20 Mayıs 2024 - 12 Zi'l-ka'de 1445 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nûr Suresi 54. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul atî’û(A)llâhe veatî’û-rrasûl(e)(s) fe-in tevellev fe-innemâ ‘aleyhi mâ hummile ve’aleykum mâ hummiltum(s) ve-in tutî’ûhu tehtedû(c) vemâ ‘alâ-rrasûli illâ-lbelâġu-lmubîn(e)

De ki: İtaat edin Allah'a ve itaat edin Peygambere. Gene de yüz çevirirlerse ona düşen, ancak kendisine yüklenen vazifedir ve size düşen de, size yüklenen ve eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz ve Peygambere, apaçık tebliğden başka bir şey düşmez.

De ki: "(Her hususta sarih ayetleri ve sahih hadisleri esas alarak) Allah’a itaat edin, Resul’e itaat edin. Eğer yine yüz çevirip dönerseniz, artık Onun (Peygamberin) sorumluluğu kendisine yüklenen, sizin sorumluluğunuz da size yüklenendir. Eğer Ona (Peygambere) itaat eder (sünnetine uyup izinden gider)seniz, hidayet bulmuş olursunuz. Elçiye düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir." ("Kur’an bize yeterlidir, Peygamber sünneti ve öğretileri gereksizdir" diyenlerin hidayetleri kararıverecektir!)

De ki: Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, peygamberin sorumluluğu, kendisine yüklenen tebliğ görevidir, sizin sorumluluğunuz da, size yüklenen itaattir. Eğer O'na itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygambere düşen, sadece açık açık duyurmaktır.

“Allah'a itaat edin, kitabındaki hükümleri uygulayın. Rasulüne itaat edin, sünnetini uygulayın. Kitaptan ve sünnetten yüz çevirip, halkı istediğiniz istikamette yönlendirmiş olsanız bile, elçiye zarar veremezsiniz. Peygamberin sorumluluğu kendisine yüklenen tebliğ görevini yapmaktır. Sizin sorumluluğunuz da size emredilenlere itaattir.” de. Eğer Rasulullah'a itaat eder, tebliğine, teşriine, sünnetine uyup uygularsanız, doğru, hak yola girmiş, İslâm'da sebat etmiş olursunuz. Allah'ın Rasulüne düşen, yalnız apaçık bir tebliğdir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 13/40; 88/21-22; Tibyân ve Mevâkib tefsirleri; Siyasetnâme, s. 112.

De ki: "Allah'a itaat edin; Peygambere itaat edin." Eğer yüz çevirirseniz ona düşen kendine yüklenen size düşen de size yüklenendir. Eğer ona itaat ederseniz hidayete erersiniz. Peygambere düşen apaçık bir tebliğden başka bir şey değildir.

De ki: 'Allah'a itaat edin, Resûl'e itaat edin. Eğer yine yüz çevirirseniz, artık onun (peygamberin) sorumluluğu kendisine yüklenen, sorumluluğunuz da size yüklenendir. Eğer ona itaat ederseniz, hidayet bulmuş olursunuz. Elçiye düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir.'

(Ey Rasûlüm), de ki: Allah'a itaat edin, Rasûl'e itaat edin. Eğer bunlara itaat etmekten yüz çevirirseniz, peygambere düşen ancak O'na yükletilen tebliğdir. Sizin üzerinize de, size yükletilendir (icabet etmektir). Eğer O'na itaat ederseniz hidayete erersiniz. Peygamber üzerine icab eden, ancak açık bir tebliğdir.

De ki: “Allah’a da, Resulüne de itaat edin. Eğer sırt çevirirseniz, onun yükü ona, sizin yükünüz size. Fakat O’na itaat ederseniz, (faydanıza olur) doğru yolu bulursunuz. Ve Allah Resulünün üstündeki görev, mesajı apaçık ulaştırmaktan başka bir şey değildir.

De ki: “Allah'a itaat ediniz, Peygambere itaat ediniz! Eğer yüz çevirirseniz biliniz ki, onun görevi tebliğ vazifesini yapmak, sizin vazifeniz de sorumluluklarınızı yapmanızdır. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz. Peygambere düşen, sadece apaçık bildirimde bulunmaktır.”

Diyesin ki: «Başeğin Allaha ve peygambere, eğer yüz dönerseniz, ona yükletilen onun ödevi, size yükletilen de sizin ödevinizdir; başeğerseniz doğru yolu bulursunuz, Peygambere düşen ancak açıkçana ulaştırmak»

De ki: “Allah'a itaat edin, resule itaat edin! Eğer yüz çevirirseniz bilin ki ona yüklenen sorumluluk yalnız ona aittir; size yüklenen sorumluluk da yalnızca size aittir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yola erersiniz. Resulün görevi ancak apaçık bir tebliğdir.

Hz. Muhammed’in görevi Allah’tan aldığı öğretileri, insanların anlayacağı dilden onlara aktarmak ve pratize etmek yani örnek olmaktır. “Açık tebliğ” d... Devamı..

Allâh ve rasûlüne itâ’at idiniz. Eğer yüz çevirir iseniz netîcesi size ’âid olur. Rasûlden kendi a’mâli ve sizden kendi a’mâliniz sorılır. İtâ’at ider iseniz hidâyet bulursunuz. Rasûlün vazîfesi yalnız vâzıh sûretde tebliğdir.

De ki: "Allah'a itaat edin; Peygambere itaat edin." Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki o Peygamber, kendisine yükletilenden ve siz de kendinize yükletilenden sorumlusunuz. Eğer O'na itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz, Peygambere düşen sadece, apaçık tebliğdir.

“Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin” de. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki ona yüklenen sorumluluğu ancak ona ait; size yüklenen görevin sorumluluğu da yalnızca size aittir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yola erersiniz. Peygambere düşen ancak apaçık bir tebliğdir.

De ki: “Allah’a itaat edin, resule itaat edin.” Yine de (ey müşrikler!), söz dinlemezseniz onun (peygamberin) sorumluluğu ona, sizin sorumluluğunuz da size aittir. Ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz; resule düşen yalnızca apaçık bildirip anlatmaktır.

De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber'e düşen, sadece açık-seçik duyurmaktır.

De ki, "ALLAH'a ve elçiye uyunuz. Reddederseniz, o kendi görevinden sorumludur, siz de kendi görevinizden sorumlusunuz. Ona uyarsanız, doğruyu bulursunuz. Elçinin tek görevi, mesajı açıkça bildirmekten ibarettir.

De ki: Allah'a itaat edin; Peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamberin sorumluluğu kendine yüklenen, sizin sorumluğunuz da size yüklenendir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygambere düşen, sadece açık açık duyurmaktır.

De ki Allaha itaat edin ve Resule itaat edin, yine dinlemezseniz artık onun üzerindeki ancak ona yükletilen, sizin üzerinize de size yükletilendir ve eğer ona itaat ederseniz hidayete irersiniz, Resulün üzerindeki ise ancak açık bir tebliğdir

(Resûlüm! O munâfıklara) de ki: “Allah’a itaat edin, Peygamber’e de itaat edin. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz şunu bilin ki, peygamberin sorumluluğu, kendisine yüklenen (tebliğ) görevidir, sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (itaattir). Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygambere düşen, sadece apaçık bir tebliğdir.”

De ki: “Allah'a itaat edin. Resûl'e itaat edin.” Eğer itaat etmezseniz, ona düşen yalnızca görevini yapmaktır. Size düşen ise sorumlu tutulduğunuz şeye uymaktır. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulursunuz. Resûl'ün üzerinde, mesajı açıkça iletmekten başka bir sorumluluk yoktur.

De ki: «Allaha itaat edin, peygambere itaat edin». Eğer yine yüz çevirib dönerseniz onun (peygamberin) uhdesine düşen ancak ona yüklenilen (vazıyfe-i tebliğ) dir. Sizin üstünüze düşen (vazîfe) de size yükletilen (itaat) dir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz. Peygambere âid olan (vazife) apaçık tebliğden başkası değildir.

De ki: “Allah'a itâat edin; Peygambere de itâat edin! Eğer yüz çevirirseniz artık ona (o peygambere) düşen, ancak kendisine yüklenen (tebliğ)dir; size düşen de size yüklenen (itâat)dir.” Eğer ona itâat ederseniz, hidâyete erersiniz. Peygambere düşen ise, ancak apaçık tebliğdir.(1)

(1)“Üstâd-ı Mutlak ve Muktedâ-yı Küll (herkesin kendisine uyduğu) ve Rehber-i Ekmel (en mükemmel rehber) olan Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm: وَ... Devamı..

Deki “Allah’a ve elçisine itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, sorumluluk yüz çevirenin üzerine yüklenir ve sizin sorumluluğunuz da size yüklenir. Eğer elçiye itaat ederseniz, doğru yola ulaşmış olursunuz. Elçiye düşen yalnızca açıkça tebliğ etmektir.

De ki: " Allah’a boyun eğin, elçisine boyun eğin." Yine de yüz çevirecek olursanız elçiye düşen, yalnız kendine yükletilen ödevdir. Eğer elçiye boyun eğecek olursanız doğru yolu tutmuş olursunuz. Elçiye düşen, yalnız apaçık bir bildiridir.

De ki Allah/a da itaat edin, resûl/üne de itaat edin, eğer siz itaatten yüz çevirirseniz peygambere ne, çünkü ona yükletilen tebliğ-i risalet, size yükletilense itaattir. Ona itaat ederseniz hidayet bulursunuz. Peygambere aşikâr bir surette tebliğden başka vazife yoktur.

De ki: “Allah’a itaat ediniz, elçiye de itaat ediniz. Eğer yüz çevirirseniz (bilin ki), elçi ancak kendine yüklenen görevden, siz de size yüklenen görevden sorumlusunuz. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulursunuz. Elçinin üzerine apaçık bir tebliğden başka bir şey düşmez.”

De ki: “Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yine de yüz çevirirseniz, artık onun (peygamberin) sorumluluğu kendisine yükletilen, sizin de sorumluluğunuz size yükletilendir. Eğer ona itaat ederseniz, hidayet bulmuş olursunuz. Peygambere düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir.”

Ey Müslüman! Müslüman olduğunu iddia eden, ama Kur’an’ın ve sünnetin hükümlerinden yüz çeviren bu insanlara de ki: “Allah’a itaat edin ve Elçisine itaat edin! Allah’ın Kitabına ve bu Kitabın pratik hayata uygulanmasında mükemmel bir örnek olan Peygamberin sünnetine sımsıkı sarılın!
Ey münâfıklar! Eğer Elçinin bu çağrısından yüz çevirecek olursanız,şunu iyi bilin ki, o ancak, kendi üzerine düşen tebliğ görevini yapmakla yükümlüdür; siz de kendi üzerinize düşen itaati yerine getirmekle yükümlüsünüz! Eğer kibir, bencillik, inatçılık engellerini aşarakona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz fakat yüz çevirirseniz, İslâm’dan uzaklaşmakla sadece kendinize zarar vermiş olursunuz. Zira Elçinin görevi sizi zorla Müslüman yapmak değil, ancak Allah’ın emirlerini size açıkça tebliğ etmektir. Bu tebliğe kulak verdiğiniz takdirde, sadece ahirette değil, dünyada da kazanan siz olacaksınız:

De ki:
-“Allah’a itaat edin, Rasûl’e itaat edin!
Yüz çevirirseniz, bilin ki sizin yüklendiğiniz şey sizedir; onun yüklendiği de kendisinedir.
Ona itaat ederseniz, hidayete erersiniz.
Rasûl’e düşen görev Açıkça Tebliğ Etmek’ten başkası değildir.

De ki: " Allah'a ve resulüne itaat edin. Eğer reddederseniz, resul verilen görevini yapmıştır. Siz de size düşeni yapmalısınız. İtaat ederseniz, selâmete erersiniz. Resulün görevi sadece açık duyurudur. "

"Allah’ın hükümlerine itaat edin! Resulün Allah’ın yasalarına göre verdiği hükme itaat edin!” Bu çağrıya karşı çıkarsanız, bilin ki Resule yüklenen sorumluluk Resule aittir. Resulümüz yasalarımıza göre hükümlerini vermiş ve sizi hükme itaate çağırmıştır. Onun sorumluluğu budur. Eğer siz de Resule itaat ederseniz doğru yola girmiş olursunuz. Resulümüzden çıkarlarınız doğrultusunda hüküm istemeyin! Resulümüze düşen şey gerçekleri açıkça bildirmektir. Çıkarlarınıza göre hüküm vermek değil!

De ki: “Allah’a itaat edin; Elçi’ye de itaat edin! [*] Yüz çevirirseniz (onun sorumluluğu) kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak)tır; sizin (sorumluluğunuz da) size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. [*] Ona itaat ederseniz, doğru yola ulaşmış olursunuz! [*] Elçi’ye düşen, sadece apaçık tebliğdir.” [*]

Yüce Allah’a ve Elçisine itaatle ilgili bkz. Âl-i İmrân 3:32, 132; Nisâ 4:59; Mâide 5:92; Enfâl 8:1, 20, 46; Nûr 24:52, 54; Ahzâb 33:71; Muhammed 47:3... Devamı..

(Ey Muhammed!): “Allah’a itaat edin ve Peygambere itaat edin”¹ de. Eğer (bu itaatten) yüz çevirirseniz, Peygamberin sorumluluğu kendisine yükletilen,² sizin sorumluluğunuz ise size yükletilen³ (görevler)dir. Eğer ona itaat ederseniz, hak yolu bulmuş olursunuz. Zâten Peygamber’e düşen de apaçık bir tebliğden başka bir şey değildir.

1 Konuyla ilgili olarak Bk. (Âlu İmrân: 32, 132, Nisâ: 59, Mâide: 92, Enfâl: 1, 20, 46, Muhammed: 33, Mücadele: 13, Haşr: 7, Teğabün: 12) 2 Allah’tan ... Devamı..

De ki: “Allah’a itaat edin ve Rasûl’e itaat edin”. Ve eğer [Rasûl’den] yüz çevirirseniz [bilin ki] o yalnız kendi yükümlülüklerinden sorumlu tutulacak, siz de yalnız kendi yükümlülüklerinizden sorumlu tutulacaksınız; ama eğer o’na itaat ederseniz doğru yola erişirsiniz. Ayrıca, Rasûl’e düşen yalnızca [kendisine indirilen mesajı] açıkça duyurmaktır.

De ki: – Allah’a itaat edin, mesajlarını tebliğ eden elçiye itaat edin. Eğer yüz çevirir itaat etmezseniz bilin ki o kendi görevinden sorumludur, siz de yüklendiğiniz görevden sorumlusunuz. O’na itaat etmeniz durumunda doğru yolu tutmuş olursunuz zira elçiye düşen ilahi mesajı apaçık bir şekilde tebliğ etmekten ibarettir. 5/92, 13/40, 16/35, 2/120, 6/153, 12/108

De ki: “Allah’a itaat edin, dolayısıyla Rasul’e itaat edin!”[³⁰⁵⁰] Bundan böyle de, eğer (Rasul’den) yüz çevirecek olursanız, o ancak kendi yükümlülüklerinden sorumlu tutulacaktır, siz de sadece kendi yükümlülüklerinizden sorumlu tutulacaksınız.[³⁰⁵¹] Ama eğer onu izlerseniz, doğru yolu bulursunuz: Rasul’e düşense, yalnızca (kendisine indirileni) bütün açıklığıyla tebliğ etmektir.[³⁰⁵²]

[3050] Lafzen: “Allah’a ve Rasul’e”. Vav edatının sadece iki ayrı unsuru birbirine iliştiren değil, aynı zamanda hiyerarşi bildiren yapısına dayanarak... Devamı..

(Ey Muhammed, onlara) De ki: Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin, Şayet itaatten yüz çevirirseniz bilin ki, Peygamber, kendisine verilen tebliğ görevinden, siz de kendinize yükletilen, ona itaatten sorumlusunuz. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz. Peygambere düşen apaçık tebliğden başkası değildir.

De ki: ’Allah’a itâ’at edin, Resule itâ’at edin. " Eğer dönerseniz, ona gereken, kendisine yükletilendir, size gereken de size yükletilen (itâ’at görevini yapmak)dır. Eğer ona itâ’at ederseniz, doğru yolu bulursunuz. Resule düşen, sadece açık bir şekilde duyurmaktır.

De ki: «Allah'a itaat edin ve Peygambere itaat edin.» İmdi eğer yüz çevirirseniz artık O'nun üzerine olan, (O'na) yükletilmiş olandır ve sizin üzerinize düşen de, size yükletilmiş, olandır ve eğer O'na itaat ederseniz hidâyete erersiniz ve Peygamber üzerine (ait olan vazife) ise apaçık tebliğden başka değildir.

De ki: “Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin! Eğer sırtınızı dönerseniz bilin ki Peygamber kendi görevinden, siz de kendi yükümlülüğünüzden sorumlu olursunuz. Ama ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Yoksa, peygamberin görevi, açıkça tebliğ etmekten başka bir şey değildir. ” [13, 40; 88, 21-22]

De ki: "Allah'a ita'at edin, Elçiye ita'at edin." Eğer dönerseniz, ona gereken, kendisine yükletilen(duyurma görevini yapmak), size gereken de size yükletilen(ita'at görevini yapmak)dır. Eğer ona ita'at ederseniz, doğru yolu bulursunuz. Elçiye düşen, sadece açık bir şekilde duyurmaktır.

Âyetteki èîäñîèòÇ fi'li, mâzînin çoğulu olabileceği gibi, muzâri' fi'lin çoğulu da olabilir: èîäñîèòæî âyetin siyâkına daha uygun olduğu için bu şekli... Devamı..

Di ki: "Allâh ve rasûlüne itâ'at idin. Eğer bundan i'râz ider iseniz O'na zarar viremezsiniz, kendinize zarar virirsiniz. Eğer O'na itâ'at iderseniz hidâyet bulursunuz. Rasûle vâcib olan ancak âşikâr teblîğdir."

De ki: “Allah’a boyun eğin, elçisine de boyun eğin.” Eğer yüz çevirirseniz elçiye düşen, kendine yüklenen görev, size düşen de size yüklenen görevdir. Ona boyun eğerseniz yola gelmiş olursunuz. Elçinin görevi, açık bir bildirimde bulunmaktan başkası değildir.

De ki:-Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, onun (yüklendiği) sorumluluk kendisine, sizin sorumluluğunuz da size aittir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulursunuz. Peygamberin görevi açıkça tebliğ etmekten başka bir şey değildir.

De ki: Hem Allah'a itaat edin, hem Peygambere itaat edin. Yüz çevirirseniz, onun yüklendiği sorumluluk kendisine, sizin yüklendiğiniz de kendinizedir. Ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz. Peygambere düşen ise açıkça tebliğden başka birşey değildir.(16)

(16) 16:44 ve açıklamasında da belirtildiği gibi, Peygamberin tebliğ görevi, açıklama görev ve yetkisini de kapsamaktadır ki, bu âyetteki “açıkça bir ... Devamı..

De ki: "Allah'a da itaat edin, resule de. Eğer yüz çevirirseniz/yüz çevirirlerse, onun görevi ona yükletilen, sizin göreviniz de size yükletilendir. Eğer ona itaat ederseniz yolu bulursunuz. Resule düşen, açık bir tebliğden başkası değildir."

eyit “muŧį' oluñ Tañrı’ya daħı muŧį' oluñ yalavacına.” eger yüz döndürür iseñüz pes bayıķ üzeredür yüklendügi nesene daħı sizüñ üzeredür ol kim yüklendüñüz daħı eger muŧį' olursañuz aña ŧoġru yol dutasız. daħı degül yalavaç üzere illā degürmeklıķ bellü.

Eyit yā Muḥammed: Uyuñuz Tañrı Ta‘ālāya, daḫı uyuñuz peyġambere.Pes eger yüz ḳaytarsalar, pes Muḥammed resūlu’llāh üstine risāleti degür‐mekdür ve sizüñ üstüñüze vācib ṭā‘atdür. Eger uysañuz nebīye hidāyet ṭapar‐sız. Daḫı peyġamber üstine yoḳdur, illā risāleti bellü degürmek.

De: “Allaha itaət edin, Peyğəmbərə itaət edin. (Çünki Peyğəmbərə itaət etmək elə Allaha itaət etməkdir). Əgər (Peyğəmbərin əmrindən) üz döndərsəniz, (bilin ki) onun vəzifəsi ancaq ona tapşırılanı, sizin də vəzifəniz ancaq sizə tapşırılanı yerinə yetirməkdir. Əgər ona itaət etsəniz, doğru yolu tapmış olarsınız. Peyğəmbərin öhdəsinə düşən isə yalnız (dini, Allahın hökmlərini, risalətini) açıq-aşkar təbliğ etməkdir.

Say: Obey Allah and obey the messenger. But if ye turn away, then (it is) for him (to do) only that wherewith he hath been charged, and for you (to do) only that wherewith ye have been charged. If ye obey him, ye will go aright. But the messenger hath no other charge than to convey (the message), plainly.

Say: "Obey Allah, and obey the Messenger. but if ye turn away, he is only responsible for the duty placed on him and ye for that placed on you. If ye obey him, ye shall be on right guidance. The Messenger.s duty is only to preach the clear (Message).(3030)

3030 'If you disobey Allah's commands as explained by His Prophet, you are not going to be forced. The Prophet's mission is to train your will and exp... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.