2 Mayıs 2024 - 23 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kalem Suresi 49. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Levlâ en tedârakehu ni’metun min rabbihi lenubiże bil’arâ-i ve huve meżmûm(un)

Rabbinden bir nimet erişmeseydi ona elbette bir yere, fena bir halde bırakılır giderdi.

Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, (Hz. Yunus) mutlaka yerilip kınanmış olarak çıplak vaziyette ıssız durumdaki (karaya) atılmış (veya okyanusların altında bırakılmış) olacaktı.

Allah tarafından O'na bir nimet erişmeseydi mutlaka aşağılanmış bir şekilde boş bir yere atılacaktı.

Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, tevbesini kabul etmeseydi, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.

Eğer Rabbinden ona bir nimet erişmemiş olsaydı mutlaka çırılçıplak bir alana kınanmış bir halde bırakılırdı.

Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.

Eğer Rabbinden, ona, bir rahmet yetişmiş olmasaydı, kötü bir şekilde (balığın karnından) yeryüzüne atılacaktı.

Eğer Rabbinin nimeti ona yetişmemiş olsaydı, yerilmiş bir halde sahile atılacaktı.

Rabbi katından ona bir rahmet ulaşmasaydı, kınanmış bir halde o açık araziye atılacaktı.

Tanrısından ona bir nimet gelmeseydi, yerilmiş olarak kırlara atılırdı

Eğer Rabbinden bir lütuf ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.

Eğer âna rabbinin lütfı yetişse idi çıplak bir sâhile atılacak ve mezmûm olacak idi.

Rabbinin katından ona bir nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak sahile atılacaktı.

Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir hâlde ıssız bir yere atılacaktı.

Rabbinin lutfu imdadına yetişmeseydi o mutlaka kınanmayı hak etmiş olarak ıssız bir sahaya atılacaktı.

Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.

Rabbinden ona bir nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak çorak bir sahile atılacaktı.

Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.

Rabbından bir ni'met yetişmiş olmasa idi ona, elbette o fazaya fena bir halde atılacaktı

49-50. Şâyet Rabbinin nimeti (rahmet ve inâyeti) ona yetişmeseydi, o (yapmış olduğu *zelleden dolayı) mutlaka kınanmış bir hâlde ıssız, (ağaç ve bitkisi olmayan,) kupkuru bir yere atılacaktı. (Fakat Allah onun duasına icabet etti de o kınananlardan olmadı. Zaten) Rabbi onu (daha önce, peygamber olarak) seçmiş ve kendisini sâlih kimselerden kılmıştı.

* Zelle: Peygamberlerden bir kasıt olmaksızın, unutarak ya da yanılarak meydana gelen, evlayı terk kabilinden, makamlarına uygun düşmeyen söz veya dav... Devamı..

Eğer Rabb'inden yeniden bir nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak boş bir yere atılmış olacaktı.

Eğer Rabbinden ona bir ni'met erişmiş olmasaydı o, mutlakaa çırıl çıplak (çıkarıldığı) o yere kınanmış bir halde atılacakdı .

Eğer Rabbisinden ona bir ni'met yetişmiş olmasaydı, o kınanmış bir kimse olarak şübhesiz (ağaçsız) bir alana atılacaktı.

Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmamış olsaydı, kovulmuş ve aşağılanmış bir halde boş bir sahaya atılmış olacaktı.

Eğer çalabı ona iyilik etmeseydi yerilecek bir durumda çırılçıplak kalacaktı.

Rabbinden bir nimet ve inayet ona yetişmeseydi yerinecek bir halde sahraya atılacaktı.

Şayet Rabbinden ona bir nimet erişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir hâlde ıssız bir yere atılacaktı.¹⁶

16 Krş. Sâffât, 37/144

Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşıp yetişmeseydi, mutlaka kendisi yerilmiş bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.

İşlediği hatâ o kadar büyüktü ki, ona Rabb’inden bir nîmet ulaşmamış olsaydı, yani pişmanlıkla Rabb’ine yönelip tesbih ederek O’nun şânınıyüceltenlerden olmasaydı, Kıyamet Gününe kadar o balığın karnında kalır (37. Saffat: 144) ve Hesap Gününde, kınanmış bir günahkâr olarak mahşer meydanına atılırdı.

Ona rabbinden bir nimet erişmeseydi, kınanmış olarak Boşluğa atılırdı.

Eğer Allah Yûnus'a değer vermeseydi onun imdadına yetişmez, cesedini kumsala atıverirdi.

Eğer Yunus akıl ederek Bize yakınlaşıp tövbe etmeseydi, yaptığı tövbesine karşılık affedilmeseydi, O hakir bırakılmış, horlanmış ve alçaltılmışlardan olurdu.

Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı mutlaka kınanmış (bir hâlde) ıssız bir sahile atılacaktı.

Eğer Rabbinin nîmeti ona yetişmeseydi,¹ o yerilerek ıssız bir yere atılırdı.

1 Yani tevbesi kabul edilmeseydi.

[Ve hatırla:] o’na Rabbinin rahmeti ulaşmamış olsaydı ²⁸ mutlaka aşağılanmış bir şekilde ²⁹ ıssız bir sahile atılmış olurdu:

28 Karş. 37:143- “[Sıkıntılarının zifiri karanlığında bile] Allah’ın sınırsız şanını yücelte[bile]nlerden olmamış bulunsaydı”: Yani, daima Allah’ı ana... Devamı..

Eğer Rabbinin rahmet ve inayeti ona yetişmeseydi ıssız ve kupkuru bir sahile atılacaktı. 21/87-88, 37/139.147

Eğer Rabbinin akıl sır ermez nimeti onun imdadına yetişmemiş olsaydı, andolsun ki aşağılanmış bir halde ıssız bir sahile (işte böyle) atılırdı.[⁵²⁶⁸]

[5268] Zımnen: Allah adının üzerini çizerdi. Hz. Yûnus’un tevbesi için bkz: 21:87.

Eğer Rabbinin katından ona bir nimet (tevbe ve bağışlanma) erişmiş olmasaydı, mutlaka o, kınanmış olarak ıssız bir yere atılacaktı.

Eğer Rabbinden ona bir ni’met yetişmeseydi, yerilerek çıplak bir alana atılırdı.

Eğer ona Rabbinden bir nîmet erişmiş olmasa idi, elbette fezaya metrut bir halde atılmış olacaktı.

Şayet Rabbinden gelen bir lütuf onun imdadına yetişmeseydi, kınanmaya müstahak bir vaziyette, deniz tarafından karaya atılırdı!

Eğer Rabbinden ona bir ni'met yetişmeseydi, yerilerek çıplak bir yere atılırdı.

Eğer onun du'âsını kabûl ile rabbinden ona bir ni'met irişmemiş olsa idi, hâlî ve kurı bir sahrâya atılur ve orada mezmûm ve makhûr kalırdı.

Eğer Rabbinin iyiliği imdadına yetişmeseydi[1], aşağılanmış bir halde açık alana[2] atılacaktı.

[1] ... [2] Balina ve yunuslar (deniz memelileri), eceli gelince çoğunlukla karaya vurur ve orada ölürler. Yunus'u (a.s.) da böyle bir deniz memelisi ... Devamı..

Rabbinden ona bir nimet erişmiş olmasaydı, kınanmış olarak çıplak bir yere atılacaktı.

Rabbinin nimeti erişmeseydi, o bomboş araziye kınanmış bir halde atılıp gidecekti.

Eğer ona, Rabbinden bir nimet ulaşmasaydı, horlanmış bir halde cascavlak bir yere atılırdı.

eger irmemiş-misse aña bir ni'met çalabı’sından bıraġıldı-y-ıdı yazıya ol melāmet olınmışken.

Eger aña yitişmese‐y‐di Tañrısı raḥmeti, ṣaḥrāya bıraġılurdı ol melāmetelāyıġ‐iken.

Əgər Rəbbindən ona bir mərhəmət (ne’mət) yetişməsəydi, o, məzəmmət olunaraq quru yerə (səhraya) atılacaqdı.

Had it not been that favour from his Lord had reached him he surely had been cast into the wilderness while he was reprobate.

Had not Grace from his Lord reached him, he would indeed have been cast off on the naked(5630) shore, in disgrace.

5630 Cf. 37:145-146, and n. 4126.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.