Velev şâe rabbuke lece’ale-nnâse ummeten vâhide(ten)(c) velâ yezâlûne muḣtelifîn(e)
Rabbin dileseydi insanları bir tek ümmet haline getirirdi, fakat onlar, aykırılığa düşmekten bir türlü kurtulamazlar.
Şayet Rabbin dileseydi, insanları elbette (aynı din ve düşüncede) tek bir ümmet kılardı. Oysa onlar, (hâlâ anlaşmazlık ve ayrılık çıkarmakta) ihtilaf edip durmaktadırlar. (Bu bir imtihan sırrı ve cilvesidir.)
Hem Rabbin dileseydi, bütün insanlığı Allah'a inanan tek bir ümmet yapardı. Fakat O, doğru yolu göstererek insanları seçecekleri yollarda özgür bıraktı. Ve böylece insanlar farklı görüşlerin peşinde koşmaya devam edecekler.
Eğer Rabbinin sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, insanları aynı inanç ve düşünceyi paylaşan bir tek millet yapardı. Hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahip oldukları, sana ve Kur'ân'a itibar etmedikleri için hâlâ farklı düşünmeye ve kasıtlı ihtilâf çıkarmaya, çarpıtmaya devam ediyorlar.
Rabbin dileseydi insanları bir tek ümmet yapardı. Ama onlar ihtilaf edip durmaktadırlar.
Eğer Rabbin dileseydi, insanları elbette tek bir ümmet kılardı. Oysa, onlar, anlaşmazlığı sürdürmektedirler:
Eğer Rabbin dileseydi, bütün insanları tek bir dine bağlı kılardı. Halbuki onlar çeşitli dinlere uyarak ihtilâf edip duracaklardır.
118, 119. Şayet Rabbin dileseydi, bütün insanları bir tek ümmet (toplum) yapardı. Fakat Rabbinin rahmet ettikleri hariç, onlar ihtilaf edip durmaktadırlar. Allah da onları bu ihtilaf için yaratmıştır. (Yani) Rabbinin; “Ben Cehennemi tümüyle, cinlerden ve insanlardan dolduracağım” sözü gerçekleşmiştir.”(*)
Rabbin dileseydi bütün insanları tek bir millet yapardı. Fakat onlar ihtilaf etmeye devam ediyorlar.
Eğer Tanrın dileseydi, insanları bir tek ümmet yapardı, ayrışmazlardı
118-119. Rabbin dileseydi bütün insanları tek bir millet yapardı (O, yollarını seçmek konusunda kendilerini özgür bıraktı). Onlar (hak ile batıl konusunda) birbirleriyle tartışmaya devam etmektedir. Yalnız Rabbinin rahmetini kazananlar bunun dışındadır. Zaten (Allah) onları bunun için (irade hürriyetiyle) yaratmıştır. Rabbinin: “Andolsun ki; Cehennemi, insanlardan ve cinlerden (isyan edenlerle) dolduracağım” sözü gerçekleşecektir.
118, 119. Rabbin isteseydi bütün insânları bir ümmet yapar idi lâkin ancak rahmetine mazhar olanlar îmânda ittihâd iderler diğerleri ihtilâf iylerler. Çünki öyle halk olunmuşlardır. Rabbin sözi yerine gelecekdir cehennem ’âsî, cin ve insânlar ile dolacakdır.
118,119. Eğer Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayrılıktadırlar, esasen onları bunun için yaratmıştır. Rabbinin "And olsun ki cehennemi hep insan ve cin ile dolduracağım" sözü yerine gelmiştir.
118,119. Rabbin dileseydi, insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı. Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir. Zaten onları bunun için yarattı. Rabbinin, “Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım” sözü kesinleşti.[280]
118-119. Rabbin dileseydi insanları elbette tek bir ümmet yapardı. Fakat onlar hep ihtilâf içinde olacaklardır, rabbinin esirgedikleri müstesna; zaten O insanları buna uygun yaratmıştır. Böylece rabbinin, “Andolsun ki cehennemi hem insanlar hem cinlerle dolduracağım” sözü yerini bulmuş oldu.
Rabbin dileseydi bütün insanları bir tek millet yapardı. (Fakat) onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler.
Rabbin dileseydi halkı tek bir toplum yapardı. Fakat onlar sürekli olarak (gerçeği) tartışıp duracaklar.
Eğer Rabbin dileseydi elbette bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Halbuki yine de ihtilaf edip duracaklardı.
Hem rabbın dileseydi elbet bütün o nası bir tek ümmet yapardı, halbuki ıhtilâf edip duracaklardır
Şâyet Rabbin dileseydi, insanları (zorla İslâm dinini kabul ettirerek, hidâyete ermiş) tek bir ümmet yapardı. (Velâkin Allah, imtihân gereği, insanların hak-bâtıl tercihlerinde, cüz’î irâdelerine müdahalede bulunmaz. Onlara peygamberler gönderdi. Hakkı, bâtılı bildirdi) ve onlar (hak-bâtıl tercihlerinde, hâlâ) ihtilafa düşmeye devam etmektedirler.
Eğer Rabbin dileseydi bütün insanları muhakkak ki bir tek ümmet yapardı. Onlar ihtilâf edici bir halde (işte böylece) devam edib gideceklerdir.
Eğer Rabbin dileseydi, insanları elbette (İslâm üzere) bir tek ümmet yapardı; fakat (onlar) ihtilâf eden kimseler olarak, (böyle) devâm edip duracaklardır.
Ve eğer Rabbin dilemiş olsaydı, (insanları zorla mü’min yapar ve) bütün insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet hâline getirebilirdi. (Fakat O, iradelerine müdahale etmeden doğru yolu göstererek insanları seçecekleri yollarda özgür bıraktı.) Ve böylece insanlar farklı görüşlerin peşinde koşmaya devam ediyorlar. *
Rabbin dileseydi, yeryüzünde farklı inançlarda olan tüm insanları, tek inançlı bir toplum (ümmet) haline getirirdi. Ancak insanlar farklı görüşte olamaya devam ediyorlar.
Eğer senin çalabın dileseydi bütün insanları ne olursa olsun bir tek topluluk olarak var ederdi. Ancak yine de insanlar arsındaki anlaşmazlık eksik olmazdı.
Rabbin dileseydi nâs/ı bir tek ümmet kılardı. Fakat yapmadı da onlar daima ihtilâf edip durdular.
(Ey Peygamber!) Eğer Rabbin dileseydi bütün insanları (aynı inanca bağlı) tek bir topluluk [ummet] yapardı. Onlar farklı inançları benimsemeye/ihtilafa devam etmektedirler.⁴⁰
Eğer Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı. (Fakat) Onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler.
Rabb’in dileseydi, kâfirleri zorla Müslüman yapar ve bütün insanları aynı inanç ve ilkeler etrafında birleşen tektip bir toplum hâline getirebilirdi. Fakat imtihân hikmeti gereğince, diledikleri inanç ve hayat tarzını özgürce seçmelerine izin verdi. Bu yüzdendir ki, insanların çoğu İslâm’dan yüz çevirip farklı görüşlere ayrılmaya devam edeceklerdir.
Şayet senin rabbin dileseydi, elbette, İnsanlar’ı tek bir ümmet yapardı. Oysa ihtilaf edenlerden / çekişenlerden geri durmazlar.
Eğer Allah dileseydi, bütün insanlığı tek düze yaratabilirdi, Yapmadığına göre kavgalar sürüp gidecek demektir.
Rabbin dileseydi bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Rabbin kimseyi inkara veya iman etmeye zorlamaz. Böyle yapsaydı dünyadaki imtihanın anlamı kalmazdı. Ancak insanların çoğu ihtilaf etmeden duramazlar.
Rabbin dileseydi bütün insanları tek bir ümmet yapardı. (Fakat) onlar anlaşmazlığa düşmeye devam ederler.
Eğer Rabbin dileseydi, kesinlikle insanları tek bir ümmet kılardı.¹ (Buna rağmen) onlar, anlaşmazlığı hâlâ sürdürüp duruyorlar.
Hem, Rabbin dileseydi, bütün insanlığı bir tek ümmet yapardı; fakat [O, yollarını seçmekte kendilerini özgür bıraktı diye] hâlâ farklı görüşler benimsemekteler; ¹⁵⁰
Zaten Rabbin isteseydi, tüm insanlığı tek bir ümmet yapardı. Bu yüzden insanlar farklı farklı inançları benimsiyorlar. 10/99, 13/31, 3/103, 6/159, 30/32
Zaten, eğer Rabbin tercih etseydi insanlığın tamamını tek bir ümmet yapıverirdi. (O bunu tercih etmediği içindir ki) onlar, farklı görüşler benimseye gelmişlerdir.
Eğer Rabbin dileseydi, bütün insanları elbette bir tek ümmet yapardı! (Hepsini de İslam çatısı altında toplardı, fakat o iman cebrî -zorlama- bir iman olurdu, bunun için Allah Teala onlara vermiş olduğu hür irade çerçevesinde sorumlu tutmuş ve iman etme ile ayrılığa düşme hususunda serbest bırakmıştır) Onlar ayrılığa düşmekte devam edeceklerdir!
Ve eğer Rabbin dilese idi, elbette bütün nâsı bir tek ümmet kılardı. Fakat onlar ihtilâf eder kimseler olmaktan geri durmayacaklardır.
118, 119. Eğer Rabbin dileseydi bütün insanları hakta ittifak eden bir tek ümmet yapardı. Fakat O bunu irade etmediğinden ittifak etmemişlerdir ve işte böylece ihtilaf eder vaziyette devam edeceklerdir. Ancak Rabbinin lütfederek hakta birleşmeyi nasib ettiği kimseler bunun dışındadır. Esasen O, insanları bunun için yaratmıştır. Böylece, Rabbinin “Ben cehennemi, bütün cin ve insanlardan müstehak olanlarla dolduracağım. ” sözü gerçekleşecektir. [11, 99; 32, 13; 51, 56]
Rabbin dileseydi, insanları bir tek ümmet yapardı. Ama ihtilaf edip durmaktadırlar.
Eğer rabbin dilemiş olsa nâsı ümmet-i vâhide kılardı. Halbuki nâs muhtelifdirler.
Eğer Rabbin insanları tek bir ümmet (toplum) yapmayı tercih etseydi yapardı.Ama onlar birbirlerine, sürekli muhalif olacaklardır.
Eğer Rabbin dileseydi, insanları tek bir toplum kılardı. Fakat onlar bir türlü ihtilaftan kurtulamazlar.
Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet yapardı; fakat onların anlaşmazlıkları son bulmaz.
Eğer Rabbin dileseydi insanları elbette ki bir tek ümmet yapardı. Ama birbirleriyle çekişmeye devam edeceklerdir.
Agar Robbingiz xohlaganida edi, barcha odamlarni bir ummat qilib qo‘ygan bo‘lar edi. Ular hamon Islomdan yuz o‘girib, turli qarashlarga bo‘linishda davom etmoqdalar.
daħı eger dilesedi çalabuñ ķıla-y-ıdı ādemįleri bir bölük daħı hemįşe olalar ŧartışıcılar.
Daḫı eger Tañrı Ta‘ālā dilese‐y‐di ḫalḳı bir ümmet ḳılurdı İslām dīniüstine. Daḫı dāyim ḫalḳ muḫtelif olurlar ḳıyāmet[e] degin.
Əgər Rəbbin, istəsəydi bütün insanları (eyni dində olan) tək bir ümmət edərdi. Onlar (yəhudi, xaçpərəst, atəşpərəst və i. a. olmaqla dinləri barəsində) hələ də ixtilafdadırlar.
And if thy Lord had willed, He verily would have made mankind one nation, yet they cease not differing,
If thy Lord had so willed, He could have made mankind(1622) one people: but they will not cease to dispute.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |