Elleżî et’amehum min cû’in ve âmenehum min ḣavf(in)
Öyle Rab ki doyurdu da kurtardı sizi açlıktan ve emin etti sizi korkudan.
Ki O (Allah), kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır.
Çünkü Kâbe'nin Rabbi olan Allah bunları aç kalmasınlar diye her zaman doyuragelmiş ve aç koymamış ve her türlü tehlike ve korkulardan da kurtarıp güven içinde bir hayat yaşatmıştır.
Kendilerini açlıktan kurtararak doyuran, korkudan kurtararak güvenliğe kavuşturan Allah'ı tek ilah tanıyıp şeriatına bağlanarak Allah'a kulluk ve ibadet etsinler.
Ki o kendilerini açlıktan doyurmuş ve onları korkudan güvene kavuşturmuştur.
Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır.
O Rab ki, onları açlıktan doyurdu ve kendilerini (Ashab-ı Fîl'in saldığı) korkudan emin kıldı...
O Allah ki açlığa karşı onları yedirdi ve korkuya karşı onlara güven ortamı verdi.
O ki onları yedirip açlıktan kurtardı ve onları korkudan güvene kavuşturdu.
Onları korkudan emniyette kılan, açlıktan doyuran, bu evin sahibine kulluk edeler
O Rab ki, onları açlığa rağmen doyurmuş, her tür tehlike ve tehdide rağmen güvende kılmıştır.
3,4. Bu beytin (Ka’be’nin) sâhibine, kendilerini açlıkdan kurtaran ve havf ve telâşdan emîn ve sâlim kılan Allâh’a ’ibâdet itsünler.
3,4. Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Ev'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler.
1,2,3,4. Kureyş’i ısındırıp alıştırdığı; onları kışın (Yemen’e) ve yazın (Şam’a) yaptıkları yolculuğa ısındırıp alıştırdığı için, Kureyş de, kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları korkudan emin kılan bu evin (Kâbe’nin) Rabbine kulluk etsin.
3-4. Onlar da kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin rabbine kulluk etsinler.
1, 2, 3, 4. Kureyş'e kolaylaştırıldığı, evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için onlar, kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin Rabbine kulluk etsinler.
O ki onları açlıktan kurtarıp doyurdu ve korkudan güvene kavuşturdu.
O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir.
Ki onları açlıktan doyurdu, ve korkudan emîn buyurdu
O (Rab) ki kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve her türlü korkudan güvende kılandır.
Onları yedirip açlıktan korudu ve onları güvene kavuşturdu.
(O Rab ki) onları açlıkdan (kurtarıb) doyuran, kendilerine korkudan emînlik verendir O.
O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyurmuş ve korkudan güvenliğe kavuşturmuştur.
O (Beyt'in Rabbi) ki, onları açlıktan doyurdu ve kendilerini korkudan emîn kıldı.
O (Rab) ki, onları açlıktan doyurmuş ve kendilerini (Ashab-ı Fil’in saldığı) korkudan güvenliğe kavuşturmuştur.
Onları açlıktan doyuran ve korkudan emin kılan,
Onları açlıktan tokluğa, korkudan güvenliğe kavuşturan Odur.
3, 4. Artık bu beytin Rabbi olup kendilerini açlıktan kurtaran, korkudan emin kılan Zât/a ibadet etsinler.
O (Kâbe'nin Rabbi), kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve onları korkudan güvenliğe kavuşturandır.
Onları bu verimsiz topraklarda açlıktan kurtarıp doyuran ve Arabistan’ın dört bir yanında terör ve anarşi hüküm sürerken, kendilerini her türlü tehlikeden koruyup güvene kavuşturan yüce Allah’a kulluk etsinler ki, toplumsal felâketlerden, anarşiden, siyâsî, ekonomik, ahlâkî ve kültürel yozlaşmadan korunabilsinler; böylece, mutlu ve huzurlu bir toplumun temelini atarak, hem dünyada, hem de âhirette kurtuluşa erişebilsinler.
Onları açlıktan doyurmuş; korkudan emîn kılmış (rabbine)!
yani karınlarını doyurup korkuyu güvene dönüştürene şükretsinler.
Hâlbuki düşünseler, Rabbin onları yedirip içirdi. Onların beldelerini emin kıldı. Onları eviyle yükseltti. Ticaret kervanlarını yurtlarından geçirerek onları zengin etti. Onları her açıdan güçlü kıldı. Mallarla evlatlarla destekledi. Araplar arasında şereflerini yükseltti. Bütün bunlara karşılık Rabbin tek şey istedi. Kâbe’nin sahibi olduğuna inandığınız Allah’a inanın, O’ndan başkasının yasalarına uyarak insanlara kulluk etmeyin! Sadece Allah’ın emirlerini yerine getirerek Allah’a kulluk edin! Rabbin verdiği nimetlerin karşılığında onlardan çok şey mi istiyor?
3,4. Hâlbuki onların kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren, şu Kâbe’nin Rabbine hemen kulluk etmeleri gerekir.
Ki onları açlıktan kurtarıp doyurmuş ve her türlü korkudan güvende kılmıştır. 11/6, 16/51...56, 48/2
Ki O, onları açlığa rağmen doyurmuş,[⁵⁹⁰¹] her tür tehlike ve tehdide rağmen güvende kılmıştır.[⁵⁹⁰²]
1-4. Kureyş'e (Kureyşlilere) kolaylık sağladığından, onlara kış ve yaz aylarında seyahate (Alış veriş yapabilmeleri için, civar ülkelere selametle gidip gelebilmeleri için) imkân tanıdığından dolayı, artık onlar (kendilerini), açlıktan (kurtarıp) doyuran ve onları korkudan emin kılan bu Beyt'in (Kabe'nin) Rabbine ibadet etsinler.
Onları açlıktan (kurtarıp) doyurdu ve onları korkudan emin kıldı.
Kendilerini açlıktan kurtarıp doyuran, korkudan emin kılan Rab'lerine kulluk etsinler!
O ki onları yedirip açlıktan kurtardı ve onları korkudan güvene kavuşturdu.
O rabbe ki onları açlıkdan doyurdı ve korkulardan emîn itdi. [¹]
Onları, açken doyurana, korku içinde olduklarında güvene kavuşturana...
Onları açlıktan doyuran ve korkularından emin kılana..
Öyle bir Rab ki, onları açlıktan kurtarıp doyurmuş ve korkudan emin kılmıştır.
O ki, onları doyurup kurtardı açlıktan ve kendilerini güvene çıkardı korkudan.
Zero, U ularni ochlikdan qutqarib taomlantirdi va xavf-xatardan omon qildi.
ol kim yidürdi anlara açlıķdan daħı imin eyledi anları ķorķudan.
ki anlara yidürdi dürlü ni‘metleri açlıḳ vaḳtında. Daḫı imin eyledi anları ḳorḳudan.
O Allah ki, onları aclıqdan qurtarıb yemək verdi və onlara qorxudan (fil sahiblərinin təhlükəsindən) sonra əmin-amanlıq bəxş etdi.
Who hath fed them against hunger and hath made them safe from fear.
Who provides them with food against hunger,(6279) and with security against fear (of danger).(6280)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |