Ennâri żâti-lvekûd(i)
Öylesine ateş ki odunları var.
Tutuşturulmuş yakıt (malzemeleriyle) dolu o ateş (sahipleri ki; ateş çukurlarını masum mü’minlere işkence için hazırlamışlardı).
Öylesine ateş ki, alev alev yanar.
Yığın yığın odunlarla ateş yakıp işkence edenler kahrolsun.
Tutuşturucu yakıt dolu ateş (hendeğinin)
'Tutuşturucu-yakıt dolu o ateş,'
İşkenceleri (Uhdûd'un), alevli ateştendi.
Onlar ki bol yakıtlı bir ateşin (ateşli bir hendeğin) sahibidirler.
4,5. Kahrolsun! Ateşi olan o çukuru kazanlar.
4,5. Yok olsunlar, alevli ateş dolu çukur kazmış olanlar
4-5. (İnananları yakmak için) hendek kazıp (içini) ateşle dolduranlar kahrolmuş ve lanetlenmiştir.
4,5,6,7. Âteş ile memlû uçurumun ashâbına la’net olsun. Ânlar da vaktiyle mü’minleri âteşe atub hendek’in kenarında seyir iderler idi.
4,5,6,7. Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
3,4,5. Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.[576]
4-5. O çukurları, alev alev yanan ateş çukurlarını hazırlayanlar mahvolmuşlardır!
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Tutuşturulmuş ateşin-
O çıralı ateşin,
O çıralı ateşin
4-5. (Mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içini) ateşle dolduranlar kahrolsun!
O şiddetli ateşin sahipleri.
4,5. tutuşdurucu (malzeme ile hazırladıkları) o ateş(den) hendeklerin saahibleri gebertilmişdir.
4-5. Kahrolsun ateşle dolu hendek sahipleri (:Ashab-ı Uhdud)!
4,5. (Ki mü'minlere işkence yapan) o Ashâb-ı Uhdûd, çırayla tutuşturulmuş o (çok şiddetli) ateş (hendeklerinin sâhibleri) kahrolsun!
1,2,3,4, 5. Burçlar (galaksiler, takımyıldızlar) sahibi semaya, o (geleceği) vaad edilen güne (hesap gününe), şahit olana (zatımın varlığına, kudretine, eşsiz ve ortaksız oluşuna tanıklık eden bütün varlık âlemine) ve şahit olunana (bütün varlık âlemi tarafından varlık delilleriyle birliğine, kudretine, eşsiz ve ortaksız oluşuna tanıklık edilen zatıma) kasem ederim ki, (iman edenleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar (rahmetten) dışlanmıştır. (*)
Yakıtı (odunu) bol olan ateşi hazırlayanlar.
Odunu bol ateşle dolu olan o hendekleri.
4, 5. Çırayla tutuşmuş ateşlerle dolu hendek yapanların canları çıksın,
Ateşle dolu hendeğe
Tutuşturucu yakıt dolu o ateş ehline!
O alevli ateşlerle dolu hendeklerde!
Yakıt’lı / Yanan Ateş’in!
5,6. Bol yakıtlı ateş yakıp // etrafına oturmuşlar,
Hani onlar kazdıkları hendekleri ateşe vermişler, tutuşturulan ateşler hendeğin içini kavuruyordu.
4,5. Tutuşturulmuş yakıt(la) dolu o ateş(li) çukur(un) halkı kahrolsun! [*]
4,5. Kahrolsun o tutuşturulan alevli ateşle doldurulmuş, hendek¹ sahipleri.²
[imana ermiş olanlara karşı] şiddetle yanan ateş (çukurunu)! ⁴
Tutuşturulmuş ateşle doldurulmuş çukurlar. 2/191-217
O ateş (hendekleri),[⁵⁶⁵⁴] ağzına kadar doldurulup tutuşturulmuştur.
4,5. Ateşle dolu o hendeğin sahipleri (müminleri bir hendeğe sokup ateşte yakan kâfirler) kahr olmuşlardır. (Günahlarıyla yakalanıp katle ve ilahi lânete uğramışlardır)
Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri).
4, 5. Tıpkı kahrolası Ashab-ı uhdud'un, o tutuşturulmuş ateşle dolu hendeği hazırlayanların mel'un oldukları gibi. . .
O yakıt doldurulup tutuşturulmuş ateş (hendeğinin adamları)!
4,5. Alevli ateşle doldırılmış hendeklerin sâhibi kâfirlere la'net olundı. [¹]
Yakıt dolu ateş çukurunun sahipleri
Tutuşturulmuş ateş,
5,6. Tutuşturdukları ateşle dolu hendeklerin karşısına otururlar,
O tutuşturulan ateşin adamları,
Qaysiki, u yoqilg‘ili ko‘p olov edi.
4-5. la'net olındı ķazılmış yir isleri od yandurası nesene issi.
Ol ḳatı yalıñlu od‐ıdı.
O xəndəklər ki, çırpı ilə alovlandırılmışdı.
Of the fuel fed fire,
Fire supplied (abundantly) with fuel:
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |