19 Mayıs 2024 - 11 Zi'l-ka'de 1445 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Furkân Suresi 32. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekâle-lleżîne keferû levlâ nuzzile ‘aleyhi-lkur-ânu cumleten vâhide(ten)(c) keżâlike linuśebbite bihi fu-âdeke ve rattelnâhu tertîlâ(n)

Kafir olanlar, ona Kur'an dediler, birden ve toplu olarak indirilseydi ya. Biz, onu, gönlüne iyice yerleştirmen için böyle indirdik ve onu ayetayet ayırdık, birbiri ardınca indirdik.

(Yine bir bahane olarak) İnkâr edenler: "Kur’an Ona bir defada toptan indirilseydi ya!" dediler. Oysa Biz Onu (Kur’an’ı), Senin kalbine yerleştirip sabitleştirmek için, tane tane (ayet ayet vahyedip) okutuverdik (ve Onu böyle kısım kısım indirdik).

Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler: “Kur'ân O'na topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz O'nu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle, parça parça indirdik ve O'nu tane tane, ağır ağır okuduk.

Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler:
“Kur'ân ona, bir defada, topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz onu senin kalbine, hâfızana iyice yerleştirip güven sağlamak için böyle bölüm bölüm indirdik. Onu tane tane okuduk.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 17/106.

İnkar edenler dediler ki: "Bu Kur'an ona bir kerede topluca indirilmeli değil miydi?" Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için bu şekilde (ayet ayet indirdik) ve belli bir düzen üzere ağır ağır okuduk.

İnkârcılar dediler ki: 'Kur'an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?' Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp-pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.

Bir de kâfirler dediler ki: “- Kur'ân, O'na toptan indirilseydi ya!” Biz, onu kalbine iyice yerleştirelim diye böyle âyet âyet indirdik (topluca indirmedik); ve onu güzel bir şekilde beyan edip âyet âyet okuduk.

O kâfirler: “Neden bu Kur’an, bir defada toplu olarak indirilmedi?” dediler. Evet, senin kalbini onunla sağlamlaştıralım diye, onu peyderpey indirdik. Ve onu ağır ağır okuduk.

İnkâr edenler, “Kur'ân ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böylece yaptık ve onu tane tane okuduk.

Kâfir olanlar: «Kur'an toptan inseydi ya!» diyorlar, biz böylece onunla gönlünü dölendirdik, bölük bölük okuduk

İnkârcılar: “Kur'an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Oysa Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek (ve insanların kavramasını kolayca sağlamak) için tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde ayet ayet, sûre sûre okuduk/indirdik. 

Bkz. 17/106

Küfür idenler "Kur’ân niçün âna hep birden nâzil olmadı?" dirler. Senin kalbini tahkîm içün Kur’ân’ı kısım kısım inzâl iyledik.

İnkar edenler: "Kuran ona bir defada indirilmeliydi" derler. Oysa Biz onu böylece senin kalbine yerleştirmek için azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.

İnkâr edenler, “Kur’an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Biz, Kur’an’la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk.[392]

Âyetin son kısmı, “Biz Kur’an’ı senin kalbine yerleştirmek için onu kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk” şeklinde de tercüme edilebilir.... Devamı..

İnkârcılar, “Kur’an ona bütünüyle bir defada indirilseydi ya!” diyorlar. Oysa biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu uygun aralıklarla parça parça gönderdik.

İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.

İnkarcılar, "Kuran, ona neden bir defada indirilmedi," dediler. Biz böylece onu belleğine yerleştirmekte ve onu belirlenmiş bir dizilişe göre okumaktayız.

Yine o inkâr edenler dediler ki: "O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya"! Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.

Yine o küfredenler dediler ki: o Kur'an ona cümlesi birden indirilseydi ya! Biz onu gönlüne iyi tesbit edelim diye böyle ındirdik ve fevkal'âde bir tertil ile tertil eyledik

(Yine bir bahane olarak) inkâr edenler, “Kur’ân ona bir defada toptan gönderilseydi ya” dediler. Biz onu, (birçok ilâhî hikmetin yanı sıra) senin kalbine iyice yerleştirmek için böylece ağır ağır, (yeri ve zamanı geldikçe, peyderpey) gönderdik.

Gerçeği yalanlayan nankörler: “Kur'an ona bir defada ve topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Oysaki bu, onu kalbine iyice yerleştirelim diyedir. Onu düzenli bir şekilde pekiştire pekiştire indirdik.

O küfredenler (şöyle) dedi (ler): «Ona Kur'an bir (hamlede), toplu bir halde indirilmeli değil miydi»? Biz onu senin kalbine iyice yerleşdirmek için böyle (yapdık). Onu (çok güzel bir nizaam ile) âyet âyet ayırdık (ve aheste aheste bildirdik).

İnkâr edenler ise: “Kur'ân, ona bir def'ada topluca indirilmeli değil miydi?” dedi(ler). Onunla senin kalbini kuvvetlendirmek için böyle (azar azar indirmişiz)dir ve onu(sana) ağır ağır okuduk.(2)

(2)“Onları şübheye düşürten, güyâ Kur’ân’ın def‘aten (bir seferde) nâzil olmamasıdır. Demek Kur’ân def‘aten nâzil olmuş olsa idi, Allah’ın kelâmı oldu... Devamı..

Doğruları inkâr edenler “Bu Kur’an tek bir seferde toplu olarak indirilseydi ya” dediler. Böylece, biz de o’nu senin kalbine parçalar halinde yavaş yavaş yerleştirdik.

İnanmazlar dediler: " Kur’an ona toptan bildirilmeli değil miydi?" Biz ise onu senin gönlüne yerleştirmek için böyle bildirdik, bölümlere ayırarak bildirdik.

Kâfirler «— Kur/an ona toptan indirilmeliydi» dediler. Biz ise kalbini onunla takviye [⁷] için böyle bölük bölük indirdik, tane tane okuduk [⁸].

[7] Nazmını ezberlemesini, mânasını anlamasını, ahkâmının zapt olunmasını, hüküm ve nıesalihin tefasiline ıttıla olunmasını kolaylaştırmak için.[8] Ve... Devamı..

İnkâr edenler, “Kur’an ona topluca bir defada indirilmeli değil miydi?” derler. Oysa Biz Kur’an’ı (Ey Peygamber!) senin kalbine yerleştirmek/sağlam tutmak için, onu güzel bir sıra hâlinde tanzim ettik[rettelnâhu tertilen].

Küfre sapanlar, “Kur'an ona bir defada indirilmeliydi” derler. Oysa onunla senin kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için onu azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.

Ey Muhammed! Allah’ın ayetlerini inkâr edenler, “Kur’an ona neden toptan bir defada indirilmedi de, yirmi üç yıllık uzun bir süre içinde, bölümler hâlinde indirildi?” diyorlar. Biz, Kur’an’ı böyle ayet ayet, sûre sûre indiriyorve onu belli bir düzen içinde, ağır ağır ve sindire sindire sana okuyoruz ki, böylece senin imanını sürekli canlı ve taze tutarak kalbini pekiştirelim.

İnkâr edenler de:
-“Ona Kur’ân cümleten (topluca) indirilseydi ya?” dediler.
İşte böyle, onu senin gönlüne iyice yerleştirelim diye, tertîl üzere / tek tek âyetler halinde okuduk.

İnkarcılar vaktiyle: " Bu Kuran, Muhammed'e bir defada ve de toptan indirilmeliydi " demişlerdi. Halbuki biz onu, senin beynine yerleştirmek için, bu şekilde, tane tane okuyorduk.

İnkâr edenler düşmanlıklarına devam ederek; "Kur’an elçiye bir defa da gönderilmeli değil miydi?" dediler. Onların bu tür fantezilerine, düştükleri çelişkilere, yerli yersiz sorularına aldırma! Kur’an’ı senin bilgini, inancını, kalbini sağlamlaştırmak, zaman içinde gelişen olaylara göre sana yol göstermek için yavaş yavaş, parça parça gönderdik. Görev sürende yalnız kaldım demeyesin istedik. Onlar istiyorlar ki Kur’an’ı hemen tümden gönderelim. Onlar kendilerine bir bahane bulsun! Ayetlerimize karşı çeşitli tuzaklar kursunlar! Hayır! Biz onların tuzak sorularından, tuzak niyetlerinden haberdarız.

Kâfir olanlar “Kur’an ona bir kerede (topluca) indirilseydi ya!” dediler. İşte böylece, kalbini onunla iyice pekiştirmek için (peyderpey indirdik) ve onu tane tane okuduk. [*]

Bu ayette Kur’an’ın topluca değil de peyderpey indirilmesinin gerekçesinin, muhatapların gönlünü pekiştirmesi, sağlamlaştırması, vahyin bir anlamda ha... Devamı..

Kâfirler: “Kur’an ona bir defada indirilse olmaz mıydı?” dediler. Biz onu, senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu (sana) en güzel bir şekilde okuduk.

İmdi, hakkı inkara şartlanmış olan kimseler: “Kur’an ona bir bütün olarak bir kerede ²⁶ indirilseydi ya!” diyorlar. Oysa, Biz onu [sana] böyle tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde ²⁷ belli bir düzen içinde ağır ağır vahyediyoruz ki onunla senin kalbini pekiştirelim.

26 Lafzen, “topluca” yahut “bir tek cümle halinde” (cümleten vâhideten) -İslam muhaliflerinin ağzından, Kur’an’ın adım adım vahyedilmesinin, kişisel v... Devamı..

Gerçekleri örtbas eden kâfirler: - Kuran ona bir defada toptan indirilseydi ya! Dediler. Oysa biz bu Kuran’ı senin yüreğini güçlendirmek ve onu yerleştirmek için işte böyle kısım kısım indiriyor ve tane tane okuyoruz. 2/97...99, 11/2...3, 17/105...107, 26/192...195, 87/6

Bir de inkârda ısrar edenler dediler ki: “Kur’an ona topyekûn olarak tek bir seferde indirilseydi ya!”[³¹¹⁶] İşte Biz, bütünü oluşturan parçaları ait oldukları yere biri diğerini açıklayacak şekilde yerleştirerek,[³¹¹⁷] onunla senin iç dünyanı inşâ edip pekiştirelim diye böyle yaptık.[³¹¹⁸]

[3116] Bu talepte bulunanlar sadece vahyin kaynağından kuşkulanmış olmuyorlar, aynı zamanda vahyin hayat sorusuna verilmiş ilâhî bir cevap oluşundan d... Devamı..

(Ey Muhammed) O inkar edenler. (Diğer ilahi kitaplar gibi) Kur'an, ona toplu bir halde indirilmeli değil miydi?" dediler, oysa Biz onu, senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle peyderpey indirdik.

(Bir de Kur'an'ı insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm gerektikçe indirdik. -İsra/106-)

İnkâr edenler: "Kur’ân, ona bir defada indirilmeli değil miydi?" dediler. Biz onunla senin gönlünü sağlamlaştırmak için onu böyle (parça parça indirdik) ve onu bir düzenle düzenledik

Ve kâfir olanlar dedi ki: «Kur'an O'nun üzerine toplu bir halde indirilmiş olmalı değil mi idi?» Onunla kalbini takviye etmek için böyle müteferrikan indirdik. Ve onu âyet âyet beyan ettik.

Bir de o kâfirler dediler ki: “Bu Kur'ân ona toptan, bir defada indirilmeli değil miydi? ” Halbuki Biz vahiyle senin kalbini pekiştirmek için böyle ara ara indirdik ve onu parça parça okuduk. [17, 106]

İnkar edenler: "Kur'an, ona bir defada indirilmeli değil miydi?" dediler. Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için onu böyle (parça parça indirdik) ve onu ağır ağır okuduk.

Kolayca ezberlemeni sağlamak ve çeşitli olaylara karşı yeni gelen âyetlerle kalbini güçlendirmek.

Ve kâfirler: "Ne içün Muhammed'e bu Kur'ân birden olarak nâzil olmadı" didiler. Onı, senin kalbini tesbît itmek içü mühlet ve teenni ile kısım kısım tilâvet itdik.

Görmezlikten gelenler; “Kur’an ona toptan indirilseydi ya?” dediler. Böyle olması, senin kalbini sabitleyelim ve sana ağır ağır okuyalım diyedir.

Küfredenler:-Kur'an ona bir defada toptan indirilmeli değil miydi? dediler. Biz, onu senin kalbine yerleştirmek için böyle indirdik. Onu düzenli ve yerli yerince indirdik.

Bir de o kâfirler “Kur'ân ona bir defada indirilmeli değil miydi?” dediler. Oysa Biz onu senin kalbine böylece yerleştirmek için tane tane, ağır ağır okuduk.

Gerçeği örten nankörler/inkârcılar dediler ki: "Kur'an ona toptan, bir kerede indirilseydi ya!" Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça/ayet ayet okuduk.

daħı eyitti anlar kim kāfir oldılar “nişe indürilmedi anuñ üzere ķur’ān bir uġurdan?” andayuķ tā dölendürevüz anuñ-ile göñlüni. daħı beyān eyledük anı beyān eylemek.

Daḫı eyitdi kāfirler ki: Niçün inmedi Muḥammed üstine Ḳur’ān bir uġur‐dan? Anuñ‐ıçun müferraḳ indi ki ḥattā ki anuñla yüregüñ berkidevüz. Daḫıanı oḳuduḳ beyān‐ıla.

Kafirlər: “Qur’an ona (Muhəmmədə) bütöv (birdəfəlik) endirilməli idi!” – dedilər. (Ya Rəsulum!) Sənin ürəyinə səbat (qətiyyət) vermək üçün Biz onu ayə-ayə (tədricə) nazil etdik. (Qur’anın az-az endirilib, ağır-ağır oxunması onun əzbərlənməsini və mə’nalarının anlaşılmasını asanlaşdırır).

And those who disbelieve say: Why is the Qur’an not revealed unto him all at once? (It is revealed) thus that We may strengthen thy heart therewith; and We have arranged it in right order.

Those who reject Faith say: "Why is not the Qur´an revealed to him all at once? Thus (is it revealed), that We may strengthen thy heart(3088) thereby, and We have rehearsed it to thee in slow, well-arranged stages, gradually.

3088 Three reasons are given for the gradual revelation of the Qur'an. (1) "To strengthen thy heart': the tremendous task of winning the Arab nation, ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.