bir şeyde bulunmadılar.
Muhakkak ki gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerlerini de tekrar yaratmaya kadir olduğunu görmezler mi? Onlar için kesin [lâ reyb] bir süre koymuştur. Bununla birlikte zalimler ancak inkâr etmekte diretirler.
Onlar gökleri ve yeri yoktan var eden Allah'ın kendi benzerlerini (bir kez daha) yaratmaya gücünün yeteceğini ve onlar için de kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kıldığını görmüyorlar mı? Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmez.
Peki onlar, gökleri ve yeri yoktan var eden Allah’ın, insanlar ölüp yok olduktan sonra onları aynı şekilde yeniden yaratabilecek güce sahip olduğunu ve bunun için kendilerine, gerçekleşeceğinde asla şüphe olmayan bir vade belirlemiş olduğunu akılları ile anlayıp görmezler mi? Elbette görürler; ne var ki zâlimler, kibir ve inatları yüzünden bir türlü inkârcılıktan vazgeçmeye yanaşmazlar!
Görmediler mi, Yer’i ve Gökler’i yaratmış olan Allah onların mislini yaratmaya güç yetirmektedir. Onlara bir ecel de tayin etti. Bunda kuşku yoktur. Zâlimler ancak inkârda diretti.
Acaba bunlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, kendilerini sil baştan yaratabileceğini hâlâ kavrayamadılar mı ? Allah'ın kendilerine, kesin süreli bir ömür biçtiğini de mi göremediler? Zaten kendilerine saygısızlık edenlerin yapabildiği tek şey inkardır...
Görmediler mi? Gökleri yeri yaratan Allah her şeyi yaratacak güçtedir. İnsanlar için bir süre konulmuştur. Diriltileceklerine dair hiç bir şüphe yoktur. Her insan konulan süresini yaşayacak. Sonra ölecek. Sonra mutlaka diriltilip hesaba çekilecektir. Gerçekler böyleyken zalimler, inkârcılar, kendilerine ne kadar delil gelirse gelsin inkârlarında diretirler.
Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın onları (mahşerde) benzer şekilde yaratmaya ve kendileri için şüphe duyulamayacak bir süre tayin etmeye [*] gücünün yeteceğini hiç mi düşünmediler? [*] Zalimler, sadece inkârcılar olarak yüz çevirdiler.
(O kâfirler) gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, kendilerinin benzerini yaratmaya gücünün yeteceğini ve onlara şüphe götürmeyen bir süre (ecel) tayin ettiğini bilmiyorlar mı? Buna rağmen zâlimler (hâlâ) kâfirlikte direnip duruyorlar.
Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onları kendi eşkalleri üzere yeniden yaratacak ¹¹⁴ güce sahip olduğunu ve onları yeniden diriltmek için, sonu geleceğinden şüphe olmayan bir süre ¹¹⁵ belirlemiş bulunduğunu kavrayamıyorlar mı? Ama şu var ki, zalimler küfürden başka her şeye karşı çekimser davranırlar! ¹¹⁶
Şimdi onlar gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların bir benzerini de yaratmaya gücünün yettiğini ve onlara, bir gün sona ereceğinden hiç şüphe olmayan bir ecel takdir ettiğini hiç düşünmüyorlar mı? Buna rağmen bu zalimlerin gerçeklerden yüz çevirmeleri kâfirlikten başka bir şey değildir. 6/33, 14/48, 21/104, 36/81
Ne yani, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onları kendi sûretleri üzere yeniden yaratacak güce[²³³¹] sahip olduğunu, yine onlar için bir gün sona ereceğinde hiçbir kuşku bulunmayan sınırlı bir süre takdir etmiş bulunduğunu hâlâ görmediler mi? Fakat şu da var ki, zalimler, zirvesine ulaştıkları nankörlükten başka her (iyi) şeyden yüz çevirirler.
Onlar görmezler mi (görüp de ibret almaları gerekmez mi) ki, (kendilerinden çok büyük ve azametli olan) gökleri ve yeri (yoktan) yaratmış olan Allah, (ölüleri) kendilerinin benzeri olarak yaratmaya da elbette kadirdir. Allah, onlar için (kabirlerinden kaldırıp, yeni bir hayata döndürülmeleri için) bir ecel (bir süre) tayin etti ki, onda hiçbir kuşku yoktur. Fakat zalimler (bunca delillere rağmen) küfürde direnip dururlar.
Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Allah onlar için, hakkında hiçbir şüphe bulunmayan bir ecel belirlemiştir. Ancak zalimler küfür hariç her şeye karşı çekimser davrandılar.
Onlar görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah Teâlâ, elbette ki onların mislini yaratmaya da kâdirdir ve onlar için bir ecel de tayin etmiştir ki, onda bir şüphe yoktur. Öyle iken zalimler, ancak küfürde ısrar eder durur, başkasından çekinmiş bulunurlar.
Görüp düşünmüyorlar mı ki gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya elbette kadirdir? O, kendileri için asla, şüphe götürmeyecek bir vâde belirlemiştir. Ama zalimlerin işleri güçleri inkârdan ibaret! [40, 57; 36, 81-82] [11, 104]
Görmezler ve düşünmezler mi ki: Gökleri ve yeri halk iden Allâh onların mislini de halka kâdirdir ve onlara şek ve şübhe olmayan bir ecel de ta'yîn itmişdir. Küfür ile nefislerine zulüm idenler ise hakka inkıyâddan imtinâ' ve küfür itdiler.
Bunlar hiç görmediler mi ki gökleri ve yeri yaratan Allah, kendileri gibi insanları yaratmanın ölçüsünü koymuş ve şüpheye yer olmayacak şekilde onlara ecel belirlemiştir. Yanlışlar içindeki bu kimseler (zalimler), nankörlük dışında her şeye direnirler.
Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerlerini de yaratmaya ve onlara hiç şüphesiz bir ecel tayin etmeye gücünün yettiğini görmüyorlar mı? Buna rağmen zalimler yine de küfürde direnmektedirler.
Onlar görmüyor mu ki, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın gücü, onların benzerini yaratmaya da yeter? Allah, onlar için de geleceğinde kuşku olmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler yine inkârdan geri durmazlar.
Görmediler mi ki, o, gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini yaratmaya da Kaadir'dir. Onlar için bir süre belirlemiştir, bunda kuşku yok. Ama zalimler, inkârdan başka bir şeyde direnmiyorlar.
iy bilmediler mi bayıķ Tañrı ol kim yarattı gökleri daħı yirir güci yiterdür anuñ üzere kim yarada anlarcılayın? daħı ķıldı anlaruñ içün bir zamān gümān yoķdur anuñ içinde. pes onamadı žālimler illā inanmamaġı.
Anlar görmezler mi bilmezler mi ki Tañrı Ta‘ālā oldur kim gökleri yara‐dupdur, yirleri daḫı yaradupdur, ḳādirdür anlaruñ gibi yaratmaġa, daḫıḳıldı anlara bir ecel ki ölmekdür yā ḳıyāmetdür. Hīç şek yoḳdur anda. Pesẓālimler rāżī olmadılar illā kāfir olmaġa.
Məgər onlar (öləndən sonra bir daha diriləcəklərini inkar edənlər bu böyüklükdə) göyləri və yeri (yoxdan) yaradan Allahın (bu kiçiklikdə) onlar kimisini (yenidən, eynilə) yaratmağa qadir olduğunu görmürlərmi?! Allah onlar üçün bir əcəl (ölüm, yaxud əzaba düçar olma vaxtı) müəyyən etdi ki, ona heç bir şəkk-şübhə yoxdur. Zalımlar (belə bir vəziyyətdə də) ancaq öz küfrlərində israr edib dururlar (küfrdən başqa bir şeyə razı olmurlar).
Have they not seen that Allah Who created the heavens and the earth is Able to create the like of them, and hath appointed for them an end whereof there is no doubt? But the wrong doers refuse aught save disbelief.
See they not that Allah, Who created the heavens and the earth, has power to create the like of them(2305) (anew)? Only He has decreed a term appointed, of which there is no doubt. But the unjust refuse (to receive it) except with ingratitude.(2306)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |