Ulâ-ike-lleżîne hakka ‘aleyhimu-lkavlu fî umemin kad ḣalet min kablihim mine-lcinni vel-ins(i)(s) innehum kânû ḣâsirîn(e)
Bunlar, öyle kişilerdir ki, onlardan önce cinden ve insanlardan gelip geçen ümmetler içinde, onlara da, azaba uğrayacaklarına dair söylenen söz hak olmuştur; şüphe yok ki onlar, ziyana uğramışlardır.
İşte bunlar (inkârcı vicdansızlar), cinnlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip-geçmiş ümmetler içinde (azap) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, (ebediyen) ziyana uğrayanlardır.
İşte bu ve benzerleri, kendilerine azap sözü gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında, azabın içinde bulunacaklardır. Bunlar kesinlikle kaybedenlerdir.
İşte onlar, hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, peygamberlere ve kutsal kitaplara itibar etmedikleri için, kendilerinden önce yaşayıp geçip gitmiş olan cin ve insan toplulukları içinde azap ile ilgili gerekçeli kararı hak eden kimselerdir. Onlar gerçekte hüsrana uğramış kimselerdir.
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçmiş ümmetler içinde üzerlerine (azap) sözü gerçekleşmiş kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana uğrayanlardır.
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip-geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.
İşte bu inançta olanlar, kendilerinden daha evvel gelib geçen insan ve cinlerden, üzerlerine azab gerçekleşmiş ümmetlerle beraberdirler. Çünkü bunlar, aldanıb hep ziyana uğrayanlardır.
İşte kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplumlarında geçerli olan azap sözü, (yasası) böyleler aleyhinde gerçekleşir. Onlar gerçekten zararlı çıkanlardır.
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.
İşte bunlara, inden, cinden kendilerinden önce geçen ümmetlere olduğu gibi, söz hak olmuştur, onlar ziyandalar
İşte onlar da kendilerinden önce görünen ve görünmeyen iradeli varlıklardan gelmiş geçmiş topluluklar içinde, haklarında azap hükmü kesinleşmiş olanlardır. Çünkü onlar hüsrana uğramış kimselerdir.
Evvelce ’aleyhlerine hüküm virilmiş akvâmdan, cinlerden, insânlardandır, hepsi hâsir olacaklardır.
17,18. Annesine babasına: "Of ikinizden; benden önce nice nesiller gelip geçmişken beni tekrar diriltilmemle mi tehdit ediyorsunuz?" diyen kimseye, anne babası Allah'a sığınarak: "Sana yazıklar olsun! İnan; doğrusu Allah'ın sözü gerçektir" dedikleri halde: "Bu, Kuran öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" diye cevap verenler işte onlar kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, Allah'ın azap vadinin aleyhlerinde gerçekleştiği kimselerdir. Doğrusu onlar hüsranda olanlardır.
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında o sözün (azabın) gerçekleştiği kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana uğrayanlardır.
İşte kendilerinden önce gelip geçen insan ve cin toplulukları ile birlikte bunlar hakkında Allah’ın azap sözü gerçekleşmiştir. Onlar gerçekten kaybedenlerden olmuşlardır.
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.
Bu gibiler, gelip geçmiş cin ve insan toplumları arasında azap sözünü haketmiş kimselerdir. Onlar kaybedenlerdir.
İşte onlar kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları içerisinde haklarında azab vaadi hak olmuş kimselerdir. Onlar gerçekten hüsrana uğramışlardır.
İşte bunlar İns-ü Cinden önlerinde geçen ümmetler içinde üzerlerine söz hakk olmuş olan kimselerdir, çünkü bunlar hep husrana mahkûm olmuşlardır
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında o sözün (azabın) gerçekleştiği kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana uğrayanlardır.
İşte onlar ki, kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin¹ ve ins¹ toplumlarında aleyhlerinde “sözü”² hak etmiş kimselerdir. Kuşkusuz onlar, hüsranda olanlardır.
İşte o (ve benzerleri) cinden ve insandan kendilerinden evvel gelib geçen ümmetler arasında, üzerlerine (azâb) söz (ü) hak olmuş (kimseler) dir. Çünkü bunlar hüsrana uğramış olanlardır.
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip geçmiş ümmetler içinde azap sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Onlar hüsrana uğrayanlardır.
İşte bunlar, cin ve insandan, kendilerinden önce gelip geçmiş topluluklar içinde üzerlerine (azâba dâir) söz, hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar hüsrâna uğrayanlardır.
İşte onlar (o inkâr edenler, ana babalarına iyilik yapmayanlar ve saygısızca davrananlar), kendilerinden önce cinlerden (görülmeyen varlıklardan) ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, aleyhlerinde söz (hak ettikleri azap sözü) gerçekleşmiş olan kimselerdir. Kuşkusuz onlar hüsrana uğrayanlardır.
İşte böyleleri, daha önce yaşamış, sizin tanımadığınız (cin) veya tanıdığınız (ins) toplumlar üzerine, Allah’ın azap sözünün gerçekleştiği kimselerdir. Elbette ki onlar kaybetmiş topluluklardır.
İşte bunlar kendilerinden önce cin yada insan olarak gelip geçen topluluklar arasında üzerlerine azap gerekmiş olan kimselerdir. Çünkü bunlar kendilerine yazık edenlerdir.
İşte kendilerinden evvel perilerden, insanlardan gelip geçen ümmetler arasında bu gibiler hakkında azap sözü sabit olmuştur. Çünkü bunlar ziyankâr kimselerdir.
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçen ümmetler içinde üzerlerine söz (azap) hak olmuş kimselerdir. Doğrusu onlar, hüsrana uğrayanlardır.
Böyleleri, kendilerinden önce gelip geçmiş isyankâr cin ve insan toplumlarıyla beraber azâbı hak etmiş olan kimselerdir. Gerçekten onlar, o Gün büyük bir hüsrana uğrayacaklardır.
İşte onlar İnsanlar’dan ve Cinnler’den, kendilerinden önce gelip geçmiş ümmetler arasında Söz aleyhlerine gerçekleşmiş olanlardır. Onlar, hüsrana düşenlerdi.
Artık bu ve benzerleri, geçmiş milletler için verilen tarihî hükmü hak etmişlerdir. Nitekim daha önceki ins ve cin soyu da aynı gerekçe ile yere serilmişlerdi...
İnkâr edenlerden bazılarını bilir, bazılarını bilmezsiniz. Bazılarının geçmişini bilir, bazılarının geçmişini bilmezsiniz. Onlar inkâr ettikleri ve yasalarımıza uymadıkları için cezayı hak ettiler. Ahiretteki hesapları da kesinleşti. Ahiret hayatında onları çetin bir azap bekliyor. Şüphesiz onlar ahiret hayatında ziyana uğrayanlardır.
İşte bunlar kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları hakkındaki azap sözü, kendileri için de hak olan kimselerdir. Doğrusu bunların hepsi, kendilerine yazık etmiş oldular.
İşte böyleleri, kendilerinden önce gelip geçen ve haklarında azap hükmü gerçekleşmiş olan insan ve cin topluluklarına dâhil olmuşlardır. Şüphesiz onların hepsi de hüsrana uğramışlardır. 6/130-131, 46/20
İşte onlar, haklarında ilâhî yasanın gerçekleştiği kimselerdir;[⁴⁵²⁴] kendilerinden önce geçip gitmiş görünür görünmez-bilinir bilinmez iradeli varlıklara dahil olmuşlardır:[⁴⁵²⁵] Şüphesiz kaybeden de onlar olacaktır.
İşte onlar - kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde yer alan- haklarında (cehennem azabının) gerçekleşeceğine hükmolunmuş kimselerdir, kuşkusuz onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
İşte bunlar izi kendilerinden önce gelip geçen cin ve insten ümmetler arasında bulunan kimselerdir ki, üzerlerine söz hak olmuştur. Muhakkak ki onlar hüsrâna uğramış oldular.
İşte onlar, kendilerinden önce insanlardan ve cinlerden gelmiş geçmiş topluluklar içinde, haklarında azap hükmü kesinleşmiş olanlardır. Çünkü onlar hüsrana uğramış kimselerdir.
İşte onlar da kendilerine (azab) söz(ü) gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında (azabın içinde) bulunacaklardır. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.
İşte onun üzerine hükm-ü 'azâb hak oldı. Cin [ve] insândan evvel geçen ümmetler meyânında, onlar da dûçâr-ı 'ikâb ve hâsirlerden oldılar.
Bu gibiler, daha önce gelip geçmiş insan ve cin toplumları içinden şu sözü hak edenlerdir: “Onlar kaybetmişlerdir.” İşte bu kişi (bu gerçeğe masal diyen) gibi, daha önce gelmiş insan ve cin toplumlarından olanlar, (tehdit edildikleri şey) başlarına gelince o sözün gerçek olduğunu anladılar ve elbette kaybedenlere dönüştüler.
İşte onlar, cinlerden ve insanlardan, kendilerinden önce gelip geçmiş toplumlar arasında haklarında (azap) hükmü gerçekleşmiş olanlardır. Onlar, hüsrana uğrayanlardır.
Onlar, kendilerinden önceki cin ve insan toplulukları içinde azabı hak etmiş kimselerdir. Gerçekten de onlar hüsrana uğramışlardır.
İşte bunlar, kendilerinden önce gelip geçmiş cin ve insan ümmetleri içinde, üzerlerine azap hak olanlardır. Hiç kuşkusuz, onlar, hüsrana uğrayanlardır.
Ana o‘shalarga o‘zlaridan avval o‘tgan jin va ins ummatlari qatorida azob haqidagi so‘z muqarrar bo‘lgandir. Albatta, ular ziyon ko‘ruvchilardan bo‘ldilar.
şunlar anlardur kim vācib oldı anlaruñ üzere söz bölükler içinde bayıķ geçdi anlardan ilerü perrįden daħı ādemįden bayıķ anlar oldılar ziyānlular.
Anlar ol kişilerdür ki vācib oldı üstlerine ‘aẕāb gelmesi, niçe ümmetleriçinde ki geçdiler özlerinden öñdin cinden ve ādemīlerden. Anlar ḫasāretitdiler.
Belələri özlərindən əvvəl gəlib getmiş və insanlardan ibarət (kafir) ümmətlərlə birlikdə haqlarında əzab sözünün (hökmünün) gerçəkləşdiyi kimsələrdir. Onlar, doğrudan da, ziyana uğrayanlardır!
Such are those on whom the Word concerning nations of the Jinn and mankind which have passed away before them hath effect. Lo! they are the losers.
Such are they against whom(4794) is proved the sentence among the previous generations of Jinns and men, that have passed away; for they will be (utterly) lost.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |