13 Kasım 2024 - 11 Cemaziye'l-Evvel 1446
Çarşamba
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Yâsîn Suresi
◄
440
►
Cüz 22
(Diyanet Vakfı Meali)
13.
Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti.
Bu şehrin Antakya olduğu söylenmiştir.
14.
İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz! dediler.
15.
Elçilere dediler ki: Siz de ancak bizim gibi birer insansınız. Rahmân, herhangi bir şey indirmedi. Siz ancak yalan söylüyorsunuz.
16.
(Elçiler) dediler ki: Rabbimiz biliyor; biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.
17.
«Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir» dediler.
18.
(Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.
19.
Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.
20.
Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. «Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!»
21.
«Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir.»
Bu tavsiyesinden ötürü adama dönerek «Vay, sen de mi onların dinindensin» dediler. Bunun üzerine adam 22. âyette meâli verilen sözü söyledi.
...
Devamı..
22.
«Bana ne olmuş ki, beni yaratana ibadet etmeyecekmişim! Halbuki, hepiniz O'na döndürüleceksiniz.»
23.
«O'ndan başka tanrılar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların (putların) şefâati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramazlar.»
24.
«İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum.»
25.
«Şüphesiz ben, Rabbinize inandım, beni dinleyin.»
Azgınlar bu sözleri dinlemeyip o zâtı taş yağmuruna tuttular. Tam öleceği esnada ona 26 ve 27. âyette meâli verilen söz söylendi.
26, 27.
Gir cennete! denildi. «Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!»
سُورَةُ يٰسۤ
◄
٤٤٠
►
الجزء٢٢
وَاضْرِبْ
لَهُمْ
مَثَلًا
اَصْحَابَ
الْقَرْيَةِۢ
اِذْ
جَٓاءَهَا
الْمُرْسَلُونَۚ
﴿١٣﴾
اِذْ
اَرْسَلْنَٓا
اِلَيْهِمُ
اثْنَيْنِ
فَكَذَّبُوهُمَا
فَعَزَّزْنَا
بِثَالِثٍ
فَقَالُٓوا
اِنَّٓا
اِلَيْكُمْ
مُرْسَلُونَ
﴿١٤﴾
قَالُوا
مَٓا
اَنْتُمْ
اِلَّا
بَشَرٌ
مِثْلُنَاۙ
وَمَٓا
اَنْزَلَ
الرَّحْمٰنُ
مِنْ
شَيْءٍۙ
اِنْ
اَنْتُمْ
اِلَّا
تَكْذِبُونَ
﴿١٥﴾
قَالُوا
رَبُّنَا
يَعْلَمُ
اِنَّٓا
اِلَيْكُمْ
لَمُرْسَلُونَ
﴿١٦﴾
وَمَا
عَلَيْنَٓا
اِلَّا
الْبَلَاغُ
الْمُب۪ينُ
﴿١٧﴾
قَالُٓوا
اِنَّا
تَطَيَّرْنَا
بِكُمْۚ
لَئِنْ
لَمْ
تَنْتَهُوا
لَنَرْجُمَنَّكُمْ
وَلَيَمَسَّنَّكُمْ
مِنَّا
عَذَابٌ
اَل۪يمٌ
﴿١٨﴾
قَالُوا
طَٓائِرُكُمْ
مَعَكُمْۜ
اَئِنْ
ذُكِّرْتُمْۜ
بَلْ
اَنْتُمْ
قَوْمٌ
مُسْرِفُونَ
﴿١٩﴾
وَجَٓاءَ
مِنْ
اَقْصَا
الْمَد۪ينَةِ
رَجُلٌ
يَسْعٰى
قَالَ
يَا
قَوْمِ
اتَّبِعُوا
الْمُرْسَل۪ينَۙ
﴿٢٠﴾
اِتَّبِعُوا
مَنْ
لَا
يَسْـَٔلُكُمْ
اَجْرًا
وَهُمْ
مُهْتَدُونَ
﴿٢١﴾
وَمَا
لِيَ
لَٓا
اَعْبُدُ
الَّذ۪ي
فَطَرَن۪ي
وَاِلَيْهِ
تُرْجَعُونَ
﴿٢٢﴾
ءَاَتَّخِذُ
مِنْ
دُونِه۪ٓ
اٰلِهَةً
اِنْ
يُرِدْنِ
الرَّحْمٰنُ
بِضُرٍّ
لَا
تُغْنِ
عَنّ۪ي
شَفَاعَتُهُمْ
شَيْـًٔا
وَلَا
يُنْقِذُونِۚ
﴿٢٣﴾
اِنّ۪ٓي
اِذًا
لَف۪ي
ضَلَالٍ
مُب۪ينٍ
﴿٢٤﴾
اِنّ۪ٓي
اٰمَنْتُ
بِرَبِّكُمْ
فَاسْمَعُونِۜ
﴿٢٥﴾
ق۪يلَ
ادْخُلِ
الْجَنَّةَۜ
قَالَ
يَا
لَيْتَ
قَوْم۪ي
يَعْلَمُونَۙ
﴿٢٦﴾
بِمَا
غَفَرَ
ل۪ي
رَبّ۪ي
وَجَعَلَن۪ي
مِنَ
الْمُكْرَم۪ينَ
﴿٢٧﴾
◄
٤٤٠
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.