وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُۜ قُلْ اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ اَرَادَنِيَ اللّٰهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّه۪ٓ اَوْ اَرَادَن۪ي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِه۪ۜ قُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۜ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ
Vele-in seeltehum men ḣaleka-ssemâvâti vel-arda leyekûlunna(A)llâh(u)(c) kul eferaeytum mâ ted’ûne min dûni(A)llâhi in erâdeniya(A)llâhu bidurrin hel hunne kâşifâtu durrihi ev erâdenî birahmetin hel hunne mumsikâtu rahmetih(i)(c) kul hasbiya(A)llâh(u)(s) ‘aleyhi yetevekkelu-lmutevekkilûn(e)
Ve andolsun ki onlara, gökleri ve yeryüzünü kim yarattı diye sorsan elbette Allah derler. De ki: Gördünüz mü şu halde, onu bırakıp kimlere kulluk etmedesiniz? Allah, bana bir zarar vermek istese onun zararını giderebilir mi onlar, yahut bana rahmet etmek dilese rahmetini menedebilirler mi? De ki: Yeter bana Allah, ona dayansın dayananlar.
Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. ("Her şeyi Allah yarattı ama; Dine, Peygambere ve Kur’an-ı Kerim’e ihtiyaç yoktur, aklımız kâfidir" diyen DEİST’ler müşriktirler.) De ki: "Gördünüz mü -haber verin; Allah’tan başka taptıklarınız (O’nu bırakıp da yalvardıklarınız); eğer Allah Bana bir zarar dileyecek olsa, O’nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da (Rabbim) Bana bir rahmet vermeyi istese, O’nun rahmetini tutup- önleyebilecekler mi?" De ki: "Allah Bana yeter. (Zaten) Tevekkül edenler, ancak O’na dayanıp güvenirler."
Allah'tan başka güçleri ilahlaştıranlara: “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorarsan, “Elbette Allah” derler. De ki: “Allah'ı bırakıp, taptıklarınızın ne olduğunu hiç düşündünüz mü? Eğer Allah bana bir zarar vermek istese, bu hayali güçler O'nun vereceği zararı önleyebilirler mi? Yahut bana bir rahmet kapısı açmayı dilese, O'nun rahmetini benden yasaklayabilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter, O'nun varlığına inananlar, yalnızca O'na sığınıp dayansınlar.”
Onlara:
“Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette:
“Allah'tır” diyecekler.
“Öyleyse bana söyler misiniz? Allah başıma bir felâket, bir sıkıntı getirmek, beni ekonomik darboğaza düşürmek isterse, Allah'ı bırakıp, kulları durumundakilerden taptıklarınız, yalvardıklarınız onun getirdiği felâketi, sıkıntıyı, giderebilir mi, ekonomik darboğazdan kurtarabilir mi? Yahut Allah bana bir rahmet, bir hayır murad ederse, onlar Allah'ın rahmetini önleyebilirler mi?” de.
“Allah bana yeter. Tevekkül edenler, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler, işlerini Allah'a havale etsinler.” de.
Andolsun ki, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan muhakkak: "Allah" diyeceklerdir. De ki: "Öyleyse Allah'tan başka taptıklarınızı gördünüz mü? Allah bana bir zarar dilese onlar O'nun zararını kaldırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese onlar O'nun rahmetini tutabilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter. Güvenenler (tevekkül edenler) de yalnız O'na güvensinler."
Andolsun, onlara: 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye soracak olsan, elbette 'Allah' diyecekler. De ki: 'Gördünüz mü-haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, rahmetini tutup-önleyebilecekler mi' De ki: 'Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler.'
(Ey Rasûlüm), muhakkak ki o müşriklere sorsan: “- Gökleri ve yeri kim yarattı?” Şübhesiz: “- Allah” diyecekler. Sen de ki: “- O halde bana haber verin bakalım: Allah bana bir keder dilerse, sizin Allah'dan başka taptıklarınız O'nun bu zararını giderebilir mi? Yahud Allah, bana bir nimet ve afiyet dilerse, onlar O'nun bu nimetini engelleyebilirler mi?” De ki: “- Allah, bana yeter. Hep tevekkül edenlerin tevekkülü ancak O'nadır.”
Eğer onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorarsan, elbette “Allah” diyecekler. De ki: “Öyle ise Allah’ın dışında taptığınız şeyleri görmediniz mi? Eğer Allah bana bir zarar vermek istese, onlar zararını giderebilirler mi? Veya bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini geri tutabilirler mi?” De ki: “Allah bana yeterlidir. Tevekkül edenler yalnızca O’na tevekkül etmelidirler.”
Andolsun ki onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, elbette; “Allah'tır” derler. De ki: “Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse; Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi?” De ki: “Bana Allah yeter. Tevekkül edenler ancak O'na güvenip dayanırlar.”[495]
Eğer onlara: «Göklerle, yeri kimdir yaratan?» diye sorarsan: «Allahtır» derler; diyesin ki: «Allahtan başka çağırdığınız şeyler, Allah bana bir darlık verecek olsa, onlar bu darlığı açabilir mi? Ya da yarlığa dilediğinde, onlar yarlıgayı tutabilir mi?»; diyesin ki: «Allah bana yetişir, güvenenler Allaha güveneler!»
Andolsun ki, onlara: “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorsan; “Allah'tır” derler. De ki: “Öyleyse bana bildirin; Allah bana zarar vermek isterse, Allah'tan başka taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun rahmetini önleyebilir mi?” De ki: “Allah bana yeter! Güvenmek isteyenler, yalnız O'na dayanıp güvensinler.”
Sen ânlara semâvât ve arzı kim yaratdı? diyu sordığın vakit "Allâh" cevâbını virirler. Ânlara di ki: "Bana bir fenâlık ârız oldığı vakit Allâh’a koşdığınız şerîkler beni bu fenâlıkdan kurtarabilürler mi zan idiyorsunuz? Allâh bana kifâyet ider. İnsânlar ancak kendisine tevekkül itsünler."
And olsun ki, onlara, "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan: "Allah'tır" derler. De ki: "Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmetdilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi?" De ki: "Allah bana yeter; güvenenler O'na güvenir."
Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler. De ki: “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.”
Gerçek şu ki onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan, tereddüt etmeden “Allah” derler. De ki: “O halde söyler misiniz, Allah’ı bırakıp da taptığınız şu şeyler, Allah bana bir zarar vermek istese, O’nun vereceği zararı önleyebilirler mi? Yahut O bana bir rahmet dilese, onun rahmetini durdurabilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter! Hakkıyla tevekkül edenler yalnız O’na güvenip dayanırlar.”
Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette «Allah'tır» derler. De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter. Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanırlar.
Onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, "ALLAH," diyecekler. De ki, "ALLAH'ın dışında taptıklarınıza ne dersiniz? ALLAH benim için bir zarar dilese onlar O'nun zararını giderebilir mi? Yahut O benim için bir rahmet dilese onlar O'nun rahmetini tutabilir mi? De ki, "ALLAH bana yeter." Güvenenler O'na güvensinler
Andolsun ki onlara: "O gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan: "Elbette Allah!" diyeceklerdir. O halde gördünüz ya Allah'tan başka çağırdıklarınızı! Eğer Allah bana bir zarar vermek isterse, onlar O'nun zararını giderebilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun rahmetini tutabilirler mi? De ki: "Allah, bana yeter." Tevekkül edenler, hep O'na dayanırlar.
Celâlim hakkı için sorsan onlara: o Gökleri ve Yeri kim yarattı? Elbette şübhesiz Allah diyecekler, de ki: o halde gördünüz a o Allahdan başka çağırdıklarınızı, eğer Allah bana bir keder murad ederse onlar kederini açabilirler mi? Yâhud bana bir rahmet murad ederse onlar onun rahmetini tutabilirler mi? De ki: Allah bana yeter, hep ona dayanır mütevekkil olanlar.
Kasem olsun ki, eğer onlara (müşriklere), “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan, “Elbette, Allah” derler. De ki: “Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermeyi dilese; Allah’tan başka taptıklarınız, O’nun bana verdiği bir zararı giderebilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar, O’nun bu rahmetini engelleyebilirler mi?” (Habibim!) De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edecek olanlar da sadece O’na tevekkül etsinler.
Onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, “Elbette Allah.” Diyecekler. De ki: “O halde Allah'ın yanı sıra yöneldiğiniz ilahlar, eğer Allah bana bir sıkıntı vermek istese, o sıkıntıya engel olabilirler mi? Veya Allah bana bir rahmet dilese, buna engel olabilirler mi? De ki: “Allah bana yeter!” De ki: “Sığınıp güvenmek isteyenler, yalnızca O'na sığınıp güvensinler.”
Andolsun, onlara: «O gökleri, o yeri kim yaratdı?» (diye) sorarsan muhakkak «Allah» diyecekler. De ki: «O halde bana haber verin. Allah bana herhangi bir zarar dilerse sizin Allâhı bırakıb da tapdıklarınız Onun bu zararını giderebilici midirler? Yahud (Allah) bana bir rahmet dilerse onlar Onun bu rahmetini tutabilici midirler»? De ki: «Bana Allah yeter. Güvenib dayanacaklar da ancak Ona güvenib dayanır (lar)».
And olsun ki, eğer onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka: “Allah!” diyeceklerdir.(2) De ki: “Söyleyin bana! Allah'dan başka (kendisine) yalvarmaktaolduklarınız, eğer Allah bana bir zarar vermek istese, onlar, O'nun vereceği zararı giderebilecek olan şeyler midir? Yâhut beni bir rahmete mazhar etmek istese, onlar O'nun rahmetini tutabilecek olan şeyler midir?” De ki: “Allah bana yeter! Tevekkül edenler, ancak O'na tevekkül eder.”(3)
(Ey Resulüm!) ‘’Eğer onlara (putperestlere), gökleri ve yerküreyi (bütün evreni) kim yaratmıştır?’’ diye sorsan, elbette "Allah (yaratmış) tır" derler. De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, o Allah’ın yanı sıra taptıklarınız, O’nun verdiği zararı giderebilirler mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O’nun bu rahmetini önleyebilirler mi? (Yine onlara) de ki: Bana (sadece) Allah yeter. (Zaten) Tevekkül edenler, ancak O’na güvenip dayanırlar.
Onlara “Gökleri ve yeri kim yarattı” diye sorsan, şüphe yok ki “Allah” diyecekler. Onlara deki “Allah’dan başka kulluk edip yalvardıklarınızı görüyor musunuz? Allah, bana bir zarar vermeyi dilese, onun verdiği zararı benden kim kaldırabilir? Veyahut Allah, bana bir rahmet vermeyi dilese, O’nun rahmetini kim engelleyebilir ki.” Onlara deki “Allah bana yeter. Güvenip dayanak arayanlar, O’na güvenip dayanırlar.”
Eğer onlara "Bu yerleri, gökleri kim yarattı?" soracak olursan kesenkes "Allah yarattı" diyeceklerdir. De ki: "Söyleyin bana Allah bana sıkıntı vermek isterse sizin Allah’ı bırakıp da taptıklarınız Onun verdiği bu sıkıntıyı giderebilirler mi? Ya da Allah bana karşı bir esirgeyicilikte bulunmak istese onlar Onun önüne geçebilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter. Dayanacak olanlar da Ona dayansınlar."
* Onlara «— Gökleri, yeri kim yarattı» diye soracak olursan herhalde «— Allah yarattı» diyeceklerdir. De ki ne dersiniz? Allah bana sıkıntı vermek istese, Allah/ı bırakarak taptıklarınız O/nun verdiği sıkıntıyı kaldırabilir mi? Veya hakkımda bir rahmet ve nimet vermek istese onlar o nimeti tutabilirler mi? De ki Allah bana yeter, mütevekkil olanlar yalnız O/na mütevekkil olurlar.
(Ey Peygamber!) Eğer sen onlara, gökleri ve yeri kimin yarattığını sorarsan onlar elbette “Allah” derler. De ki: “Mademki öyle, söyleyin bana, eğer Allah bana bir sıkıntı verirse, O’ndan başka taptıklarınız, O’nun verdiği sıkıntıyı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter! Güvenip dayananlar O’na güvenip dayansınlar!”
Şüphesiz onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan, elbette “Allah” diyecekler. De ki: “Öyleyse söyleyin bakalım; Allah bana bir zarar vermek istese, O'nu bırakıp da taptıklarınız O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler O'na tevekkül ederler.”
Şâyet onlara, “Gökleri ve yeri yoktan var eden kimdir?” diye soracak olsan, hiç tereddüt etmeden “Allah’tır!” diyecekler. Ey Müslüman! Sen de onlara de ki: “O hâlde, Allah’ın yanı sıra kendilerine kayıtsız şartsız itaate çağırdığınız şeyleri bir düşünsenize; eğer Allah bana bir sıkıntı vermek istese, acaba onlar O’nun vereceği zararı kaldırabilirler mi? Yâhut Rabb’im bana bir lütufta bulunmak istese, onlar O’nun rahmetine engel olabilirler mi?” Bütün bunlara rağmen, yine de inkârda diretirlerse, de ki: “Allah bana yeter! Gerçek anlamda tevekkül edenler, hep O’na dayanıp güvenirler.”
And olsun ki onlara:
“Yer’i ve Gökler’i kim yarattı?” diye sorsaydın, elbette “Allah” derlerdi. De ki:
“Gördünüz mü, Allah’tan başka nelere dua ediyorsunuz? Allah bana bir sıkıntı / zaruret / zorluk vermek istediyse, onlar mı O’nun sıkıntısını giderecekler? Ya da bana bir rahmet istediyse, onlar mı O’nun rahmetini tutup engelleyecekler?”. De ki:
“Allah bana yeter. Tevekkül Edenler sadece O’na tevekkül etsin!”.
Resulüm! onlara: " gökleri ve yeri kim yarattı " diye soracak olsan: " Allah " diyeceklerdir. O zaman de ki: " Peki, Allahı dışlayarak yalvarıp yakardığınız bu putlara ne demeli? " Allah, bana bir zarar verecek olursa bu tanrılar,onun hasarını önleyebilir mi ? Ya da Allah bana bir iyililik edecek olursa, bu tanrılar, onun iyiliğine engel olabilir mi? " De ki: " Allah bana yeter. Zaten güvence isteyenler, sadece ona güvenmelidirler. "
İnkâr edenlere: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette "Allah!" derler. De ki: "Peki, Söyleyin bakalım! Allah’ın yasalarını bırakıp yasalarına uyduğunuz insanlar bana zarar vermeye kalkarsa; Allah’tan başka onların zararını kim ortadan kaldırabilir? Yahut Allah beni mükâfatlandırırsa kim Allah’ın mükâfatını engelleyebilir? Allah bana yeter. Güvenmek isteyenler Allah’a güvensinler. Allah’tan başkasına güvenerek şirke düşmesinler."
Onlara “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah” derler. [*] De ki: “(Şunu) düşünün: Allah bana bir zarar vermek isterse, onlar (putlar) O’nun verdiği zararı açıp (giderebilir) mi? Veya (Allah) bana bir merhamet dilerse onlar O’nun merhametini tutup (önleyebilirler) mi?” [*] De ki: “Bana Allah yeter. Güvenenler de yalnızca O’na güvenirler!”
Eğer o (kâfirlere): “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan kesinlikle: “Allah” derler. (Öyleyse onlara): “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınızın neler olduğunu hiç düşündünüz mü? Allah bana bir zarar vermek istese, onlar Onun zararını önleyebilirler mi? Ya da Allah bana bir rahmet vermek istese onlar Onun rahmetine engel olabilirler mi? Bana sadece Allah yeter. Öyleyse tevekkül edenler, sadece Allah’a tevekkül etsinler.” de.
Ve işte böyledir [çoğu insanlar]: Eğer ⁴⁰ onlara “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorarsan hiç tereddütsüz “Allah’tır!” derler. ⁴¹ De ki: “Allah’ı bırakıp taptıklarınızın ne olduğunu hiç düşündünüz mü? Eğer Allah bana bir zarar vermek istese, bu [hayalî güçler] O’nun vereceği zararı önleyebilirler mi? Yahut bana rahmet dilese O’nun rahmetini [benden] esirgeyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter! [O’nun varlığına] emin olanlar, [yalnızca] O’na güven duyarlar”.
Onlara: – Gökleri ve yeri yaratan kimdir? Diye soracak olsan; – Hiç tereddütsüz “Allah’tır” diye cevap verecekler, de ki: – Peki, söyler misiniz Allah bana bir sıkıntı vermek istese sizin Allah ile aranıza koyup dua ile yalvarıp yakardıklarınız o sıkıntıyı giderebilirler mi? Yahut Allah bana bir lütuf/ikramda bulunacak olsa onlar buna engel olabilirler mi? De ki: – Allah bana yeter. Birine dayanıp güvenmek isteyenler yalnızca Allah’a bağlanıp güvensinler. 3/160, 23/84...89, 29/61
Ve eğer onlara “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorsan, kesinlikle “Allah’tır” derler. Sor onlara: “Allah dışında yalvarıp yakardığınız varlıklara hiç baktınız mı? Eğer Allah benim için bir zarar murad etse, O’ndan gelecek zararı onlar def edebilirler mi? Veya bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetine engel olabilirler mi?” İlan et: “Allah bana yeter! Artık O’nun (kuluna yeteceğine) güvenen herkes, sadece O’na dayansın!”
And olsun ki onlara: "Gökleri ve yeri yaratan kimdir? diye soracak olsan, muhakkak "Allah" derler o zaman sen de de ki: "Öyleyse cevap verin bakalım; Şayet Allah bana bir zarar verse, Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Allah bana yeter!.. Tevekkül edenler ancak, O'na güvenip dayanırlar.
Ve eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette, "Allah", derler. De ki: "Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da çağrıda bulunduklarınız var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Veya Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler. "
Andolsun ki, onlardan soracak olsan ki, gökleri ve yeri kim yarattı? Elbette diyeceklerdir ki: «Allah». De ki: «O halde gördünüz mü? (Bana haber veriniz) Allah'tan başka kendilerine ibadet ettiğiniz şeyler, eğer Allah bana bir zarar verse onlar, onun zararını açabilecek kimseler midir? Veya bana bir rahmet dilese onlar onun rahmetini tutabilir kimseler midir? De ki Allah buna kâfidir. Tevekkül edenler, O'na tevekkülde bulunurlar.»
Eğer onlara: “gökleri ve yeri yaratan kimdir? ” diye sorarsan “Allah! ” derler. De ki: “Peki öyleyse, şimdi baksanıza Allahtan başka ibadet ettiğiniz şu nesnelere: Şayet Allah bana bir musîbet verirse bunlar o musîbeti giderebilirler mi? Yahut bana rahmet ve nimet vermek isterse o rahmeti engelleyebilirler mi? Şu halde sen şöyle de: “Allah bana kâfidir. Güvenecek yer arayanlar da, yalnız O'na dayanıp güvensinler. [11, 54-56; 67, 29; 65, 3]
Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, elbette "Allah" derler. De ki: "O halde Allah'tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü, şimdi Allah, bana bir zarar vermek istese, onlar O'nun vereceği zararı kaldırabilirler mi? Yahut (Allah) bana bir rahmet (fayda) vermek dilese onlar O'nun rahmetini durdurabilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter. Tevekkül edenler O'na dayanırlar."
Yâ Muhammed! Eğer onlara "Gökleri ve yeri kim halk itdi" diye sorsan "Allâh" dirler. Di ki: "Eğer Allâh bana bir zarar murâd iderse o zararı izâleye yâhud bana rahmeti murâd iylerse rahmetine men'a Allâh'dan başka 'ibâdet iylediğiniz ilâhlarınız kâdir olabilirler mi? Bana söyleyin." Di ki: "Allâh Tela bana kâfîdir. Tevkkül idenler ona tevekkül itsünler."
Onlara: “Gökleri ve yeri, kim yarattı?” diye sorsan kesin olarak “Allah” derler. De ki “Allah ile aranıza neyi koyup yalvardığınıza baktınız mı? Allah bana bir sıkıntı vermek istese, onlar bu sıkıntıyı fark edebilirler mi? Ya da bana iyilik etmek istese, onlar, O’nun bu iyiliğini önleyebilirler mi?” De ki “Allah bana yeter. Kendilerine dayanak arayanlar O’na güvenip dayansınlar.”
Onlara:-Gökler ve yeri kim yarattı? Diye sorsan;-Allah, diyeceklerdir, De ki:-Allah'tan başka dua ettiklerinizi gördünüz mü, Allah bana bir zarar vermek istese onlar, onun zararını giderebilir mi? Ya da bana bir rahmet dilese, onlar, onun rahmetini engelleyebilirler mi? De ki:-Allah bana yeter. Bağlananlar yalnız ona bağlansınlar.
Onlara “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan, “Allah” diyecekler. De ki: O zaman söyleyin bana, eğer Allah bana bir zarar vermek istese, Allah'tan başka yakardıklarınız Onun verdiği zararı giderebilir mi? Veya O benim için bir rahmet murad etse, Onun rahmetine engel olabilirler mi? De ki: Allah bana yeter; tevekkül edecekler Ona tevekkül etsin.
Onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, yemin olsun "Allah!" diyecekler. De onlara: "Peki, Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana bir zarar vermek istese, O'nun vereceği zararı uzaklaştırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese, O'nun rahmetini tutabilirler mi?" De ki: "Bana Allah yeter! Tevekkül edenler O'na dayanıp güvenirler."
daħı eger śorar isen anlara “kim yarattı gökleri daħı yiri?” eyideler Tañrı!” eyit “ħaber virüñ ol kim ŧaparsız Tañrı’dan ayruķ eger diler-ise baña Tañrı [247a] ziyān hįç anlar gidericiler mi dür ziyānını yā diler-ise baña raḥmet hįç anlar dutıcılar mıdur raḥmetin?” eyit “ŧap baña Tañrı. anuñ üzere tevekkül eyler tevekkül eyleyiciler.”
Daḫı eger anlara ṣorsañ ki kim yaradupdur gökleri ve yirleri? Allāh yarat‐dı, diyeceklerdür. Eyit: Pes görür misiz ol nesneleri ki ṭaparsız Tañrıdan özge,eger Tañrı Ta‘ālā baña ziyān itmek dilese anlar ol ziyānı gidermekbilür mi ve eger baña raḥmet itmek dilese anlar anuñ raḥmetini dutmak bi‐lürler mi? Eyit: Baña Allāh yitişür ḫayr degürmege ve ziyān gidermege. Aña ṣıġınsun tevekkül idenler.
Həqiqətən, əgər onlardan: “Göyləri və yeri kim yaratmışdır?!” – deyə soruşsan, mütləq: “Allah!” – deyə cavab verəcəklər. (Ya Peyğəmbər!) De: “Elə isə bir söyləyin görək, əgər Allah mənə bir zərər toxundurmaq (sıxıntı vermək) istəsə, sizin Allahdan qeyri ibadət etdikləriniz (bütlər, tanrılar) Onun zərərini aradan qaldıra bilərlərmi?! Yaxud: “Əgər Allah mənə bir mərhəmət əta etmək istəsə, onlar Onun mərhəmətinə mane ola bilərlərmi?!” De: “Mənə təkcə Allah kifayət edər. Təvəkkül edənlər yalnız Ona təvəkkül edərlər!”
And verily, if thou shouldst ask them: Who created the heavens and the earth? they will say: Allah. Say: Bethink you then of those ye worship beside Allah, if Allah willed some hurt for me, could they remove from me His hurt; or if He willed some mercy for me, could they restrain His mercy? Say: Allah is my all. In Him do (all) the trusting put their trust.
If indeed thou ask them who it is that created(4299) the heavens and the earth, they would be sure to say, "(Allah)". Say: "See ye then? the things that ye invoke besides Allah,- can they, if Allah wills some Penalty for me, remove His Penalty?- Or if He wills some Grace for me, can they keep back(4300) his Grace?" Say: "Sufficient is Allah for me! In Him trust those who put their trust."(4301)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |