8 Ekim 2025 - 15 Rebiü'l-Ahir 1447 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Sâffât Suresi 13. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ żukkirû lâ yeżkurûn(e)

Ve öğüt verilince Kur'an'la öğüt almazlar.

(Cahil ve gafil kimselerin huyudur:) Kendilerine zikir-nasihat verildiğinde, öğüt almıyorlar.

Kendilerine öğüt verildiğinde, düşünüp öğüt almazlar.

Onlara tebliğ edildiği, öğüt verildiği zaman, öğüt de almazlar.

Kendilerine öğüt verildiğinde öğüt almazlar.

Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.

Onlara Kur'an'la öğüd verildiği zaman da, düşünüp nasihat kabul etmiyorlar.

Uyarıldıkları zaman da öğüt almıyorlar.

Kendilerine öğüt verilse, öğüt almıyorlar.

Öğüt verilse bile, onlar öğüt almazlar

Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.

Ânlara va’az idilse hiç mütenebbih olmazlar.

Onlara öğüt verildiğinde öğüt dinlemezler.

Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

Kendilerine öğüt verildiğinde gerekli öğüdü almıyorlar.

Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.

Kendilerine hatırlatıldığında öğüt almıyorlar.

Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar.

Ihtar edildiklerinde de düşünmüyorlar

Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.

Kendilerine öğüt verildiği zaman, öğüdü dikkate almıyorlar.

Kendilerine (Kur'an ile) va'z edilince düşünüb de öğüt kabul etmezler,

Kendilerine hatırlatılınca düşünmezler.

[51/55; 87/9-10]

Kendilerine nasîhat edildiği zaman da, ibret almıyorlar.

Ve (Kur’an ile) uyarıldıklarında, düşünüp öğüt almazlar.

Onlara gerçekler hatırlatıldığın da, düşünmüyorlar.

Kendilerine öğüt verilince de öğüt almıyorlar.

Onların âdeti budur ki kendilerine bir nasihat verilse ibret almazlar,

Onlar öğüt verildiğinde öğüt almazlar.

Kendilerine hatırlatıldığında, hatırlayıp kendilerine gelmiyorlar.

Ve Kur’an ile uyarıldıklarında, öğüt almaya yanaşmazlar.

Öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

12,13. Olamaz! sen hayrette; onlar işin dalgasında: // nasihat ediliyor, aldıran yok.

Akıllarını kullanmayanlar, gerçekler üzerine öğüt verildiğini anlamazlar. Hâlbuki onlar için en büyük yaratılış gerçeği kendileri değil mi?

Kendilerine (gerçekler) hatırlatıldığı zaman (gerçeği) hatırlamazlar.

Ve uyarıldıklarında da hiç düşünmüyorlar.

ve [hakikat] kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;

Kendilerine öğüt verildiğinde de o bilgiyle ilgilenmiyorlar. 6/70, 50/45, 51/55

hatırlatıldığı zaman da öğüt almazlar;

Kendilerine (ahirette dirilme, hesap ve azap var diye ne kadar) öğüt verilse, öğüt almazlar.

Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler.

Kendilerine nasihat edildiğinde uyarmaları dikkate almazlar.

Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar.

Onlara bir şeyle va'az olunsa mütenebbih olmazlar.

Doğru bilgiye vurgu yapıldığında o bilgiyle ilgilenmiyorlar.

Onlara öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

Öğüt verildiğinde düşünüp ibret almıyorlar.

Düşünüp taşınmaya çağrıldıklarında düşünmüyorlar.

Agar ular Qur’on bilan eslatma qilinsalar, eslatma olmaydilar.

daħı ķaçan kim ögütleneler añmazlar.

Ve ḳaçan ögüt virilseler, ögütlenmezler.

Onlara (Qur’anla Allahın dəlilləri ilə) öyüd-nəsihət verildikdə düşünüb ibrət almazlar.

And heed not when they are reminded,

And, when they are admonished, pay no heed,-


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.