Ev tuskita-ssemâe kemâ ze’amte ‘aleynâ kisefen ev te/tiye bi(A)llâhi velmelâ-iketi kabîlâ(n)
Yahut umduğun gibi göğü, parçaparça üstümüze düşürmedikçe, yahut Allah'la melekleri karşımıza getirmedikçe.
“Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli, ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza (şahit olarak) getirip (bizimle konuşturmalısın).”
Yahut da, tehdit edip durduğun gibi, göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe, yahut Allah'ı ve melekleri, bizimle yüzyüze getirmedikçe.
“Veya sana iman etmemiz için göğü kütleler halinde üzerimize indirmelisin. Yahut da, senin hak peygamber olduğuna şâhitlik etmek üzere, Allah'ı çıplak gözle görecek şekilde karşımıza çıkarmalısın, melekleri de grup grup önümüze getirmelisin.” dediler.
Yahut ileri sürdüğün gibi göğü üzerimize parça parça düşürmeli veya Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.
'Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin.'
Yahud söyleyip zannettiğin gibi, semayı parça parça azab olarak üzerimize düşüresin, yahud Allah'ı ve melekleri söylediğine şâhid getiresin.
Veya iddia ettiğin gibi göğü başımıza parça parça düşürmedikçe veya Allah ve melekleri gözümüzün önüne getirmedikçe,
“Yahut, iddia ettiğin gibi üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin.”
Yahut dediğin gibi, gökler parçalanarak üstümüze düşmedikçe, hem Allahı, hem de melekleri, karşımıza dikmedikçe
“Veya iddia ettiğin gibi göğü parçalara ayırıp başımıza düşürmelisin ya da Allah'ı ve melekleri kefil (olarak karşımıza) çıkarmalısın.”
Semânın bir kısmını başımıza düşürmelisin veyâ sözünün doğrı oldığını isbât içün bize Allâh’ı ve melekleri göstermelisin.
"Yahut da iddia ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."
90,91,92,93. Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşerim.”
“Yahut -iddia ettiğin gibi- göğü üzerimize parça parça düşürmelisin veya Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.”
"Veya ileri sürdüğün gibi gökten üzerimize parçalar düşürmeli, yahut ALLAH'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."
"Yahut söyleyip zannettiğin gibi, göğü başımıza parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri söylediğine şahit getiresin. "
Yâhud zu'mettiğin gibi üzerimize Semayı kıt'a kıt'a düşüresin, yâhud Allahı ve Melekleri kefil getiresin
Yahut göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.
Veya iddia ettiğin gibi, göğü paramparça edip üzerimize yıkmalısın. Veya Allah'ı ve melekleri karşımıza çıkarmalısın.
«Yahud iddia etdiğin gibi gök yüzünü üstümüze parça parça düşüresin veya Allahı ve melekleri kefil getiresin».
“Yâhut iddiâ ettiğin gibi, göğü üzerimize parça parça düşürmelisin; veya Allah'ı ve melekleri (açıkça buna) kefîl olarak getirmelisin!”
“Yahut bize söylediğin gibi, göğü parça parça üzerimize indirmedikçe veyahut ta Allah’ı ve melekleri karşımıza getirip dikmedikçe”
ya bizim yanımızda kuruntusunu ettiğin gibi gökyüzünü üstümüze parça parça düşüresin, ya Allah ile melekleri karşımıza getiresin,
«— Yahut za/mın veçhile [³] göğü üzerimize parça parça düşüresin. Yahut Allah ile melekleri karşımıza getiresin [⁴]».
“Veya sandığın gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahit olarak) getirmelisin.”
“Ya da iddia ettiğin gibi, bizi helâk etmek üzere göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe, yâhut Allah’ı ve melekleri senin Peygamberliğine şâhitlik etmeleri için, açıkça görebileceğimiz şekilde karşımıza getirmedikçe;”
“Yahut iddia ettiğin gibi, parça parça üzerimize Göğü düşürürsin!
Yahut takım halinde Melekler’i ve Allah’ı getirirsin!”.
hep iddia ettiğin gibi gökyüzünün tavanını başımıza geçirebilmelisin diyenler oldu. Tanrı ile melekleri karşımıza getirebilmelisin diyenler oldu.
"Yahut iddia ettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin! Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin! Onlar okuduğun ayetlerin doğruluğuna şahitlik etmeliler!"
“Veya iddiâ ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.”
yahut, tehdit edip durduğun gibi, ¹⁰⁸ göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri bizimle yüzyüze getirmedikçe;
“Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü parça parça edip başımıza yıkmalısın, ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirip dikmelisin.” 26/4, 34/9
Ya da sürekli iddia ettiğin gibi göğü başımızda paralamalı[²³³⁰] ve nihayet Allah’ı ve melekleri getirip karşımıza dikmelisin.
"Yahut, iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı melekleri kefil (iddianın doğruluğuna şahit) getiresin."
Veya sandığın gibi, göğü üzerimize parça parça düşür ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getir,
«Veya göğü zû'm ettiğin gibi üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri âşikâre olarak karşımıza getiresin.»
Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü parçalayıp üzerimize kısım kısım düşüresin, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getiresin de onlar senin söylediklerine şahitlik etsinler.
Yahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin (onlar senin doğru söylediğine şahidlik etmelidirler)!
92,93- "yâhud zu'm iylediğin vecihle semâyı üzerimize parça parça düşürmedikce, yâhud Allâh ve melekleri kendine şâhid getirmedikce, yâhud altundan hânen olmadıkca yâhud semâya çıkmadıkca -çıksan bile bize oradan okuyacağımız bir kitâb getirmedikce çıkdığına da inanmayız- sana îmân itmeyiz" didiler. Di ki: "Rabbim her 'ayıb ve kusurdan münezzeh ve mukaddesdir. Ben beşer bir rasûlden başka bir şey miyim?
Ya da sandığın gibi gökyüzünü üstümüze parça parça düşürürsün. Allah’ı ve melekleri karşımıza getirsen de olur.
Yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşürmeli ya da karşımıza Allah'ı ve melekleri getirmelisin.
“Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten bir parça düşür. Veya Allah ile melekleri karşımıza getir.
"Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza dikmelisin."
“yā düşüresin gögi nite kim da'vi eyledüñ üzerümüze pāreler iken yā getüresin Tañrı’yı daħı firişteleri ķarşu görmek iken.
Yā düşmeyince gögi sen itgen gibi bizüm üstümüze pāre pāre olup yāgetürmeyince Tañrı Ta‘ālāyı daḫı feriştehleri bölük bölük.
Yaxud, iddia etdiyin kimi, göyü parça-parça edib başımıza endirməyincə, yaxud Allahı və mələkləri (peyğəmbərliyinin doğruluğuna şahid olaraq) açıq-aşkar qarşımıza gətirməyincə;
Or thou cause the heaven to fall upon us piecemeal, as thou hast pretended, or bring Allah and the angels as a warrant;
"Or thou cause the sky to fall in pieces, as thou sayest (will happen), against us;(2294) or thou bring Allah and the angels before (us) face to face;(2295)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |