2 Aralık 2024 - 30 Cemaziye'l-Evvel 1446
Pazartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Kehf Suresi
◄
294
►
Cüz 15
(Diyanet Vakfı Meali)
16.
(İçlerinden biri şöyle demişti:) «Madem ki siz onlardan ve onların Allah'ın dışında tapmakta oldukları varlıklardan uzaklaştınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve işinizde sizin için fayda ve kolaylık sağlasın.»
17.
(Resûlüm! Orada bulunsaydın) güneşi görürdün: Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı). İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın.
18.
Kendileri uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
19.
Böylece biz, aralarında birbirlerine sormaları için onları uyandırdık: İçlerinden biri: «Ne kadar kaldınız?» dedi. (Kimi) «Bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık» dediler; (kimi de) şöyle dediler: «Rabbiniz, kaldığınız müddeti daha iyi bilir. Şimdi siz, içinizden birini şu gümüş paranızla şehre gönderin de, baksın, (şehrin) hangi yiyeceği daha temiz ise size ondan erzak getirsin; ayrıca, nâzik davransın (gizli hareket etsin) ve sakın sizi kimseye sezdirmesin.»
20.
«Çünkü onlar eğer size muttali olurlarsa, ya sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman ebediyyen iflah olmazsınız.»
Beyzâvî’nin naklettiğine göre şehre gönderilen adam, elindeki parayı harcamak üzere çıkarınca, şehir halkı, paranın üstündeki kral Dekyanos’un resmin
...
Devamı..
سُورَةُ الْكَهْفِ
◄
٢٩٤
►
الجزء١٥
وَاِذِ
اعْتَزَلْتُمُوهُمْ
وَمَا
يَعْبُدُونَ
اِلَّا
اللّٰهَ
فَأْوُ۫ٓا
اِلَى
الْكَهْفِ
يَنْشُرْ
لَكُمْ
رَبُّكُمْ
مِنْ
رَحْمَتِه۪
وَيُهَيِّئْ
لَكُمْ
مِنْ
اَمْرِكُمْ
مِرْفَقًا
﴿١٦﴾
وَتَرَى
الشَّمْسَ
اِذَا
طَلَعَتْ
تَزَاوَرُ
عَنْ
كَهْفِهِمْ
ذَاتَ
الْيَم۪ينِ
وَاِذَا
غَرَبَتْ
تَقْرِضُهُمْ
ذَاتَ
الشِّمَالِ
وَهُمْ
ف۪ي
فَجْوَةٍ
مِنْهُۜ
ذٰلِكَ
مِنْ
اٰيَاتِ
اللّٰهِۜ
مَنْ
يَهْدِ
اللّٰهُ
فَهُوَ
الْمُهْتَدِۚ
وَمَنْ
يُضْلِلْ
فَلَنْ
تَجِدَ
لَهُ
وَلِيًّا
مُرْشِدًا۟
﴿١٧﴾
وَتَحْسَبُهُمْ
اَيْقَاظًا
وَهُمْ
رُقُودٌۗ
وَنُقَلِّبُهُمْ
ذَاتَ
الْيَم۪ينِ
وَذَاتَ
الشِّمَالِۗ
وَكَلْبُهُمْ
بَاسِطٌ
ذِرَاعَيْهِ
بِالْوَص۪يدِۜ
لَوِ
اطَّلَعْتَ
عَلَيْهِمْ
لَوَلَّيْتَ
مِنْهُمْ
فِرَارًا
وَلَمُلِئْتَ
مِنْهُمْ
رُعْبًا
﴿١٨﴾
وَكَذٰلِكَ
بَعَثْنَاهُمْ
لِيَتَسَٓاءَلُوا
بَيْنَهُمْۜ
قَالَ
قَٓائِلٌ
مِنْهُمْ
كَمْ
لَبِثْتُمْۜ
قَالُوا
لَبِثْنَا
يَوْمًا
اَوْ
بَعْضَ
يَوْمٍۜ
قَالُوا
رَبُّكُمْ
اَعْلَمُ
بِمَا
لَبِثْتُمْ
فَابْعَثُٓوا
اَحَدَكُمْ
بِوَرِقِكُمْ
هٰذِه۪ٓ
اِلَى
الْمَد۪ينَةِ
فَلْيَنْظُرْ
اَيُّهَٓا
اَزْكٰى
طَعَامًا
فَلْيَأْتِكُمْ
بِرِزْقٍ
مِنْهُ
وَلْيَتَلَطَّفْ
وَلَا
يُشْعِرَنَّ
بِكُمْ
اَحَدًا
﴿١٩﴾
اِنَّهُمْ
اِنْ
يَظْهَرُوا
عَلَيْكُمْ
يَرْجُمُوكُمْ
اَوْ
يُع۪يدُوكُمْ
ف۪ي
مِلَّتِهِمْ
وَلَنْ
تُفْلِحُٓوا
اِذًا
اَبَدًا
﴿٢٠﴾
◄
٢٩٤
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.