Veemmâ-lġulâmu fekâne ebevâhu mu/mineyni feḣaşînâ en yurhikahumâ tuġyânen vekufrâ(n)
Çocuğa gelince: Anası, babası inanmış kimseler. Bu çocuğun, onları azgınlığa ve kafirliğe sevketmesinden korktuk da öldürdük.
“(O öldürdüğüm) Oğlan çocuğuna gelince: Anne ve babası mü’min (ve hayırlı) kimselerdi. Bu çocuğun ileride bunları azdırması ve küfre kaydırması (yolundaki İlahi ikaz ve işaretle) duyduğum haşyet ve endişe (üzerine, manevi emirle onu öldürüverdik.)”
Öldürdüğüm çocuğa gelince, onun anası ve babası inanmış kimselerdi. Bu çocuğun onları azgınlığa ve kâfirliğe sevketmesinden korktuk da, onu öldürmüş olduk.
“Delikanlıya gelince, onun annesi ve babası mü'min kimselerdi. Delikanlının, annesini babasını, aşırı sevgileri sebebiyle kendisi gibi azgınlığa, eşkıyalığa, inkâra ve küfre sürüklemesinden içimiz titreyerek korktuk.” dedi.
Çocuğa gelince: Onun anne babası mü'min kimselerdi. Biz onun onları taşkınlığa ve küfre sürükleyeceğinden korktuk.
'Çocuğa gelince, anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkâr zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk.'
Oğlana gelince; onun ebeveyni mümin kimselerdi. Bunun için oğlanın bunları azgınlık ve küfür ile sarmasından sakındık da,
Amma o genç ise, onun ana-babası imanlı idiler. Ana-babasını azgınlık ve küfre boğacağından ürktük.
“O çocuk ise, onun anne ve babası inanmış kimselerdi. Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk.”
O çocuğa gelince; anası, babası inanlı kimselerdir, onları azgınlığa, küfre götürmesinden çekinerek öldürdüm !
80-81. “Oğlan çocuğa gelince; onun anne ve babası mü'min kimselerdi. (Bu çocuğun) onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk. Ve böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik.”
"Genç âdeme gelince: O kâfir idi. Ânın ebeveyni mü’mindirler, korkduk ki tuğyân ve küfrini ânlara da sirâyet itdirmesün.
"Oğlana gelince; onun ana babası inanmış kimselerdi. Çocuğun onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korkmuştuk.
“Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”
Gence gelince, onun anne babası mümin kimselerdi; gencin onları sonunda azgınlık ve nankörlüğe düşürmesinden korktuk.
«Erkek çocuğa gelince, onun ana-babası, mümin kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk.»
"Çocuğa gelince, ana babası iki inanan kişi idi. Taşkınlık ve nankörlük ile o ikisine yük olmasından endişelendik."
"Oğlana gelince, onun anababası mümin kimselerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk."
80,81. Oğlana gelince: ebeveyni mü'minlerdi, onun için bunları tuğyan ve küfrile sarmasından sakındık da istedik ki kendilerinin rabbı ona bedel bunlara temizlikçe daha hayırlısını ve merhametce daha yakınını versin
(Öldürdüğüm o) delikanlıya gelince... (Masum zannettiğin o delikanlının, işlediği suçlardan dolayı öldürülmesi gereken zorba bir kâfir olduğunu Rabbim bana bildirmişti. İşte o zorba kâfiri, müstahak olduğu üzere, Rabbimin emriyle öldürdüm. Ve ayrıca, yine Rabbimin bildirmesiyle,) onun anne ve babasının mü’min kimseler olduğunu ve (zor kullanarak/baskı yaparak) onları azgınlığa ve küfre sürükleyeceğini (de) biliyorduk.
“Gence gelince, anne ve babası inanan kimselerdi. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden huşu ettik.”¹
«Oğlana gelince: Onun anası da, babası da îman etmiş kimselerdi. Bunun için onları bir azgınlık ve kâfirlik bürümesinden endîşe etdik de»,
Erkek çocuğa gelince, onun anne ve babası mü’min kimselerdi. Onları azgınlığa ve küfre sürükleyeceğine dair endişe (verici bilgi)ye sahiptik.
“Ve o çocuğa gelince (o büluğ çağına ulaşmış bir isyankâr idi); hâlbuki ana-babası mü'min kimselerdi; onları da azgınlığa ve küfre bürümesinden (sürüklemesinden) korktuk.”
Ama o gence gelince (ki, aynı zamanda yol kesip eşkıyalık yapıyordu ve direnenleri öldürüyordu): Onun ebeveyni inanmış insanlardı. Fakat biz (toplum olarak) korktuk ki (istemedik ki), o (genç ebeveynini daha fazla derin acılara boğsun ve) onları azgınlığa ve inkâra sürüklesin.*
“Çocuğa gelince, o çocuğun anası babası ikisi de inanan kimselerdi. Ana babasına isyan ve inkâr ederek zarar vermesinden endişelendik.”
O oğlana gelince, onun da anası babası inanan kimselerdi. Onun için, onları azgınlığa, Allah’ı tanımazlığa sürüklemesinden korktuk.
80, 81. Öldürdüğüm oğlanın da anası, babası mü/mindi. Onun, ana ve babalarını taşkınlığa, gâvurluğa sürüklemesinden [³] korktuk. Rablerinin, ana ve babasına ona bedel daha pâk, merhamete daha lâyık bir çocuk vermesini istedik.
“Delikanlıya gelince; onun anası babası mü’min kişilerdi. Onun onları küfür ve isyana sevk etmekte oluşunu uygun görmedik [haşînâ].”²³
“Çocuğa gelince, onun anne ve babası mümin kimselerdi. Dolayısıyla çocuğun onları azgınlık ve küfre sürüklemesinden korktuk.”
Öldürdüğüm o çocuğa gelince; onun anası. babası tertemiz birer mümindi. Biz bu evladın sonunda onları azgınlık ve inkâra sürükleyeceğini biliyorduk, onlara rahmetimizden dolayı, işte o yüzden onu öldürdük;
“Oğlan’a gelince; onun ana-babası mümindiler. Onları küfre ve azgınlığa sürüklemesinden çekindik”.
b. Çocuk: Çocuğun annesi ve babası inançlı kimselerdi. Çocuğun, ilerde ailesini azdırıp inkara sürüklemesinden korktuk.
"Çocuğa gelince anası babası Mümin insanlardı. Çocuğun annesini babasını azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk! Anneyi babayı korumak için çocuklarından ayırdık!"
Erkek çocuğa gelince, onun ana babası mümin kişilerdi. Onları azdırıp inkâra sürüklemesini uygun görmemiştik. [*]
“O erkek çocuğa gelince, onun anne ve babası Müslüman kimselerdi. (Allah),¹ ‘Biz o (çocuğun) onları azdırmasını ve inkâra sürüklemesini hoş görmedik’²
O genç adamda, ki anası-babası mümin kimselerdi, taşkınlıkları ve inkarcı eğilimleriyle onlara çok derin acılar vereceği yolunda kaygı verici belirtiler görmüştük; ⁷⁸
– Öldürdüğüm çocuğa gelince; onun ana babası mümin kimseler idi. Çocuğun, ana babasını azgınlık ve küfre sürüklemesinden endişe ettik. 29/8, 31/14, 46/15...17
“Gelelim delikanlıya: Onun ebeveyni imanlı kimselerdi; fakat biz onun azgınlık ve sapkınlıkla (ebeveynini) derin acılara boğacağına dair kaygı verici bir bilgiye sahiptik.[²⁴²²]
O çocuğa gelince; onun ana-babası mümin kimselerdi (çocukları ise ilerde kafirlerle birlik olacaktı) Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe sevk etmesinden korktuk;
«Oğlana gelince onun anası ile babası iki mü'min kimselerdir. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.»
Oğlan çocuğuna gelince: Onun ebeveyni mümin insanlar idi. Bu çocuğun onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.
Oğlana gelince: Onun anası babası mü'min insanlardı. Bunun, onlara azgınlık ve küfür sarmasından korktuk.
"Öldürdiğim çocuğın babası ve anası mü'minler olub evlâdlarının onları küfür ve tuğyâna düşürmesinden korkduk"
Oğlan çocuğuna gelince, anası babası inanıp güvenmiş (mümin) kimselerdi. Onları azgınlığa ve nankörlüğe sürüklemesinden korktuk.
Gence gelince, onun, anne ve babası mümin idi. Gencin onları azdırıp, küfre sürüklemesinden korktuk.
“Çocuğun ise anne ve babası mü'min kimselerdi; ileride çocuğun onları inkâr ve azgınlığa sürüklemesinden endişe ettik.
"Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk."
Haligi o‘ldirilgan bolaning esa, ota-onalari mo‘min kishilar edilar. Bas, biz u bola kelajakda tug‘yon va kufr yo‘lida yurib ularni qiynab qo‘yishidan qo‘rqdik.
80-81. “daħı ammā er oġlan oldı atası anası mü’minler pes ķorķduķ kim irüre ol ikiye [156b] orandan geçmek daħı nā-sıpāslıķ eylemek. pes diledük kim degşüre ol ikiye çalabı’sı ol ikinüñ yigrek andan eyü olmaķdın yaña daħı yaķınıraķ esirgemekdin yaña.”
Ammā ol oġlan ki öldürdüm, atası anası mü’minler‐idi. Pes ḳorḳduḳ kianları yapa, azġunluḳ bile, küfr bile mürted eyleye.
Oğlana gəldikdə, onun ata-anası mö’min kimsələr idi. (Mən onun alnına baxıb gördüm ki, həddi-büluğa yetişəndə kafir olacaq) buna görə də biz (onun böyüyəndə) ata-anasını da (öz arxasınca) azğınlığa və küfrə sürükləməsindən qorxduq.
And as for the lad, his parents were believers and We feared lest he should oppress them by rebellion and disbelief.
"As for the youth, his parents were people of Faith, and we feared that he would grieve them by obstinate rebellion and ingratitude (to Allah and man).(2423)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |