Ve-iżâ żukkirû lâ yeżkurûn(e)
Ve öğüt verilince Kur'an'la öğüt almazlar.
(Cahil ve gafil kimselerin huyudur:) Kendilerine zikir-nasihat verildiğinde, öğüt almıyorlar.
Kendilerine öğüt verildiğinde, düşünüp öğüt almazlar.
Onlara tebliğ edildiği, öğüt verildiği zaman, öğüt de almazlar.
Kendilerine öğüt verildiğinde öğüt almazlar.
Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.
Onlara Kur'an'la öğüd verildiği zaman da, düşünüp nasihat kabul etmiyorlar.
Uyarıldıkları zaman da öğüt almıyorlar.
Kendilerine öğüt verilse, öğüt almıyorlar.
Öğüt verilse bile, onlar öğüt almazlar
Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.
Ânlara va’az idilse hiç mütenebbih olmazlar.
Onlara öğüt verildiğinde öğüt dinlemezler.
Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.
Kendilerine öğüt verildiğinde gerekli öğüdü almıyorlar.
Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.
Kendilerine hatırlatıldığında öğüt almıyorlar.
Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar.
Ihtar edildiklerinde de düşünmüyorlar
Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.
Kendilerine öğüt verildiği zaman, öğüdü dikkate almıyorlar.
Kendilerine (Kur'an ile) va'z edilince düşünüb de öğüt kabul etmezler,
Kendilerine nasîhat edildiği zaman da, ibret almıyorlar.
Ve (Kur’an ile) uyarıldıklarında, düşünüp öğüt almazlar.
Onlara gerçekler hatırlatıldığın da, düşünmüyorlar.
Kendilerine öğüt verilince de öğüt almıyorlar.
Onların âdeti budur ki kendilerine bir nasihat verilse ibret almazlar,
Onlar öğüt verildiğinde öğüt almazlar.
Kendilerine hatırlatıldığında, hatırlayıp kendilerine gelmiyorlar.
Ve Kur’an ile uyarıldıklarında, öğüt almaya yanaşmazlar.
Öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.
12,13. Olamaz! sen hayrette; onlar işin dalgasında: // nasihat ediliyor, aldıran yok.
Akıllarını kullanmayanlar, gerçekler üzerine öğüt verildiğini anlamazlar. Hâlbuki onlar için en büyük yaratılış gerçeği kendileri değil mi?
Kendilerine (gerçekler) hatırlatıldığı zaman (gerçeği) hatırlamazlar.
Ve uyarıldıklarında da hiç düşünmüyorlar.
ve [hakikat] kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;
Kendilerine öğüt verildiğinde de o bilgiyle ilgilenmiyorlar. 6/70, 50/45, 51/55
hatırlatıldığı zaman da öğüt almazlar;
Kendilerine (ahirette dirilme, hesap ve azap var diye ne kadar) öğüt verilse, öğüt almazlar.
Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler.
Kendilerine nasihat edildiğinde uyarmaları dikkate almazlar.
Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar.
Onlara bir şeyle va'az olunsa mütenebbih olmazlar.
Doğru bilgiye vurgu yapıldığında o bilgiyle ilgilenmiyorlar.
Onlara öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.
Öğüt verildiğinde düşünüp ibret almıyorlar.
Düşünüp taşınmaya çağrıldıklarında düşünmüyorlar.
Agar ular Qur’on bilan eslatma qilinsalar, eslatma olmaydilar.
daħı ķaçan kim ögütleneler añmazlar.
Ve ḳaçan ögüt virilseler, ögütlenmezler.
Onlara (Qur’anla Allahın dəlilləri ilə) öyüd-nəsihət verildikdə düşünüb ibrət almazlar.
And heed not when they are reminded,
And, when they are admonished, pay no heed,-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |