Vetetteḣiżûne mesâni’a le’allekum taḣludûn(e)
Sağlam yapılar, kaleler yaparsınız da ebedi kalacağını mı umarsınız?
"Ölümsüz kılınmak (ve unutulmamak) umuduyla da sanat yapıları ediniyorsunuz!" (Ve bunlarla kendinizi avutuyorsunuz.)
Dünyada ebedi kalacağınızı umarak, sağlam köşkler ve kaleler mi ediniyorsunuz?
“Koca koca köşkler, şatolar, saraylar, âbideler, fabrikalar dikerek, ebedî yaşayacağınızı mı umuyorsunuz?”
Sonsuza kadar yaşayacağınız umuduyla sağlam yapılar mı ediniyorsunuz? [2]
'Ölümsüz kılınmak umuduyla sanat yapıları mı ediniyorsunuz?'
Dünyada ebedî kalacakmışsınız gibi, bir takım saraylar ve havuzlar da ediniyorsunuz?
“Ve (dünyada ebedî) kalacakmışsınız gibi kaleler ediniyorsunuz.”
“Ebedî kalacağınız ümidiyle saraylar mı edineceksiniz?”
Sonsuz kalacak gibi, birtakım yapılar yapmaktasınız
“İçlerinde ebedî yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı edineceksiniz?”
124-135. Birâderleri Hûd ânlara: "Allâh’dan korkmıyacak mısınız? Ben size emîn bir rasûl olarak geliyorum. Allâh’dan korkınız ve bana itâ’at idiniz ben sizden hiç bir ücret istemem benim ücretimi rabbu’l ’âlemîn virir. Zevkiniz içün her tepede köşkler mi inşâ ideceksiniz? İktidâr elinize geçdiği vakit cabbârlık mı ideceksiniz? Allâh’dan korkınız ve bana itâ’at idiniz. Bildiklerinizi (envâ-’ı ni’metleri) bol bol ihsân idenden, size bol bol süriler ve zürriyet bahş idenden, sizi bağçelere ve çeşmelere nâil iyleyenden korkınız, korkarım o ’azîm günde ’azâba dûçâr olacaksınız." didi.
124,125,126,127,128,129,130,131,132,133,134,135. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.
“İçlerinde ebedî yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?”
Temelli kalacağınızı umarak mı büyük konaklar yaparsınız?
"Ebedi kalırsınız diye sağlam yapılar mı edinirsiniz?"
"Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz?"
Bir takım masnuat da ediniyorsunuz ki sanki muhalled kalacaksınız
(Dünyada) ebedî kalacağınızı umarak, sağlam (ve gösterişli) köşkler/kaleler mi ediniyorsunuz?
“Hiç ölmeyeceğinizi sanarak sağlam yapılar ediniyorsunuz.”
«Ebedî kalacağınızı umarak yer altında su mahzenleri edinir misiniz»?
Ve “(Dünyada) ebedî kalırsınız ümîdi ile sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?”(1)
Uzun süre kalacağınızı umarak mı büyük konaklar yaparsınız?
“Ölümsüzleştirsin diye, yapılar yapıyorsunuz.”
Sanki hiç ölmiyecekmişsiniz gibi birtakım anıtlar da yaparsınız, öyle mi?
128, 129. «— Siz her yüksek tepede bir alâmet bina edip gelip geçenle eğleniyorsunuz; öyle mi? [³] Dünyada daim kalacaksınız diye sarnıçlar mı yapıyorsunuz? [⁴]»;
“İçinde ebedi/sürekli kalırız diye sağlam yapılar yapmıyor musunuz?”
“Ebedi kalacakmışsınız gibi bir takım muhteşem yapıtlar mı ediniyorsunuz?”
“Ve sanki hiç ölmeyecekmiş gibi, ömrünüzün sonuna kadar lüks villalar, gösterişli köşkler ve saraylar mı edineceksiniz?”
“Sürekli kalmanız için sanat yapım yerleri ediniyorsunuz”.
Dünyaya kazık çakacakmış gibi dev tesisler kuruyorsunuz?
"Belki ebedi yaşarız diye sağlam köşkler ve iyi korunmuş kaleler yapıyorsunuz?"
Sürekli kalacağınızı umarak sağlam yapılar yapıyorsunuz.
“(Dünyada) ebedî kalacağınızı umarak bir takım sanayiler¹ mi kuruyorsunuz.”
Ve sonsuza kadar yaşayacağınız kuruntusuyla, sapasağlam malikaneler mi edineceksiniz? ⁵⁷
Yoksa siz görkemli ve sağlam binalar yaparak sonsuza kadar yaşamayı mı umuyorsunuz? 7/65...72
Görkemli binalar kondurarak sürekli yaşayacağınızı mı umuyorsunuz?
"Dünyada temelli kalacağınızı umarak çok sağlam yapılar mı edinirsiniz?"
"İçlerinde sürekli yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?"
«Ve birtakım sağlam köşkler de ediniyorsunuz. Sankı daimî kalacaksınız?»
128, 129, 130. Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız? [89, 6-7; 53, 50; 41, 15; 46, 25; 69, 7]
Belki ebedi yaşarsınız diye köşkler (ve müstahkem kaleler) ediniyorsunuz?
"Dünyâda muhalled ve dâimî kalacağınızı düşünerek kal'alar ve köşkler mi yaparsınız?"
Belki ölümsüzleşirsiniz diye yapıların sağlam olmasını da ilke edinmişsiniz.
Ebedi kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı yapıyorsunuz?
“İçinde temelli kalacakmış gibi sağlam ve süslü köşkler mi ediniyorsunuz?
"Sanayi üreten yerler edinerek sonsuzlaşmak ümidine mi düşüyorsunuz?"
“daħı dutar mısız ķal'alar sanasız ebed ķalasız?”
Daḫı ḳal‘alar idinürsiz, ṣanursız ki dünyāda diri ḳalasız.
Sanki (dünyada) əbədi qalacaqsınız deyə (yeraltı) su hövzələri (qalalar, yaxud qəsrlər) tikirsiniz!
And seek ye out strongholds, that haply ye may last for ever?
"And do ye get for yourselves fine buildings in the hope of living therein (for ever)?
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |