26 Nisan 2024 - 17 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 170. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ kîle lehumu-ttebi’û mâ enzela(A)llâhu kâlû bel nettebi’u mâ elfeynâ ‘aleyhi âbâenâ(k) eve lev kâne âbâuhum lâ ya’kilûne şey-en velâ yehtedûn(e)

Onlara, Allah neyi indirdiyse ona uyun dendi mi dediler ki: Hayır, biz atalarımız neye uyduysa ona uyarız. İyi ama atalarınızın aklı bir şeye ermiyorsa ve doğru yolu bulmadılarsa ne olacak?

Ne zaman o kimselere (gerici, gelenekçi ve taklitçi cahillere: "Gelin) Allah’ın indirdiğine (akli ve nakli delillere, insani ve İslami değerlere) uyun" denilse, onlar: "Hayır, biz atalarımızı izinde ve üzerinde bulduğumuz şeye (yerleşik geleneklere ve geçmişten kalan göreneklere) uyarız" derler. (Peki) Ya ataları (ve örnek aldıkları eski toplulukları ve tarihi tabuları); akılları gerçeğe ermeyen ve doğru istikameti de bulup bilemeyen kimseler idiyse? (Hâlâ mı körü körüne onların peşinden gidecek ve köhnemiş bir geçmiş hevesiyle, gerçeklere direnecekler?)

Ama onlara “Allah'ın indirdiğine uyun” denildiğinde, “Hayır, biz yalnız atalarımızdan gördüğümüz inanç ve eylemlere uyarız” diye cevap verirler. Ya ataları akıllarını hiç kullanmamış ve doğru yolu bulamayan kimseler idiyseler, yine mi atalarının yoluna uyacaklar?

Onlara:
“Allah'ın indirdiğine Kur'ân'a tâbi olun, Kur'ân'ı uygulayın" denildiğinde:
“Hayır. Biz Kur'ân'a değil, gördüğümüz, bildiğimiz atalarımızın yoluna, hayat tarzına, onların uygulaya geldikleri eski âdetlere, geleneklere uyarız" derler. Atalarının akılları hiçbir şeye ermiyor olsa da, onlar hak yolu tercih etmemişler, doğruyu, aydınlığı, refahı bulamamışlarsa da mı, onların yolundan gidecekler?

Onlara ne zaman: "Allah'ın indirdiğine uyun" denilse: "Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyuyoruz" derler. Ya, ataları bir şeyden anlamıyor veya doğru yolu bulamamış idilerse!

170.İbnu Ebi Hatim`in Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan rivayet ettiğine göre Resulullah (a.s.) yahudileri İslâm`a davet etti ve kendilerini Allah`ın azab... Devamı..

Ne zaman onlara: 'Allah'ın indirdiklerine uyun' denilse, onlar: 'Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız' derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?

O müşriklere: “-Allah'ın indirdiğine (Kur'an'daki helâl ve harama) inanın ve tâbi olun.” denildiği zaman onlar: “Hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız.” dediler. Ya ataları bir şey anlıyamaz ve doğruyu seçemez idiyseler de mi? (onlara uyacaklar).

Onlara: “Allah’ın indirdiğine tabi olun” denildiğinde, onlar: “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye tabi oluruz” derler. Ya ataları bir şey bilmez ve doğru yolda olamasalar da mı (onlara tabi olacaklar?)

Onlara, “Allah'ın indirdiğine uyunuz” dendiğinde, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” derler. Ya ataları akıllarını kullanamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler de mi?

Onlara: «Allahın indirdiği kitaba uyasınız» denildiğinde, onlar derler ki: «Atalarımızı bulduğumuz bir yolda yürümekteyiz», onların ataları bir şey anlamaksızın, çıkmayan bir çığıra sapmış olsalar da mı?

Onlara: “Allah'ın indirdiğine uyun.” denildiğinde: “Hayır, biz atalarımızdan gördüklerimize uyarız.” derler. Peki, ama ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onlara uyacaklar)?

İnsanlar, genelde inanç ve hayat tarzlarını atalarından, ebeveynlerinden, kardeşlerinden, yaşadıkları çevreden alırlar ve aldıklarını hiç sorgulamadan... Devamı..

Ânlara "Allâh’ın inzâl iylediğine ittibâ’ idiniz" dinildiği vakit "Biz ecdâdımızın ’âdâtına tâbi’ olacağız" dirler. Acabâ ânların ecdâdlarının hiç bir şeye akılları irmez mi idi? Ânlar râh-ı müstakîmde yürümez mi idiler?

Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun" denilince, "Hayır, atalarımızı yapar bulduğumuz şeye uyarız" derler; ya ataları bir şey akledemeyen ve doğru olmayan kimseler idiyseler?

Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?[45]

Âyette, yaptıkları işin yanlışlığına ve çirkinliğine akıl erdiremeden, atalarının inançlarını körü körüne taklid eden müşrikler kınanmaktadır.... Devamı..

Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiğinde, “Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız” dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa!

Onlara (müşriklere): Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, «Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız» dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?

Onlara, "ALLAH'ın indirdiğine uyun," dense, "Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz," derler. Peki, ataları bir şey düşünemiyen ve doğru yolu bulamıyan kimseler olsalar da mı?!

Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun." dendiği vakit de: "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?

Allahın indirdiğine uyun denildiği vakit de onlara yok dediler: Atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız, ya ataları bir şeye akl erdiremez ve doğruyu seçemez idiseler demi?

Onlara, “Allah’ın vahyettiğine (Kur’ân’a) uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) a uyarız” derler. Peki, ataları (hak adına) bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar?)

Onlara, “Allah'ın indirdiğine uyun.” denildiği zaman, onlar: “Hayır! Biz, atalarımızdan gördüğümüz şeylere uyarız.” derler. Ya ataları akıllarını kullanmayan ve doğru yolu bulamamış kimselerse?

Onların (müşriklere); «Allahın indirdiğine uyun» denildiği zaman onlar: «Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey'e uyarız» derler. Ya ataları birşey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?

Hâlbuki onlara (o müşriklere): “Allah'ın indirdiğine tâbi' olun!” denildiği zaman: “Hayır! (Biz) atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey(ler)e tâbi' oluruz!” dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdirmeyen ve doğru yolu bulmayan kimseler idiyseler! (Yine de onlara mı tâbi' olacaklar?)(1)

(1)“Biz Kur’ân şâkirdleri olan Müslümanlar, bürhâna (delîle) tâbi‘ oluyoruz. Akıl ve fikir ve kalbimizle hakāik-ı îmâniyeye (îman hakīkatlerine) giriy... Devamı..

Onlara Allah’ın indirdiğine tabi olun denildiğinde, “Yok hayır; biz atalarımızı üzerlerinde bulduğumuz yollara uyarız.” dediler. Ya ataları bir şeye akletmeyen ve doğru yol üzerinde olmayanlardan iseler de mi? Atalarına uyacaklar.

Onlara: « Allah’ın bildirdiklerine uyun» denilince onlar Şöyle derler: « Yok, biz atalarımızdan ne gördükse yalnız ona uyarız.» Ya ataları gerçeği anlamamışlar, doğru yolu da bulamamışlarsa?

Onlara [¹] «— Allah/ın inzâl ettiği Kur/an/a ittiba ediniz» denildiği zaman «— hayır, biz babalarımızı nede [²] bulmuş isek ona ittiba ederiz» dediler. Babaları hiçbir şey anlamasalar doğru yolu bulmasalar da yine onlara ittiba ederlerdi.

[1] Arap müşriklerine, yahut nâs'a, yahut Yahudilere.[2] Putlara tapar bulmuş isek putlara taparız, helâlı haram kılmışlar ise biz de helâlı haram kıl... Devamı..

Onlara, “Allah’ın indirdiğine tabi olun” denildiğinde onlar: “Bilakis! Biz atalarımızı yapar bulduğumuz şeylere tabi oluruz” derler. Peki ya ataları bir şey akıl etmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler!..

Onlara, “Allah'ın indirdiğine uyun” denilince, “Hayır, babalarımızı yapar bulduğumuz şeye uyarız” derler. Babaları bir şey akıl edemeyen ve hidayeti bulamayan kimseler olsalar da mı (onlara uyacaklar)?

Onlara:
“Allah’ın gönderdiği Kitabın hükümlerine uyun!” denilince:
“Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola, onların bize bıraktıkları töre, gelenek ve ideolojilere uyarız!” derler. Peki, ya ataları akıllarını hiç kullanmayan ve doğru yolu bulamayan kimseler ise, yine de onların izinden mi gidecekler?

Onlara:
-“Allah’ın indirdiğine tâbi olun!” denildiği zaman:
-“Aksine, (ata) babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeylere tâbi oluyoruz” dediler.
Ya (ata) babaları bir şeye akıl erdiremez, doğru yolda gitmezler idiyse de mi?

Onlara: " Allah’ın indirdiğine gelin " dendi mi " " Yoo! biz, atalarımıza uyarız " derler. Ya ataları doğru dürüst düşünememiş ve doğruyu yakalayamamışsa ?

Onlara, "Allah’ın gönderdiği ayetlere uyun!" denildiğinde, "Hayır! Biz atalarımızın yoluna uyarız!” derler. Peki! Ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar bile uymaya devam edecekler mi?

Onlara (müşriklere) “Allah’ın indirdiğine uyun!” dendiği zaman, onlar “Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz [*] (yol)a uyarız.” dediler. [*] Ataları hiçbir şey akıl etmemiş, doğruyu bulamamış olsalar da mı?

Ayette geçen [elfeynâ] kelimesi [elfev] ve [elfeyâ] kalıplarında da Kur’an’da birer kez geçmekte ve “bulmak, karşılaşmak, bulup öğrenmek, görmek” gibi... Devamı..

O (insanlara): “Allah’ın indirdiklerine uyun.” Denilince onlar: “Tam tersine biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.”¹ derler. (Peki!) Onların ataları, hiçbir şeye akılları ermeyen ve doğru yolu bulamamış kimseler olsalar bile mi?²

1 Bu âyette, her ne kadar bu ifâdeler kâfirler için kullanılmışsa da “emrin hususiliği, hükmün umumiliğine mani olmadığı” için emir, tüm insanlarla bi... Devamı..

Ama onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde bazıları: “Hayır, biz [yalnız] atalarımızdan gördüğümüz [inanç ve eylemler]e uyarız!” diye cevap verirler. Ya ataları akıllarını hiç kullanmamış ve hidayetten nasib almamış iseler?

Onlara, Allah’ın indirdiği Kuran’a uyun denilince: “Hayır, biz, atalarımızın başımıza sardığı geleneğe uyarız.” derler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler? 2/91, 5/104, 31/21, 43/22, 21/53, 37/69

Onlara “Allah’ın indirdiklerine uyun!” denildiği zaman, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz geleneğe uyarız!”[³²⁶] derler. Ya ataları hiç akıllarını kullanmamış ve doğru yolu bulamamışlarsa?[³²⁷]

[326] Elfeynâ’ya müfessirlerimiz vecedna (bulduk) mânasını verirler. Vecedna ‘aleyhi abâenâ (5:104 vd.) gibi yakın ibareler bulunsa da bu ibare farklı... Devamı..

Müşriklere: "Allah'ın indirdiğine (Kuranın hükümlerine) tabi olun" denildiği vakit onlar. "Hayır; biz atalarımızın üzerinde bulduğumuz şeye (eski adetlere) tabi oluruz, (onlar gibi putlara taparız; Behair, Sevaip denilen hayvanlara hürmet ederiz, onların etlerinden yemeyiz)" dediler. Ya ataları; bir şeye akıl erdirememiş ve doğru yolu bulamamış kimseler idiyseler? (yine cehalet ve sapıklıkta onları mı taklit edecekler?)

Onlara, "Allah’ın indirdiğine uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?

Ve onlara, «Allah'ın indirdiğine uyun» denildiği zaman, dediler ki: «Hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.» Ataları bir şeye akıl erdirememiş, doğru bir yola gitmez oldukları halde de mi (onlara uyacaklar)?

Onlara: “Gelin Allah'ın indirdiği buyruklara tâbi olun! ” denildiğinde: “Hayır, biz babalarımızı hangi inanç üzerinde bulduysak ona uyarız. ” derler. Babaları bir şeye akıl erdirememiş ve doğruyu bulamamış olsalar da mı onlara uyacaklar?

Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun!" dense, "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz(yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (atalarının yoluna uyacaklar)?

Onlara (Yehûd'a ve Müşriklere) Allâh'ın indirdiği şeye (Kur'ân'a ve dîne) tâbi' olunuz dinildikde biz, babalarımızın üzerlerinde olduklarını buldığımız şeylere tâbi' oluruz didiler. Eğer babaları bir şey ta'akkul itmez câhiller ve doğrı yolı bulmamış câhil körler iseler (yine onlara tâbi' olur muydı? Bu ne kadar mantıksız bir fikir ve yanlış bir sözdür.)

Onlara “Allah’ın indirdiğine uyun!” dense, “Hayır! Biz atalarımızı hangi yolda bulmuşsak, ona uyarız!” derler. Peki, ataları akıllarını bir şeye çalıştırmamış ve doğru yola da girmemişlerse, yine uyacaklar mı?

Onlara, Allah'ın indirdiğine uyun denilince:-Hayır, biz, atalarımızı yapar bulduğumuz şeye uyarız, derler; ya ataları bir şeye akıl erdiremeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?

Onlara “Allah'ın indirdiğine uyun” dendiğinde, onlar “Biz atalarımızdan ne gördüysek ona uyarız” dediler. Peki, ya onların ataları birşey akıl edememiş veya doğru yolu bulamamışlarsa?

Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!...

daħı ķaçan eyidildi anlara: “uyuñ aña kim indürdi Tañrı”; eyittiler “belki uyaruz aña kim bulduķ anuñ üzere atalarumuzı.” eger oldı-y-ise daħı ataları anlaruñ añlamazlar nesene; daħı ŧoġru yol dutmazlar?

Daḫı ḳaçan eyidilse anlara: Uyuñuz ol kitāba kim Tañrı Ta‘ālā indürdi. Ey‐dürler: Bel ki uyaruz ol nesneye kim anuñ üstine bulduḳ biz atalarumuzı.Eger olsa daḫı anlaruñ ataları hīç nesne bilmez daḫı doġru yol üstine.

Onlara (bütpərəstlərə) : “Allahın göndərdiyinə (Qur’ana) tabe olun!” –deyildiyi zaman, onlar: “Biz ancaq atalarımızın getdiyi yolla gedəcəyik!” –deyirlər. Bəs ataları bir şey anlamayıb doğru yolda deyildilərsə necə? (Yenədəmi onlara tabe olacaqlar?)

And when it is said unto them: Follow that which Allah hath revealed, they say: We follow that wherein we found our fathers. What! Even though their fathers were wholly unintelligent and had no guidance?

When it is said to them: "Follow what Allah hath revealed:" They say: "Nay! we shall follow the ways of our fathers." What! even though their fathers Were void of wisdom and guidance?


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.