Fevekâhumu(A)llâhu şerra żâlike-lyevmi ve lakkâhum nadraten ve surûrâ(n)
Derken Allah da korumuştur onları, bugünün şerrinden ve yüzlerine bir parlaklık, gönüllerine bir sevinçtir, vermiştir.
(Dedikleri ve bu sözlerine uygun hareket ettikleri için) Allah da, onları böyle bir günün şerrinden (ve dehşetinden) koruyup esirgeyecek ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç verecektir.
Ve bu yüzden Allah onları o günün dehşetinden koruyacak, aydınlık ve sevinç verecektir.
Allah da, onları, o günün, Kıyametin şerrinden, dehşetinden korur. Yüzlerine aydınlık, güzellik, gönüllerine sevinç verir.
Allah da onları bu günün kötülüğünden korumuş ve kendilerine bir yüz parlaklığı ve sevinç vermiştir.
Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir.
Allah da onları, o günün azabından korur ve kendilerine güzel bir yüz ve sevinç verir.
Allah, o günün şerrinden onları korur. Onlara bir parlaklık ve sevinç verir.
Bundan dolayı Allah, onları o günün kötülüklerinden koruyacaktır ve onları güler yüze ve mutluluğa kavuşturacaktır.
Allah da onları, o günün şerrinden koruyacaktır, bunlara bir tazelik, bir sevinç verecektir
(Bu sebeple) Allah da onları, o dehşetli günün azabından korur ve bir aydınlığa ve sevince kavuşturur.
10,11. "Biz Allâh’ın müdhîş ve felâketli bir gün göstereceğinden korkuyoruz" diyen munsıf ’ibâdını Allâh o gün felâketden muhâfaza idecek ve alınlarına beşâşet ve kalblerine sürûr virecekdir.
Allah da onları bu yüzden o günün fenalığından korur; onların yüzüne parlaklık ve neşe verir.
Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir.
Bu tutumları sebebiyle Allah onları o günün dehşetinden korur; yüzlerine aydınlık, gönüllerine sürur verir.
İşte bu yüzden Allah onları o günün fenalığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir.
Nitekim, ALLAH onları o günün kötülüğünden korur ve onlara neşe ve sevinç verir.
Allah da onları o günün fenalığından korur, yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir.
Allah da onları o günün şerrinden korur ve kendilerini bir parlaklıkla bir sürûre indirir
Allah da onları, o günün azabından korur, (yüzlerine güzellik) parlaklık, (kalplerine ise) sevinç verir.
Allah da bu nedenle onları, o günün kötülüğünden koruyacak. Ve onları, mutluluk ve sevince kavuşturacak.
İşte bundan dolayı Allah bu günün şerrinden onları korumuş, (yüzlerine) bir güzellik, (yüreklerine) bir sevinç vermiş,
Allah da onları o günün şerrinden korudu ve onlara (yüzlerinde) bir güzellik (ve parlaklık), hem (gönüllerinde) bir sevinç verdi!
İşte bu yüzden (zatım olan) Allah onları o günün fenalığından korumuş (olacak)tır. Ve onlara (onların yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine de) sevinç vermiş (olacak)tır.
Sonra Allah o sıkıntılı (kıyamet) günün şerrinden onları koruyacak ve onları, aydınlık ve sevinç veren bir karşılıkla karşılayacak.
Onun için Allah da onları bu günün kötülüğünden korumuş, onların yüzlerine parlaklık, yüreklerine sevinç vermiştir.
Allah da onları o günün şer ve şiddetinden korudu. Yüzlerine parlaklık ve yüreklerine sevinç verdi.
Bundan dolayı Allah, onları o günün şerrinden korur ve onların yüzlerine parlaklık ve gönüllerine sevinç verir.
Artık Allah da onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara bir güzellik ve bir sevinç vermiştir.
Allah da bu davranışlarına karşılık onları o korkunç Günün dehşetinden koruyacak ve gözlerine aydınlık, yüreklerine sevinç verecektir.
Allah onları böylesi Gün’ün şerrinden korudu. Onlara göz aydınlığı ve sevinç verdi.
Şimdi de Allah, onları o günün şerrinden koruyup yüzlerini güldürmüştür.
Allah da onları o günün kötülüğünden korur. Yüzlerine bir aydınlık, içlerine bir sevinç verir.
Allah onları o günün şiddetinden korumuş (olacak)tır; (yüzlerine) parlaklık, (kalplerine de) sevinç verecektir.
Allah da onları o günün şerrinden koruyacak ve onların yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verecektir.
Ve bu yüzden Allah onları o Gün’ün dehşetinden koruyacak, aydınlık ve sevinç verecektir,
Allah da onları bu dehşetli günün şerrinden koruyacak ve yüzlerinde neşe, gönüllerinde sevinç olacak. 21/101.103, 40/9
Bu yüzden Allah onları bu günün dehşetinden koruyacak ve onların (yüzlerine) nûr, (yüreklerine) sürûr koyacak;
Allah da onları, o günün şerrinden korumuş ve onlara bir güzellik, bir sevinç vermiştir,
Artık Allah, onları o günün şerrinden korumuştur. Ve onlara bir güzellik ve bir sevinç vermiştir.
Allah da onları o günün felaketinden korur, onların yüzlerine nûr, gönüllerine sürûr verir.
Allah da onları, o günün şerrinden korumuş, onlar(ın yüzlerin)e parlaklık ve (gönüllerine) sevinç vermiştir.
Allâh onları o günün şerrinden vikâye idüb yüzlerine beşâşet ve kalblerine sürûr ihsân buyurdı.
Allah da onları o günün şerrinden korumuş ve onlara bir parıltı ve sevinç bahşetmiştir.
Allah onları o günün kötülüğünden korumuş; yüzlerine aydınlık, gönüllerine sevinç vermiştir.
Allah da onları o gününün şerrinden korumuş ve kendilerini bir parlaklığa, bir sevince ulaştırmıştır.
Bas, Alloh ularni o‘sha kunning yomonligidan saqlaydi va ularning yuzlariga tarovat, dillariga shodlik baxsh qiladi.
pes śaķladı anları Tañrı şol gün şerrinden daħı ķarşu getürdi anlara tāzalıķ daħı şādılıķ.
Pes ḳurtardı Tañrı Ta‘ālā anları şerrinden ol günüñ. Daḫı degürdianlara çoḳ tāze ni‘metler ve sevinmek.
Allah da onları o günün şərindən qoruyacaq, onlara gözəllik və sevinc bəxş edəcəkdir (üzlərinə təravət verəcək, qəlblərini sevindirəcəkdir).
Therefor Allah hath warded from them the evil of that day, and hath made them find brightness and joy;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |