Kuli(A)llâhumme fâtira-ssemâvâti vel-ardi ‘âlime-lġaybi ve-şşehâdeti ente tahkumu beyne ‘ibâdike fî mâ kânû fîhi yaḣtelifûn(e)
De ki: "Ey gökleri ve yeri yoktan var eden, gaybı ve müşahede edileni bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında Sen hüküm vereceksin."
De ki: Gökleri ve yeryüzünü yaratan, gizliyi de, açıkta olanı da bilen Allah'ım, ihtilafa düştükleri şeyler hakkında, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.
De ki: “Ey Allah'ım, ey gökleri ve yeri yaratan, ey yaratılmış varlıkların kavramaktan aciz oldukları şeyleri de, akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen sensin. Farklı görüş ve iddialarda bulundukları şeyler hakkında, kulların arasında sen hüküm vereceksin.”
“- Allahım, ey gökleri ve yeri yaratan! Duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilen! Kullarının ihtilâfa, ihtilâf çıkarmaya devam ettikleri, çarpıttıkları, imandan uzaklaştıkları konularda, aralarında, sen, yalnız sen hüküm vereceksin.” de.
De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de görüneni de bilen Allah'ım! Aralarında ayrılığa düşmüş oldukları konularda, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."
De ki: 'Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edilebileni bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.'
De ki: “- Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybi ve hazırı bilen Allahım! Kularının arasında, o ayrılığa düştükleri (dine ait) şeyler hakkında sen hüküm vereceksin.”
De ki: “Ey gökleri ve yeri açıp yaratan, gayb ve şehadet âlemlerini bilen Allah’ım! Sen kullarının ihtilaf ettikleri konularda (kıyamet günü) hükmünü vereceksin.
De ki: “Ey Allah'ım! Ey göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı! Ey gizli ve açık her şeyi bilen! Kullarının, arasında ayrılığa düştükleri konularda hüküm verecek sensin.”
Diyesin ki: «Allahım! Gökleri, yeri yaratan sensin, görüneni, görünmiyeni bilen de sensin, kullarının ayrışmış olduklarını, aralarında sen hükmedersin!»
De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”
De ki: "Ey göklerin, yerin yaratanı, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım! Kullarının ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında Sen hükmedeceksin."
De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”
De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.
De ki, "Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin."
De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'ım! Kulların arasında, o ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında sen hüküm vereceksin."
De ki: ey Gökleri ve Yeri yaradan ve gayb-ü şehadeti bilen Allahım! Kullarının arasında o ıhtılâf edip durdukları şeyler hakkında sen huküm vereceksin
De ki: “Göklere ve yere işleyiş yasalarını koyan, gaybı¹ ve görüneni bilen Allah'ım! Kullarının aralarında çekiştikleri şeyler hakkında hüküm verecek olan Sen'sin.”*
De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de, aşikârı da bilen Allah, kullarının arasında ihtilâf etmekde oldukları şeyler hakkındaki hükmü sen vereceksin».
De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah'ım! Hakkında ihtilâfa düşegeldikleri şeyler husûsunda kullarının arasında ancak sen hüküm vereceksin!”
Deki “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gizli ve açık olanları bilen Allahım! Kullarının ihtilaf ettiği konularda, aralarında hüküm verecek olan yalnızca sensin.”
De ki Allah/ım! Ey gökleri, yeri yaratan! Ey gizliyi, aşikârı bilen! [⁴]. Kulların arasındaki ihtilâfı sen hükmedeceksin.*
De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edileni bilen Allah'ım! Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde kullarının arasında sen hüküm vereceksin.”
Ey Müslüman! Bunlara karşılık, sen Rabb’ine yalvararak de ki: “Ey Allah’ım! Ey gökleri ve yeri yoktan var eden; görülen ve görülmeyen, açıkta ve gizli olan her şeyi en mükemmel biçimde bilen Rabb’im! Anlaşmazlığa düştükleri her konuda, Kıyâmet Günü kullarının arasında hüküm verecek olan Sensin! O hâlde, bu inkârcıları sana havale ediyorum Allah’ım!”
(Ey Muhammed!): “Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni1 de görüleni de bilen Allah’ım! Şüphesiz kullarının aralarında anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında hüküm verecek, ancak Sensin.” de.*
De ki: “Ey Allahım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de, yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen! 50 Kullarının ayrılığa düştükleri her konuda [Kıyamet Günü] aralarında hüküm verecek olan Sensin!”
De ki: Ey göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısı, gizli ve aşikâr her şeyi bilen Allah’ım, ayrılığa düştükleri konularda kullarının arasında hüküm verecek olan sadece sensin! 67/13, 42/10
De ki: “Allah’ım! Ey göklerin ve yerin ilk yaratıcısı! Ey idraki aşan hakikatleri de, idrak edilenleri de bilen! Kullarının tartıştıkları konularda, aralarında son sözü söyleyecek olan yalnızca Sensin, Sen!”
De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan ve gizli ve âşikâre olanı bilen Allah'ım! Sen kullarının arasında kendisinde ihtilâf eder oldukları şeyler hakkında hükmedersin.»
Sen şöyle dua et: “Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen. Hakkında ihtilaf ettikleri her meselede kulların arasında Sen elbette hükmedeceksin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum. ”*
De ki: "Allah'ım, ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görülmeyeni ve görüleni bilen! Ancak Sen, ayrılığa düştükleri şeylerde kullarının arasında hükmedersin."
De ki “Göklerin ve yerin yaratıcısı, görüneni de görünmeyeni de bilen Allah’ım! Kullarının tartıştığı her konuda, aralarında hüküm verecek olan sensin.”
De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allahım, hakkında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kulların arasında hüküm verecek sensin.
De ki: Ey gökleri ve yeri hiç yoktan yaratan, görünür ve görünmez herşeyi bilen Allahım! Anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında, kulların arasında hükmü Sen verirsin.
De ki: "Ey Allahım! Ey gökler ve yeri yaratan, ey görülmeyeni ve görüleni bilen! Sen hüküm vereceksin kulların arasında, ihtilaf ettikleri şeyleri hakkında."
eyit “iy Tañrı yaradıcı gökleri daħı yiri bilici ġaybı daħı ḥāżırı! sen hükm eyleyesin ķullaruñ arasında anuñ içinde kim oldılar anuñ içinde ŧartışurlar.”
De: “Ey göyləri və yeri yoxdan yaradan, ey gizlini və aşkarı bilən Allah! Bəndələrin arasında ixtilafda olduqları (məsələlər) barəsində Sən hökm edəcəksən!”
Say: O Allah! Creator of the heavens and the earth! Knower of the invisible and the visible! Thou wilt judge between Thy slaves concerning that wherein they used to differ.
Say: "O Allah. Creator of the heavens and the earth! Knower of all that is hidden and open!(4314) it is Thou that wilt judge between Thy Servants in those matters about which they have differed."*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |