13 Nisan 2021 - 30 Şaban 1442
Salı
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1962)
Cemal Külünkoğlu Meali
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmail Hakkı İzmirli (1926)
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Nûr Suresi
◄
354
►
Cüz18
(Diyanet Vakfı Meali)
37.
Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
38.
Çünkü (o günde) Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracak ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.
39.
İnkâr edenlere gelince, onların amelleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder; nihayet ona vardığında orada herhangi bir şey bulamamış, üstelik yanıbaşında da (inanmadığı, kendisinden sakınmadığı) Allah'ı bulmuştur; Allah ise, onun hesabını tastamam görmüştür. Allah hesabı çok çabuk görür.
*
40.
Yahut (o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir; (öyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut... Birbiri üstüne karanlıklar... İnsan, elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah nûr vermemişse, artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur.
*
41.
Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyle bilir.
42.
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; dönüş de ancak O'nadır.
43.
Görmez misin ki Allah bir takım bulutları (çıkarıp) sürüyor; sonra onları bir araya getirip üstüste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunlar arasından yağmur çıkıyor. O, gökten, oradaki dağlardan (dağlar büyüklüğünde bulutlardan) dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; (bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!
سُورَةُ النُّورِ
◄
٣٥٤
►
الجزء١٨
رِجَالٌۙ
لَا
تُلْه۪يهِمْ
تِجَارَةٌ
وَلَا
بَيْعٌ
عَنْ
ذِكْرِ
اللّٰهِ
وَاِقَامِ
الصَّلٰوةِ
وَا۪يتَٓاءِ
الزَّكٰوةِۙ
يَخَافُونَ
يَوْمًا
تَتَقَلَّبُ
ف۪يهِ
الْقُلُوبُ
وَالْاَبْصَارُۙ
﴿٣٧﴾
لِيَجْزِيَهُمُ
اللّٰهُ
اَحْسَنَ
مَا
عَمِلُوا
وَيَز۪يدَهُمْ
مِنْ
فَضْلِه۪ۜ
وَاللّٰهُ
يَرْزُقُ
مَنْ
يَشَٓاءُ
بِغَيْرِ
حِسَابٍ
﴿٣٨﴾
وَالَّذ۪ينَ
كَفَرُٓوا
اَعْمَالُهُمْ
كَسَرَابٍ
بِق۪يعَةٍ
يَحْسَبُهُ
الظَّمْاٰنُ
مَٓاءًۜ
حَتّٰٓى
اِذَا
جَٓاءَهُ
لَمْ
يَجِدْهُ
شَيْـًٔا
وَوَجَدَ
اللّٰهَ
عِنْدَهُ
فَوَفّٰيهُ
حِسَابَهُۜ
وَاللّٰهُ
سَر۪يعُ
الْحِسَابِۙ
﴿٣٩﴾
اَوْ
كَظُلُمَاتٍ
ف۪ي
بَحْرٍ
لُجِّيٍّ
يَغْشٰيهُ
مَوْجٌ
مِنْ
فَوْقِه۪
مَوْجٌ
مِنْ
فَوْقِه۪
سَحَابٌۜ
ظُلُمَاتٌ
بَعْضُهَا
فَوْقَ
بَعْضٍۜ
اِذَٓا
اَخْرَجَ
يَدَهُ
لَمْ
يَكَدْ
يَرٰيهَاۜ
وَمَنْ
لَمْ
يَجْعَلِ
اللّٰهُ
لَهُ
نُورًا
فَمَا
لَهُ
مِنْ
نُورٍ۟
﴿٤٠﴾
اَلَمْ
تَرَ
اَنَّ
اللّٰهَ
يُسَبِّحُ
لَهُ
مَنْ
فِي
السَّمٰوَاتِ
وَالْاَرْضِ
وَالطَّيْرُ
صَٓافَّاتٍۜ
كُلٌّ
قَدْ
عَلِمَ
صَلَاتَهُ
وَتَسْب۪يحَهُۜ
وَاللّٰهُ
عَل۪يمٌ
بِمَا
يَفْعَلُونَ
﴿٤١﴾
وَلِلّٰهِ
مُلْكُ
السَّمٰوَاتِ
وَالْاَرْضِۚ
وَاِلَى
اللّٰهِ
الْمَص۪يرُ
﴿٤٢﴾
اَلَمْ
تَرَ
اَنَّ
اللّٰهَ
يُزْج۪ي
سَحَابًا
ثُمَّ
يُؤَلِّفُ
بَيْنَهُ
ثُمَّ
يَجْعَلُهُ
رُكَامًا
فَتَرَى
الْوَدْقَ
يَخْرُجُ
مِنْ
خِلَالِه۪ۚ
وَيُنَزِّلُ
مِنَ
السَّمَٓاءِ
مِنْ
جِبَالٍ
ف۪يهَا
مِنْ
بَرَدٍ
فَيُص۪يبُ
بِه۪
مَنْ
يَشَٓاءُ
وَيَصْرِفُهُ
عَنْ
مَنْ
يَشَٓاءُۜ
يَكَادُ
سَنَا
بَرْقِه۪
يَذْهَبُ
بِالْاَبْصَارِۜ
﴿٤٣﴾
◄
٣٥٤
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.