Lâ yusminu velâ yuġnî min cû’(in)
Ne besler ve ne doyurur, açlığı defeder.
(Bu ise) Ne doyurup beslenmesine yarayacak, ne de açlıktan kurtulmasını sağlayacaktır.
O dikenler ne besler ne de açlığı giderir.
Acı kuru dikenler, ne besler, ne de açlığı giderir.
Ki o ne semirtir, ne de açlığı giderir.
Ne doyurup-semirtir, ne açlıktan korur.
O, ne besler, ne açlıktan kurtarır.
O da ne şişmanlatır ne de açlığı giderir.
2,3,4,5,6,7. O gün birtakım yüzler öne eğilecek; çok çabalayıp yorgun düşecek; kızgın ateşe girecek; son derece sıcak bir kaynaktan içirilecek. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur; o ise, ne besler, ne de açlığı giderir.
Ne semirtir, ne doyurur açlıktan
6-7. Onlara, beslemeyen ve açlık gidermeyen kötü kokulu ve dikenli bitkiden başka yiyecek verilmeyecek.
6,7. Semirtmeyen, açlığı gidermeyen kötü kokulu (kuru) bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.
O, ne besler ne de açlıktan kurtarır.
O da ne besler ne de açlığı giderir.
2, 3, 4, 5, 6, 7. O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir.
Ne besler, ne de açlığı giderir.
O da ne besler, ne de açlığı giderir.
Ne besler ne açlıktan kurtarır
6-7. Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek yoktur; o ne besler ne de açlığı giderir.
O, beslemez ve açlığı gidermez.
Ki o, ne semirtir (doyurur), ne de açlığı giderir.
O ne doyurup besler, ne de açlığını giderir.
(O) ne besler, ne de açlıktan yana fayda verir!
O (kötü yiyecek olan darî) ne besler ne de açlığı giderir.
O yiyecekler ne besler, nede açlıklarını giderir.
Bu diken onları ne doyurur, ne de açlıktan kurtarır.
O, ne semirtir, ne açlığı giderir.
O, ne besler ne de açlığı giderir.
Ne doyurup semirtir, ne de açlıktan korur.
Ne vücudu besleyen, ne de açlığı gideren korkunç bir yiyecek! İnkârcıların bu hâline karşılık:
Ne semirtir, ne de açlığı giderir!
6,7. Yiyip yiyecekleri, - besin değeri olmadığı gibi açlığı da bastırmayan - sadece pis kokulu ot yemekleridir...
O bitki onları ne besler ne de açlıktan kurtarır.
Hem beslemez hem de açlığı gidermez.
6,7. Onların orada, asla beslemeyen ve doyurmayan, kuru ve zehir gibi bir dikenden¹ başka, yiyecekleri de olmayacaktır.
ne bir güç veren ne de açlığı gideren (dikenlerin). ²
6-7. Acıktıklarında ise ne besleyen ne de doyuran zehirli bir dikenden başka yiyecek bulamayacak. 37/62…68, 44/43…47
ama ne besleyicidir ne doyurucudur.
4-7. (O gün) Kızgın ateşe girerler, onlara kızgın bir pınardan su verilir, ne semirten ne de açlığı gideren, kötü kokulu bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.
Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır.
Bu diken ne besleyicidir, ne de açlığı giderir.
O da ne semirtir, ne de açlığı giderir.
O yemek ne semirdir ve ne de doyurur.
O onları ne besleyecek, ne de açlıklarını giderecektir.
Ne semirtir ne açlığı giderir.
O da ne besler, ne açlığı giderir.
Ne semirtir ne açlıktan kurtarır.
U semirtirmaydi ham, ochlikdan ham xalos qilmaydi.
semirtmez, daħı aśśı eylemez açlıķda
ki semirtmez velā açlıġı gidermez.
(O yemək onlara) nə qüvvət verər, nə də aclıqdan qurtarar.
Which doth not nourish nor release from hunger.
Which will neither nourish nor satisfy hunger.
| Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |