Men yehdi(A)llâhu fehuve-lmuhted(î)(s) vemen yudlil feulâ-ike humu-lḣâsirûn(e)
Allah, kimi doğru yola sevkettiyse odur doğru yolu bulan ve kimi yoldan çıkarırsa o ve onun gibilerdir ziyana uğrayanlar.
Allah kime hidayet ederse onlar Hakk yolu bulan kimse(lerdir). Her kimi de (hıyaneti ve kötü niyeti yüzünden) şaşırtıp-saptırırsa onlar da mutlak hüsran ve ziyan içindedirler.
Allah kime yol gösterirse, gerçekten doğru yola erişen işte odur. O'nun sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince, büyük kayıp içinde olanlar da işte böyleleridir.
Allah, kime hak yolu aydınlatıcı bilgiler verirse o doğru yolu bulup tercih eder. Kimlerin de, hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır.
Allah kimi doğru yola eriştirirse o doğru yoldadır. Kimleri de sapıklığa düşürürse onlar da ziyandadırlar.
Allah kime hidayet verirse o artık hidayeti bulmuştur; kimi şaşırtıp-saptırırsa artık onlar da hüsrana uğrayanlardır.
Allah'ın hidayet ettiği kimse, hak yola ulaşandır; ve kimi de adâleti ile saptırırsa, işte bunlar, ziyana uğrayanlardır.
Allah kime yol gösterirse, işte o tam doğru bir yoldadır. Kimi de yoldan saptırırsa, işte onlar zarar edenlerin ta kendileridir.
Allah'ın doğru yola yönelttiği kişi, hidayettedir. O'nun sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince, onlar kaybedenlerin ta kendileridir.
Allah kime kılavuzluk ederse, doğru yolu bulmuştur, kimi de saptırırsa, işte onlar ziyandalar
Allah kime yol gösterirse, gerçekten doğru yola erişen işte odur. O'nun (niyet ve eylemleri yüzünden) sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince; işte asıl ziyana uğrayanlar da onlardır!
Allâh’ın hidâyete sevk itdiği doğrı yoldadır, dalâlete sevk itdiği ise mahv olmuş dimekdir.
Allah'ın doğru yola sevkettiği kimse doğru yolda olur. Saptırdığı kimseler ise, işte onlar mahvolanlardır.
Allah, kimi doğru yola iletirse, odur doğru yolu bulan. Kimleri de saptırırsa, işte onlar, ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Allah’ın doğru yola yönelttiği kişi hidayete ermiştir; O kimi saptırırsa işte onlar da kaybedenlerin ta kendileridir.
Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır.
ALLAH kimi doğruya iletirse, doğruyu bulan odur. Kimi de saptırırsa, kaybedenler de onlardır.
Allah kime hidayet ederse, o hidayete erer, kimi de dalalette bırakırsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileri olurlar.
Allah kime hidayet ederse hidayet bulan o, kimi de dalâlete bırakırsa husrane düşenler de işte onlar
(Hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmesinden dolayı) Allah kimi (lütfuyla) doğru yola iletirse, işte doğru yolu bulan onlardır, Kimi de (hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmediği ve ısrarla hakkı inkâr ettiği için, cüz’î irâdesi ile tercih etmiş olduğu) sapkınlıkta bırakırsa, işte onlar, ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Allah, kime yol gösterirse, odur yolu bulan. Kimi de saptırırsa, işte onlar hüsrana uğrayanlardır.¹
Allah kime hidâyet ederse o doğru yolu bulmuşdur. Kimi de sapdırırsa onlar en büyük zarara uğrayanların ta kendileridir.
Allah kimi (hidayeti tercih edip iman, iyi niyet ve iyi amelleri sebebiyle) hidayete erdirirse o artık hidayeti bulmuştur; Kimi de (sapıklığı tercih edip inkâr, isyan ve kötü amelleri sebebiyle) sapıklık içinde bırakırsa, işte onlar gerçekten hüsrâna uğrayanlardır.*
Allah’ın ayetleriyle yol gösterdiği kimse, doğru yol üzerindedir. Kimide sapıklık içinde bırakırsa, işte onlar kendilerine yazık eden kimselerdir.
Allah kime yol gösterirse o doğru yolu bulur, Allah kimi yoldan çıkarırsa o kendine yazık etmiş olur.
Allah her kime yol gösterirse o kimse yolu bulur, her kimi yoldan çıkarırsa işte onlar ziyankâr olurlar.
Allah kimi doğru yola iletirse, işte doğru yola erişen odur. Kimi de saptırırsa, işte onlar zarara uğrayanların tâ kendileridir.
Allah kime hidayet ederse, o gerçek hidayete ermiş olur; kimi de saptırırsa, artık onlar da hüsrana uğrayanlardır.
Allah kimi doğru yola iletirse, işte odur doğru yolda yürüyen; kimi de sapıklığa düşürürse, işte onlardır, gerçek anlamda ziyâna uğrayanlar!
Allah, kimi hidayete eriştirirse, o Mühtedî’dir / Hidayete Ermiş’tir. Kimi de saptırırsa, işte Hüsrana Düşenler onlardır.
Allah birini yola getirmek isterse o kimse yola gelir; ama şaşırtırsa, artık onun işi bitmiş demektir.
Unutmayın ki; Allah ayetleri anlamak için çaba gösterenlere doğru yolunu gösterir. Onların ufkunu açar. Onları yanlışa düşmekten korur. Ancak inkâr edenleri, yasalarına uymayanları şaşkınlık içinde ortada bırakır. Onlara yardım etmez. Onlar cahilliklerine bakmadan her şeyi bildiğini zannederler. Aklın ürettiği fikirlere köle olurlar. İnsanların çıkardığı yazboz yasalarının oyuncağı olurlar. Sorunlardan başlarını kaldıramazlar. Aralarında sürekli kin, nefret, intikam dolaşır. Sosyal, ekonomik, siyasi olayların gündemlerinde kaybolup giderler. Böylece şaşkınlık içinde ziyana uğrar, hayatlarını boşuna yaşamış olurlar.
Allah’ın hidayet ettiği kişi doğru yola ulaş(tırıl)mıştır. Kimi saptırırsa [*] işte onlar kaybedenlerin ta kendileridir. [*]
Allah kime yol gösterirse, işte o, hak yolu bulmuştur, kimi de saptırırsa onlar gerçekten hüsrana uğrayanlardır.
Allah kime yol gösterirse, gerçekten doğru yola erişen işte odur: O’nun sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince, büyük kayıp içinde olanlar da işte böyleleridir!
Kimin rehberi Allah ise işte o doğru yolu bulmuştur ve O kimin de sapıklığını onaylamışsa işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. 4/115, 6/126- 153, 10/108, 39/41
Allah kime hidayet (nasib) ederse, doğru yolu bulan odur, kimi de saptırırsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir!
Allah Teâlâ kime hidâyet ederse işte hidâyete eren odur. Kimleri de dalâlete düşürürse işte felakete uğrayanlar da onlardır.
Allah kime hidâyet ederse işte doğru yolu bulan odur; kimi de şaşırtırsa işte onlar da kaybedenlerin ta kendileridir.
Allah kime yol gösterirse, işte yolu bulan odur. Kimi de saptırırsa, işte ziyana uğrayanlar onlardır.
Allâh'ın hidâyete tevfîk buyurdığı kimse doğrı yola vâsıl olmuş ve Allâh'ın dalâlete düşürdiği kimse de ziyân iylemişdir.
Allah kimi yola gelmiş sayarsa yola gelen odur; kimi de sapık sayarsa, umduğunu bulamayacaklar/zarar edenler, işte onlardır.[*]
Allah kimi doğru yola yöneltmişse/hidayet etmişse o hidayet bulmuştur. Kimi de sapıklıkta bırakmışsa, onlar mahvolanların ta kendisidir.
Allah kime hidayet verirse, işte o doğru yoldadır. Kimi saptırırsa, onlar da hüsrana düşmüş olanlardır.
Allah'ın yol gösterdiği, gerçeğe varmıştır; saptırdıkları ise hüsrana batıp kalmıştır.
Alloh kimni hidoyat qilsa, demak, u to‘g‘ri yo‘l topuvchidir. Agar kimni yo‘ldan adashtirsa, bas, ana ular ziyon ko‘ruvchilardir.
her kime ŧoġru yol gösteri virdi-se Tañrı ol ŧoġru yol dutıcıdur daħı her kimi azdura şunlar ziyānlulardur.
Kime ki Tañrı Ta‘ālā hidāyet virse ol doġrı yol üstinedür. Daḫı kimi azdur‐sa anlar dünyā, āḫiret ḫayrını ziyān itdiler.
Allahın doğru yola yönəltdiyi kimsə kimsə doğru yoldadır. Onun (haqq yolundan) sapdırdığı kimsələr isə ziyana uğrayanlardır.
He who Allah leadeth, he indeed is led aright, while he whom Allah sendeth astray they indeed are losers.
Whom Allah doth guide,- he is on the right path: whom He rejects from His guidance,- such are the persons who perish.(1152)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |