İttebi’û men lâ yes-elukum ecran vehum muhtedûn(e)
Uyun sizden hiçbir ücret istemeyenlere ve onlardır doğru yolu bulanlar.
(Karşılığında) "Sizden bir ücret de istemeyenlere (dünyalık bir beklenti gözetmeyenlere) tâbi olun (ve destekleyin!) Çünkü onlar hidayete ermişlerdir. (Kendilerine riayet ediniz.)"
Bu peygamberlere uyun, bakın onlar sizden bu işe karşılık bir dünyalık istemiyorlar ve kendileri de doğru yolu tutmuşlar.
“Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere tâbi olun. Onlar doğru yolda olan, sizin, doğru, hak yola girmenizi isteyen bir cemaattir.”
Sizden bir ücret istemeyenlere uyun. Onlar doğru yoldadırlar.
'Sizden ücret istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir.'
Uyun sizden bir ücret istemiyen kimselere ki, onlar hidayet üzeredirler...
Sizden bir ücret istemeyen, kendileri doğru yolda olanlara tabi olun!” dedi (ve şöyle devam etti:)
“Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyunuz! Onlar doğruyu ve güzeli bulanlardır.”
Sizden bir şey istemeyen, doğru yolu gösteren bir kimseye uyunuz!» diye söyledi
“(Vazifelerine karşılık) sizden hiçbir ücret istemeyen (bu) kimselere uyun! Onlar doğru yoldadır.”
"Sizden hiç bir ücret taleb itmeyenleri ta’kîb idiniz tarîk-i hidâyete dâhil olursunuz."
"Sizden bir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar."
“Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.”
Sizden bir ücret istemeyen o kimselere tâbi olun; onlar doğru yoldadırlar.
«Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir.»
"Sizden bir ücret istemiyenlere uyun. Onlar doğru yoldadır."
"Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir."
Uyun sizden bir ecir istemiyen o zatlara ki onlar hidayete irmişlerdir
“Sizden (vazifelerine karşılık olarak), herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere uyun, onlar hidâyet üzere olan kimselerdir” (Ona: “Sen de onların dinleri üzere misin?” Denilince şöyle devam etti:)
“Sizden herhangi bir karşılık beklemeyen bu kimselere uyun. Onlar doğru yolda olanlardır.”
«Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kimselere. Onlar hidâyete ermiş (zâtler) dir».
“Sizden (tebliğlerine karşılık hiç)bir ücret istemeyen (bu) kimselere tâbi' olun; çünki onlar hidâyete ermiş kimselerdir.”
Sizden (tebliğ vazifelerine karşılık) hiçbir ücret talep etmeyen (makam, mevki ve maddi bir çıkar beklemeyen) ve kendileri doğru yolda olan (bu) kimselere uyun!"*
“Sizden hiçbir ücret istemeyen ve doğru yolda olanlara uyun.”
sizden hiç bir karşılık beklemiyenlere, doğru yolu tutmuş olanlara uyun.
Sizden dâvet için ücret istemeyip doğru yolda bulunan kimselere tâbi olun».
“Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere tabi olunuz. Onlar doğru yola erişmiş kimselerdir.”
“Sizden ücret istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir.”
“Sizden herhangi bir dünyevî karşılık beklemeyen ve insanın yaratılış özelliklerine tam uygun dinleri ve sahip oldukları tertemiz ahlâkları ile dosdoğru yolu izleyen bu insanlara uyun da, dünyada ve âhirette kurtuluşa erin!”
Demek ki, Allah’ın dinini tebliğ edenler bu elçilerin sahip olduğu özellikleri taşımalıdırlar. Dâvetçinin sözleri ve davranışları ilâhî ölçülere uygun olmalı, hem de bu iş karşılığında herhangi bir dünyalık beklememelidir. Tarih boyunca, bu özellikleri taşımayan hiçbir dâvetçi başarıya ulaşamamıştır.
Evet, Elçileri desteklemek üzere canını dişine takıp koşarak gelen adam, sözüne devamla dedi ki:
“Sizden ücret istemeyen kimselere uyun! Onlar hidayete ermişler’dir / doğru yoldadırlar”.
Sizden bir karşılık beklemeyen bu adamlara uyun. Çünkü onların hepsi ermiş kişiler.
“Elçiler sizden ücret istemiyor. Sizi kötü bir yola çağırmıyor. Söyledikleri şeyler insanlar arasında, sevgiyi, saygıyı, paylaşımı artırmak! Doğadaki hayvanlarla, bitkilerle, ağaçlarla birlikte uyumlu yaşamak! Uymanızı istedikleri yasalar sizin aleyhinize değil, lehinizedir. Çünkü onlar gerçeğe inanmış kişilerdir. Yalanla, dolanla, riyakârlıkla, çıkarcılıkla işleri yoktur.”
Sizden hiçbir ücret istemeyen, [*] kendileri de doğru yol üzerinde olan (bu elçilere) uyun!
“Sizden ücret istemeyen hak yolu bulmuş şu kimselere uyun.”
Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!”
– Evet sizden hiçbir ücret istemeyen bu kimselere uyun. Zira bunlar, doğru yoldalar. 25/56-57, 34/47
Uyun sizden hiçbir karşılık beklemeyen bu kimselere; zira bunlar doğru yoldadırlar!
"Sizden hiçbir ücret istemeyen o kimselere tabi olun çünkü onlar hidayete ermiş kullardır."
Sizden bir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.
«O Zâta tâbi olunuz ki, sizden bir ücret istemiyor. Onlar doğru yola ermiş kimselerdir.»
“Sizden bir ücret istemeyen, sizden hiç menfaat beklemeyen, dosdoğru yolda yürüyen bu kimselere uyun! ”
Sizden bir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.
"Sizden ücret istemeyen ve kendileri hidâyete irmiş bulunanlara tâbi' olunuz" didi.
Sizden ücret istemeyen bu kişilere uyun. Bunlar doğru yoldadırlar.
Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun. Onlar, doğru yoldadırlar.
“Kendileri doğru yolda olan ve sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun.
"Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar."
“uyun aña kim dilemez size kirį daħı anlar ŧoġru yol dutmışlardur.”
Uyuñuz ol kimselere ki sizden ücret istemezler ve anlar hidāyet üstinedür‐ler.
Sizdən (haqqa də’vət müqabilində) heç bir muzd (mükafat) istəməyən və özləri də doğru yolda olan kəslərin ardınca gedin!
Follow those who ask of you no fee, and who are rightly guided.
"Obey those who ask no reward of you (for themselves), and who have themselves received Guidance.(3967)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |