25 Nisan 2024 - 16 Şevval 1445
Perşembe
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ مَرْيَمَ
/ Meryem Suresi
◄
٣٠٧
- 307
►
16. Cüz /
الجزء ١٦
وَاَنْذِرْهُمْ
onları uyar
يَوْمَ
gününe (karşı)
الْحَسْرَةِ
hasret
اِذْ
o zaman
قُضِيَ
hükmedilir
الْاَمْرُۚ
işe
وَهُمْ
onlar
ف۪ي
içinde iken
غَفْلَةٍ
gaflet
وَهُمْ
ve onlar
لَا يُؤْمِنُونَ
iman etmezlerken
﴿٣٩﴾
اِنَّا
ancak biz
نَحْنُ
biz
نَرِثُ
varis oluruz
الْاَرْضَ
dünyaya
وَمَنْ
ve bulunanlara
عَلَيْهَا
onun üzerinde
وَاِلَيْنَا
ve bize
يُرْجَعُونَ۟
döndürülürler
﴿٤٠﴾
وَاذْكُرْ
an
فِي الْكِتَابِ
Kitapta
اِبْرٰه۪يمَۜ
İbrahim'i de
اِنَّهُ
gerçekten o
كَانَ
idi
صِدّ۪يقاً
çok doğru
نَبِياًّ
bir peygamber
﴿٤١﴾
اِذْ
hani
قَالَ
demişti ki
لِاَب۪يهِ
babasına
يَٓا اَبَتِ
babacığım
لِمَ تَعْبُدُ
niçin tapıyorsun?
مَا
şeylere
لَا يَسْمَعُ
işitmeyen
وَلَا يُبْصِرُ
görmeyen
وَلَا يُغْن۪ي
ve yararı olmayan
عَنْكَ
sana
شَيْـٔاً
hiçbir
﴿٤٢﴾
يَٓا اَبَتِ
babacığım
اِنّ۪ي
bana
قَدْ
elbette
جَٓاءَن۪ي
bana geldi
مِنَ الْعِلْمِ
bir bilgi
مَا لَمْ يَأْتِكَ
sana gelmeyen
فَاتَّبِعْن۪ٓي
bana uy
اَهْدِكَ
seni ileteyim
صِرَاطاً
bir yola
سَوِياًّ
düzgün
﴿٤٣﴾
يَٓا اَبَتِ
babacığım
لَا تَعْبُدِ
tapma
الشَّيْطَانَۜ
şeytana
اِنَّ
çünkü
الشَّيْطَانَ
şeytan
كَانَ
idi
لِلرَّحْمٰنِ
Rahman'a
عَصِياًّ
isyan etmiş
﴿٤٤﴾
يَٓا اَبَتِ
babacığım
اِنّ۪ٓي
ben
اَخَافُ
korkuyorum
اَنْ يَمَسَّكَ
sana dokunmasından
عَذَابٌ
bir azabın
مِنَ الرَّحْمٰنِ
Rahman'dan
فَتَكُونَ
o zaman olursun
لِلشَّيْطَانِ
şeytanın
وَلِياًّ
dostu
﴿٤٥﴾
قَالَ
dedi ki
اَرَاغِبٌ
yüz mü çeviriyorsun?
اَنْتَ
sen
عَنْ اٰلِهَت۪ي
benim tanrılarımdan
يَٓا اِبْرٰه۪يمُۚ
Ey İbrahim
لَئِنْ
eğer
لَمْ تَنْتَهِ۬
vazgeçmezsen
لَاَرْجُمَنَّكَ
andolsun seni taşlarım
وَاهْجُرْن۪ي
benden ayrıl, git
مَلِياًّ
uzun süre
﴿٤٦﴾
قَالَ
dedi
سَلَامٌ
selam
عَلَيْكَۚ
sana
سَاَسْتَغْفِرُ
mağfiret dileyeceğim
لَكَ
senin için
رَبّ۪يۜ
Rabbimden
اِنَّهُ
çünkü O
كَانَ ب۪ي
bana
حَفِياًّ
çok lutufkardır
﴿٤٧﴾
وَاَعْتَزِلُكُمْ
sizden ayrılıyorum
وَمَا تَدْعُونَ
ve yalvardıklarınızdan
مِنْ دُونِ
başka
اللّٰهِ
Allah'tan
وَاَدْعُوا
ve yalnız yalvarıyorum
رَبّ۪يۘ
Rabbime
عَسٰٓى
umarım ki
اَلَّٓا اَكُونَ
olmam
بِدُعَٓاءِ
yalvarmakla
رَبّ۪ي
Rabbime
شَقِياًّ
bahtsız
﴿٤٨﴾
فَلَمَّا اعْتَزَلَهُمْ
işte onlardan ayrılınca
وَمَا يَعْبُدُونَ
onların taptıklarından
مِنْ دُونِ
başka
اللّٰهِۙ
Allah'tan
وَهَبْنَا
biz armağan ettik
لَـهُٓ
ona
اِسْحٰقَ
İshak'ı
وَيَعْقُوبَۜ
ve Ya'kub'u
وَكُلاًّ
ve hepsini
جَعَلْنَا
yaptık
نَبِياًّ
peygamber
﴿٤٩﴾
وَوَهَبْنَا
lutfettik
لَهُمْ
onlara
مِنْ رَحْمَتِنَا
rahmetimizden
وَجَعَلْنَا
ve verdik
لَهُمْ
onlar için
لِسَانَ
dili
صِدْقٍ
bir doğruluk
عَلِياًّ۟
yüce
﴿٥٠﴾
وَاذْكُرْ
an
فِي الْكِتَابِ
Kitapta
مُوسٰىۘ
Musa'yı da
اِنَّهُ
çünkü o
كَانَ مُخْلَصاً
içi temiz idi
وَكَانَ
ve idi
رَسُولاً
bir peygamber
نَبِياًّ
nebi
﴿٥١﴾
◄
٣٠٧
- 307
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.