3 Ekim 2025 - 10 Rebiü'l-Ahir 1447 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Duhân Suresi 24. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vetruki-lbahra rahvâ(en)(s) innehum cundun muġrakûn(e)

Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.

(Siz geçtikten sonra) "Denizi (ikiye yarılıp arasında yol açılmış vaziyette) durgun ve açık bırakıp terk et, çünkü (Firavun ve ekibi) suda boğulacak bir ordudur" (ve artık felaket günleri gelmiştir).

Denizi sen ve toplumun geçtikten sonra, açılmış durumda öylece bırak, çünkü onlar boğulacak bir ordudur.

”Karşıya geçince, denizi olduğu gibi açık bırak. Onlar, denizde boğulacak askerî erkân ve ordudur.”

Denizi sakin bir halde bırak. Şüphesiz onlar boğulacak bir ordudur."

'Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur.'

Denizi de (karşı yakaya geçtikten sonra, sana açılan yolu da kapamayıp) açık bırak; çünkü onlar (açık görecekleri bu yola girip) bir ordu halinde boğulmuş olacaklardır.”

“Ve denizi açık bırakarak git! Onlar gerçekten boğulacaklar.”

“Denizi sükûnetle geç/terk et; çünkü onlar boğulacak bir ordudur.”

«Denizi sâkin bırak, evet onlar boğulacak bir sürüdür!»

“Denizi yarıp (ashabını geçirdikten sonra) onu olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulmayı hak etmiş bir ordudur.”

23-27. Allâh âna: " ’İbâdımı gice vakti sevk it ânlar ta’kîb ideceklerdir. Deniz dalgalarını açık bırak düşman ordusı orada gark olacakdır. Ne kadar bağçe ve çeşmeleri, ekilmiş tarlaları ve müzeyyen ikâmetgâhları ve ekliyle ülfet itdikleri meyveleri var ise terk itdiler" buyurdı.

"Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur."

“Denizi açık hâlde bırak.”[487] Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.

Şu’arâ sûresi, âyet, 63 ve Tâ-Hâ sûresi, âyet, 77’de de ifade edildiği üzere Hz. Mûsâ, Allah’ın emri üzerine asasıyla denize vurmuş ve böylece geçecek... Devamı..

23-24. Rabbi şöyle buyurdu: “Kullarımı gece harekete geçir; kuşkusuz peşinize düşülecektir. Denizde açılan yolu olduğu gibi bırak, onlar boğulmaya mahkûm bir ordudur.”

Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.  

 Başka âyetlerde yer aldığına göre Hz. Musa, karşılaştığı denize asasını vurarak suyun açılmasını sağlamış, kavmi rahatça karşıya geçmiş, takip eden F... Devamı..

"Denizi yarılmış olarak terket. Onlar boğulmaya mahkum bir ordudur."

Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur."

Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip gark olunacaklar

(Sen ve sana tâbi olanlar karşı kıyıya geçtikten sonra,) denizi (o hâli ile) açık hâlde bırak. Çünkü onlar (denizde) boğulacak bir ordudur.”

Denizi olduğu hal üzere bırak.¹ Onlar, boğulacak olan bir ordudur.

1- Denizi geçtikten sonra, onu öylece yarılmış haliyle bırak.

«Denizi (sen ve ashaabın selâmetle geçdikden sonra) durgun ve açık bırak. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muş bir ordudur».

Denizi rahat bir şekilde terk et. Onlar ise suda boğulacak bir ordudur.”

[51/38-40]

“Ve (karşıya geçince asânla vurarak kapanmasını isteme,) denizi açık bırak! Çünki onlar suda boğul(malarına hükmedil)miş bir ordudur.”

Ve sen de (beraberindekilerle) bahrı (o büyük su kütlesini) rahatça terk edip geç! Muhakkak ki onlar boğulacak bir ordudur. *

(*) Suyun yarılmasıyla ilgili detaylı bilgi için Taha suresi 78. ayetin dipnotuna bakılabilir.

Siz denizi kolaylıkla geçin. Sizi takip eden ordu kesinlikle denizde boğulacaktır.

Denizi ikiye bölünmüş olarak bırak. Çünkü onların ordusu boğulacaktır."

Denizi durgun [²] bırak, çünkü onlar boğulacak adamlardır.» dedik.

[2] Veya geçtiğiniz gibi ikiye ayrılmış bir halde veya açık, geniş.

“Denizi sakin olarak terk et.⁹ Muhakkak ki onlar suda boğulacak bir ordudur.”¹⁰ çıkarmış olduğu ve etrafı saran radyasyon yüklü nükleer kara bulutları gösterirler.

9 “Denizi sakin bir şekilde geç” anlamındadır. 10 Krş. Bakara, 2/50; Tâhâ, 20/77; Şuarâ, 26/63-66

“Denizi açık bırak. Doğrusu onlar, suda boğulacak bir ordudur.”

Kızıldeniz’e varınca, asânla vurup denizi ikiye ayır; inananlar karşıya geçtikten sonra da, Firavun ve askerlerinin arkanızdan gelmesi için deniziöylece ikiye ayrılmış bir hâlde bırak; çünkü bu ordu, kesinlikledenizde boğulacaktır!”

“Deniz’i açık olarak terk et! Onlar, suda boğulacak bir ordudur”.

Denizi de aralık bırak çünkü bütün askerler boğulacak. " nitekim boğuldular da:

"Denizde kuru bir yer aç! Sana inananlar emin bir şekilde geçsin! Ardınızdan Firavun’un ordusuyla geçerken denizi üzerlerine salıver. Çünkü Firavun seni takip ederek ordusuyla birlikte suda boğulmayı hak etti!"

Denizi rahatça terk edip geç! Şüphesiz ki onlar boğulacak bir ordudur.” [*]

Benzer mesajlar: Tâhâ 20:77; Şu‘arâ 26:52-63.

23,24. (Allah:) “Kullarımı hemen geceleyin yola çıkart. Çünkü siz takip edileceksiniz. Sonra denizi geçerken acele etme.¹ Çünkü onlar, zâten suda boğulacak bir ordudur.” buyurdu.

1 Âyetin bu bölümü: “karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak.” şeklinde de anlaşılabilir. Ancak bu anlam denizin açılması mûcizesini sanki Hz. M... Devamı..

ve denizi [seninle Firavun’un adamları arasında] öyle, olduğu gibi bırak: ¹² zaten onlar boğulmaya mahkum bir topluluktur!” dedi.

12 Yahut: “ayrık/çatlak halde” -rahven ifadesi bu her iki anlamı da ifade etmektedir (Cevherî, özellikle yukarıdaki ifadeye atfen). Bkz. aynı zamanda ... Devamı..

Sen denizi rahat bir şekilde geç ve yolu öylece bırak. Şu kesin ki o ordu mutlaka boğulacak. 10/88...92

Ziyanı yok, sen denizi rahat bir biçimde terk et! Onlar hakkındaki karar kesin: o ordu mutlaka boğulacak!”[⁴⁴⁴⁷]

[4447] Tüm zamanlara mesaj: Her Firavun’un boğulacağı bir deniz vardır (Krş: 26:63-66).

(Asan ile yarılan) Denizi (sizler selametle geçtikten sonra) olduğu gibi -açık ve kuru- bırak ki, kuşkusuz onlar, suda boğulacak bir ordudur" buyurdu. (Böylece İsrailoğulları kurtuldu. Firavun ile kavmi ise suya gark oldu.)

Ve denizi hâli üzere bırak. Çünkü onlar boğulmuşlar olan bir ordudur.

23, 24. Yüce Allah buyurdu: “Mümin kullarımla geceleyin çıkıp git. Muhakkak ki sizi takip edeceklerdir. Denizi yarıp maiyetini geçirdikten sonra, onu olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.

Başka âyetlerde bildirildiği üzere, Hz. Mûsâ (a.s.) asasını denize vurarak, deniz sularının yarılmasını sağlamış, kavmi rahatça karşıya geçmiş, onları... Devamı..

Denizi (yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi) açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.

"Denizi geçdikden sonra onı açık bırak. Fir'avn ve cemâ'ati (ona girüb) gark olacaklardır." buyurduk.

“Denizi de olduğu gibi bırak. Çünkü onlar, boğulacak bir ordudur.”

Denizi durgun olarak terket, şüphesiz onlar, suda boğulacak bir ordudur.

“Denizi sakin halde bırak. Onlar boğulmaya mahkûm bir ordudur.”

"Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur."

Ikkiga ayrilgan dengizni ochiq holda qo‘‎yaver. Ular g‘‎arq qilinuvchi qo‘‎shindir.

daħı ķoġıl deñizi dölenmiş bayıķ anlar südür ġarķ olınanışlar.”

Daḫı ḳoy deñizi yolları açuḳ. Anlar bir çeridür ki ġarḳ olacaḳlardur.

Dənizi də açıq (və sakit) burax! (Dəryanı – Nil çayını keçdikdən sonra əsanı suya vurub orada açılmış yolları bağlama. Qoy Fir’on və qoşunu dəryada yollar açıldığını görüb ora girsinlər). Onlar suya qərq olacaq əsgərlərdir!”

And leave the sea behind at rest, for lo! they are a drowned host.

"And leave the sea as a furrow (divided):(4708) for they are a host (destined) to be drowned."

4708 For the passage of Moses and his following, the sea had divided: they were to pass through the gap or furrow and leave it alone, to lure on the E... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.