3 Ekim 2025 - 10 Rebiü'l-Ahir 1447 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûsuf Suresi 9. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Uktulû yûsufe evi-trahûhu erdan yaḣlu lekum vechu ebîkum vetekûnû min ba’dihi kavmen sâlihîn(e)

Öldürün Yusuf'u, yahut da öyle bir yere atın ki babanız, artık onu göremesin, ondan sonra tövbe eder, düzgün bir topluluk olursunuz.

(Şeytan onlara şöyle fısıldamıştı:) “Yusuf’u öldürüp (ortadan kaldırın) veya onu (artık geri dönemeyeceği) bir yere bırakın ki, babanız (Yakub)un yüzü (ilgisi ve sevgisi) yalnız size kalsın. Ondan sonra da (Allah’a tevbe eder) ve yine iyi kimseler olursunuz (ve kendinizi affettirirsiniz).”

İçlerinden biri: “Yûsuf'u öldürün” dedi. “Yahut onu uzak bir yere götürün bırakın ki, böylece babanız sevgi ve alakasıyla, yalnızca size kalsın. Daha sonra da sizler, tevbe ederek iyi insanlar olmuş olursunuz.”

“Yûsuf'u öldürün veya onu uzak bir yere atın ki, babanızın teveccühü, sevgisi yalnız size kalsın. Bundan sonra da, tevbe ederek, dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi müslüman, sâlih kimseler olursunuz.” dediler.

Yusuf'u öldürün veya (uzak) bir yere bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size (dönük) kalsın. Bundan sonra iyi bir topluluk olursunuz."

'Öldürün Yusuf'u veya onu bir yere atıp-bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size (dönük) kalsın. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz.'

(içlerinden biri dedi ki: ) Yûsuf'u öldürün, yahud onu uzak bir yere atın ki, babanızın sevgisi yalnız size bağlı kalsın ve ondan sonra tevbe edip sâlih bir kavim olasınız.

“Yusuf’u ya öldürün veya onu boş bir yere (çöle) atın; babanızın sevgisi ve teveccühü yalnız size kalsın. Ve ondan sonra uyumlu bir topluluk olursunuz.” dediler.

“Yûsuf'u öldürün veya onu bir yere atın ki babanızın sevgi ile yönelişi yalnız size kalsın! Ondan sonra da tövbe ederek iyi kimseler olursunuz.”

Siz Yusuf'u ya öldürün, ya da bir yere sürün, babanızın yüzü artık size çevrile, bundan sonra onat ulus olasız

(İçlerinden biri dedi ki:) “Yusuf'u öldürün ya da bir yere götürüp atın ki, babanızın ilgisi yalnız size yönelsin. Ondan sonra da tevbe ederek iyi kimseler olursunuz (babanızla münasebetleriniz düzeltir, işleri yoluna koyarsınız.)”

Ânlardan biri didi ki: "Yûsuf’u öldürünüz ve yâhud uzak bir yere götürünüz pederinizin nazarları sizin üzerinizde olur sonra tevbe idüb iyi âdemler gibi hareket idersiniz."

"Yusuf'u öldürün veya onu ıssız bir yere bırakıverin ki babanız size kalsın; ondan sonra da iyi kimseler olursunuz"

“Yûsuf’u öldürün veya onu bir yere atın ki babanız sadece size yönelsin. Ondan sonra (tövbe edip) salih kimseler olursunuz.”

Yûsuf’u öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tövbe ederek) iyi kimseler olursunuz!”

(Aralarında dediler ki:) Yusuf'u öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tevbe ederek) sâlih kimseler olursunuz!  

 Âyetin son kısmını «...Bundan sonra işinizi yoluna koymuş, durumunuzu düzeltmiş olursunuz» şeklinde anlamak da mümkündür.

"Yusuf'u öldürün, ya da onu bir uzak yere yollayın ki babanızın ilgisi sizde odaklansın. Daha sonra da erdemli bir topluluk olursunuz."

"Yusuf'u öldürün, ya da bir yere atın ki, babanızın yüzü (sevgisi) size kalsın, sonra yine salih bir kavim olursunuz."

Yusüfü öldürün yahud bir yere atın ki babanızın yüzü size kalsın ve ondan sonra salâhlı bir kavm olasınız

(İçlerinden biri dedi ki:) “Yûsuf’u öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü (ilgisi, sevgisi) yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tövbe ederek) sâlih kimselerden olursunuz.”

Yûsuf'u öldürün veya onu bilinmez bir yere atın ki babanızın ilgisi yalnızca size yönelsin. Ve bunun ardından iyi bir topluluk olursunuz.

«Yuusufu öldürün. Yahud onu (uzak ve ıssız) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalınız size münhasır olsun ve siz ondan sonra Saalih bir zümre olasınız».

“Yusuf’u öldürün veya onu bir yere atıp bırakın ki babanızın sevgisi yalnızca size kalsın. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz.”

(İçlerinden biri dedi ki:) “Yûsuf'u öldürün veya onu bir yere bırakın ki, babanızın teveccühü yalnız size kalsın; ondan sonra (tevbe eder) de sâlih kimseler topluluğu olursunuz.”

(Onladan biri dedi ki:) “Yusuf’u öldürün ya da (geri dönemeyeceği uzak) bir yere götürüp atın ki, babanızın ilgisi yalnız size yönelsin. Ve ondan sonra da (babanızla münasebetlerinizi düzeltir, işleri yoluna koyarsınız) iyi kimseler olursunuz. *

(*) Not: Her ne kadar birçok tefsir ve meallerde ‘’ Ondan sonra da (tövbe ederek) sâlih kimseler olursunuz!’’ şeklinde yorum yapılmışsa da, bence, bu ... Devamı..

“Yusuf’u öldürün veya yeryüzünün ıssız bir yerine bırakın ki, babanız yalnızca sizi görsün ve sizi sevsin. Bundan sonrada barış içinde uyumlu bir topluluk olun” dediler.

"Yusuf’u öldürün, ya da başka bir yere sürün ki artık babanız kendini yalnız size versin, böylelikle siz de kurtulmuş olursunuz."

Biri dedi ki: Yusuf/u öldürün veya bir yere [⁵] atıverin ki babanızın yüzü yalnız size dönsün. Bundan sonra salih kimseler olursunuz [⁶].

[5] Uzak bir yere veya ümrandan hâli yere.[6] Tövbe edersiniz veya serdedeceğiniz özürden dolayı babanız ile aranız düzelir veya dünya işiniz yoluna g... Devamı..

“Yûsuf’u öldürünüz veya onu bir yere bırakınız da babanızın yüzü yalnız size kalsın. Ondan sonra da tevbe eder iyi ve yararlı işler [sâlihîn] yapan bir topluluk [kavm] olursunuz.”

“Öldürün Yusuf'u veya onu bir yere atıp bırakın ki babanızın yüzü (sevgisi) yalnızca size (özgü) kalsın. Ondan sonra da (tevbe ederek) salih bir topluluk olunuz.”

Bunun için, Yûsuf’u ya öldürmeli, ya da onu asla geri dönemeyeceği uzak bir yere atmalısınız ki, babanızın bütün ilgi ve şefkati yalnızca size kalsın! Ondan sonra da, nasıl olsa tövbe eder, iyi birer insan olursunuz!”

-“Yûsuf’u öldürün veya onu bir yere atıverin ki; babanızın yüzü / ilgisi size kalsın! Ondan sonra salih (iyi) bir kavim olursunuz”.

Biri: " Yusuf'u öldürüp araziye bırakın. Böylece babanızın sevgisi sırf size kalır. Bakarsın bu sevgiden gül gibi bir toplum olur.

Kardeşlerinden biri: "Yusuf’u öldürelim veya onu bir yere bırakalım! Belki o zaman babamızın sevgisi bize kalır. Ondan sonra da Allah’a tövbe eder, iyi bir topluluk oluruz." <>dedi.

Yusuf’u öldürün veya onu (uzak) bir yere bırakın ki babanızın ilgisi [*] yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tevbe ederek) iyi kişiler olursunuz!” [*]

Ayetteki [vechu ebîküm] ifadesi “babanızın yüzü” yani onun ilgisi, sevgisi demektir.,Burada Hz. Yusuf’un abilerinin onu yok ettikten sonra babalarıyla... Devamı..

(İçlerinden biri): “Yûsuf’u öldürün veya onu bir yere bırakın ki babanız sadece sizi sevsin. Sonra da (tevbe eder) salih bir topluluk olursunuz.” ¹ dedi.

1 “Sonra da (tevbe eder) salih bir topluluk olursunuz.” diyerek; Allah’ı kandıracaklarını veya bunların yaptıkları her günahı Allah’ın affetmek zorund... Devamı..

[İçlerinden biri:] “Yusuf’u öldürün” dedi, “yahut o’nu [uzak] bir yere götürüp bırakın ki böylece babanız sevgi ve alakasıyla yalnızca size kalsın ve siz de bundan sonra [artık tevbe edip] iyi insanlar ol[arak yaşamak için serbest ol]asınız!” ¹⁴

14 Bizim burada parantez içindeki -Hz. Yusuf’un kardeşlerinin davranışında yatan ve kendilerince farkında olunmayan istihzayı ifade eden- ilavemiz, kl... Devamı..

“Yusuf’u öldürün veya onu ıssız bir yere atıp bırakın ki, babanızın sevgi ve ilgisi size kalsın. Ondan sonra da mutlu mesut yaşar gidersiniz.” 12/64

(İçlerinden biri dedi ki): “Yusuf’u öldürün! Ya da onu ıssız bir yere atın ki babanızın[¹⁸³¹] ilgisi yalnız size yönelsin; ve onun ardından, işleri tıkırında giden bir topluluk olmuş olursunuz.”[¹⁸³²]

[1831] Yani: “..babamızın”. Bu üslûp, ilk muhatapların konuştuğu dilin yaygın bir özelliğidir. [1832] Bu âyet, Mekke muhalefetinin, Allah Rasûlü’ne... Devamı..

(Kimi) "Yusuf'u öldürün veya onu (uzak ve ıssız bir yere atın ki, babanızın ilgisi yalnız size kalsın; ondan sonra (nasıl olsa tevbe eder, Rabbinizden bağışlanma diler) sâlih kimseler olursunuz. (Umulur ki Rabbiniz sizleri affeder, diye öğüt verdiler.)

«Yusuf'u öldürün veya O'nu bir yere atınız ki, babanızın yüzü (sevgisi) size kalsın ve siz ondan sonra sâlihler olan bir cema-at olursunuz.»

8, 9. Hani onlar, (aralarında şöyle konuşmuşlardı): “Yusuf ile öz kardeşi, babamıza daha sevimli geliyor. Oysa biz daha güçlü bir grubuz. Pek belli ki babamız bu işte yanılıyor. Yusuf'u öldürün yahut onu uzak bir yere atın ki babanızın sevgi ve teveccühü yalnız size kalsın. Ondan sonra da tövbe ederek salih kimseler olursunuz, babanızla münasebetleriniz düzelir, işiniz yoluna girer. ”

Onun anne baba bir kardeşi Bünyamin’i kasdediyorlardı. Bünyamin dünyaya gelirken annesi ölmüş olduğundan, babaları onlara daha fazla şefkat duyardı. D... Devamı..

Yusuf'u öldürün, ya da onu bir yere bırakın da babanızın yüzü yalnız size kalsın (bundan böyle babanız yalnız sizi görsün ve sevsin)! Ondan sonra da (tevbe eder), iyi bir topluluk olursunuz!

"Yûsuf'ı öldiriniz yâhud bir hâlî yere atınız ki pederinizin yüzi (muhabbeti) size kala! Sonra sâlih bir kavim olınız." didiklerinde,

“Yusuf’u öldürelim ya da bir yere atalım gitsin de babamız hep bizimle ilgilensin, böylece daha iyi sıkıntısız bir topluluk haline geliriz[*]”

[*] İltifat

Yusuf'u öldürün veya onu ıssız bir yere bırakın ki babanız size kalsın. Siz de ondan sonra dürüst bir topluluk olursunuz.

“Yusuf'u ya öldürün veya uzak bir yere atın ki babanızın ilgisi size yönelsin. Ondan sonra da tevbe edip iyi insanlar olursunuz.”

"Yûsuf'u öldürün yahut bir yere götürüp atın ki, babanızın ilgisi yalnız size yönelsin ve bunun ardından barışçıl ve hayırsever bir topluluk haline gelesiniz."

Keyin ular bir-birlariga: “Yusufni o‘‎ldiringlar yoki uni biron yerga olib borib tashlanglar, shundagina otangizning yuzi sizga boqib balki mehr qo‘‎yar. Undan keyin esa tavba qilib solih kishilar qavmidan bo‘‎lib olasizlar”, – dedilar.

Izoh: Bu maslahatni Sham’un ismli akasi yoki shayton bergan degan rivoyatlar bor.

depeleñ yūsuf’ı, yā bıraġuñ anı bir yire boş ķala size atañuz yüzi daħı olasız andan śoñra bir ķavm eyü işleyiciler.

Öldürüñüz Yūsufı, yā anı bıraġuñuz bir yire, ḥattā ki yaluñuz size ḳala atañuz. Daḫı anı bıraḳduḳdan ṣoñra ṣāliḥlerden olasız.

(Aralarında biri dedi: ) “Yusifi öldürün və ya (uzaq) bir yerə atın ki, atanız mehrini yalnız sizə salsın. Ondan sonra isə (tövbə edib) əməlisaleh bir camaat olarsınız!”

(One said) : Kill Joseph or cast him to some (other) land, so that your father's favour may be all for you, and (that) ye may afterward be righteous folk.

"Slay ye Joseph or cast him out to some (unknown) land, that so the favour of your father may be given to you alone: (there will be time enough) for you to be righteous after that!"(1640)

1640 There seems to be some irony here, consistent with the cynical nature of these callous, worldly-wise brethren. The goodness of Joseph was a repro... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.