Feenceynâhu velleżîne me’ahu birahmetin minnâ vekata’nâ(s) dâbira-lleżîne keżżebû bi-âyâtinâ vemâ kânû mu/minîn(e)
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık da ayetlerimizi yalanlayanların ve inanmayanların kökünü kestik.
Böylece onu ve onunla birlikte olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak (hüküm ve haberlerimize) inanmamış olanların da kökünü kuruttuk (ve yerin dibine batırdık).
O'nu ve O'nunla beraber olanları bizden bir rahmetle kurtardık; ayetlerimizi yalanlayıp inanmayanları ise, son kalıntısına kadar silip attık.
Nitekim biz onu ve beraberindekileri tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak iman etmeyenlerin de sonlarını getirdik.
Böylece onu ve onunla birlikte olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların kökünü kuruttuk.
Nihayet Hûd'u ve beraberindeki imân edenleri, rahmetimizle kurtardık; ve âyetlerimizi tekzip ederek iman etmemiş olanların kökünü kestik.
Biz de, Biz’den bir rahmet ile onu ve onunla beraber olanları kurtardık. Ayetlerimi yalanlayanların arkasını (kökünü) kestik. Onlar inanacak değillerdi.
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik.
Biz hem onu, hem de onunla bulunanları, yarlıgamızla kurtarmışızdır, bizim âyetlerimizi yalanlamış olanların, inanmamış olanların köklerini kesmişiz
Biz, (engin lütuf ve) rahmetimizle, Hud'u ve beraberindeki (mü'min)leri (zalimlerin elinden) kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanların, iman etmeyenlerin (zulme ve haksızlığa devam edenlerin) kökünü kazıdık.
Biz rahmetimiz ile Hûd’ı ve ânı ta’kîb idenleri kurtardık ve îmân itmeyenleri ve bizim âyâtımızı tekzîb idenleri sonuncıya kadar mahv iyledik.
Biz, rahmetimizle, Hud'u ve beraberinde bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayarak inanmayanların kökünü kestik.*
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayan ve iman etmemiş olanların ise kökünü kestik.
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalan sayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik.
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik.
Bizden bir rahmet olarak, onu ve onunla birlik olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak inanmıyanların da ardını kestik.
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik.
Bunun üzerine kendisini ve ma'iyyetindekileri mahza tarafımızdan bir rahmet ile necâta erdirdik de o âyetlerimizi tekzib edib iyman etmiyenlerin kökünü kestik
Onu (Hûd’u) ve onunla birlikte olanları rahmetimizle kurtardık, âyetlerimizi yalanlayıp da îmân etmeyenlerin ise kökünü kestik.
Onu ve beraberinde olanları bizden bir rahmetle kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayıp iman etmeyenlerin ise kökünü kestik.
Bunun üzerine kendisini de, onunla beraber olanları da, katımızdan bir rahmet ile, kurtardık. Âyetlerimizi yalan sayıb îman etmemiş olanların ise kökünü kesdik.
Bunun üzerine onu (Hûd'u) ve onunla berâber olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayanların ve mü'min olmayan kimselerin kökünü kestik.
Nihayet onu (Hûd’u) ve onunla beraber olanları (mü’minleri) rahmetimizle (zalimlerin elinden) kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmemiş olanların (zulme ve haksızlığa devam edenlerin) kökünü de kestik (onları helâk ettik).
Hud’u ve onunla birlikte olanları bizden bir rahmet olarak kurtardık ve ayetlerimizi yalanlayanların soylarını da kestik. Onlar inanmış kimseler değillerdi.
Bunun üzerine onu da onunla birlikte olanları da kendi esirgeyiciliğimizle kurtardık. O kimseler ki belgelerimizi yalan saydılar, onlara inanmadılar, onların da kökünü kuruttuk.
Bunun üzerine biz onu, onunla beraber olanları bizden sabır olan bir rahmet ile kurtardık. Âyetlerimizi yalan sayıp iman getirmeyenlerin kökünü kestik.
Biz rahmetimizle Hûd'u ve beraberinde bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin ise kökünü kestik.
Derken, engin lütuf ve rahmetimiz sayesinde onu ve beraberindeki müminleri zâlimlerin elinden kurtardık; ayetlerimizi inkâr edip inanmamakta diretenlere gelince, tam yedi gece sekiz gün süren korkunç bir fırtınayla (69. Hâkka: 7) hepsinin kökünü kazıdık!
Ve zamanla inkârcılık, yeniden ortaya çıktı. İşte, insanlığın yaşadığı ibret verici olaylardan bir başka kesit:
Onu ve onunla birlikte olanları bizden bir rahmet ile kurtardık. Âyetlerimizi yalanlamış olanların kökünü kestik. Zaten mümin değildiler.
Biz Hûd'u ve beraberindekileri tarafımızdan bir sevgi göstergesi olarak kurtardık. Ama, sözlerimizi yalanlayanların kökünü kazıdık. Çünkü inanmadılar...
Hud’u ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık! Ayetlerimizi yalanlayıp iman etmeyen ve yasalarımıza uymayanların kökünü kestik!
(Bunun üzerine) onu (Hud’u) ve onunla birlikte olanları merhametimizle kurtarmış ve ayetlerimizi yalanlayanların ve iman etmeyenlerin kökünü de kesmiştik. [*]
(Sonunda) onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimize îman etmeyerek yalanlayanların da kökünü kazıdık.
Nihayet katımızdan bir rahmet olarak onu ve onunla beraber olanları kurtardık. Ayetlerimiz karşısında yalana sarılanların kökünü kazıdık, zaten onlar mümin değillerdi. 10/103, 28/47, 71/25
Nihayet, katımızdan bir rahmet eseri olarak onu ve onunla birlikte olanları kurtardık; ve âyetlerimizi yalanlayanların kökünü kazıdık: nitekim onlar da (tehdidimizin gerçekliğine) inanmamıştılar.
Derken (azap günü geldi) Hud'u ve onunla beraber olanları katımızdan bir rahmet olarak kurtardık, ayetlerimizi yalan sayıp, imana gelmeyenlerin ise kökünü kuruttuk (hepsini helak ettik)
Bunun üzerine O'nu ve kendisiyle beraber olanları Bizden bir rahmet olarak halas ettik. Âyetlerimizi tekzîp edenlerin ve imân etmiş olmayanların ise kökünü kesiverdik.
Biz de onu ve beraberinde olanları, tarafımızdan bir lütuf olarak kurtardık ve âyetlerimizi yalan sayıp iman etmeyenlerin ise kökünü kestik. [69, 6-8]
O'nu ve O'nunla beraber olanları, bizden bir rahmetle kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanların ve inanmayacak olanların ardını kestik.
Sonra onu ve onunla birlikte olanları tarafımızdan bir ikram ile kurtardık. Ayetlerimiz karşısında yalan yanlış şeylere sarılanların da kökünü kuruttuk. Onlar inanıp güvenmemişlerdi.
O'nu ve beraberindekileri katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayan ve mümin olmayan kavmin de kökünü kazıdık.
Biz de onu ve beraberindekileri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; âyetlerimizi yalanlayan ve iman etmemiş kavmin ise kökünü biçtik.
Nihayet onu ve beraberindekileri bizden bir rahmetle kurtardık; ayetlerimizi yalanlayanların da kökünü kestik. İnanan kişiler değillerdi onlar.
Shunday qilib, u va u bilan birga bo‘lgan iymonli kimsalarni Bizdan bo‘lgan rahmat bilan qutqardik. Oyatlarimizni yolg‘onga chiqargan va iymonli bo‘lmagan kimsalarning ketini qirqib tashladik.
pes ķurtarduķ anı daħı anları kim anuñ-ile-y-ıdı raḥmet-ıla bizden. daħı kesdük śoñnı anlaruñ kim yalan ŧuttılar nişānlarumuzı daħı olmadılar mü’minler.
Pes ḳurtarduḳ Hūdı bilesince olan mü’minleri daḫı bizüm raḥmetümüzle.Daḫı kesdük ardını, helāk eyledük anları kim yalanladılar bizüm āyetle‐rümüzi. Daḫı anlar mü’minler degül‐idi.
Beləliklə, onu (Hudu) və onunla birlikdə olanları (iman gətirənləri) Öz mərhəmətimizlə (əzabdan) xilas etdik. Ayələrimizi yalan hesab edib iman gətirməyənlərin isə kökünü kəsdik.
And We saved him and those with him by a mercy from Us, and We cut the root of those who denied Our revelations and were not believers.
We saved him and those who adhered to him. By Our mercy, and We cut off the roots of those who rejected Our signs and did not believe.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |