Ve(A)llâhu yurîdu en yetûbe ‘aleykum veyurîdu-lleżîne yettebi’ûne-şşehevâti en temîlû meylen ‘azîmâ(en)
Ve Allah, tövbenizi kabul etmeyi diler, şehvetlerine uyanlarsa, sizin doğru yoldan tamamıyla sapmanızı.
Allah, sizi (hayra yöneltip) tevbelerinizi kabul etmeyi dilemektedir; (bu nedenle resmen nikâhlanmak, ama evlilik yürütülemezse, boşanmak hususunda kolaylık ve adalet yolunu göstermektedir. Ancak) şehvetleri ardınca giden (Haçlı AB gibi şerli ve şeytani kesim)ler ise, sizin büyük bir azgınlıkla sapmanızı (zina, livata ve nikâhsız yaşama gibi ahlâksızlıklara bulaşmanızı) istemektedirler.
Öyle ya, Allah sizin tevbelerinizi kabul etmek ister. Şehvetlerine uyarak kötü arzularının esiri olanlar ise, dosdoğru yoldan sizin sapmanızı isterler.
Allah tevbenizi, günah işlemekten vazgeçerek kendisine itaate yönelmenizi kabul etmek ister. Allah'ın haram kıldıklarının peşinden koşanlar, kötü arzularının esiri olanlar ise büsbütün yoldan çıkmanızı, haram işlemenizi isterler.
Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor, şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar.
Allah, tevbelerinizi kabul etmek ister; şehvetleri ardınca gidenler, sizin büyük bir sapma ile sapmanızı isterler.
Allah, sizin tevbelerinizi kabul etmek ister. Halbuki şehvetlerine uyanlar (Yahudi, hristiyan ve diğer kâfirler) sizi doğru yoldan büyük bir meyil ile harama götürmek isterler.
Allah sizin tövbenizi kabul etmek ister, iğreti arzularına uyanlar ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.
Allah sizi bağışlamak diliyor, şehvete uyanlarsa, sizleri büsbütün saptırmak istiyorlar
(Ey inananlar!) Allah, sizin tevbenizi kabul etmek ister. Fakat arzu ve şehvetlerini ilahlaştıranlar ise sizin (kendileri gibi) büsbütün sapıklığa düşmenizi isterler.
Allâh sizin tevbenizi kabûl itmek ister, lâkin hevâ ve hevesine tâbi’ olanlar sizi ’azîm bir uçuruma sevk itmek istiyorlar.
Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister, şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa girmenizi isterler.
Allah, sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar.
Allah sizin tövbenizi kabul etmek ister; nefsânî arzularına uyanlar ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.
Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; şehvetlerine uyanlar (kötü arzuların esiri olanlar) ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.
ALLAH sizin kendisine yönelişinize karşılık vermek ister; heva ve heveslerine uyanlar ise sizin büsbütün sapıtmanızı ister
Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Halbuki şehvetlerine uyanlar ise, sizin doğru yoldan büyük bir meyl ile sapmanızı istiyorlar.
Allah tevbekâr olduğunuzu görerek size nazar buyurmak istiyorken o şehvetleri ardında koyanlar sizin büyük bir yamıklıkla yamılmanızı istiyorlar
Allah, (sizi hayra yöneltip) tövbelerinizi kabul etmeyi diler. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi isterler.
Allah, tevbelerinizi kabul etmek ister. Şehvetlerine tabi olanlar ise, sizin derin bir sapkınlığa düşmenizi isterler.
(Evet) Allah sizin tevbelerinizi kabul etmek ister. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir meyl ile (yoldan) sapmanızı dilerler.
Ve Allah, sizin tevbelerinizi kabûl etmek ister; şehvetler(in)e uyanlar ise, (sizin)büyük bir meyil ile (bütün bütün haktan) sapmanızı ister.
Ve (böylece) Allah tövbelerinizi kabul etmek ister. Şehvetlerine uyanlar (kötü arzuların esiri olanlar) ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.
Allah, yaptığınız hatalardan dolayı sizi bağışlamayı dilerken, arzularının isteklerine uyanlar ise, sizin büyük bir ümitle (onların saflarına) kaymanızı istiyorlar.
Allah ister ki sizin tövbelerinizi onasın. Oysaki kendi tutkularına kapılanlar isterler ki siz doğru yoldan ayrılasınız.
Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Şehvet düşkünleri/nikâhsız yaşamayı savunanlar ise sizin büyük bir sapıklığa meyletmenizi istiyorlar.
Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister, şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa girmenizi isterler.
Allah, yüzünüze bakıp sizleri bağışlamak istiyor; arzu ve heveslerinin esiri olankâfir ve münâfıklar ise, büsbütün sapıp yoldan çıkmanızı istiyorlar.
Allah, size tevbe kabul etmeyi istiyor. Şehvetler’e uyanlar da sizin çok büyük ölçüde meyletmenizi istiyor.
Allah, bir yandan sizin pişmanlıklarınızı kabul etmek isterken, şehvet sömürgenleri de öbür yandan, var güçleriyle sizin gönlünüzü çelmek istiyorlar.
Allah sizin tövbenizi kabul etmek ister. Şehvetlerine uyanlar sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi ister.
Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor; şehvetlerine uyanlar ise büyük bir sapkınlığa sapmanızı (tamamen yoldan çıkmanızı) istiyorlar.
(Ey îman edenler!) Allah sizin tevbelerinizi kabul etmek isterken, nefislerinin aşırı arzuları peşinden koşanlar ise sizin tamamen yoldan çıkmanızı istiyorlar.
Evet Allah, sizi bağışlamak ister; şehvetlerine uyanlar da sizin doğru yoldan sapmanızı isterler. 14/10, 39/53
Allah size olanca bağışlayıcılığıyla yönelmek isterken, ayartıcı içgüdülerine esir olanlar sizin tamamen yoldan çıkmanızı isterler.
Allah sizin tevbelerinizi kabul etmek ister, (oysa) şehvetlerine uyanlar, (kendileri gibi) sizin de büyük bir meyil ile (haram amellerde bulunarak, selamet ve hidayet yolundan) sapmanızı arzu ederler.
Ve Allah Teâlâ sizin tevbe ederek aff-ı ilâhiye nâiliyetinizi diler. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir meyil ile sapmanızı isterler.
Evet Allah sizin yuvanıza dönüş yapıp tövbenizi kabul buyurmak istiyorken, Şehvetlerinin ardına düşenler ise, büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.
Allah, sizin tevbenizi kabul etmek istiyor; şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar.
Allâh sizi (tevbeye tevfîk ve hidâyetle) günâhınızın 'afv ve mağfiretini ister ve şehevâta tâbi' olanlar ise (yehûd, nasârâ ve müşrikîn) sizi doğrı yoldan büyük sûretde meyl itdirmek isterler. [¹]
Allah, sizin dönüşünüzü (tevbenizi) kabul etmek ister ama arzularının peşine takılanlar, sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi isterler.
Allah, tevbe etmenizi ister; şehvetlerine tabi olanlar ise büyük bir sapıklığa meyletmenizi isterler.
Allah size böylece tevbe nasip etmek ve günahlarınızı bağışlamak istiyor; ihtiraslarının peşine düşenler ise sizin büsbütün yoldan çıkmanızı arzuluyor.
Allah sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlarsa sizin büyük bir sapışla sapmanızı isterler.
Alloh sizning tavbalaringizni qabul qilishni istaydi. Biroq shahvoniy hislarga ergashadigan kimsalar esa sizni butunlay noto‘g‘ri yo‘lga og‘ib ketishingizni xohlaydilar.
daħı Tañrı diler kim tevbe vire size. daħı diler anlar kim uyarlar arzulara kim egilesiz egilmek ulu.
Tañrı Ta‘ālā ister size tevbe virmege ve ister ol kişiler kim şehvete uymış‐lardur, ḥattā ki meyl eyleyesiz ulu meyl eylemek.
Allah sizin tövbələrinizi qəbul etmək istəyir. Öz nəfsinə uyanlar isə sizi böyük bir əyriliklə (düz yoldan) sapdırmaq istəyirlər.
And Allah would turn to you in mercy; but those who follow vain desires would have you go tremendously astray.
Allah doth wish to Turn to you, but the wish of those who follow their lusts is that ye should turn away (from Him),- far, far away.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |