23 Eylül 2025 - 30 Rebiü'l-Evvel 1447 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zuhruf Suresi 3. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnnâ ce’alnâhu kur-ânen ‘arabiyyen le’allekum ta’kilûn(e)

Şüphe yok ki biz, akıl edesiniz, anlayasınız diye Kur'an'ı Arap diliyle meydana getirdik.

Gerçekten Biz Onu, olur ki aklınızı kullanır (anlamaya ve uygulamaya çalışır)sınız diye (indirdiğimiz kavmin diliyle) Arapça bir Kur’an kılıverdik.

O'nu düşünüp kavrayabilmeniz için, Arapça bir kitap olarak indirdik.

Biz Kur'ân'ı bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık, edebî, Arapça, okunan bir kitap halinde planlayıp hazırlayarak açıkladık. Umulur ki, aklınızı kullanarak anlarsınız.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 26/195.

Olur ki akıl edersiniz diye onu Arapça bir Kur'an kıldık.

Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.

Biz onu, anlayasınız diye, Arabca bir Kur'an yaptık.

Biz, onu düşünüp idrak etmeniz için, Arapça bir Kur’an yaptık.

Biz, anlayasınız diye onu Arapça bir Kur'ân yaptık.

«Aklınız ersin» diye biz onu, Arapça Kur'an kılmışız

2-3. (Gerçekleri) apaçık (gösteren) Kitab'a andolsun ki, aklınızı kullanarak iyice anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an yaptık.

“Mubîn” sıfatı, burada hem “açık, aşikâr, belli” hem de “açıklayan, ortaya koyan” anlamlarında kullanılmıştır. Yani Kur’an hem açıktır hem de açıklaya... Devamı..

Bu kitâbı anlamanız içün ’arabca gönderdik.

2,3. Apaçık Kitap'a and olsun ki, akledesiniz diye Kuran'ı Arapça okunan bir Kitap kılmışızdır.

2,3. Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.

Anlayıp düşünesiniz diye onu Arapça Kur’an olarak indirdik.

2, 3. Apaçık Kitab'a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.

Anlamanız için onu kusursuz bir dile sahip bir Kuran yaptık.

"Arabiy" (Arapça) kelimesinin kökü olan A'RB, Arapçada, "kusursuz, mükemmel" anlamına gelir. (Örneğin bak 56:37). Kuran'ın mesajı tüm insanlığa gönder... Devamı..

2,3. Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık.

Hakkâ biz onu Arabî olarak okunacak bir Kur'an kıldık ki akıl irdiresiniz

Şüphesiz biz onu, (içindeki öğüt ve uyarıları) düşünüp anlayasınız, diye Arapça bir Kur’ân yaptık.

Biz onu düşünüp anlayasınız diye Arapça bir kur'an¹ yaptık.

1- Okunan. Çevirilerde Kur\an sözcüğüne, yaygın olarak Allah\tan gelen vahyin kitaplaşmış hali anlamı verilmektedir. Kur\an\ın tek anlamı bu değildir.... Devamı..

Hakıykat biz onu, (Onun manâlarını) anlayasınız diye, Arabca bir Kur'an yapdık.

Gerçekten biz onu aklınızı kullanasınız diye Arapça bir Kur’ân kıldık.

[12/2; 41/44; 42/7; 46/12]

2,3. Apaçık beyân eden Kitâb'a and olsun ki, şübhesiz biz, (anlayıp) akıl erdiresiniz diye onu Arabca bir Kur'ân kıldık.

2 , 3. (Ey insanlar, gerçekleri, Allah, insan, kâinat ilişkilerini ve ilahi düzeni) açıklayan (dinin bütün hükümlerini ortaya koyan) bu Kitab’a (Kur’an’a) kasem ederim ki, aklınızı kullanarak iyice anlayasınız diye biz onu Arapça (fasih ve kusursuz bir dile sahip) bir Kur’an (okunan bir kitap) kılmışızdır.*

(*) Ayetteki ‘’Mübin’’ münir gibi ism-i fail olup ilahi mesajları açıklayan, ortaya koyan anlamındadır. Ayrıca her ne kadar Kur’an Arapça ise de, hem... Devamı..

Biz o’nu arapça okunan bir kitap yaptık. Umulur ki akledersiniz.

Gerçekten Biz Kur’an’ı aarapça olarak var ettik, anlıyabilesiniz diye.

2, 3. Burhan ile apaşikâr olan Kitap hak/kı için, mânâlarına akıl erdiresiniz diye biz, onu Arap dili ile bir Kur/an [⁴] yaptık.

[4] Kitab-ı mübin ile yine Kur'an-ı mübinin Arap dili ile indirilmesine yemin olunuyor.

Düşünüp anlayasınız diye Biz onu Arapça bir Kur’an kıldık.¹

1 Krş. Yûsuf, 12/2

Gerçekten biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.

Biz onu, içindeki öğüt ve uyarıları düşünüp anlayasınız diye Arapça bir kitap yaptık.
Kur’an’ın ilk muhatabı olan Araplar, eğer başka bir dili konuşuyor olsalardı, o zaman ayetlerimizi o dilde gönderecektik. Çünkü;

Şüphesiz biz onu, akletmeniz için anlaşılır bir kur’ân / okuyuş kıldık.

Biz bu Kuran’ı, anlayabilmeniz için anlaşılır bir Arapça ile indirdik.

İnsanlar okuyarak anlasınlar diye Arapça konuşan bir topluma konuştukları dil olan Arapça ile kitap gönderilmiştir. Ki, bize başka bir dilden hitap ediliyor, hiçbir şey anlamadık diye bahane uydurmasınlar.

Şüphesiz biz akıl edesiniz diye onu Arapça bir Kur’an kıldık. [*]

Benzer mesajlar: Yûsuf 12:2; Fussilet 41:3, 44.

Gerçekten Biz onu anlayasınız diye Arapça¹ bir Kur’an, yaptık.

1 Arabî: Araba veya Arab diyarının diline ait demektir.

onu, düşünüp kavrayabilmeniz için ³ Arapça bir hitabe yaptık.

3 Bkz.12:3, not 3.

Biz bu Kuran’ı anlayıp kavrayasınız diye Arapça okunan bir mesaj yaptık. 19/97, 27/14, 41/44

Ki zaten Biz onu, aklınızı kullanabilesiniz diye Arapça bir hitap kıldık.[⁴³⁶⁹]

[4369] Veya: “açık ve anlaşılır bir hitab”. ‘Arabiyyenin türetildiği ‘arab “açık ve anlaşılır lisanla konuşan” mânasına gelir. Kur’an’ın Arapça oluşu ... Devamı..

Muhakkak ki biz onu kolayca anlayasınız diye (Peygamberinizin Kureyş lehçesi ile) Arapça bir Kur'an kıldık.

Muhakkak Biz onu bir Arapça Kur'an kıldık, umulur ki, siz akıl erdirirsiniz.

Biz düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik. [26, 195]

Biz, düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an yaptık.

Biz o kitâbı ma'nâsını anlayub tefekkür itmeniz içün 'arab lisânıyla irsâl itdik.

Onu, Arapça (ayetler) kümesi haline (kuranlar haline)[*] getirdik; belki aklınızı kullanırsınız.

[*] Arapçada "Kur'an" kelimesinin bir anlamı da kümedir. Kelimenin bu anlamda kullanıldığı ayet için bakınız İsra 17/78

Biz onu anlayasınız diye Arapça okuma/Kur'an kıldık.

Düşünüp anlamanız için Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik.

Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.

Albatta, Biz uni sizlar tushunishingiz uchun arabiy tilda Qur’on nozil qildik.

bayıķ biz eyledük anı ķur’ān 'arabça ola kim anlayasız.

biz Ḳur’ānı ‘Arab dilince ḳılduḳ. Ola kim fehm eyleyesiz.

Biz onu, anlaya biləsiniz deyə, ərəbcə Qur’an etdik.

Lo! We have appointed it a Lecture in Arabic that haply ye may understand.

We have made it a Qur´an in Arabic,(4605) that ye may be able to understand (and learn wisdom).

4605 Cf. 42:7, n. 4533.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.