3 Aralık 2023 - 20 Cemaziye'l-Evvel 1445
Pazar
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ مَرْيَمَ
/ Meryem Suresi
◄
٣٠٦
- 306
►
16. Cüz /
الجزء ١٦
فَكُل۪ي
ye
وَاشْرَب۪ي
iç
وَقَرّ۪ي
aydın olsun
عَيْناًۚ
gözün
فَاِمَّا
eğer
تَرَيِنَّ
görürsen
مِنَ الْبَشَرِ
insanlardan
اَحَداًۙ
birini
فَقُول۪ٓي
de ki
اِنّ۪ي
şüphesiz ben
نَذَرْتُ
adadım
لِلرَّحْمٰنِ
Rahman için
صَوْماً
oruç
فَلَنْ اُكَلِّمَ
konuşmayacağım
الْيَوْمَ
bugün
اِنْسِياًّۚ
hiçbir insanla
﴿٢٦﴾
فَاَتَتْ بِه۪
onu getirdi
قَوْمَهَا
kavmine
تَحْمِلُهُۜ
taşıyarak
قَالُوا
dediler
يَا مَرْيَمُ
Ey Meryem
لَقَدْ
gerçekten
جِئْتِ
sen yaptın
شَيْـٔاً
bir iş
فَرِياًّ
tuhaf, korkunç
﴿٢٧﴾
يَٓا
ey
اُخْتَ
kızkardeşi
هٰرُونَ
Harun'un
مَا كَانَ
değildi
اَبُوكِ
baban
امْرَاَ
bir adam
سَوْءٍ
kötü
وَمَا كَانَتْ
değildi
اُمُّكِ
annen de
بَغِياًّۚ
iffetsiz
﴿٢٨﴾
فَاَشَارَتْ
işaret etti
اِلَيْهِ۠
ona (çocuğa)
قَالُوا
dediler ki
كَيْفَ
nasıl
نُكَلِّمُ
konuşuruz
مَنْ كَانَ
olan
فِي الْمَهْدِ
beşikte
صَبِياًّ
çocukla
﴿٢٩﴾
قَالَ
(Çocuk) dedi
اِنّ۪ي
şüphesiz ben
عَبْدُ
kuluyum
اللّٰهِ۠
Allah'ın
اٰتَانِيَ
bana verdi
الْكِتَابَ
Kitabı
وَجَعَلَن۪ي
beni yaptı
نَبِياًّۙ
peygamber
﴿٣٠﴾
وَجَعَلَن۪ي
beni kıldı
مُبَارَكاً
bereketli
اَيْنَ
nerede
مَا كُنْتُۖ
olursam
وَاَوْصَان۪ي
ve bana emretti
بِالصَّلٰوةِ
namaz kılmayı
وَالزَّكٰوةِ
zekat vermeyi
مَا دُمْتُ
olduğum sürece
حَياًّۖ
sağ
﴿٣١﴾
وَبَراًّ
iyilik eder (kıldı)
بِوَالِدَت۪يۘ
anneme
وَلَمْ يَجْعَلْن۪ي
beni yapmadı
جَبَّاراً
bir zorba
شَقِياًّ
baş kaldıran
﴿٣٢﴾
وَالسَّلَامُ
esenlik verilmiştir
عَلَيَّ
bana
يَوْمَ
gün
وُلِدْتُ
doğduğum
وَيَوْمَ
ve gün
اَمُوتُ
öleceğim
وَيَوْمَ
ve gün
اُبْعَثُ
kaldırılacağım
حَياًّ
diri olarak
﴿٣٣﴾
ذٰلِكَ
işte
ع۪يسَى
Îsa
ابْنُ
oğlu
مَرْيَمَۚ
Meryem
قَوْلَ الْحَقِّ
gerçek söz
الَّذ۪ي
ki
ف۪يهِ
hakkında
يَمْتَرُونَ
şüphe edip ayrılığa düştükleri
﴿٣٤﴾
مَا كَانَ
yakışmaz
لِلّٰهِ
Allah'a
اَنْ يَتَّخِذَ
edinmek
مِنْ وَلَدٍۙ
çocuk
سُبْحَانَهُۜ
O'nun şanı yücedir
اِذَا قَضٰٓى
hükmettiğinde
اَمْراً
bir işi
فَاِنَّمَا
sadece
يَقُولُ
der
لَهُ
ona
كُنْ
ol
فَيَكُونُۜ
(o da) olur
﴿٣٥﴾
وَاِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
رَبّ۪ي
benim Rabbimdir
وَرَبُّكُمْ
ve sizin Rabbinizdir
فَاعْبُدُوهُۜ
O'na kulluk edin
هٰذَا
işte budur
صِرَاطٌ
yol
مُسْتَق۪يمٌ
doğru
﴿٣٦﴾
فَاخْتَلَفَ
ayrılığa düştüler
الْاَحْزَابُ
hizipler
مِنْ بَيْنِهِمْۚ
kendi aralarından
فَوَيْلٌ
artık vay haline
لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا
kafirlerin
مِنْ مَشْهَدِ
görmekten ötürü
يَوْمٍ
bir günü
عَظ۪يمٍ
büyük
﴿٣٧﴾
اَسْمِعْ
ne güzel işitirler
بِهِمْ
onlar
وَاَبْصِرْۙ
ne güzel görürler
يَوْمَ
gün
يَأْتُونَنَاۚ
bize geldikleri
لٰكِنِ
ama
الظَّالِمُونَ
zalimler
الْيَوْمَ
bugün
ف۪ي
içindedirler
ضَلَالٍ
sapıklık
مُب۪ينٍ
apaçık
﴿٣٨﴾
◄
٣٠٦
- 306
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.