3 Mayıs 2024 - 24 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 231. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ tallektumu-nnisâe febelaġne ecelehunne feemsikûhunne bima’rûfin ev serrihûhunne bima’rûf(in)(c) velâ tumsikûhunne dirâran lita’tedû(c) vemen yef’al żâlike fekad zaleme nefseh(u)(c) velâ tetteḣiżû âyâti(A)llâhi huzuvâ(en)(c) veżkurû ni’meta(A)llâhi ‘aleykum vemâ enzele ‘aleykum mine-lkitâbi velhikmeti ya’iżukum bih(i)(c) vettekû(A)llâhe va’lemû enna(A)llâhe bikulli şey-in ‘alîm(un)

Kadınları boşadınız da boşandıktan sonraki müddetlerini geçirdiler mi artık onları ya iyilikle tutun, yahut hoşlukla salıverin. Haklarında aşırı muamelede bulunmak için zararlarına olarak onları zorla tutmayın. Bunu kim yaparsa ancak kendisine zarar eder. Allah'ın ayetlerini şaka sanmayın. Size verilen Allah nimetlerini, öğüt vermek için indirdiği kitabı ve ondaki hikmeti anın. Sakının Allah'tan ve bilin ki o, her şeyi bilir.

Kadınları boşadığınız zaman; onlar da (iddet bekleme) sürelerinin (sonuna) yaklaşmışlarsa, (mahkeme huzurunda ve resmiyet yoluyla) ya güzellikle tutun, ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda zorla) tutmayın (mahkemeyi uzatmayın). Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine (ve eski eşine) zulmetmiş (ve günah işlemiş) olur. Allah’ın ayetlerini (ve nikâhla ilgili prensipleri) oyun ve istismar (konusu) edinmeyin ve Allah’ın size verdiği nimeti ve size öğüt olarak indirdiği Kitabı ve hikmeti hatırlayıp (ona göre davranın). Allah’tan korkup (kadınlarınıza haksızlık yapmaktan) sakının ve bilin ki, Allah her şeyi Bilendir.

Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirince, ya onları iyilikle tutun yani evlenin ya da iyilikle bırakın. Fakat onları, haksızlık ederek ve zor kullanarak tutmayın. Böyle bir davranışta bulunan, kendine yazık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyun ve eğlence aracı yapmayın. Allah'ın size olan nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün; yolunuzu Allah ve kitabıyla bulun. Allah herşeyin aslını bilir.

Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini, bekleme müddetlerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle hakkaniyetle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde sahiplenin, nikâhınızda tutun. Yahut iyilikle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde bırakın. Fakat haklarına tecavüz etmek için, zarar vermek kastıyla onları nikâhınızda tutmayın. Kim bunları yaparsa, kendisine zulmetmiş, kendisine haksızlık etmiş olur.
Allah'ın âyetlerini, boşanma ile ilgili hükümlerini alay konusu haline getirmeyin. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetlerini, size tevdi ettiği şeriatı, gönlünüzü almak, size öğüt vermek, sorumluluğunuzu hatırlatmak üzere indirdiği kitabı, Kur'ân'ı, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama kurallarını, peygamberinizin sünnetini hatırlayın. Allah'a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Allah'ın bütün amellerinizi, her şeyi bilebileceğini, sizi mükâfatlandırıp cezalandıracağını siz de bilin.

Kadınlarınızı boşadığınızda bekleme sürelerini tamamlarlarsa artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz etmek için kendilerine zarar vermek üzere yanınızda tutmayın. [49] Kim bunu yaparsa kendi nefsine haksızlık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence konusu yapmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve onlarla size öğüt vermek için üzerinize Kitab ve hikmet indirdiğini hatırlayın. Allah'a karşı gelmekten de sakının ve bilin ki Allah her şeyi bilmektedir.

49.Yani onların mehirlerinden vazgeçmek veya fidye vermek suretiyle yukarıda anlatılan hil`at uygulamasına başvurmalarını sağlamak amacıyla kendilerin... Devamı..

Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah'ın size verdiği nimeti ve size öğüt olarak indirdiği Kitab'ı ve hikmeti anın. Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah her şeyi bilendir.

Siz kadınları (Ric'î Talâkla) boşadığınız zaman, iddetlerini bitirmeye yakın, onları ya iyilikle tutun (ric'at edin) veya iyilikle boşayın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın. Bunu kim yaparsa, nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın ayetlerini şaka yerine tutmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kur'ân'ı ve ondaki hikmeti düşünün. Allah'dan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi kemâliyle bilicidir.

Kadınları boşayıp, bekleme sürelerini bitirdiklerinde, onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salıverin. Haklarını yemek için, onlara zarar ve sıkıntı vererek onları tutmayın. Kim böyle bir şey yaparsa, hiç şüphesiz o kendine zulmetmiştir. Allah’ın ayetlerini hafife almayın. Allah’ın size olan nimetlerini, Allah’ın size indirdiği, onunla size öğüt verdiği kitap ve hikmeti (yasa ve bilgiyi) hatırlayın. Allah’tan sakının ve bilin ki; Allah her şeyi çok iyi bilendir.

Böylece kadınları boşadığınızda ve onlar bekleme sürelerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle tutunuz veya iyilikle bırakınız. Ama istekleri dışında, eziyet etmek için alıkoymayınız. Kim böyle yaparsa kendine zulmetmiş olur. Allah'ın âyetlerini alaya almayınız. Allah'ın size olan nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayınız. Allah'tan sakınınız ve Allah'ın her şeyi hakkıyla bildiğini biliniz.

Kadınları boşarsanız, saya günü yettiğinde, ya iyilikle tutunuz, ya iyilikle bırakın, ezip ziyan etmekçin, tutmayasız onları, bunu yapan kendisine yapmış olur ziyanı, Allahın âyetleriyle alay etmeyin, Allahın sizlere olan nimetiyle, sizi onunla öğütleyen, hikmetten, kitaptan ne göndermişse, onu anınız; Allahtan sakınınız, biliniz ki Allah her şeyi bilir

Kadınları boşadığınız zaman, iddet müddetleri (olan üç aylık) bekleme sürelerini bitirmeye yaklaşırlarken ya onları iyilikle yanınızda tutun yahut güzellikle bırakın. (Mallarından dolayı) haklarına tecavüz etmek kastıyla zarar vererek onları alıkoymayın. Çünkü böyle bir davranışta bulunan, (yalnızca) kendisine yazık etmiş olur. Sakın Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın! Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitap'ı ve hikmeti hatırlayın! Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Buradaki “iddet müddetleri (olan üç aylık) bekleme sürelerini bitirmek” ten maksat; bir önceki ayette anlatılan bekleme sürelerinin sonuna yaklaşmaktı... Devamı..

Bir kadını tatlîk itmeğe ’azîm itdiğiniz zamân yâ sehâvetle gönderiniz ve yâhud iddet müddeti zarfında adâletle mu’âmele iderek yanınızda alıkoyunuz kadına te’addî itmek içün cebren yanınızda alıkoymayınız böyle yapanlar kendi nefislerine zulm itmiş olurlar. Allâh’ın âyâtını istihfâf itmeniz size gönderdiği kitâb ve hikmet ile i’tâ ve size inzâl iylediği ni’metleri tahattur idiniz Allâh’dan korkınız ve her şeyi bildiğini unutmayınız.

Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzellikle tutun, ya da güzellikle bırakın, haklarına tecavüz etmek için onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine yazık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini de alaya almayın; Allah'ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitap ve hikmeti anın, Allah'tan sakının, Allah'ın her şeyi bildiğini bilin.*

Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu kim yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Kadınları boşadığınızda, onlar da bekleme sürelerini doldurduklarında ya onlarla yeniden evlenip iyilikle tutun ya da iyilikle serbest bırakın. Onları zarar vererek haklarını çiğnemek için nikâh altında tutmayın. Bunu yapan bilsin ki kendine kötülük etmiştir. Allah’ın âyetlerini sakın alaya almayın. Allah’ın size bahşettiği nimetleri, kitaptan ve hikmetten size öğüt vermek üzere gönderdiklerini dilinizden düşürmeyin. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilmektedir.

Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.

Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini (üç aybaşını) bitirdiler mi onları ya iyilikle yanınızda tutun veya iyilikle bırakın. İntikam almak için onlara zarar verecek şekilde tutmayın. Bunu yapan kendisine zulmetmiş olur. ALLAH'ın ayetlerini hafife almayın. ALLAH'ın size verdiği nimetlerini ve size öğüt vermek için size indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün. ALLAH'ı dinleyin ve bilin ki ALLAH her şeyi Bilir

Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya güzellikle salın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak onları tutmayın. Her kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin, Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayıp, düşünün. Hem Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir.

Hem kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya iyilikle salın, yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın, bunu kim yaparsa nefsine zulmetmiş olur, Sakın Allahın âyetlerini şaka yerine tutmayın, Allahın üzerinizdeki ni'metini ve size va'zlar vererek indirdiği kitab ve hikmeti unutmayın düşünün, hem Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir

(Ey kocalar, kadınları ric‘î talâkla) boşadığınız zaman, onlar da iddet müddetlerinin sonuna ulaştıklarında (henüz iddet süreleri dolmadan) ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları (nikâhınızda) tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine yazık etmiş olur. Allah’ın âyetlerini (hafife alarak, hüküm ve emirlerini uygulamayarak) eğlenceye almayın. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek üzere gönderdiği Kitâb’ı (Kur’ân’ı) ve hikmeti hatırlayın. Allah’tan korkun ve iyi bilin ki, şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Boşadığınız kadınlar, iddetlerini¹ tamamlayınca, onları ya meşru bir şekilde tutun ya da meşru bir şekilde bırakın. Haklarını çiğneyip, zarar verecek şekilde onları tutmayın. Kim böyle davranırsa, kendisine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini hafife almayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini; size öğüt vermek için indirdiği Kitap'ı ve Hikmet'i² aklınızdan çıkarmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Ve bilin ki Allah, Her Şeyi Gerçeğiyle Bilen'dir.

1- Boşanmadan sonra beklenecek üç “adet dönemi” süresi. 2- Bu terkipteki kitap sözcüğü, Kur\an\ın Allah tarafından ileri sürülen, kanıtlayıcı, yol g... Devamı..

Hem kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık onları ya (kendilerine ric'atle) iyilikle tutun, ya iyilikle bırakın. (Fakat) onları, sırf zulmedebilmeniz için, zararlarına olarak, tutmayın. Kim böyle yaparsa muhakkak kendine yazık etmiş olur. Allahın âyetlerini (muhalefetle) oyuncak yerine koymayın. Allahın üzerinizdeki ni'metini ve size öğüd vermek için indirdiği kitâbı (Kur'ânı) ve (ondaki) hikmeti düşünün. Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şey'i hakkıyle bilendir.

Ve kadınları (ric'î, dönüşü mümkün bir boşama ile) boşadığınızda, bekleme müddetlerinin de sonuna geldiklerinde, artık onları (ya) iyilikle tutun veya kendilerini iyilikle salıverin; yoksa(sırf) zulmetmeniz için zarar vermek üzere onları tutmayın!(1) Artık kim böyle yaparsa, o takdirde şübhesiz kendine zulmetmiş olur.
Ve Allah'ın âyetlerini alaya almayın! Hem Allah'ın üzerinizdeki ni' me ti ni ve kendisiyle nasîhat etmek üzere size indirdiği Kitâb'ı ve hikmeti (kitabdaki hükümleri) hatırlayın! Artık Allah'dan sakının ve bilin ki, şübhesiz Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.

(1)İbn-i Abbâs (ra)’ın beyânına göre, bir adam âilesini boşar, sonra iddeti (üç hayız süresi) tamam olmadan evvel ona döner, sonra yine boşardı. Böyle... Devamı..

Kadınlarınızı boşadığınız zaman ve bekleme süreleri dolduğunda, ya onları iyilikle tutun veya iyilikle onları bırakın. Haddinizi aşarak boşadığınız kadınlara zarar vermek için zorla tutmayın. Kim böyle davranırsa, kendi nefsine zulmetmiştir. Ayetlerimi eğlence haline getirmeyin, üzerinizdeki Allah’ın nimetlerini ve kitaptan size indirdiği hükümleri ve kitapla size tavsiye ettiklerini hatırlayın, Allah’dan korunun. Bilin ki, muhakkak Allah her şeyi bilir.

Karıları boşayıp da onların bekleme süresi de sona erince, artık onları ya güzellikle alıkoyun, ya da güzellikle bırakın. Onları kötülük olsun diye zorla alıkoymayın. Herkim böyle yapacak olursa, doğrusu kendine kıymış olur. Allah’ın size karşı olan bunca iyiliğini, sizi öğütlemek için gönderdiği Kitap’ı, doğrunun bilgisini anın. Allah’tan sakının. Biliniz ki gerçekten Allah her nesneyi bilicidir.

Kadınları boşadığınızda onlar da iddetlerinin sonuna yaklaşırlarsa [¹] onları ya güzelce tutun veya güzelce bırakın [²], Zarar eriştirmek için onları alıkoymayın ki zülüm [³] etmiş olursunuz [⁴]. Herkim bunu [⁵] isterse muhakkak nefsine zûlmetmiş olur. Âyât-ı ilâhiyeyi eğlence edinmeyin [⁶]. Allah/ın üzerinizdeki nimetini, size inzal ettiği Kitap ve hikmeti yâd edin ki onunla size öğüt veriyor. Allah/tan sakının, Allah/ın herşeyi hakkiyle bildiğini de bilin!

[1] Yahut ricat mümkün olabilecek zamanın sonuna erişirler ise.[2] Def'atle iddet bekletmeyin, geçimsizlikte bulunmayın.[3] İzale-i nikâh için talâk b... Devamı..

Böylece kadınları boşadığınız zaman bekleme süreleri de sona erince, ya onları güzellikle tutunuz veyahut güzellikle [bi-ma’rûf] bırakınız. Onları, haklarına tecavüz edip zarar vermek için alıkoymayın. Kim bunu yaparsa kendine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini alaya almayınız! Allah’ın üzerinize olan nimetini ve size öğüt vermek için, Kitap ve Hikmet’ten size indirdiklerini hatırlayınız. Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olunuz. Biliniz ki, Allah her şeyi en iyi bilendir.

Kadınları boşadığınızda iddetlerini bitirdikleri zaman, onları güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Haksızlıkta bulunmak için onları zararlı olacak şekilde tutmayın. Böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini de alaya almayın. Allah'ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği kitab ve hikmeti anın, Allah'tan sakının ve Allah'ın her şeyi bildiğini bilin.

Hanımlarınızı boşadığınız zaman, onlar bekleme sürelerinin sonuna yaklaştıklarında, ya boşamaktan vazgeçerek onları güzellikle tutun, ya da sürenin sona ermesini bekleyip onları güzellikle serbest bırakın; haklarını çiğnemek ve kendilerine zarar vermek için her bekleme süresinin sonuna doğru onlara dönüp, sonra yeniden boşamak sûretiyle onları alıkoymayın. Kim böyle yaparsa, ancak kendisine kötülük etmiş olur. Sakın bu ve benzeri davranışlarla Allah’ın ayetlerini hafife almayın; Allah’ın size sunduğu nîmetleri, öğüt almanız için size bahşettiği Kitabı ve Kitaptaki hükümleri pratik hayata uygulama anlamına gelen ve Peygamberin örnek yaşantısıyla ortaya konan hikmeti düşünün. Allah’a karşı gelmekten de sakının ve unutmayın ki, Allah her şeyi bilmektedir.

Kadınlar’ı boşadığınız zaman bekleme sürelerine ulaştıklarında örfe uygun olarak onları (nikâhta) tutun veya örfe uygun olarak bırakın!
Haddi aşmak için onları zararına tutmayın!
Kim bunu yaparsa, kendi nefsine zulmetmiştir.
Allah’ın âyetlerini alay konusu edinmeyin!
Allah’ın, sizi uyarmak üzere Kitap’tan ve Hikmet’ten indirdiklerini ve üzerinizdeki nimetini hatırlayın!
Allah’tan sakınıp korunun!
Bilin ki Allah, her şeyi bilmektedir.

Boşadıktan sonra bekleme sürelerini doldurmuş kadınları, ya barışarak tekrar alın, ya da güzellikle serbest bırakın. Kendilerini sıkıntıya sokup bir şeyler koparmak için avara tutmayın. Böyle yapanlar, saygınlığını yitirir. Allah'ın sözlerini alaya almayın. Allah'ın size yaptığı iyilikleri düşünün, Sizi eğitmek üzere indirdiği Kitabı ve onun size sağladığı siyasî gücü düşünün. Allah'a karşı kendinizi sağlama alın. Allah’ın her şeyi bildiğini de bilin

Kadınları boşadığınız da ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman; ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın! Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onların özgürlüğünü kısıtlamayın! Bunu kim yaparsa, kendine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini eğlenceye almayın! Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için gönderdiği Kitabı ve hikmeti hatırlayın! Allah’a karşı gelmekten sakının! Bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Kadınları boşadığınız ve onlar da (üç aylık bekleme) süresinin sonuna geldiklerinde onları iyilikle tutun veya iyilikle bırakın! Haksızlık ederek ve (kendilerine) zarar vermek için onları (zorla) tutmayın! Kim bunu yaparsa elbette (öncelikle) kendine kötülük etmiş olur. Allah’ın ayetlerini eğlence edinmeyin! Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitabı ve [hikmet]i (doğru hüküm verme yeteneğini) hatırlayın! Allah’a karşı [takvâ]lı (duyarlı) olun! Bilin ki şüphesiz Allah her şeyi bilendir.

(Ey îman edenler!) Kadınları boşayıp da bekleme sürelerini doldurdukları zaman¹ onları; ya meşru bir biçimde yanınızda tutun ya da meşru bir biçimde bırakın. Fakat Allah’ın sınırlarını çiğneyerek, sadece zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın.² Kim, böyle yaparsa ancak kendi kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın âyetleriyle alay etmeyin.³ Allah’ın size verdiği nîmeti ve size öğüt vermek için indirdiği Kitap’ı ve hikmeti hatırınızdan çıkartmayın. Allah’a karşı hata etmekten sakının ve iyi bilin ki Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

1 Yani iddetlerini tamamladıkları zaman… Boşama ve iddet ile ilgili Bk. (Talak: 1-6)2 Boşadığınız kadınlarınız iddetlerinin sonuna yaklaştıklarında ya... Devamı..

Böylece, kadınlarınızı boşadığınızda ve onlar bekleme sürelerinin sonuna yaklaşmak üzere iken onları ya güzellikle alıkoyun ya da güzel bir şekilde bırakın. Ama, arzuları hilafına, eziyet etmek için alıkoymayın: Çünkü, böyle bir davranışta bulunan, (yalnızca) kendisine haksızlık etmiş olur. Ve Allah’ın [bu] mesajlarını önemsemezlik yapmayın; Allah’ın size lütfettiği nimetleri ve size öğüt için indirdiği vahyi ve hikmeti hatırlayın; Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, ve bilin ki Allah her şeyin aslını bilir.

Kadınları boşadığınızda, onların da bekleme süreleri sona erince ya onları güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat onlara zarar vermek ve haklarını ihlal etmek niyetiyle zorla alıkoymayın. Kim bunu yaparsa şüphesiz kendisine yazık etmiş olur. Allah’ın ayetlerini hafife almayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini, kendisiyle öğüt vermek için size indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün. Allah’a karşı sorumlu olun ve bilin ki, kesinlikle Allah her şeyi bilendir. 2/226...242, 4/35, 65/1-6

Bu şekilde kadınları boşadığınızda ve onlar da bekleme sürelerinin sonuna geldiklerinde, ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın! Onlara zarar vermek için alıkoymayın! Bu durumda haddi aşmış olursunuz. Kim de böyle yaparsa, elbette kendisine kötülük etmiş olur. Allah’ın âyetlerini hafife almayın! Allah’ın size olan nimetlerini, size öğüt vermek için size indirdiği vahyi ve hikmeti hatırlayın ve Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! İyi bilin ki Allah her şeyi(n içyüzünü) bilir.

Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri vakit; ya onları iyilikle tutun, ya da güzellikle ayrılın, fakat haksızlık ederek, onlara zarar vermek için nikah altında tutmayın. Kim böyle bir şey yaparsa kendine yazık etmiş olur. Sakın Allah’ın ayetlerim eğlenceye almayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size indirip hükümleri ile size öğüt verdiği kitabı (Kuranı) ve (Peygamber'in öğrettiği) hikmeti hatırlayın ve Allah'tan korkun, biliniz ki Allah kuşkusuz herşeyi hakkıyla bilendir!

Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiler mi, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın; haklarına tecâvüz edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine yazık etmiş olur. Allâh’ın âyetlerini eğlence yerine koymayın; Allâh’ın size olan ni’metini ve size öğüt vermek için Kitap ve Hikmetten size indirdiklerini düşünün, Allah’tan korkun ve bilin ki, Allâh her şeyi bilir.

Ve kadınları boşadığınızda, onlar da adetlerinin sonuna yaklaşınca artık onları ya iyilikle tutunuz veya iyilikle salıveriniz. Onları, haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutuvermeyiniz. Bunu her kim yaparsa muhakkak nefsine zulüm etmiş olur. Ve Allah Teâlâ'nın âyetlerini eğlence yerine tutmayınız. Ve Allah Teâlâ'nın üzerinize olan nîmetlerini ve sizlere indirip kendisiyle öğüt verdiği kitabı ve hikmeti yâd ediniz. Ve Hak Teâlâ'dan korkunuz. Ve biliniz ki Allah Teâlâ şüphesiz her şeyi bihakkın bilicidir.

Ey kocalar! Eşlerinizi boşar, onlar da iddetlerini bitirirlerse, artık ya onları iyilikle yanınızda tutar, yahut güzellikle salıverirsiniz! Onların hukukuna tecavüz etmek kasdıyla zarar vermek için eşlerinizi alıkoymayın! Kim böyle yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın âyetlerini şakaya almayın! Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetleri ve sizi irşad etmek gayesiyle indirmiş olduğu kitap ve hikmeti hatırlayın, dile getirin, Allah'a karşı gelmekten sakının ve Allah'ın her şeyi hakkıyla bildiğini pek iyi bilin!

Koca, eşini boşadıktan sonra, evliliği devam ettirme gayesi ve ümidi yoksa, onu serbest bırakmalıdır ki bir iddetle kurtulsun. Yoksa sırf ona zarar ve... Devamı..

Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiler mi, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın; haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine yazık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence yerine koymayın; Allah'ın size olan ni'metini ve size öğüt vermek için Kitap ve Hikmet'ten size indirdiklerini düşünün, Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi bilir.

Zevceyi boşayub müddet-i 'iddet nihâyet buldukda onları ma'rûf ile (hüsn-ü mu'âşeret, ülfet ve imtizâc maksadıyla) tutunuz yâhud eyilik ile (haklarını virerek, isnâdda bulunmak gibi şeyler yapmayarak) yol viriniz. Onları zulüm ve tecâvüz ile veyâ fidyeye mecbûr itmek içün mazarratlarını mûcib olacak sûretde tutmayınız [²] Bunı yapan kimse kendi nefsine zulüm ider. Allâh'ın âyetlerini eğlence ittihâz itmeyiniz. Hak Te'âlânın size olan ni'metlerini (şükürle ve hakkını edâ ile) ve size onunla va'az ve nasîhat buyurmak içün gönderdiği kitâbı ve hikmeti zikr idiniz ve biliniz ki Allâh her şeyi tamamıyla bilir.

[2] Kadını bîzâr idüb nikâh ve nafakasından vaz geçirmek ve yâhud zengin ise mal ve para virerek kendisini kurtarmağa kalkmasını îcâb itdirmek içün, h... Devamı..

Kadınları boşadığınızda bekleme sürelerinin sonuna varırlarsa, ya maruf[1] (Kur’ân ölçüleri) ile tutun ya da maruf ile ayırın. Onları, haklarına girip zarara uğratmak için tutmayın.[2] Bunu yapan, kendini kötü duruma sokar. Allah’ın âyetlerini hafife almayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini aklınızdan çıkarmayın. O, indirdiği kitap ve hikmet ile size öğüt vermektedir. Allah’tan çekinerek kendinizi koruyun. Bilin ki her şeyi bilen Allah’tır.

[1] Maruf, bilinen demektir. Bu bilgi ya Kur'ân'dan ya da ona aykırı olmayan gelenekten elde edilir. Zıttı 'münker'dir. [2] Evliliği sürdürmeye niyetl... Devamı..

Kadınları boşadığınızda bekleme süreleri sona ererken, ya onları güzellikle tutun; ya da güzellikle bırakın fakat haklarına tecavüz etmek için, onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence edinmeyin. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı, hikmeti düşünün. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah, şüphesiz her şeyi bilendir.

Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirdiklerinde, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın. Zarar vermek amacıyla onları tutup da(117) haklarına tecavüz etmeyin. Böyle yapan, ancak kendisine yazık etmiş olur. Allah'ın âyetleriyle eğlenmeye kalkmayın. Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti(118) hatırlayın da Allah'a karşı gelmekten sakının. Şunu da bilin ki, Allah herşeyi hakkıyla bilmektedir.

(117) Her iddet bitiminde tekrar eşine dönüp sonra tekrar boşayarak, böylece üç defa iddet beklemek zorunda bırakmak suretiyle.(118) “Kitap ve hikmet”... Devamı..

Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamladılar mı ya onları örfe uygun olarak tutun yahut da örfe uygun olarak serbest bırakın. Onları, zulmetmeniz için, zararlarına bir biçimde, tutmayın. Bunu yapan, öz benliğine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence aracı yapmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve kendisiyle size öğüt vermek için indirdiği Kitap'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.

daħı ķaçan ŧalaķ viresiz 'avratlara, pes ireler śoñ müddetine anlaruñ dutuñ anları ya'nį reç'at eyleñ, eylüg-ile; yā salı virüñ anları, eylüg-ile. daħı dutmañ anları ziyān degürmek içün ya'nį iddet uzansuñ diyü; tā žulm eyleysiz. daħı her kim işlerse anı, bayıķ žulm eyledi gendüzine. daħı dutmañ Tañrı āyetlerini yañsuya. daħı anuñ Tañrı ni'metlerin, sizüñ üzerüñüze; daħı anı kim indürdi üzerüñüze kitāb ya'nį ķur’ān, daħı ḥikmet ya'nį peyġamber sürmeli, yā ķur’ān bilmek; ögütler sizi anuñ-ile. daħı śaķınuñ Tañrı’dan; daħı bilüñ kim bayıķ Tañrı, her nesneyi bilicidür.

Daḫı ḳaçan ‘avratlar boşatsañuz ‘iddetleri tamām olsa pes ḳaytaruñ, dutuñanları yaḫşılıḳ bile, yā ḳoyıvirüñüz anları yaḫşılıḳ bile. Daḫı dutmañuz an‐ları güçlük bile ẓulm eylemeg‐içün. Daḫı kim işlese anı taḥḳīḳ ẓulm eyle‐mişdür öz nefsine. Daḫı Tañrı Ta‘ālā āyetlerini masḫaralıġa almañuz, daḫıañuñuz Tañrı Ta‘ālā ni‘metlerini üstüñüze, daḫı ẕikr eyleñüz ol āyetleri kimindürdi üstüñüze kitābdan ḥikmetlerini. Daḫı añuñuz ögüt virür sizeḲur’ān bile, daḫı ḳorḳuñuz Tañrı Ta‘ālādan ve bilüñüz ki Tañrı Ta‘ālā hernesneyi bilicidür.

Qadınlarınızı (ric’i talaqla) boşadığınız və onların gözləmə müddəti başa çatdığı zaman onları ya xoşluqla saxlayın, ya da xoşluqla buraxın. (Əziyyət və) zərər vermək məqsədilə haqlarına təcavüz edib onları saxlamayın! Hər kəs bunu etsə, şübhəsiz ki, özünə zülm etmiş olar. Allahın ayələri (hökmləri) ilə oynamayın (onlara istehza etməyin). Allahın sizə verdiyi ne’mətləri,öyüd-nəsihət üçün göndərdiyi Kitabı (Qur’anı) və hikməti xatırlayın! Allahdan qorxun və Allahın, həqiqətən, hər şeyi bildiyini anlayın!

When ye have divorced women, and they have reached their term, then retain them in kindness or release them in kindness. Retain them not to their hurt so that ye transgress (the limits). He who doeth that hath wronged his soul. Make not the revelations of Allah a laughing stock (by your behaviour), but remember Allah's grace upon you and that which He hath revealed unto you of the Scripture and of wisdom, whereby He doth exhort you. Observe your duty to Allah and know that Allah is Aware of all things.

When ye divorce(261) women, and they are about to fulfil the term of their (´Iddat), either retain them back or let them go; but do not retain them to injure them, (or) to take undue advantage;(262) if any one does that; He wrongs his own soul. Do not treat Allah's Signs as a jest,(263) but solemnly rehearse(264) Allah.s favours on you, and the fact that He sent down to you the Book and Wisdom, for your instruction. And fear Allah, and know that Allah is well-acquainted with all things.

261 If the man takes back his wife after two divorces, he must do so only on equitable terms, i.e., he must not put pressure on the woman to prejudice... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.