2 Aralık 2025 - 11 Cemaziye'l-Ahir 1447
Salı
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Kamer Suresi
◄
529
►
Cüz 27
(Diyanet Vakfı Meali)
28.
Onlara, suyun aralarında paylaştırıldığını haber ver. Her biri kendi içme sırasında gelsin.
İlâhî taksime göre, su bir gün devenin içmesi, bir gün de kendi ihtiyaçları için kullanılacaktı.
29.
Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
Deveyi kesen kişinin Kudar b. Sâlif adında bir zorba olduğu rivayet edilmiştir.
30.
(Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım nasıl oldu!
31.
Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler.
32.
Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?
33.
Lût'un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı.
34, 35.
Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
36.
Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.
37.
Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!» (dedik).
Lût’un kavmi; genç erkekler suretinde Hz. Lût’a gelen meleklere tecâvüze kalkışmışlardı.
38.
Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.
39.
İşte azabımı ve uyarılarımı tadın! (denildi).
40.
Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?
41.
Şüphesiz Firavun'un kavmine de uyarıcılar gelmişti.
42.
Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık.
43.
Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mı var?
Âyette, Mekke kâfirlerine, Nuh kavminden Firavun’a kadar geçen milletlerden daha güçlü olduklarını mı düşündükleri ve kendilerinin azaptan kurtulacak
...
Devamı..
44.
Yoksa «Biz, intikam almağa gücü yeten bir topluluğuz» mu diyorlar?
45.
O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır.
46.
Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır.
47.
Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
48.
O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde «Cehennemin elemini tadın!» denir.
49.
Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.
سُورَةُ القَمَر
◄
٥٢٩
►
الجزء٢٧
وَنَبِّئْهُمْ
اَنَّ
الْمَٓاءَ
قِسْمَةٌ
بَيْنَهُمْۚ
كُلُّ
شِرْبٍ
مُحْتَضَرٌ
﴿٢٨﴾
فَنَادَوْا
صَاحِبَهُمْ
فَتَعَاطٰى
فَعَقَرَ
﴿٢٩﴾
فَكَيْفَ
كَانَ
عَذَاب۪ي
وَنُذُرِ
﴿٣٠﴾
اِنَّٓا
اَرْسَلْنَا
عَلَيْهِمْ
صَيْحَةً
وَاحِدَةً
فَكَانُوا
كَهَش۪يمِ
الْمُحْتَظِرِ
﴿٣١﴾
وَلَقَدْ
يَسَّرْنَا
الْقُرْاٰنَ
لِلذِّكْرِ
فَهَلْ
مِنْ
مُدَّكِرٍ
﴿٣٢﴾
كَذَّبَتْ
قَوْمُ
لُوطٍ
بِالنُّذُرِ
﴿٣٣﴾
اِنَّٓا
اَرْسَلْنَا
عَلَيْهِمْ
حَاصِبًا
اِلَّٓا
اٰلَ
لُوطٍۜ
نَجَّيْنَاهُمْ
بِسَحَرٍۙ
﴿٣٤﴾
نِعْمَةً
مِنْ
عِنْدِنَاۜ
كَذٰلِكَ
نَجْز۪ي
مَنْ
شَكَرَ
﴿٣٥﴾
وَلَقَدْ
اَنْذَرَهُمْ
بَطْشَتَنَا
فَتَمَارَوْا
بِالنُّذُرِ
﴿٣٦﴾
وَلَقَدْ
رَاوَدُوهُ
عَنْ
ضَيْفِه۪
فَطَمَسْنَٓا
اَعْيُنَهُمْ
فَذُوقُوا
عَذَاب۪ي
وَنُذُرِ
﴿٣٧﴾
وَلَقَدْ
صَبَّحَهُمْ
بُكْرَةً
عَذَابٌ
مُسْتَقِرٌّۚ
﴿٣٨﴾
فَذُوقُوا
عَذَاب۪ي
وَنُذُرِ
﴿٣٩﴾
وَلَقَدْ
يَسَّرْنَا
الْقُرْاٰنَ
لِلذِّكْرِ
فَهَلْ
مِنْ
مُدَّكِرٍ۟
﴿٤٠﴾
وَلَقَدْ
جَٓاءَ
اٰلَ
فِرْعَوْنَ
النُّذُرُۚ
﴿٤١﴾
كَذَّبُوا
بِاٰيَاتِنَا
كُلِّهَا
فَاَخَذْنَاهُمْ
اَخْذَ
عَز۪يزٍ
مُقْتَدِرٍ
﴿٤٢﴾
اَكُفَّارُكُمْ
خَيْرٌ
مِنْ
اُو۬لٰٓئِكُمْ
اَمْ
لَكُمْ
بَرَٓاءَةٌ
فِي
الزُّبُرِۚ
﴿٤٣﴾
اَمْ
يَقُولُونَ
نَحْنُ
جَم۪يعٌ
مُنْتَصِرٌ
﴿٤٤﴾
سَيُهْزَمُ
الْجَمْعُ
وَيُوَلُّونَ
الدُّبُرَ
﴿٤٥﴾
بَلِ
السَّاعَةُ
مَوْعِدُهُمْ
وَالسَّاعَةُ
اَدْهٰى
وَاَمَرُّ
﴿٤٦﴾
اِنَّ
الْمُجْرِم۪ينَ
ف۪ي
ضَلَالٍ
وَسُعُرٍۢ
﴿٤٧﴾
يَوْمَ
يُسْحَبُونَ
فِي
النَّارِ
عَلٰى
وُجُوهِهِمْۜ
ذُوقُوا
مَسَّ
سَقَرَ
﴿٤٨﴾
اِنَّا
كُلَّ
شَيْءٍ
خَلَقْنَاهُ
بِقَدَرٍ
﴿٤٩﴾
◄
٥٢٩
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.