25 Ocak 2025 - 25 Receb 1446
Cumartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Şu’arâ Suresi
◄
371
►
Cüz 19
(Diyanet Vakfı Meali)
112.
Nuh dedi ki: Onların yaptıkları hakkında bilgim yoktur.
113.
Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Bir düşünseniz!
114.
Ben iman eden kimseleri kovacak değilim.
115.
Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.
116.
Dediler ki: Ey Nuh! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşlanmışlardan olacaksın!
117.
Nuh: Rabbim! dedi, kavmim beni yalancılıkla suçladı.
118.
Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
119.
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.
120.
Sonra da geri kalanları suda boğduk.
121.
Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.
122.
Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
123.
Âd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla suçladı.
124.
Kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?
125.
Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
126.
Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
127.
Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir.
128.
Siz her yüksek yere bir alâmet dikerek eğleniyor musunuz?
Âyetteki «rî’» kelimesi «yol» manasına da geldiği için «siz her yol üzerine...» şeklinde bir meâl vermek de mümkündür. Bu kavmin bina ettiği şeyler h
...
Devamı..
129.
Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?
Bu yapılar hakkında, muazzam köşkler, müstahkem kaleler, su mahzenleri gibi tefsirler yapılmıştır.
130.
Yakaladığınız zaman, zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?
131.
Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
132, 133, 134.
Bildiğiniz şeyleri size veren, size davarlar, oğullar, bağlar, pınarlar ihsan eden (Allah'a karşı gelmek) den sakının.
135.
Doğrusu sizin hakkınızda muazzam bir günün azabından endişe ediyorum.
136.
(Onlar) şöyle dediler: Sen öğüt versen de, vermesen de bizce birdir.
سُورَةُ الشُّعَرَاء
◄
٣٧١
►
الجزء١٩
قَالَ
وَمَا
عِلْم۪ي
بِمَا
كَانُوا
يَعْمَلُونَۚ
﴿١١٢﴾
اِنْ
حِسَابُهُمْ
اِلَّا
عَلٰى
رَبّ۪ي
لَوْ
تَشْعُرُونَۚ
﴿١١٣﴾
وَمَٓا
اَنَا۬
بِطَارِدِ
الْمُؤْمِن۪ينَۚ
﴿١١٤﴾
اِنْ
اَنَا۬
اِلَّا
نَذ۪يرٌ
مُب۪ينٌۜ
﴿١١٥﴾
قَالُوا
لَئِنْ
لَمْ
تَنْتَهِ
يَا
نُوحُ
لَتَكُونَنَّ
مِنَ
الْمَرْجُوم۪ينَۜ
﴿١١٦﴾
قَالَ
رَبِّ
اِنَّ
قَوْم۪ي
كَذَّبُونِۚ
﴿١١٧﴾
فَافْتَحْ
بَيْن۪ي
وَبَيْنَهُمْ
فَتْحًا
وَنَجِّن۪ي
وَمَنْ
مَعِيَ
مِنَ
الْمُؤْمِن۪ينَ
﴿١١٨﴾
فَاَنْجَيْنَاهُ
وَمَنْ
مَعَهُ
فِي
الْفُلْكِ
الْمَشْحُونِۚ
﴿١١٩﴾
ثُمَّ
اَغْرَقْنَا
بَعْدُ
الْبَاق۪ينَۜ
﴿١٢٠﴾
اِنَّ
ف۪ي
ذٰلِكَ
لَاٰيَةًۜ
وَمَا
كَانَ
اَكْثَرُهُمْ
مُؤْمِن۪ينَ
﴿١٢١﴾
وَاِنَّ
رَبَّكَ
لَهُوَ
الْعَز۪يزُ
الرَّح۪يمُ۟
﴿١٢٢﴾
كَذَّبَتْ
عَادٌۨ
الْمُرْسَل۪ينَۚ
﴿١٢٣﴾
اِذْ
قَالَ
لَهُمْ
اَخُوهُمْ
هُودٌ
اَلَا
تَتَّقُونَۚ
﴿١٢٤﴾
اِنّ۪ي
لَكُمْ
رَسُولٌ
اَم۪ينٌۙ
﴿١٢٥﴾
فَاتَّقُوا
اللّٰهَ
وَاَط۪يعُونِۚ
﴿١٢٦﴾
وَمَٓا
اَسْـَٔلُكُمْ
عَلَيْهِ
مِنْ
اَجْرٍۚ
اِنْ
اَجْرِيَ
اِلَّا
عَلٰى
رَبِّ
الْعَالَم۪ينَۜ
﴿١٢٧﴾
اَتَبْنُونَ
بِكُلِّ
ر۪يعٍ
اٰيَةً
تَعْبَثُونَۙ
﴿١٢٨﴾
وَتَتَّخِذُونَ
مَصَانِعَ
لَعَلَّكُمْ
تَخْلُدُونَۚ
﴿١٢٩﴾
وَاِذَا
بَطَشْتُمْ
بَطَشْتُمْ
جَبَّار۪ينَۚ
﴿١٣٠﴾
فَاتَّقُوا
اللّٰهَ
وَاَط۪يعُونِۚ
﴿١٣١﴾
وَاتَّقُوا
الَّذ۪ٓي
اَمَدَّكُمْ
بِمَا
تَعْلَمُونَۚ
﴿١٣٢﴾
اَمَدَّكُمْ
بِاَنْعَامٍ
وَبَن۪ينَۙ
﴿١٣٣﴾
وَجَنَّاتٍ
وَعُيُونٍۚ
﴿١٣٤﴾
اِنّ۪ٓي
اَخَافُ
عَلَيْكُمْ
عَذَابَ
يَوْمٍ
عَظ۪يمٍۜ
﴿١٣٥﴾
قَالُوا
سَوَٓاءٌ
عَلَيْنَٓا
اَوَعَظْتَ
اَمْ
لَمْ
تَكُنْ
مِنَ
الْوَاعِظ۪ينَۙ
﴿١٣٦﴾
◄
٣٧١
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.