17 Şubat 2025 - 19 Şaban 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Teğâbun Suresi 1. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yusebbihu li(A)llâhi mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ard(i)(s) lehu-lmulku ve lehu-lhamd(u)(s) ve huve ‘alâ kulli şey-in kadîr(un)

Tenzih eder Allah'ı, ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde, onundur saltanat ve tedbir ve onadır hamd ve onun, her şeye gücü yeter.

Göklerde ve yeryüzünde olanların tümü Allah’ı tesbih etmekte (yaratılış görevlerini yerine getirmekte)dirler. Mülk (Kâinat ve Saltanat) O’na aittir, hamd (övgü) de O’nun içindir. O, her şeye güç yetirendir.

Göklerde ve yerde olan herşey Allah'ın sınırsız şanını yüceltir, bütün otorite ve saltanat O'nundur ve bütün eksiksiz övgüler O'na mahsustur. O'nun, dilediğini yapmaya gücü yeter.

Sûre iman, itaat ve güzel ahlâka çağrıdan bahseder. Yerler ve göklerin sahipsiz olmadığı geçmiş top-lumların akıbetleri, ölümden sonra dirilme gerçeği... Devamı..

Göklerdeki varlıkların, imkânların ve yerdeki varlıkların, imkânların tamamı, Allah'ın koyduğu düzen içinde görevlerini yaparak, Allah'ı tesbih ve zikrediyorlar. Mülk ve hükümranlık yalnız O'nundur. Hamd-övülmek, şükür yalnız O'nun hakkıdır. O kanunlarının cari olduğu her şey üzerinde gücünü kudretini kullanır, düzenlemesini yapar.

Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih etmektedir. Mülk O'nundur. Hamd O'nadır. O her şeye güç yetirendir.

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd (övgü) O'nundur. O, her şeye güç yetirendir.

Göklerde ve yerde olan her şey Allah'ı tesbih eder, (zerresinden küresine, ne varsa hep O'nun kudret ve azametine şahidlik eder). Mülk O'nun, hamd da O'nun: O her şeye kadîrdir.

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tesbih ediyor (kusursuzluğunu ve yüceliğini bildiriyor.) Her şeyin mülkiyet ve idaresi O’nundur. Bütün hamd ve kemalat O’nundur. O, her şeye gücü yetendir.

Göklerde ve yerde olan her şey Allah'ı tesbih eder/anar, kâinatın yönetimi O'na aittir. Bütün övgüler O'na mahsustur. O'nun gücü her şeye yeter.[646]

[646] Teğâbün sûresi hakkında genel bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIX, 323.

Göklerde, yerde bulunan her şey Allaha tespih eder, Mülk O'nundur, öğüş O'na; O'nun, her bir şeye gücü yetişir

Göklerde ve yerde olan her şey, Allah'ı tesbih eder (O'nun koyduğu yasalara boyun eğerek, O'na karşı sorumluluğunu yerine getirir). Mutlak otorite O'nundur ve bütün övgüler O'na mahsustur. O dilediğini yapmaya gücü yetendir.

Semâvâtda ve arzda ne kadar mevcûdât var ise Allâh’a hamd ider, kudret ve şân ânındır, o her şeye kâdirdir.

Göklerde olanlar ve yerde bulunanlar Allah'ı tesbih ederler. Hükümranlık O'nundur, Övülmek O'na mahsustur. O herşeye Kadir'dir.

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. Mülk yalnızca O’nundur, hamd de O’na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Göklerde bulunanlar da yerde bulunanlar da Allah’ı tesbih ediyor. Egemenlik O’nundur ve hamd O’na mahsustur. O’nun her şeye gücü yeter.

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. O her şeye kadirdir.

Göklerde ve yerde ne varsa ALLAH'ı yüceltir. Yönetim O'nundur, övgü O'nadır. O her şeye Gücü yetendir.

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. Her şeye gücü yeten O'dur.

Tesbîh eder Allaha Göklerde ve Yerdeki, mülk onun, hamd onun ve o her şey'e kadîrdir

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tesbih etmektedir. Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsustur. O her şeye kâdirdir.

Göklerde ve yeryüzünde olan her şey Allah'ı tesbih¹ eder. Mülk² yalnızca O'nundur. Hamd³ O'nadır. O'nun gücü her şeye yeter.

1- Her türlü noksanlıktan arındırarak, övgü ile yüceltmek. Allah\ın, her türlü noksanlıktan arınık, tüm mükemmel niteliklere sahip olduğunu bilmek; Al... Devamı..

Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) Allâhı tesbîh (ve tenzîh) etmekdedir. Mülk Onun, hamd Onun, O, herşey'e hakkıyle kaadirdir.

Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ı tesbîh eder; mülk (umûmen) O'nundur; hamd (ve senâ) O'na mahsustur. Ve O, herşeye hakkıyla gücü yetendir.

Göklerde (uzayda) ve yerkürede olan her şey, (Allah’ın evrende koyduğu yasalara boyun eğerek lisani hâl ile) Allah’ı tesbih eder. Bütün otorite (kâinatın yönetimi) onundur ve bütün övgüler O’na aittir. Ve O, dilediğini yapmaya gücü yetendir. *

(*) Evrendeki bütün varlıklar mülk ve hükümranlığın mutlak sahibi ve her türlü hamde lâyık olan Allah’ı tesbih edip dururken, insanların bir kısmı –ke... Devamı..

Göklerde ve yerde olanlar Allah’ı yücelterek noksan sıfatlardan arındırırlar. Mülkün yegâne sahibi O’dur ve övülmek de yalnızca O’na yakışır ve her şeyi bir plan üzerine yapanda O dur.

Yerlerde, göklerde olanların hepsi Allah’ı ulular. Hakanlık da, övülmek de Ona yaraşır. Onun gücü her nesneye yeticidir.

Göklerde ve yerde ne varsa hep Allah/ı tenzih ederler, her mülk O/nundur, her hamd ve sena da O/na mahsustur. O, her şeye hakkıyle kaadirdir.

[1] Medine'de nâzil olmuş 18 âyettir.

Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ı tesbih ederler. Hükümranlık/mülk O’nundur. Her türlü övgü/hamd O’na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmektedir. Mülk de O'nundur, övgü de O'nundur. O, her şeye güç yetirendir.

(Medine’de nazil olmuştur ve 18 ayettir. Adını, dokuzuncu ayette geçen ve de aldanma, kâr-zarar manasına gelen “teğâbun” kelimesinden alır.)... Devamı..

Göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar, dâimâ Allah’ın sınırsız kudret ve azametini övgüyle anarak yüceltmektedir. Şu muhteşem kâinat nizamı içerisinde yer alan her şey, kendisini yaratan Allahu Teâlâ’nın her türlü kusur ve noksanlıktan uzak olduğunu haykırmakta, O’nun sonsuz ilim, kudret, merhamet, hikmet, iyilik, güzellik ve adâletini gözler önüne sermektedir. Eğer çevrenizdeki varlıklara ibret nazarıyla bakacak olursanız, her zerresinin Allah’ı zikrettiğini duyacak, göreceksiniz. Öyle ki, göklerde ve yerde hükümranlık tamamen ve yalnızca O’na aittir, her türlü yücelik ve övgüye lâyık olan sadece O’dur ve O, her şeye gücü yeten sonsuz kudret sahibidir.
İşte sınırsız kudret ve hikmetinin bir tecellîsi olarak:

Medîne’de, hicretten hemen sonra gönderilen bu sûre, adını dokuzuncu ayetinde geçen “Yevmü’t-Teğâbün” yani, gerçek kâr ve zararın ortaya çıktığı “Alda... Devamı..

Yer’dekiler ve Gökler’dekiler Allah için tesbih ediyor. Mülk / Yönetim / İktidar O’nundur. Hamd O’nadır. O her şeye güç yetirendir.

Göklerde ve yerde olan tüm varlıklar Allah'ın, o erişilmez yüceliğini dile getirirler. Yönetim ona aittir, teşekkür de ona yapılır. O, her şeye kadirdir.

Gökler ve yerdeki her şey Allah’ın yasalarına uyar. Hiçbir varlık Allah’ın yasasının dışına çıkamaz. Yeryüzünde imtihan edilen insan bile Allah’ın imtihan yasasına göre inkâr etme hakkını kullanır. Allah inkâr edeceklere sorumluluklarını belirterek yolunu açmıştır. Her şeyin hâkimi Allah’tır. Büyüklük övgü Allah’a mahsustur. O her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ı [tesbih] eder (yüceltir). Otorite yalnızca O’na aittir; [hamd] (övgü) de yalnızca O’nadır. O her şeye gücü yetendir.

Göklerde ve yerde olan her şey, Allah’ın şânını yüceltir.¹ (Bütün kâinatın) sahibi Odur. Her türlü övgü Onadır ve Onun gücü her şeye yeter.

1 Bk: (Cuma: 1)

GÖKLERDE ve yerde olan her şey, Allah’ın sınırsız şanını yüceltir: bütün otorite O’nundur ve bütün övgüler O’na mahsustur; O dilediğini yapmaya kâdirdir.

Göklerde ne varsa yerde ne varsa hepsi de Allah’ın koyduğu yasaya boyun eğerler. Zira mutlak hükümranlık O’nundur, bütün övgüler O’na mahsustur çünkü O her şeye ölçü koyandır. 16/49

GÖKLERDE olan şeyler de, yerde olan şeyler de Allah adına hareket ederler:[⁵¹²⁵] mutlak otorite O’na aittir, övgülerin tamamı da O’na aittir; zira O her şeye kadirdir.[⁵¹²⁶]

[5125] Benzer bir âyet ve tesbîhi çevirimizle ilgili bkz: 59:1, not 1. Muzari gelmesi, bu tesbîhin süreklilik ve yenilenen vasfına delâlet eder. Zımne... Devamı..

Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih ederler; mülk O'nundur, Hamd O'na mahsustur, her şeye kâdirdir O!.

Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allâh’ı tesbih eder. mülk onundur, övgü onadır. O, her şeye kadirdir.

Göklerde ne var ise ve yerde ne var ise, Allah için tesbihte bulunur. Mülk ve hamd O'na mahsustur ve O her şey üzerine tamamen kâdirdir.

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih ve tenzih eder. Hâkimiyet O'nundur. Bütün hamdler ve övgüler O'na mahsustur. O her şeye kadirdir.

Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allah'ın şanının yüceliğini anmaktadır. Mülk O'nundur, hamd O'nundur. O, herşeye kadirdir.

Göklerde ve yerde olanların cümlesi Allâh te'âlâ'yı tesbîh ve tenzîh iderler. Dünyâ ve âhiretde mülk ve tasarruf O'nundur. Hamd O'na mahsûsdur, her şeye kâdirdir.

Göklerde ve yerde olan her şey Allah’a boyun eğer[*]. Bütün yetki O’ndadır. Yaptığı her şeyi güzel yapmak O’na hastır. Her şeye bir ölçü koyan da O’dur.

[*] Kafirler de zorunlu olarak Allah'ın koyduğu kurallara (tabiat kanunlarına) boyun eğerler, yoksa yaşamaları imkansızlaşır. Onların boyun eğmedikler... Devamı..

Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih ederler. Hakimiyet O'nundur. Hamd da O'nadır. O'nun her şeye gücü yeter.

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Egemenlik Onundur; bütün övgüler Ona aittir. Onun gücü herşeye yeter.

Göklerdekiler ve yerdekiler Allah'ı tespih ediyor. O'nundur mülk ve yönetim; O'nun içindir tüm övgüler. Her şeye gücü yetendir O.

tesbįḥ eyler Tañrı’ya ol kim göklerdedür daħı ol kim yirdedür. anuñdur pādişāhlıķ daħı anuñdur ögmek daħı ol her nesene üzere güci yiter.

Tesbīḥ ider Tañrı Ta‘ālāya gökler ehli ve yirler ehli. Anuñdur pādişāhlıġı,daḫı anuñdur ḥamd şükr. Daḫı ol her nesneye ḳādirdür.

Göylərdə və yerdə nə varsa, (hamısı) Allahı təqdis edib şə’ninə tə’riflər deyər. Hökm Onundur, həmd-səna da Ona məxsusdur. O, hər şeyə qadirdir!

All that is in the heavens and all that is in the earth glorifieth Allah; unto Him belongeth sovereignty and unto Him longeth praise, and He is Able to do all things.

Whatever is in the heavens and on earth, doth declare(5479) the Praises and Glory of Allah. to Him belongs dominion, and to Him belongs praise: and He has power over all things.

5479 Cf. 62:1, and n. 5449. All things by their very existence proclaim the Glory and the Praises of Allah. He has dominion over all things, but He us... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.