Ve lekad râvedûhu ‘an dayfihi fetamesnâ a’yunehum feżûkû ‘ażâbî ve nużur(i)
Ve gerçekten de onun konuklarını istemişlerdi de biz, kör edivermiştik gözlerini, artık tadın azabımı ve korkutuşlarımın sonucunu.
Andolsun onlar, onun konuklarından da (şehvetle) murad almak için baskı yapmaya (girişmişlerdi). Biz de onların (gönül) gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarmamı tadın" (dedik ve sonlarını getirdik).
Hatta Lût'tan, genç delikanlılar şeklinde gelen melek misafirlerini kendilerine teslim etmesini istediler de, biz de onların gözlerini silme kör ediverdik. Artık tadın azabımı ve uyarılarımın sonucunu.
Andolsun ki onlar onun konuklarına tecavüze kalkıştılar. Biz de gözlerini silme kör ettik. "Şimdi tadın azabımı ve uyarılarımı."
Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. 'İşte azabımı ve uyarmamı tadın.'
Ve onun (meleklerden ibaret) misafirlerine, (kendi aralarında icra etmekte oldukları kötü işle) tecavüze kalkıştılar. Biz de onların gözlerini silme kör ediverdik. “- Şimdi azabımı ve peygamberimin tehdidlerini tadın.” dedik.
Onun misafirleri olan meleklere tecavüz etmek istediler. Biz hemen gözlerini kör ettik. “Azabımı ve uyarılarımı(n sonuçlarını) tadın!” dedik.
Andolsun ki, onlar Lût'tan misafirlerini kendilerine teslim etmesini istediler. Bunun üzerine biz de onların gözlerini kör ettik. “Cezamı ve uyarımı tadın!” dedik.
Onun konuklarından dilek almak istediler, kör ettik onların gözlerini biz, imdi, tadın azabımı, tadın kocundurmalarımı!
Onlar onun (melek olarak gelen) misafirlerine karşı (cinsel anlamda) kötülük yapmayı planlamışlardı. Biz de onların gözlerini silme kör ettik ve (onlara): “Haydi, azabımın ve uyarılarımı(n kötü sonucunu) tadın (bakalım dedik)!”
Misafirlerine fenâlık itmek istiyorlar idi. Biz ânları ru’yetden mahrûm itdik ve ânlara "İşte benim ’azâbımı ve tehdîdlerimi göriniz" didik.
And olsun ki, onlar Lut'un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik.
Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik.
Üstelik onun misafirleriyle ilgili çirkin bir talepte bulundular. Biz de gözlerini silme kör ediverdik; tadın bakalım azabımı ve uyardığım sonuçları!
Onun konuklarına göz diktiler, biz de onları kör ettik. Azabımı ve uyarılarımı tadın bakalım.
Onun konuklarından murad almaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).
Ve onun müsafirlerinden kâm almağa kalkıştılar, biz de gözlerini siliverdik de tadın bakalım dedik azâbımı ve inzarlarımı?
Ve onun (Lût’un) misafirlerinden, murad almak istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik de, “Haydi, azabımı ve uyarılarımı tadın!” buyurduk.
Ant olsun ki onun misafirlerinden cinsel yönden yararlanmak istediler. Bunun üzerine gözlerini sildik.¹ Azâbımı ve uyarılarımı tadın.
Andolsun ki onlar müsâfirlerine (bile) kötülük yapmayı kasd etmişlerdi. Biz de gözlerini silme kör ediverdik. «İşte, (dedik,) azabımı ve tehdîdlerimi (n akıbetini) tadın».
Gerçekten onlar, onun misafirlerinden murat almak istediler. Biz de onların gözlerini kör ettik. İşte azabımı ve uyarılarımı tadın!
And olsun ki ondan (Lût'un kendisinden), misâfirlerinden (murâd almak üzere)talebde bulundular; bunun üzerine (biz de) onların gözlerini silme kör ettik: “Haydi tadın azâbımı ve korkutmalarımı!” (dedik).
Gerçekten onlar (beşer suretinde gelen Lût’un) misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini görmekten engelledik. ‘’Haydi azabımızı ve uyarılarımızı tadın!’’(dedik). *
Onlar, Lut’un misafirlerine de tecavüz etmeyi arzulamışlar. Bizde gözlerini kör etmiştik ve “Artık azabımı ve uyarıların karşılığını tadın” dedik.
Ant olsun ki onlar Lut’un yanından konuklarını kaldırmak istediler. Biz de onların gözlerini kör ediverdik: "Şimdi azabımın da, uyarmalarımın da sonunu tadın bakalım."
* Onlar kötü iş için konuklarla yalnız kalmak üzere tekrar tekrar Lût/a müracaat etmişlerdi. Biz de gözlerini belirsiz ettik, onlara «— Artık azabımı, korkutmalarımı tadın» dedik.
Andolsun onlar onun konuklarından arzularını tatmin etmek istediler. Bunun üzerine Biz de onların gözlerini silme kör ettik. “Haydi, azabımı ve uyarılarımı tadınız!”
Şüphesiz onlar, onun konuklarından da murat almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. “İşte azabımı ve uyarıp korkutmamı tadın.”
Derken, yakışıklı birer delikanlı sûretindeki azap meleklerini şehre gönderdik. Lut, kim olduklarını bilmediği bu “tanrı misafirlerini” evinde ağırladı. Fakat durumu haber alan şehir halkı, onun misafirlerini tâciz etmeye kalkıştılar; Biz de onların gözlerini kör ettik ve “Azâbımı ve uyarılarımı dinlememenin cezasını tadın bakalım!” dedik.
And olsun Lût’un misafirlerinden murat almak istediler! Derken gözlerini sildik / kör ettik. Tadın azabımı ve uyarılarımı!
Çünkü niyetleri onun misafirlerine asılmaktı. Ama, görme duyularını sıfırladık: benim acı ve tehdidim nasılmış tadın dedik.
Konuklardan yararlanmaya kalktılar. Onların gözlerini siliverdik: "Haydi! Uyarılan azabımızı tadın!"
Yemin olsun ki onlar (Lut’un) misafirlerinden (ahlaksızca) yararlanmak bile istemişlerdi de gözlerini kör etmiştik. (Kendilerine) “Benim azabımı ve benim uyarılarım(a itibar etmemenizin sonucunu) tadın!” (demiştik).
(Bir de) onlar, onun konuklarından istifâde etmeye kalkıştılar. Biz de onların gözlerini kör ettik. Ve: “Benim azabım ve uyarılarım nasılmış? Tadın bakalım!” (dedik.)
ve hatta o’ndan misafirlerini [kendilerine] teslim etmesini istediler: ²⁰ bunun üzerine onları (gerçeği) görmekten yoksun bıraktık: ²¹ “Uyarılarım gözardı edildiğinde başınıza gelen azabı tadın bakalım!” [diye seslendik.]
Üstelik onlar, Lut’un misafirleriyle ilişkiye girmek için ona baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini kör ettik/idrak ve bilinçlerini kapattık. Madem öyle tadın bakalım benim azabım ve uyarılarım neymiş! 29/28-29
Daha beteri arzularını onun misafirleriyle tatmin etmek için onunla çekiştiler;[⁴⁸²⁴] bunun üzerine Biz de gözlerini kör ettik[⁴⁸²⁵] (ve dedik ki):“O halde azabımı da tadın, uyarılarımı da!”
Andolsun ki onlar. (Lut’un) misâfirlerine de, kötülük yapmaya yeltendiler (bunun üzerine)
Andolsun ki, o misafirlerinden dolayı O'ndan mutalebede bulunmuşlardı. Artık Biz de onların gözlerini silip kör ettik, «Haydin azabımı ve tehditlerimi tadın!» (deyiverdik).
Onlar Lût'un misafirlerine karşı niyetlerini bozdular, onlarla yalnız kalmak için gidip gidip geldiler. Biz de gözlerini silme kör ettik. Haydi tadın Benim cezalandırmamı ve tehditlerimi! [11, 77-83; 15, 61-74] {KM, Tekvin 19, 11}
Onun (güzel delikanlılar şeklinde görünen melek) konuklarından murad almağa kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik: "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!"
Lût'ın misâfirlerinden tatmîn-i şehveti murâd iylediler. Gözlerini (Lût'un hânesine gidüb misâfirlere tecâvüz kasd idenlerin) anadan doğma gibi kör itdik. " 'Azâbımızı ve inzârımızı tadın" didik.
Üstelik Lut’un konuklarını elde etmeye çalışıyorlardı ki gözlerini kör ediverdik: “Şimdi uyarıların ardından gelen azabımın tadına varın.”
Onlar, Lût'un misafirlerinden murat almak istemişlerdi. Biz de onların gözlerini kör ettik.-Şimdi tadına bakın azabımın ve tehdidimin!
Onlar Lût'un konuklarına kötülük etmeye niyetlendiler; Biz de onların gözlerini kör ettik, “Tadın azabımı ve uyarılarımın sonucunu” dedik.
Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı?
Ular Lutning mehmonlarini yo‘ldan urmoqchi bo‘ldilar. Bas, Biz ularning ko‘zlarini ko‘r qilib qo‘ydik. Bas, azobimni va ogohlantirishlarimni totib ko‘ringlar.
daħı bayıķ dilediler aña ya'nį lūŧ’a ķonuġını pes belürsüz eyledük gözlerini anlaruñ. “pes ŧaduñ 'aźābumı daħı ķorķıtmaķlarumı.”
Lūṭ ‘aleyhi’s‐selāmdan ḳavmi misāfir melekleri istediler. Melekler oña kendilerinibildirüp ḳapuyı açdılar. Ḳavm‐i Lūṭ girince Cebrā’īl ‘aleyhi’s‐selām ḳanadını çarpupanadan doġma gibi kör oldılar. Lūṭ ‘a. m [‘aleyhi’s‐selām] onları ṭaşraya çıḳarup baḳıñbenim ‘aẕāb ve inẕārımı ṭadıñ buyruldı.
Cəlalıma and olsun ki, onlar (Lutdan) öz qonaqlarını (mələkləri) onlara təslim etməyi tələb etmişdilər. Biz də onları kor etdik (və) “İndi əzabımı və təhdidlərimi dadın!” - (dedik).
They even asked of him his guests for an ill purpose. Then We blinded their eyes (and said): Taste now My punishment after My warnings!
And they even sought to snatch away his guests(5157) from him, but We blinded their eyes. (They heard:) "Now taste ye My Wrath and My Warning."
| Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |