İnnehum in yazherû ‘aleykum yercumûkum ev yu’îdûkum fî milletihim velen tuflihû iżen ebedâ(n)
“Çünkü onlar (şehir halkı) üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi (tanıyıp) taşa tutarak (öldürürler) veya (bâtıl) dinlerine geri çevirirler; bu durumda ise ebedi olarak (felaha) kurtuluşa ulaşamazsınız.”
Çünkü anlarlar, duyarlarsa ya taşlarlar sizi, yahut da dinlerine döndürürler ve artık kesin olarak kurtulamazsınız onlardan.
Çünkü anlarlar ve duyarlarsa, sizi ya taşlayarak öldürürler yahut da kendi batıl dinlerine döndürürler ki, bu durumda bir daha asla kurtulamazsınız.”
“Onlar sizi, tanıyıp yakalarlarsa, ya sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine döndürürler, hayat tarzlarını benimsetirler. O zaman bir daha ebediyyen iflâh olmazsınız, ebedî nimetlerle mutluluğa eremezsiniz.” dedi.
Çünkü onlar sizi ele geçirirlerse taşa tutarlar veya kendi dinlerine döndürürler. O takdirde asla kurtuluşa eremezsiniz."
'Çünkü 'durumunuzu bilip ele geçirirlerse' sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız.'
Çünkü şehir halkı, sizi, ellerine geçirirlerse, muhakkak sizi taşla öldürürler, yahud zorla dinlerine döndürürler. Bu takdirde ebediyyen kurtulamazsınız...
“Çünkü onlar, eğer sizi görüp yakalarlarsa ya sizi recm ederler veya sizi milletlerine gerisin geriye katarlar. İşte o zaman asla felah bulamazsınız.” dediler.
“Doğrusu, eğer onlar sizi ele geçirirse ya taşlayarak öldürürler veya kendi yollarına döndürürler ve bu durumda asla kurtulamazsınız” dedi.
Diyecekler ki: «onlar üçtür, dördüncüsü köpekleri!», «onlar beştir, altıncısı köpekleri!» diyenler de var; bilmiyerek atarlar; birtakım kimseler de: «Yedidirler, sekizinci köpekleri!» demektedirler; diyesin ki: «Tanrım iyi bilir sayıların, onları bilen azdır»
“Çünkü onlar sizi ele geçirirlerse ya öldüresiye taşlarlar yahut kendi inanç sistemlerine döndürürler. O zaman da bir daha asla kurtuluşa eremezsiniz.”
"Zira onların sizden haberi olacak olursa, ya taşlayarak öldürürler veya dinlerine döndürürler ve bu takdirde asla kurtulamazsınız."
“Çünkü onlar sizi ele geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler, yahut kendi dinlerine döndürürler. O zaman da bir daha asla kurtuluşa eremezsiniz.”
«Çünkü onlar eğer size muttali olurlarsa, ya sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman ebediyyen iflah olmazsınız.» *
"Onlar sizi farkederlerse sizi taşlarlar veya sizi zorla kendi dinlerine döndürürler ki bu durumda asla başarıya ulaşamazsınız."
"Çünkü şehir halkı, sizi ellerine geçirirlerse muhakkak sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman siz dünyada da ahirette de asla kurtuluşa eremezsiniz."
Çünkü ellerine geçirirlerse sizi muhakkak recmederler yâhud milletlerine döndürürler ve bu takdirde ebedâ felâh bulamazsınız
Onlar sizi fark ederlerse, sizi taşa tutarlar veya kendi milletlerine¹ döndürürler. O zaman, kesinlikle ebediyen kurtuluşa eremezsiniz.*
«Çünkü onlar size galebe ederlerse sîzi ya taşla öldürürler, yahud sizi (zorla) kendi dînlerine döndürürler. Bu takdîrde ise ebedî felah bulmazsınız».
“Çünki onlar, sizden haberdâr olursa, sizi taşla(yarak öldürü)rler veya sizi dinlerine döndürürler; bu takdirde ebediyen kurtuluşa eremezsiniz!”
“Eğer o şehir halkı, sizin yerinizi açığa çıkartırlarsa, ya sizi taşlarlar ya da sizi dinlerine döndürürler ki, o zamanda ebediyen kurtuluşa kavuşamazsınız” dediler.
19, 20. Bunun gibi [⁴] birbirlerinden soruşup hallerini bilmek için onları uyandırdık. Onlardan biri burada ne kadar vakit eğleştiniz dedi. Birkaçı bir gün veya ondan daha az eğleştik dediler. Birkaçı da şöyle dediler: Ne kadar eğleştiğinizi Rabbiniz daha iyi bilir, içinizden birinizi bu gümüş akça ile şehre gönderin, baksın, kimin yemeği daha pâk [⁵] ise size ondan yiyecek getirsin, nazikâne hareket etsin, hiçbir kimseye burada bulunduğunuzu haber vermesin [⁶]. Çünkü onlar sizi ele geçirirlerse ya taşlarlar veya cebren kendi dinlerine döndürürler. Bu halde ebediyyen felâh bulamazsınız.*
“Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız.”
“Çünkü bizi ele geçirirlerse, hepimizi taşa tutup hunharca öldürürler; ya da baskı ve işkenceyle bizi o kendi bâtıl dinlerine geri döndürürler ki, o zaman asla kurtuluş yüzü göremeyiz!”
Gönderilen genç, aradan uzun yıllar geçtiğinden habersiz, çarşıda dolaşmaya başladı. İnsanlar, antika paralarla alışveriş yapmaya çalışan genci görünce, merakla etrafına toplandılar. Sonra durum yöneticilere haber verildi. Hep birlikte mağaraya geldiler ve mağaradaki gençlerin durumunu görerek, hayret verici gerçeği öğrendiler. Bir süre sonra gençler, uyandıkları yerde Rabb’lerine ruhlarını teslim ettiler.
(Ve devamla): “Çünkü onlar, sizi ellerine geçirirlerse muhakkak ya öldürürler ya da kendi dinlerine döndürürler. İşte o zaman asla kurtuluşa eremezsiniz.” (dediler.)1*
çünkü, bakın, sizin varlığınızı öğrenirlerse ya sizi taşlayarak öldürürler ya da zor altında sizi kendi dinlerine döndürürler ki, bu durumda, bir daha asla kurtulamazsınız!” 26
–Eğer onlar sizi ele geçirecek olurlarsa ya sizi taşlayarak öldürürler ya da zorla sizi kendi dinlerine geri döndürürler. İşte o zaman ebediyen iflah olmazsınız. 14/13
Çünkü eğer onlar sizin varlığınızı öğrenirlerse, ya sizi öldüresiye taşlarlar, ya da sizi (zorla) kendi inançlarına döndürürler; o takdirde ise bir daha asla iflah olamazsınız.”[2365]*
«Şüphe yok ki, onlar eğer size galebe ederlerse sizi ya taşlayarak öldürürler, veya sizi kendi milletlerine (dinlerine) döndürürler ve o takdirde artık ebedîyyen felâh bulamazsınız.»
19, 20. İşte, onları nasıl uyuttuysak öylece de uyandırdık. Derken aralarında konuşmaya başladılar. Birisi: “Ne kadar uykuda kaldınız? ” diye sorunca bazıları: “Bir gün, belki bir günden de az! ” diye cevap verdiler. Diğerleri de: “Uykuda ne kadar kaldığınızı tam tamına ancak Rabbiniz bilir. ” dediler. “Siz onu bırakın da, açlığımızı gidermeye bakalım. Şu akçeyi verip içinizden birini şehre gönderin de baksın hangi yiyecek daha hoş ve helâl ise ondan size azık tedarik etsin. ”“Bir de gayet nazik ve tedbirli davransın, varlığınızı ve bulunduğunuz yeri sakın hiç kimseye hissettirmesin. ”“Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse ya taşa tutar, ya da kendi dinlerine döndürürler, bu takdirde de ebediyyen felah bulamazsınız. ”
Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse taşlayarak öldürürler, yahut kendi dinlerine döndürürler ki, o takdirde asla iflah olamazsınız.*
“Çünkü ellerine geçirseler taşlayarak bizi öldürürler ya da kendi dinlerine döndürürler de sonsuza kadar umduğumuza kavuşamayız."
Eğer onların sizden haberi olacak olursa, taşa tutarlar veya sizi dinlerine döndürürler. O zaman asla kurtuluşa eremezsiniz.
“Eğer bizi ele geçirirlerse taşlarlar; yahut kendi dinlerine çevirirler ki, o takdirde ebediyen iflâh olmayız.”
"Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler yahut da sizi kendilerinin milletine döndürürler. O takdirde bir daha asla kurtulamazsınız."
“bayıķ anlar eger ġālib olalar üzerüñüze depeleyeler sizi yā döndüreler sizi milletleri içine. daħı hergiz ķurtılmayasız andan hemįşe.”
Doğrusu, onlar sizi ələ keçirsələr ya sizi daşqalaq edəcək, ya da öz dinlərinə döndərəcəklər. Belə olacağı təqdirdə, siz (nə dünyada, nə də axirətdə) nicat tapa bilməzsiniz!”
For they, if they should come to know of you, will stone you or turn you back to their religion; then ye will never prosper.
"For if they should come upon you, they would stone you or force(2355) you to return to their cult, and in that case ye would never attain prosperity."(2356)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |