Feaġveynâkum innâ kunnâ ġâvîn(e)
Gerçekten sizi azdırdık biz, şüphe yok ki biz de azmıştık.
"Evet sizi kışkırtıp azdırdık, çünkü gerçekten biz de aldatılıp azgınlaşmış (kimselerdik.)"
Biz sizi aldatıp baştan çıkardık. Çünkü kendimiz de, baştan çıkmış azgınlardan idik.”
“Doğru olan şu, biz sizin hak yoldan uzaklaşmanıza, dalâleti, hıyaneti tercihinize imkân sağladık. Hep birlikte azdık, hain düşünceler içine daldık, helâke maruz kaldık.”
Sizi azdırdık. Çünkü biz de zaten azgın kimselerdik."
'Evet, sizi azdırdık, çünkü biz de azgın kimselerdik.'
Çünkü biz, sizi, dinden çıkardık. Gerçekten biz azgın kimselerdik.”
“Çünkü biz, aldanmış olduğumuz için sizi de aldattık.” diye cevap verirler.
“Sizi azdırdık, çünkü biz kendimiz azmıştık.”
Biz azdırdık sizleri, bizler de azgın idik!»
“(Evet,) sizi azdırdık (yoldan çıkardık), çünkü biz de azgın kimselerdik.”
29,30,31,32. Ânlar da: "Hayır siz inanmak istemediniz, bizim size karşu hiç bir hükmümüz yok idi, siz mücrim kavim idiniz, rabbimizin hükmi bizim hakkımızda da sâdır oldı, biz de ’azâbı çekeceğiz. Biz sizi dalâlete sevk itdik çünki biz de dalâletde idik." cevâbını virecekler.
"Sizi biz azdırmıştık, çünkü kendimiz azgındık".
“Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik.”
Evet, sizi saptırdık, çünkü biz kendimiz sapmıştık.”
«Biz sizi azdırdık. Çünkü kendimiz de azmıştık.»
"Biz azmıştık. Sizi de azdırdık."
"Evet biz, sizi kışkırttık. Çünkü biz azgındık."
Evet biz sizi kışkırttık, çünkü biz azgındık
(Evet, biz) sizi (hak yoldan saptırıp) azdırmıştık. Şüphesiz biz, (zaten) azgın kimselerdik!”
“Biz, sizi azdırdık, çünkü biz azgındık.”
«Çünkü biz de sizi (büsbütün) başdan çıkardık. Zîrâ biz de azgın kimselerdik».
“Evet, (biz) sizi azdırdık; çünki kendimiz azgın kimseler idik.”
Evet, biz sizi (zorlamadık, belki bize uyduğunuz için), saptırmış olduk; doğrusu biz de sapıtmış kimseler olmuştuk
“Biz, azgın, isyan etmiş bir topluluk olduğumuz için, bizde sizi azdırdık” derler.
Evet sizi azdıran biziz. Çünkü bizler azgın kimselerdik."
“Biz sizi azdırdık. Zira biz de azmış kimselerdik.”
“Evet, biz sizi azdırdık, gerçekten biz de azgın kimselerdik.”
“Evet, sizi yoldan çıkardık; çünkü kendimiz de yoldan çıkmıştık!”
“Evet, sizi azgınlaştırdık. Biz de azgındık”.
Sizi azıttık çünkü vaktiyle biz de azıtılmıştık.”
"Sizi azdırdık sanıyorsunuz. Tamam! Bizler azmıştık! Ancak sizler de azgındınız. Allah’ın bildirdiği gerçekleri inkârda bizden hiçbir farkınız yoktu."
Biz sizi saptırdık. Çünkü kendimiz de sapmıştık.”
29,30,31,32. (Diğerleri de:) “Hayır! (Aslında) siz zâten Müslüman bile değildiniz. (Sonra) bizim sizin üzerinizde hâkimiyet kurma gücümüz de yoktu. Hatta siz, azgın bir toplum idiniz. Sonunda (hepimiz) Rabbimizin azabını hak ettik ve bu azabı mutlaka tadacağız. Biz, sizi azdırdık, çünkü biz de azgın kimselerdik.” derler. ¹
– Evet sizi azgınlığa teşvik ettik, çünkü biz de azgın kimseler idik. 40/47...50
“Sizi azdırdık, çünkü biz de azgınlardan olmuştuk" diye cevab verirler.
«Evet. Biz sizi sapıttırdık, muhakkak ki, biz de sapıklığa düşmüş kimseler idik.»
29, 30, 31, 32. “Hayır, bilakis! derler öbürleri, siz zaten iman eden kimseler değildiniz. Hem bizim, sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu ki! Bilakis, siz azgın bir gürûh idiniz! ”“Ne dersek boş! Artık Rabbimizin azap hükmü hakkımızda kesinleşti. Biz hak ettiğimiz cezayı mutlaka tadacağız. Evet, sizi biz kışkırttık, çünkü biz de azmış durumdaydık. ”
Sizi azdırdık, çünkü biz kendimiz azmıştık(siz de bize uyunca azmış oldunuz).
"Cümlemiz azgınlar oldığımızdan birbirimizi iğvâ itdik (yekdiğere kabahat bulmak doğrı değildir)" dirler.
Sizi hayallere daldırdık ama o hayallere biz de dalmıştık.”
Evet sizi azdırdık, çünkü biz de azgın kimseler idik.
“Doğru, sizi biz baştan çıkardık; çünkü biz de azmış gitmiştik.”
"Sizi saptırıp azdırmıştık. Çünkü biz de sapıp azmış kişilerdik."
Chunki bizlar yo‘ldan ozuvchi bo‘lganimiz uchun sizlarni ham yo‘ldan urdik.
“pes azdurduķ sizi bayıķ biz olduġ-ıdı azġunlar.”
Biz sizi azdurduḳ, biz daḫı azmış‐ıduḳ, diyeler.
Biz sizi yoldan çıxartdıq, çünki biz özümüz yoldan çıxmış kimsələr idik!”
Thus we misled you. Lo! we were (ourselves) astray.
"We led you astray: for truly(4055) we were ourselves astray."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |