×

Hoşgeldiniz.

Kullanıcı

Şifre




Şifremi UnuttumKAYDOL
Ayarlar

 

Mâide / 3

حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

Türkçe Transcript

hurrimet ‘aleykumu-lmeytetu ve-ddemu velahmu-lḣinzîri vemâ uhille liġayri(A)llâhi bihi velmunḣanikatu velmevkûżetu velmuteraddiyetu ve-nnatîhatu vemâ ekele-ssebu’u illâ mâ żekkeytum vemâ żubiha ‘alâ-nnusubi veen testaksimû bil-ezlâm(i)(c) żâlikum fisk(un)(k) elyevme ye-ise-lleżîne keferû min dînikum felâ taḣşevhum vaḣşevn(i)(c) elyevme ekmeltu lekum dînekum veetmemtu ‘aleykum ni’metî veradîtu lekumu-l-islâme dînâ(en)(c) femeni-dturra fî maḣmesatin ġayra mutecânifin li-iśmin(ﻻ) fe-inna(A)llâhe ġafûrun rahîm(un)

Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Haram edilmiştir size ölü, kan, domuz eti, Allah'tan gayrı putlar adına kesilen hayvanlar, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşüp ölmüş, başka bir hayvan tarafından süsülüp öldürülmüş, canavar tarafından parçalanmış olanlar; ancak ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna; ve taştan yapılmış ve dikilmiş putlar adına kesilenler ve fal için çekilen oklarla rızık arayış. Bunlar, kötülüktür. Bugün kafirler, dininiz yüzünden meyus olmuşlardır artık sizden, korkmayın onlardan, benden korkun. Bugün dininizi ikmal ettim, size verdiğim nimetimi tamamladım, size din olarak Müslümanlığı verdim de hoşnut oldum. Pek aç kalıp zora düşen, suç işlemek niyetinde olmamak şartıyla haram edilen şeyleri yiyebilir ve şüphe yok ki Allah, suçları örter rahimdir.

Ezlâm, fal için çekilen oklardır. Müslümanlıktan evvelki devre ait bir geleneğe göre bu okların bir kısmının üstünde, Rabbim emretti, bir kısmında, Rabbim nehyetti yazısı vardı. Yazısız olanları da mevcuttu. Araplar, bir iş yapacakları, yahut yola çıkacakları zaman bu okları birbirine karıştırır, bir tanesini çekerlerdi. Emir yazısı bulunan çıkarsa o işi yaparlar, yolculuğa çıkarlar, yapmaması yazılı ok çıkarsa o işten, o yolculuktan vazgeçerlerdi. Yazısız ok çıkarsa tekrar karıştırır, bir yazılı ok çıkıncaya dek çekerlerdi. Bu oklar, bir putun yanında dururdu. Kestikleri kurbandan o puta da pay ayırırlardı.

Abdullah-Ahmet Akgül Meali

Ölü hayvan leşi, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen (kurban), boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş (de ölmüş bulunan), boynuzlanmış (birbiriyle dövüşerek can vermiş) ve yırtıcı hayvan tarafından (bir kısmı) yenmiş (olan; -henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç-, dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır, (günaha bulaşıp yoldan sapmadır.) Bugün artık kâfirler, sizin dininizden (dininizi engellemekten ve daha üstün bir adalet ve ahlâk sistemi getirmekten) umut kesmişlerdir. Artık onlardan değil Benden korkup çekinin! (Zira) Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlayıverdim ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta ve kaçınılmaz bir ihtiyaçla (zaruret durumuyla) karşı karşıya kalırsa’ -günaha kaymamak (ve aşırıya kaçmamak) şartı ile- (bu haram saydıklarımızdan bile yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah Bağışlayandır, Esirgeyendir.

[Not: Hz. Peygamber Efendimizin, "Tebliğ" yanında, "Tebyin=Açıklama" ve "Teşri=Hüküm koyma" görevi de vardır. Bu ayette yasaklanan hayvanlar dışında; kedi, köpek, yılan, çıyan, solucan gibi birçok hayvan Peygamberimiz tarafından haram kılınmıştır.]

Abdullah Parlıyan Meali

Size şunlar haram kılındı: Ölü, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, yüksekten düşerek yuvarlanarak ölmüş, başka bir hayvan tarafından boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından parçalanarak yenmiş olanlar; canları çıkmadan kestikleriniz dışında putperest sunaklarında kesilenlerle, fal oklarıyla kısmet aramanız yani piyango ile kısmetleri paylaşmanızın hepsi günahkarca davranışlar olup Allah'ın çizdiği yoldan dışarı çıkmaktır. Bugün artık gerçekleri örtbas edenler, sizin dininizi yok etmekten umudu kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, yalnız benden korkun. Bugün size, dininizi kemale erdirdim, nimetimi üzerinize tamamladım ve size din olarak İslâm'ı verip, ondan razı oldum. Kim günaha eğiliminden değil de, hayati bir zaruret sonucu yukarıdaki yasaklananlardan yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. İyi bilin ki Allah çok bağışlayan ve çok acıyandır.

Ahmet Tekin Meali

Ölmüş hayvan-leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, sert bir cisimle vurulup öldürülmüş, yuvarlanarak ölmüş, boynuzlanıp ölmüş hayvanlar ile yırtıcı hayvanların parçaladığı hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- putperest sunaklarında boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız, geleceğiniz ile ilgili kehanette bulunmanız size haram kılındı. Bütün bunlar fâsıklıktır, hak bir düzenin dışına çıkmadır ve günahkâr, isyankâr davranışlardır. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, bugün dininizi, şeriatınızı, medeniyetinizi yok etmekten ümit kesmişlerdir. Artık saygı duyarak onlardan korkmayın, saygı duyarak benden korkun. Bugün dininizi, şeriatınızı kemâle erdirdim, olgunlaştırdım. Üzerinizdeki nimetimi, dinimi tamamladım. Liyâkatinizden dolayı, hayatınızla içiçe, din olarak, şeriat olarak, medeniyet olarak size İslâm'ı layık gördüm. Kim açlıktan bunalır, bilerek günah işleme niyeti olmadan bunlardan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur. Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.

bk. Kur’an-ı Kerim, 2/173; 5/90; 16/145.

Ahmet Varol Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adına boğazlanan, daha ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere boğularak, üzerine bir şey vurularak, yukarıdan düşerek veya boynuzlanarak ölen, canavarın parçaladığı, dikili taşların üzerine kesilen hayvanlar ve fal okları ile kısmet aramanız size haram kılındı. Bütün bunlar fısktır (günahtır, hakka aykırıdır). Bugün artık inkar edenler sizin dininizi ortadan kaldırmaktan ümitlerini kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın benden korkun. Bugün sizin dininizi bütünlüğe erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı seçtim. Kim aşırı açlık yüzünden çaresizliğe düşüp de (haram kılınanlardan bir şeyi) günaha meyletmeden yerse (bilsin ki) Allah bağışlayıcıdır, rahmet edicidir.

Ali Bulaç Meali

Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve faloklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir; artık onlardan korkmayın benden korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin(bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Ali Fikri Yavuz Meali

Size şunlar haram kılındı: (Eti yenen hayvanlardan boğazlanmaksızın ölen) ölü hayvan, akmış kan, domuz eti, Allah'dan başkası adına boğazlanan hayvan, bir de henüz canı üzerinde iken yetişip kesmediğiniz boğulmuş,vurulmuş, yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından boynuzlanmış, canavar tarafından parçalanmış hayvanlar; ancak yetişip (Besmele ile) kestiğiniz hayvan müstesna. Bir de dikili taşlar üzerinde (Câhiliyyet devrinde taşlara hürmeten) kesilenler, fal okları ile kısmet aramanız. İşte bunlar yoldan çıkıştır. Bugün kâfirler, dininizi söndürebilmekten ümidlerini kestiler; artık onlardan korkmayın, yalnız benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki ni'metimi tamamladım ve size dîn olarak “İslâm'ı” ihtiyar ettim. Her kim son derece açlık halinde çaresiz kalırsa, günaha meyl kasdı olmaksızın, canını kurtaracak kadar haram etlerden yiyebilir. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.

Bahaeddin Sağlam Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkasının ismiyle kesilen (ve verilen yiyecek,) boğularak ölen, dövülerek ölen, dağdan düşerek ölen, dövüşerek ölen, canavarın ısırdığı –ölmeden, yetişip keserseniz o hariç- putlara kesilen ve kumar oyunu ile dağıtılan (et)(*) size haram kılındı. Bunlar fasıklıktır. (İlahî hijyenik ve sosyal yasalara aykırılıktır.) İşte bugün, o kâfirler dininizi mağlup etmekten ümitlerini kestiler. Sakın onlardan korkmayın, yalnızca Ben’den korkun. İşte bugün dininizi size tamamladım, üzerinize olan nimetimi tamamladım. Ve din olarak İslam’ı sizden kabul ettim. Kim günaha meylederek değil de açlık içinde olup (bunlardan bir şey) yemeye mecbur kalırsa, (bilsin ki) Allah Gafur ve Rahimdir (bağışlar.)

(*) “Fal okları ile kısmet aramanız” şeklinde meal verilmişse de, burada konu yiyeceklerin helal ve haramlığı olduğundan, “fal oklarıyla dağıtılan et ve yiyecek” şeklinde tercüme ettik. (Bkn: Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri)

Bayraktar Bayraklı Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, vurulup öldürülmüş, yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş, canavarların yediği hayvanlar ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna, dikili taşlar üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler sizin dininizden ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayınız, benden korkunuz. Bugün dininizi sizin için tamamladım, nimetlerimin tamamını size bahşettim ve sizin için din olarak İslâm'ı uygun gördüm. Kim gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere, açlık halinde dara düşerse, haram etlerden yiyebilir. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır; çok merhamet edicidir.[94]

[94] Haram yiyecekler hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, V, 501-505.

Besim Atalay Meali (1965)

Ölmüş olan hayvan, kan, domuz eti Allahtan başkasının adına boğazlanan, boğulan, sopa ile vurulan, yüksekten düşen, boynuzla ölen, yırtıcı hayvanın parçaladığı hayvanların eti size haramdır, kestiğiniz hayvan başka, dikili taşlarda boğazlanan, fal oklariyle üleşilen dahi haramdır, bu, buyrumdan çıkmaktır, artık bugün kâfirler dininizi yıkmaktan umutların kestiler, onlardan korkmayınız, benden korkunuz, sizinçin dininizi bugün olgunlaştırdık, tümledim de nimetim sizlere, sizin için din olarak İslâmlıktan hoşnudum, açlıktan sıkılıp da, günah dilememekçin, onlardan yeyin, Allah bağışlayıcı, Allah yarlıgayıcı

Cemal Külünkoğlu Meali

Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen (kurban edilen), boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek canı çıkmış, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar ve ayrıca fal oklarıyla kısmet aramanız (kumar yoluyla size dağıtılan et ve yiyecek) de size haram kılındı. İşte bunları yapmak (doğru) yoldan çıkıştır. Artık bugün inkârcılar dininizi söndürmekten ümitlerini kestiler. Öyleyse onlardan korkmayın, bana karşı gelmekten sakının. İşte bugün sizin dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm'ı beğendim/seçtim. Kim günaha meyletmeksizin açlıktan bunalıp çaresiz kalırsa, haram olan etlerden yiyebilir. Çünkü Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.  :

Bkz. 2/173, 7/157
Bakara 2/173 ve A’râf sûresinin 7/157. âyetlerinde sıralanan yasaklar bu âyetin ilk kısmında ehemmiyetine binaen tekrar sıralanmıştır. Bunların neden yasaklandıkları konusunda faklı yorumlar yapılmakla beraber bilmeliyiz ki; Allah bir şeye yasak koyduysa onun bir hikmeti, bir sebebi vardır. Yarattıklarını insanın emrine tahsis eden Rabbimiz, bir konuda bir sınırlama getirmiş ise demek insan için doğru ve hayırlı olan odur.
Ayette konu yasak olan yiyecekler olduğu için “fal oklarıyla kısmet aramanın” etle yani yiyecekle alakalı olacağını düşünmek daha doğru olur. Zira müşrikler;yola çıkmak, ticaret yapmak, evlenmek, herhangi bir işe başlamak, nesebi şüpheli bir çocuğun babasını belirlemek, öldürülen kimsenin diyetini ödetmek, çocuğu sünnet ettirmek gibi konularda cansız tanrılarının güya görüşünü almak için Kâbe’de bulunan Hübel putunun yanında; her birinin üzerinde: “evet, hayır, diyet, sizden, başkasından, mulsak (nesebi şüpheli) sular (sarih)” ifadelerinin yer aldığı yedi adet fal oku bulundururdu. Kişi, kurbanını sunduktan sonra oklardan birini çeker, üzerinde ne yazılı ise böylece sözde tanrısal iradeyi öğrenmiş olurdu ve ona göre hareket ederdi. Ve bu kurbanın eti insanlara dağıtılırdı.

Cemil Said (1924)

Ölmüş hayvân eti ve kan ve hınzır eti ve Allâh’dan gayrı bir isimle (yani besmelesiz) öldürülmüş her hayvânın eti ve boğulmuş veyâ tokmakla öldürülmüş ve yâhud düşerek veyâ boynuz darbesiyle gebermiş veyâ vahşî hayvân tarafından kısmen yenilmiş ve kesilerek temizlenmemiş hayvân etleri size harâmdır. Oklar vâsıtasıyla tefe’ül iderek bu etleri taksîm itmeyiniz bu bir fıskdır sizin dîninizi inkâr idenler me’yûs olacaklardır ânlardan korkmayınız benden korkınız. Bugün dininizi ikmâl ve hakkınızdaki ni’metimi itmâm itdim size İslâm dînini virdim açlık hasebiyle sû-i niyete makrûn olmaksızın didiklerimize muhâlefeten bir şey ekl iden ’afva mazhar olur zîrâ Allâh gafûr ve rahîmdir.

Diyanet İşleri Meali (Eski)

Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, -canları çıkmadan önce kesmemişseniz, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanları- dikili taşlar üzerine boğazlananlar ile fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fasıklıktır. Bugün, inkar edenler sizi dininizden etmekten umutlarını kesmişlerdir, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim. Açlıktan darda kalan, günaha kaymaksızın yiyebilir. Doğrusu Allah Bağışlayan'dır, merhametli olandır.

Diyanet İşleri Meali (Yeni)

Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar[142] üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız[143] size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah’a itaatten kopmak)tır. Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.[144] Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

142. Cahiliye Arapları Kâ’be’nin etrafına tazim amacı ile diktikleri taşlar üzerinde kurban keserlerdi. Kesilen kurbanların kanları bu taşlar üzerine serpilir, etleri bunlar üzerine konurdu.

143. Cahiliye devrinde, bir insan yapmak istediği bir işe karar vermek amacıyla; bir torba içinde bulunan ve birinin üzerinde ”yap!”, birinin üzerinde “yapma!” yazısı bulunan ve biri de yazısız olan üç oktan birini çekerdi. Yazısız okun çıkması hâlinde, çekiş tekrarlanırdı.

144. Veda Haccı sırasında Arafat’ta inen bu âyetin inişinden sonra, Hz. Peygamber ancak 81 veya 82 gün yaşamıştır. En son inen hüküm âyeti budur.

Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)

Murdar hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilmiş, boğulmuş, vurularak öldürülmüş, yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanarak öldürülmüş hayvanlarla -henüz canı çıkmadan yetişip kestiklerinizin dışında- yırtıcıların yediği hayvanlar, dikili taşlar önünde (sunaklarda) boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla paylaşmanız size haram kılındı. Çünkü bunlar doğru yoldan sapmaktır. Bugün, kâfirler dininize karşı (mücadelede) ümitlerini yitirmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet’i beğendim. Kim açlıktan bunalıp çaresiz kalırsa, günah sınırına varmaksızın yiyebilir. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.

Diyanet Vakfı Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.  

 Her dinde ve sistemde haramlar, yasaklar vardır. Önemli olan bunların, fert ve toplumun menfaatine, ebedî mutluluğuna yönelik bulunması, bir hikmet ve mana taşımasıdır. İslâm’da yasaklanan yiyecek ve içecekler genellikle sıhhate zararlı olduğu, bazı şekillerde hayvanlara eziyet olduğu, İslâm’ın getirdiği iman ve ahlâk nizamına ters düştüğü için yasaklanmıştır. Bunlardan bir kısmının zararlı olduğu öteden beri bilinmektedir. Diğerlerinin zararı ise insanlığın ilmî seviyesi yükseldikçe anlaşılmaktadır ve anlaşılacaktır.

Edip Yüksel Meali

Leş, kan, domuzun eti ve ALLAH'tan başkasına adananlar size haram kılındı. Canları çıkmadan kesmeniz hariç, boğulmuş, vurulmuş, düşmüş, boynuzlanmış ve canavar tarafından yenmiş hayvanlar, kutsallaştırılmış taşlar üzerinde boğazlanarak fal oklarıyladağıtılanlar, evet bunlar kötüdür. Bugün size dininizi olgunlaştırdım, size nimetimi tamamladım ve size din olarak islam'ı beğendim. Kim açlıktan dolayı zorda kalırsa, günaha istekle yönelmeden yerse ona günah yoktur. Çünkü ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Bu ayet, 6:145 ayetinde yasaklanan hayvansal maddeleri tekrarlamakta ve onlardan "leş" ve "Tanrı'dan başkası adına kesilenler" için örnekler vererek detaylı açıklama getirmektedir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâmı beğendim. Kim açlıktan daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir.

Elmalılı Meali (Orijinal)

Size şunlar haram kılındı: ölü, kan, hınzir eti, Allahdan başkâsının namına boğazlanan, bir de boğulmuş, yahud vurulmuş yahud yuvarlanmış, yahud süsülmüş, yahud canavar yırtmış olub da canı üzerinde iken kesmedikleriniz ve dikili taşlar üzerinde boğazlananlar ve zarlarla kısmet paylaşmanız, hep bunlar birer fisk (yoldan çıkıştır) bu gün kâfirler deninizi söndürebilmekten ümidlerini kestiler, onlardan korkmayın, yalnız benden korkun, işte bugün sizin için dinininiz kemale yetirdim, üzerinizdeki ni'metimi tamâma irdirdim, ve size din olarak islâma rıza verdim, şu kadar ki her kim son derece açlık halinde çaresiz kalırda günaha meyl maksadı olmaksızın onlardan yemeğe muztarr olursa elbette Allah gafur, rahîmdir

Emrah Demiryent Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar (size haram kılındı.) *Henüz canlıyken yetişip, (şer’i usulle) kestikleriniz müstesna olmak üzere, boğularak, (taş veya sopa gibi şeylerle) vurularak, (yüksek bir yerden) düşerek, (başka bir hayvan tarafından ezilerek veya) boynuzlanarak, yırtıcı/vahşi hayvanlarca parçalanarak öldürülen hayvanlar, dikili taşlar üzerinde kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız (da) size harâm kılınmıştır. *İşte, bunlar fısktır. Bugün artık kâfirler, (sizleri) dininizden (döndürmekten ve dininizi yok etmekten yana) umutlarını kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. İşte bugün sizin dininizi (hükümlerini açıklayarak) kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. (Emrim üzere, bütün peygamberlerin ümmetlerine tebliğ etmiş oldukları İslâm dininden razı olduğum gibi) sizin için (de) din olarak İslâm’a razı oldum. Kim (şiddetli bir) açlıkla (hayâtî bir zarûret ile) karşı karşıya kalırsa, günaha meyletmeksizin (açlıktan ölmeyecek kadar yemek şartıyla, harâm olan etlerden yiyebilir). Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

* “Henüz canlı iken yetişip (şer'î usulle) kestikleriniz”: Bu ibareden sonra zikredilen beş kısım olan "boğularak, vurularak, düşerek, boynuzlanarak, yırtıcı /vahşî hayvanlarca parçalanarak öldürülen" hayvanların eti bir şart ile helâldir. O da bu hayvanlar, henüz canlı iken yetişip (şer'î usulle) kesilmeleridir. Bu şart ile etleri helâl olur. * “İşte, bunlar fısktır”: Âyet-i kerîmede harâm olduğu bildirilen hususları, helâl saymaksızın yapmak amelî günah, helâl sayarak yapmak ise küfürdür/kâfirliktir.

Erhan Aktaş Meali

Ölü, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak¹ kesilen ve boğularak ölmüş, vurularak ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş; yırtıcı hayvan tarafından yenmiş -canı çıkmadan kesilmiş olanlar hariç- ve putlar adına kesilenler haram kılındı. Fal okları² ile kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır.³ Artık, kâfirler, dininize bir şey yapmaktan umutlarını kesmişlerdir. Öyleyse, onlara huşu⁴ duymayın. Bana huşu duyun. Bugün, sizin için dininizi kemale erdirdim/ikmal ettim ve sizin üzerinize nimetimi5 tamamladım. Sizin için din olarak İslam'ı seçtim/ beğendim. Kim açlıktan dolayı mecbur kalırsa, istekli olmaksızın bunlardan yiyebilir. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.

1- Allah\tan başka varlıklara adanan. Başka ilahlar için kesilen. Hayvan kesilirken üzerine Allah\ın adının anılmamış olması onu haram kılmaz. Diğer bir deyimle Allah\tan başka ilahlar adına kesmeye niyetlenmiş olmamak koşulu ile kesilen, ancak üzerinde Allah\ın adı anılmamış olan hayvanların etlerini yemek helaldir. 2- Cahiliye döneminde Araplar bir şey yapmaya niyet ettikleri zaman karar vermek için üç ok alırlardı. Üzerlerine, Rabb\im emretti, Rabbim yasakladı yazarak ve birini de boş bırakarak bir torbaya koyar, sonra da içlerinden birini çekerler ve onun üzerinde yazılı olana göre karar verirlerdi. 3- Günaha sapan. Vahyin belirlediği sınırların dışına çıkan; iyi, doğru, güzel ve temiz şeylerden uzak kalan. 4- Derin saygı ve içten sevgi. 5- Vahyin gönderilişini.

Hasan Basri Çantay Meali

Ölü, kan, domuz eti, Allahdan başkası adına boğazlanan, — (henüz canı üstünde iken yetişib) kesdikleriniz müstesna olmak üzere — boğulmuş, vurulmuş, yukarıdan yuvarlanmış, süsülmüş, canavar yırtmış olub da ölenler, dikili taşlar üzerinde (onlar adına) boğazlanan (hayvanlar), fal oklarıyle kısmet (ve hüküm) aramanız üzerinize haram edilmişdir. (Bütün) bunlar yoldan çıkışdır. Bu gün kâfirler dîninizden umudlarını kesdiler. Artık onlardan korkmayın. Benden korkun. Bugün sizin dinînizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki ni'metimi tamamladım ve size dîn olarak müslümanlığı (verib ondan) hoşnud oldum. Kim son derece açlık haalinde çaresiz kalırsa, günâha meyil maksadı olmaksızın (haram olan etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.

Hayrat Neşriyat Meali

Size, ölü (usûlünce kesilmeden veya avlanmadan ölen hayvanın eti), (akan) kan, domuz eti,(1) kendisi Allah'dan başkası adına kesilen (hayvan) bir de (canı çıkmadan yetişip) kestiğiniz hâriç; boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş (boynuzlanmış), yırtıcı hayvanın yediği (hayvanlar) kezâ, dikili taşlar (putlar) üzerine kesilen (hayvan)lar ve fal oklarıyla kısmet aramanız haram kılındı. Bunlar (birer) isyandır!
İnkâr edenler, bugün sizin dîninizden (onu yok etmekten) ümidlerini kesti(ler); artık onlardan korkmayın, ancak benden korkun! Bugün, size dîninizi kemâle erdirdim,(2)üzerinize olan ni'metimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'a râzı oldum!
O hâlde kim günâha (ölmeyecek kadar olan zarûret mikdârından fazlasına)meyletmeksizin açlık içinde (bunlardan yemeye) mecbur kalırsa, artık şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.(3)

(1)“ ‘Hınzır (domuz) eti yiyen, bir cihette hınzırlaşır’ kāidesiyle, o hayvanın eti sâir hayvanât-ı ehliyenin etleri gibi zararsız yenilmiyor. Etinden gelen menfaatten daha çok ziyâde zarar îrâs etmekle(vermekle) berâber, etindeki kuvvetli yağ ise (fazla harâret verdiğinden,) kuvvetli soğuk memleket olan Frengistandan (Avrupa’dan) başka, tıbben muzır (zararlı) olduğu gibi, eti de yağı da ma‘nen ve hakīkaten çok zararlı olduğu tahakkuk etmiş (belli olmuş). İşte bu gibi hikmetler onun haram olmasına ve nehy-i İlâhî taallukuna (Allah’ın onu yasaklamasına) bir hikmet olmuştur. Hikmet, her ferdde ve her vakitte bulunmak lâzım değildir. O hikmetin tebeddülü (değişmesi) ile illet (onu haram kılan gerçek sebeb)değişmez. İllet değişmezse hüküm değişmez.” (Lem‘alar, 9. Lem‘a, 38)

(2)“*اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتَ لَكُمْ د۪ينَكُمْ*[Bugün, size dîninizi kemâle erdirdim] âyetinin sırrıyla, kavâid-i Şeriat-i Garrâ (o parlak Şeriatın kāideleri) ve desâtîr-i sünnet-i seniye (sünnet-i seniyenin düsturları)tamam ve kemâlini bulduktan sonra yeni îcadlarla, o düsturları beğenmemek veyâhut hâşâ ve kellâ, nâkıs (noksan) görmek hissini veren bid‘aları (dîne ters düşen yeni şeyleri) îcâd etmek dalâlettir, ateştir.” (Lem‘alar, 11. Lem‘a, 54)

(3)Vedâ‘ Haccında indirilen bu âyetten sonra, haram ve helâle dâir artık başka bir âyet indirilmemiştir. (Celâleyn Şerhi, c. 2, 179)

İlyas Yorulmaz Meali

Size ölü eti, kan, domuz eti, Allah’dan başkası adına kesilmiş kurban etleri, boğularak veya vurularak öldürülmüş, yuvarlanarak ölmüş veya başka hayvanlar tarafından süsülerek veya vahşi hayvanlar tarafından parçalanarak öldürülmüş hayvanların, ancak henüz ölmemiş ve sizde canlı iken Allah’ın adını anarak kesmişseniz yiyebilirsiniz. Sunaklarda sahte ilahlar adına kesilmiş hayvanlarda haram edilmiştir. Fal okları ile geleceği aramakta yasaklanmış olup, bunların hepsi Allah’ın belirlemiş olduğu yoldan çıkmaktır. Bugün Allah’ın dinini reddedenler, Allah’ın dinine engel olamayacaklarından ümitlerini kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, yalnızca benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim (hüküm ve uygulama olarak hiçbir eksiği yok), size olan bu nimetimi tamamladım ve mensubu olmanız gereken din olarak size İslam’ı seçtim (razı oldum). Kim zorda kalırsa, alışkanlık haline getirmeden açlık halinde, yasaklanmışlardan yiyebilir. Allah muhakkak ki bağışlayıcı ve merhametlidir.

İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu

Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilmiş, boğulmuş, bir yanına vurularak öldürülmüş, yuvarlanarak ölmüş, süsülmüş, canavar parçalayıp ölmüş hayvanlar size haram edilmiştir. Yalnız canı çıkmadan kestikleriniz haram değildir. Dikili taşlar üzerinde kesilenler, fal oklarıyla kısmet aramak da haram edilmiştir. Bunların hepsi yoldan çıkmadır. Bugün Allah’ı tanımayanlar sizin dininiz karşısında umutsuzluğa düşmüşlerdir. Artık onlardan ürkmeyin. Benden ürkün. Bugün ben sizin için dininizi olgunlaştırdım. Size karşı olan iyiliklerimi sonuna erdirdim. Sizin için din olarak İslam dinini seçtim. Artık herkim açlık sıkıntısı içinde bulunacak olursa günah işlemeyi düşünmiyerek onlardan yiyebilir. Çünkü Allah yarlıgayıcıdır, esirgeyicidir.

İsmail Hakkı İzmirli

Ölü, kan, domuz eti, Allah/tan başkasının adı ile boğazlanan; boğularak veya vurularak, veya yukarıdan yuvarlanarak veya başka bir hayvan tarafından süsülerek veya canavar tarafından parçalanarak daha canı üzerinde iken boğazlanmadan evvel ölen hayvan ile, dikili taşlar üzerine boğazlananlar [¹] ve fal okları ile kısmetinizi aramak [²] haram kılınmıştır. Bu hususat daire-i ita/attan çıkmak demektir. Bugün kâfir olanlar dininizden [³] ümitlerini kestiler, artık onlardan korkmayın, benden korkun. Ben bugün dininizin ahkâmını ikmal ettim; size nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâmî ihtiyar ettim. Herkim açlıktan bunalmak derecesinde naçar kalmış ise günaha meyil etmeksizin [⁴] bunları yiyebilir. Çünkü Allah gafurdur, rahimdir.

[1] Harem-i Şerif civarındaki dikili taşlar ki orada putlar için kurban kesilirdi. Veya isabet heykelleri.
[2] Kumar okları ki Beyt-i Mükerrem yanında bulunurdu.
[3] Dininizi kaldırmadan, sizi dinlerine döndürmeden.
[4] Zarûret miktarından fazla yemiyerek veya yol kesmek, telezzüz, sirkat kastiyle olmayarak.

İsmail Yakıt

Leş/ölü hayvan eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, -henüz canı çıkmadan³ kesmemişseniz- boğulmuş, dövülerek öldürülen, yukarıdan düşerek/ yuvarlanarak ölen, boynuzlanarak öldürülen, yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanan hayvanların etleri, (putperestlerin) dikili taşlar/putlar adına boğazladıkları hayvanlar ile fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkaran şeylerdir [fısk]. İnkâr edenler bugün sizin dininizden umudu kesmişlerdir. Onlardan korkmayınız. Ben’den korkunuz. Bugün sizin dininizi mükemmel kıldım ve sizin üzerinize olan nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı benimsedim [radîtum]. Kim aşırı açlıktan/zaruretten [mahmasa] ıstırap çekiyorsa, günaha kaymadan yiyebilir. Muhakkak ki Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.

3 Krş. En’âm, 6/145

Kadri Çelik Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilmiş, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, başka bir hayvan tarafından boynuzlanıp ölmüş ve de canları çıkmadan önce kestikleriniz dışında yırtıcı hayvan tarafından yenmiş hayvanlar, dikili taşlar üzerine boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün, küfre sapanlar sizi dininizden etmekten umutlarını kesmişlerdir, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün, (Gadir-i Hum günü peygamberden sonraki imamın Hz. Ali olduğunu ilan etmekle) size dininizi kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim. O halde her kim günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (üstte haram saydıklarımızdan zaruret miktarınca yiyebilir). Doğrusu Allah bağışlayandır, merhametli olandır.

(Durr’ul Mensur c.3 s.19, Ali fi’l Kur’an, c.2 s.56–59, Menakib-u ibn-i Meğazili s.322–323, Maktel-i Hüseyin-i Harezmî c.1 s.470.480 ve Menakıb-u Harezmî s.80’de yer aldığına göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: “18 Zilhicce (Gadir Hum) günü Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır (emiridir).” O an, “Bugün size dininizi kemale erdirdim” ayeti nazil oldu.”
Denildiği üzere Resulullah (s.a.a), Ali’nin halifeliğini beyan ettikten sonra “Ali’ye, “müminlerin emiri” olarak selam verin” diye emretmiştir. Sonra da Hz. Resulullah tekbir getirerek, “Dini kemale erdirdiği, nimeti tamamladığı ve benim risaletimde (peygamberliğimde) Ali b. Ebi Talib’in benden sonra velayetine razı olduğu için Allah-u Ekber!” diye buyurmuştur.)

Mahmut Kısa Meali

Boğazlanmadan ölmüş olan leş, akan, akıtılmış kan, domuzun etiyağı, kemiği vb. herşeyini ve Allah’tan başkası adına kesilenler, size haram kılınmıştır.
Herhangi bir sebeple nefesi tıkanıp boğularak, ok, mızrak, kurşun, saçma ve benzeri av aletleri ile değil de; odun, kaya ve benzeri bir şeyle vurularak, yüksek bir yerden veya uçurumdan düşerek, başka bir hayvan tarafından ezilerek veya boynuzlanarak ve av için eğitilmemiş aslan, kaplan, kurt, köpek, kartal gibi yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanarak öldürülen hayvanlar da leş kapsamına girer. Ancak onlardan, canları çıkmadan yetişip besmele çekerek boğazladıklarınız hariç.Onların etini yiyebilirsiniz.
Ayrıca, eti yenen cinsten olsa ve kesilirken Allah’ın adı anılsa bile, putların önünde kesilen hayvanların etlerini yemeniz ve bu tarz bir kesim yapmanız da haramdır.
Bir de, fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Ancak, eşit derecede meşrû iki şey bulunup da, aralarında hiçbir aklî seçim yapma imkânı olmadığı zaman kura çekmek helâldir.
İşte, bütün bu haram kılınanlar, kişiyi ve toplumu doğru yoldan saptıran zararlı ve kötü işlerdir.
O hâlde, asıl savaşmanız gereken şey, din adına —veya dinsizlik adına— uydurulan hurâfeler olacaktır. Zira:
Bugün kâfirler, dininizi yok edip sizi yeniden küfre çevirmekten ümitlerini tamamen kesmişlerdir. Öyleyse, onlardan korkup da hak uğrunda mücâdeleyi bırakmayın, fakat Benden gelecek azaptan ve Benim sevgimi kaybetmekten korkun!
Bugün, kıyâmete kadar hiçbir değişim ve düzeltmeye ihtiyaç bırakmayacak mükemmel bir inanç sistemi ortaya koyarak ve bütün çağlara, kültürlere ve toplumlara uyarlanabilecek temel prensipler belirleyerek dininizi kemale erdirdim; böylece size vaad ettiğim nîmetimi tamamladım ve size din olarak, bir tek Allah’a kulluk etme esasına dayanan ve bütün Peygamberlerin insanlığa getirdikleri inanç sistemini, İslâm’ı seçip beğendim.
O hâlde, bu ilâhî kanunlara sımsıkı sarılacak ve size yasaklanan her şeyden uzak duracaksınız! Ancak;
Her kim, bir hastalık, zorlanma veya ciddî bir açlıktan dolayı çaresiz kalır ve günaha istekle yönelmeksizin bunlardan yemeye mecbur olursa, —zaruret miktarını aşmamak ve başkasının hayatını tehlikeye düşürmemek şartıyla— Allah onu cezalandırmayacaktır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
Buraya kadar, haram olanlar sayıldı. Şimdi de:

Mahmut Özdemir Meali

Leş, Kan, Domuz eti, Allah’tan başkası adına Kurban Edilenler, Boğulmuş, bir yerine vurularak Öldürülmüş, Düşüp Ölmüş, Süsülmüş, -ölmeden yetişip kestikleriniz hariç- Yırtıcı Hayvanlar tarafından Yenilmiş Olanlar, Dikili Taşlar adına Kesilen Hayvanlar ve Fal Okları’yla kısmet aramanız size haram kılındı. Böylesi, birer fısktır / yoldan çıkıp sapmadır. İnkâr edenler sizin dininizden Bugün ümit kesti. Artık onlardan korkup çekinmeyin; benden korkup çekinin! Bugün dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım; sizin için din olarak İslam’dan razı oldum. Bir günaha düşmeye meyilli olmaksızın, açlık dolayısıyla kim zorda kalırsa, artık Allah, rahîm gafûrdur.

Mehmet Çakır Meali

Şunları yemeniz size haramdır: leş,kan, domuz eti, Allah adına kesilmemiş, boğulmuş, tokmaklanmış, yüksekten düşmüş, süsülmüş, ya da yırtıcıların yaraladığı hayvan, -henüz ölmeden kesebilirseniz yenir.- dikili taşlar için kesilen hayvan etleri. Fala bakıp kısmet aramak ise kepazeliktir. Bugün artık nankörlerin, sizin dininizle uğraşmaya mecalleri kalmamıştır. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi tamamladım. Size sunduğum Kuran’a son noktayı koydum. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim. Açlık canına tak eden bir Müslüman günah sınırını fazla zorlamadan yesin, çünkü Allah, engin hoşgörülü bir sevgi selidir

Mehmet Çoban Meali

Ölmüş leş haline gelmiş hayvan, kan, domuz eti, Allah´tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, değişik araçlarla vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Haram kılınanları yer, içer, yaparsanız; haramlar sizi Allah’ın emrettiği barış, esenlik, huzur düzeni olan İslam’dan koparır. Sizi bozgunculardan yapar. Unutmayın! Bugün inkâr edenler sizi yolunuzdan ayıramayacaklarını anladılar. Artık sizin bir daha putperestlik düzenine dönmeyeceğinize kani oldular. Mücadelede size karşı üstünlük sağlayamayacaklarını anladılar. Onun için onlardan korkmayın benden korkun! Bugün sizin için emrettiğim İslam düzeninin yasalarını tamamladım! Sizin yolunuzu aydınlatacak bilgileri tamamladım! Size yaşamınızın düzeni olarak; barışı, huzuru, esenliği temsil etmek üzere, İslâm düzenini seçtim. Kim aç kalırsa; günaha meyletmeksizin, haram sayılanlardan açlığını giderecek kadar yiyip içmesinde günah yoktur. Rabbiniz size acımış, ruhsatını böyle bildirmiştir. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Mehmet Okuyan Meali

(Şunlar) size haram kılınmıştır: Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen [*] (hayvanlar); -(ölmeden yetişip) kestikleriniz hariç-, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) dövül(üp öldürül)müş, (yukarıdan) yuvarlan(ıp öl)müş, boynuzlan(ıp öl)müş (hayvanlar ile) yırtıcıların yediği (öldürdüğü hayvanlar) ve dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış (hayvanlar). [*] Bunlar yoldan çıkmaktır. Kâfir olanlar bugün sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmiştir. Artık onlara saygınlık yakıştırmayın; bana saygı duyun! Bugün, sizin için dininizi olgunlaştırdım, üzerinize nimetimi tamamladım. [*] Sizin için din olarak İslam’ı uygun gördüm. [*]Kim gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık hâlinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.

Benzer mesajlar: Bakara 2:173; En‘âm 6:145; Nahl 16:115.,Yenilmesi haram kılınmış olanlar dışında kalan, yenilebilir hayvanlardan bu durumları yaşayıp henüz ölmemiş olanların yenilmesi haram değildir.,Bu açıklama, Kur’an’ın hem önceki ilahi kitapların orijinal içeriklerini kapsadığını, hem de onlara ilave olarak olgunlaştırıldığını, geliştirildiğini ve tastamam bir hâl aldığı mesajını içermektedir.,Bu cümle Yüce Allah katında tek din olan İslam’dan başka herhangi bir kabulün geçerli olmayacağı mesajını içeren Âl-i İmrân 3:19 ve 85 ile birlikte aynı prensibi içermektedir. Yani İslam, dinlerden herhangi biri değildir. Zaten ayette geçen [el-islâm] kelimesinin başındaki [eliflâm] takısı da dinin tek olduğunu ve adının da “o İslam” olduğunu göstermektedir. Anlaşılıyor ki Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar bütün peygamberlere gönderilen din, tevhid içerikli olan “İslam”dır.

Mehmet Türk Meali

(Ey îman edenler!) Size, leş,¹ kan,² domuz eti,³ Allah’tan başkası adına kesilen,⁴ (leş cinsinden olmak üzere) boğularak, dövülerek, yüksekten düşerek, boynuzlanarak, öldürülen, yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanıp⁵ da ölmeden yetişip kesemediğiniz ve dikili taşlar⁶ adına boğazlanan hayvanları (yemek) ve zar çekerek şâns aramanız,⁷ haram kılındı.⁸ İşte bütün bunlar, Allah’a itaatten uzaklaşmaktır. Artık bugün kâfirler, dininize karşı (koymaktan) ümitlerini kestiler. Öyleyse onlardan korkmayın, sadece Benden korkun. Bugün Ben, sizin dininizi en mükemmel haline erdirdim,⁹ böylece size olan nîmetimi tamamladım ve size (kıyamete kadar) din olarak da İslâm’ı kabul ettim.¹⁰ Kim aşırı açlık durumunda çaresiz olur da günâha istekle yönelmeden, bunlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah çok bağışlayandır, pek esirgeyendir.

1 Meyte: Kendiliğinden ölen, usulüne uygun veya besmele çekilmeden kesilen hayvan demektir. Bu hayvanların etlerinin yenilmesi haramdır. Bazı müşrikler, kendiliğinden ölen hayvanı yerler ve; “kendi öldürdüğünüzü yiyorsunuz da Allah’ın öldürdüğünü niçin yemiyorsunuz?” derlerdi.
2 Dem: Hayvanın damarlarındaki kanın, damardan çıktıktan sonra yenilmesi haram olduğu gibi leş de damarlarında kan kaldığı için haram olabilir. Müşrikler kanı bağırsaklara doldurup kızartır ve misafirlerine yedirirlerdi.
3 Domuz eti, sadece Allah’ın haram kılması sebebiyle haramdır ve diğer sebepler ikinci plandadır.
4 Kesilirken üstüne Allah’tan başkasının ismi anılan meselâ; “bismillâti ve’l-uzzâ” denilen -ki beraberinde bismillâh denilsin veya denilmesin- Allah’ın gayrısı namına kesildiği için haramdır. Hayvanı yaratan, insanın emrine amade kılan ve ona onu kesmek kudretini veren Allah olduğu halde o hayvanı Allah’tan başkasının namına kesmek büyük bir zulüm ve şirktir. Zamanımımızda türbe ve tekkeler namına kesilen hayvanlar da bu kabildendir. Böyle kesilen bir hayvan, hem manen hem de hukuken murdar ve haramdır.
5 Sebu’; Sivri dişleri bulunan aslan, kaplan, kurt, köpek vesaire gibi adeten saldıran, kapan, katil her hangi bir yırtıcı hayvan demektir ki, pençesi bulunan yırtıcı kuşlar dahi ayni kategoriye dâhildir. Bunlara örfümüzde “canavar” denilir. Bu tür hayvanlar tarafından boğularak öldürülen hayvanların etleri de yenilmez. Zira bunlar kesilip kanları akıtılmamış olduğundan tamamen meyte’dirler ve haramdırlar.
6 Nusub: Tapınmak veya kendisine kutsallık verilerek hürmet edilmek üzere kabul edilen ve kullanılan şekilli ve şekilsiz putlar veya putlaştırılan eşyalardır. Bu özellikleri taşıyan semboller, bayraklar, rozetler, haç Yahudi yıldızı ve şamdanı buna dâhildir. Bk. (Tevbe: 31)
7 Ezlâm: İranlıların ve Rumların kumar oynadıkları tavla zarları ile Arapların ok türünden olan zarları demektir. Câhiliyye Arapları, önemli bir işe kalkışacakları zaman torbaya koydukları üç zar ile kısmet çekerlerdi. Zarın birine “yap”, diğerine “yapma” diye yazarlar, birini de boş bırakırlardı. Torbadan çektiği zara göre hareket eder, boş zar çıkarsa, çekme işini tekrar yaparlardı.
8 Bk. (Bakara: 173, En’am: 118, 119, 121, 145, Nahl: 115)
9 Bu âyet, H.10. yılda Veda Haccında Arafat günü ikindiden sonra Efendimiz “Adbâ” adındaki devesinin üzerinde vakfede iken nâzil olmuştur. Bu günden sonra Peygamberimiz, seksen bir/seksen iki gün kadar yaşamış ve bu süre de kendilerine başka bir âyet indirilmemiştir. Kur’an’ın en son inen âyeti, bu âyettir. Bu âyet inince, sahabenin pek çoğunun rahatlamasına karşılık Hz. Ebû Bekir: “Bu âyet, Peygamberimizin vefatının yaklaştığına işarettir.” diyerek ağlamıştır.
10 Bu âyete göre kıyamete kadar Allah’ın kabul edeceği tek din, “İslâm Dinidir”. Diğer din denilen şeylerin, Allah katında, bir değeri yoktur. Bk. (Âlu İmrân: 19, 85)

Muhammed Esed Meali

ÖLÜ ETİ, kan ve domuz eti ve üstünde Allah’tan başkasının adının anıldığı ⁷ hayvanlar ve boğulan, dövülerek öldürülen veya düşerek ölen veya derisi yüzülerek öldürülen veya vahşî bir hayvan tarafından parçalanan hayvanlar, canlı iken [bizzat] kestikleriniz hariç, size yasaklanmıştır ve putperest sunaklarında ⁸ kesilenler [de yasaktır]. Kehanet yoluyla gelecekte sizi neyin beklediğini öğrenmeye çalışmanız da [yasaklanmıştır]: ⁹ Bu günahkarca bir davranıştır. Bugün hakikati inkara şartlanmış olanlar, sizin dininiz[i terk edeceğiniz]den artık ümitlerini tamamen kestiler: Öyleyse, onlardan korkmayın, yalnız Benden korkun! Bugün dininizi sizin için kemale erdirdim, nimetlerimin tamamını size bahşettim ve Bana teslimiyeti sizin dininiz olarak belirledim. ¹⁰ Günaha eğiliminden değil de hayatî bir zaruret sonucu ¹¹ [yasak şeylere] sürüklenenlere gelince, bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.

7 Bkz. 2: 173.

8 Nusub (tekili nâsibeh), İslam öncesi dönemde müşrik Kureyşlilerin çevresinde hayvanları putlarına kurban ettikleri Kâbe’nin etrafında kurulmuş olan taş sunaklardı. Ancak, Zeyd b. ‘Amr b. Nufeyl’in naklettiğine (Buhârî) göre, sadece kurbanlık hayvanlar değil, ortak tüketime tahsis edilmiş olan hayvanlar da, farazî bir “kutsama” adına orada sıkça boğazlanırdı (bkz. Fethu’l-Bârî VII, 113). Bazı dilbilimciler nusub formunu tekil olarak almış, çoğulunun ise ensâb olduğunu ileri sürmüşlerdir (bkz. bu surenin 90. ayeti). Her iki durumda da sözkonusu terim, “putperestlik” olarak tanımlanabilecek olan her türlü uygulama tarzına yakınlığı gösterir ve sadece lafzî anlamı ile karşılanması yanlış olur. Bu hususta keza karş. bu surenin 90. ayeti ve ilgili not 105.

9 Lafzen, “fal okları aracılığıyla [gelecek hakkında] kehanette bulunmayı amaçlamanız”. Bu, İslam öncesi Arapların gelecekte kendilerini neyin beklediğini anlamak için kullandıkları tüysüz ve uçsuz fal oklarına bir atıftır. (Bu uygulamanın kapsamlı bir tarifi Lane III, 1247’de bulunabilir.) Kur’an’da bu tür tarihsel atıflarda hep görüldüğü gibi, bu da, mecazî olarak kullanılmıştır ve gelecek hakkında kehanette bulunmaya veya gelecekten haber vermeye yönelik her türlü teşebbüsü yasaklamaktadır.

10 Hz. Peygamber’in çağdaşlarının şahitliğine dayanan eldeki bütün rivayetlere göre, yukarıdaki ayet -ki, bilindiği gibi Kur’an vahyini noktalayan ayettir- Hz. Peygamber’in vefatından seksenbir veya sekseniki gün önce, H. 10. yılda Zilhicce’nin 9’unda bir Cuma günü öğleden sonra Arafat’ta nazil olmuştu. Bu ayetten sonra başka hiçbir buyruk indirilmiş değildi: bu durum, Allah’ın dini kemale erdirmesine ve nimetlerinin tamamını müminlere bahşetmesine yapılan atfın sebebini de açıklamaktadır. İnsanın Allah’a kendini teslim etmesi (islâm), sahih dînin temeli veya temel ilkesi olarak kabul edilmiştir. Bu teslimiyet, yalnızca Allah’a inanmakta değil, ama aynı zamanda O’nun emirlerine itaat etmekte tam ifadesini bulur: ve bu, Kur’an mesajının tamamlandığı duyurusunun, neden, Peygamber Muhammed (s)’e vahyedilmiş olan son yasal buyrukları ihtiva eden bir ayet metnine konulduğunu açıklamaktadır.

11 Lafzen, “[bir] boşluk [durumun]da” (fî mahmesah). Bu ifade, genellikle “aşırı açlık durumunda” şeklinde anlaşılır; ama bu ifade, ilk bakışta “açlığın doğurduğu boşluğu” gösterdiği halde yukarıdaki ayette kehanete yapılan atıf, mahmesah teriminin aynı zamanda mecazî olarak kullanıldığına da işaret eder: Yani, burada yalnızca fiilî aşırı açlık durumlarını (ki, 2:173’de açıkça işaret edildiği gibi, bu durumda normal olarak yasaklanmış et cinslerini yemeye izin verilmiştir) değil, ama aynı zamanda, bir kimsenin kontrolü dışındaki zorlayıcı dış güçlerin onu, iradesinin tersine, normal olarak İslamî hükümlerin yasakladığı bir şeyi yapmaya zorlayabileceği diğer durumları da kapsar -mesela, hastalığın gerektirdiği ve kaçınılmaz kıldığı durumlarda uyuşturucu ilaçların kullanılması gibi.

Mustafa Çavdar Meali

Ölü hayvan eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilenler, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp ölmüş, süsülerek veya boynuzlanarak öldürülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenilmiş olanlar -ölmeden önce yetişip kuralına göre kestikleriniz hariç- ve dikili taşlar ve kutsananlar adına kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar dinden sapmadır.1 Bugün kâfirler, sizin dininizden (Döneceğinizden) ümitlerini kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’dan razı oldum.2 Kim, açlık dolayısıyla zorda kalırsa, günaha düşmeye meyilli olmadan (Bu hayvanlardan yiyebilir.) Allah, bağışlayandır, merhametlidir. 12/173, 6/145, 16/115, 2 6/115

Mustafa İslamoğlu Meali

ÖLÜ HAYVAN, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilenler;[⁸⁸⁸] bir de boğulan, dövülerek öldürülen, düşerek ölen, boynuzlanarak öldürülen[⁸⁸⁹] ya da vahşi bir hayvan tarafından parçalanan hayvanlar -henüz canlı iken keserek temizledikleriniz bundan müstesnadır- ve putperestçe semboller[⁸⁹⁰] üzerine kesilenler, ayrıca attığınız zarla geleceğe ilişkin fal bakarak kehanette bulunmak[⁸⁹¹] size haram kılınmıştır.[⁸⁹²] Bütün bunlar birer sapmadır. Bugün, inkâra saplananlar, dininiz(i terk edeceğiniz)den umutlarını tamamen kesmişlerdir: O hâlde, onları gözünüzde büyütüp de saygınlaştırmayın! Yalnız Beni yüce bilip, Bana saygı duyun![⁸⁹³] Bugün dininizi sizin için kemale erdirdim ve size olan nimetimi tamamladım;[⁸⁹⁴] ve sizin için din olarak İslam’ı/Allah’a teslimiyet yolunu benimsedim.[⁸⁹⁵] Günaha gönüllü koşmaksızın kim hayatî bir zaruretten dolayı zorda kalırsa, iyi bilsin ki Allah tarifsiz bir bağışlayıcı, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.

[888] Hayvan bile olsa can değerlidir ve hayatın sahibi el-Hayy olan Allah’tır. [889] en-Natiha: “Boynuzlanarak ölen hayvan”. Basralılara göre mef’ul olan bir isim fail yapılacaksa, sonuna “isimleştirme te’si” getirilir (mentuh: natîh/a) gibi. Sıfat tamlamalarının, mevsufun hazfi ile gelmesi durumunda da bu kural geçerlidir: lihyetun dehîn/e (yağlı sakal) ve aynun kehîl/e (sürmeli göz) anlamını mevsufu hazfederek ve bir te ekleyerek elde edebiliriz. Kûfelilere göre, Arap’lar feîle kalıbına uygun kelimeleri bir isme sıfat yaptıkları zaman “te”leri düşürürler: aynen kehîlen. Fakat eğer mevsuf hazfedilirse onlar da te’yi şart görürler (Taberî). Râzî en-natîha, el-mevkuze, el-mütereddiye kelimelerinin sonundaki teyi koyunu niteleyen sıfat olarak tarif eder. Ona göre te dişillik alametidir. Burada galibiyet kuralı geçerlidir. Araplar genelde boynuzlanmış koyunu yerlerdi. [890] Nusub (t. nâsıbeh), müşrik Mekke toplumunun üzerinde hayvanları boğazladıkları sunaklar (Râğıb). Bu yalnızca kurban kesmek biçiminde değil, oraya izafe edilen sahte kutsallıktan yararlanmak için hayvan kesimi yapmak biçiminde de gerçekleşiyordu. [891] Lafzen: “çektiğiniz fal oklarıyla kısmet tesbiti yapmak”. Açıktır ki, bu tür bâtıl anlayışlar, insanın irade ve gayretini yok edici bir işlev taşırlar. Aslında yasaklanan geleceğe ilişkin kehanette bulunmaktır. [892] Haram kılınanlarla ilgili âyet için bkz: 6:145; ayrıca 90. âyetin ilgili notlarına bkz. [893] Sûrenin muhtevasına, sahih rivayetlere ve yaygın görüşe göre Kur’an’dan son inen âyet budur (Buhari, Îman 33; Müslim, Tefsir 3-5). [894] İtmam, bir şeyin aslının (cevherinin) tamamlanmasıdır. İkmal, asıl tam olmakla birlikte noksan olan detayının (arazının) tamamlanmasıdır. İnsanlığın değişmez değerlerinin tümü olan İslâm son mesajla hem nitelik hem nicelik olarak kemale ulaşmıştır. Nimet ise, asıl olarak kemale ulaşmış fakat fer olarak çatısı kurulup “siz kemale taşıyın” denilmiştir. Bu da tamamlanmış olan asıldan yola çıkılarak yapılacaktır. Kelâle ve faizle ilgili âyetlerin bu âyetten sonra indiği görüşünü kabul edersek, dinin ikmaliyle dinin esaslarının kastedildiğini düşünmemiz şart olur. [895] Maverdi, bağlamla uyumlu olarak, buradaki “islam”ı isim olarak değil bir vasıf olarak alır. Bu durumda âyette dile gelen hakikat, ilâhî talimatlara tam bir teslimiyetle uymaktır. Meşhur rivayete göre bu âyet, Nebi’nin vefatından 81 gün önce kurban bayramı arefesinde nâzil olmuştur.

Orhan Kuntman Meali

(Ey iman edenler, size) Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yukarıdan aşağıya düşmüş, putlar üzerinde onlar adına kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız haram kılınmıştır, bütün bunlar yoldan çıkma sayılır. Bu gün artık kafirler, dininize üstün geleceklerinden umudlarını kestiler.. onlardan değil Benden korkun.. Bu gün sizin dininizi kemale erdirdim. (Dini hükümlerin hepsini bildirdim), üzerinizdeki nimetimi tamamladım, ve size din olarak Müslümanlığı verip hoşnud oldum. Kim açlık halinde, çaresiz kalırsa, -günaha meyil olmaksızın- haram olan etlerden yiyebilir. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır ve çok merhametli olandır!

Osman Fırat Meali

Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafindan parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah’a itaatten kopmaktır. Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Sizlere ölü, kan, domuz eti, Allah Teâlâ'dan başkasının namına boğazlanan hayvan, bozulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, veya canavar yemiş, daha ölmeden boğazladığınız müs- tesna, ve dikili taşlar üzerine boğazlanan hayvanlar ve zarlar ile kısmet istemeniz haram kılınmıştır. Bunlar birer fısktır. Bugün kâfirler sizin dininizden yeise düşmüşlerdir. Artık onlardan korkmayınız, Benden korkunuz, bugün sizin üzerinize nîmetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâmiyet'e razı oldum. İmdi herkim son derece açlık halinde çaresiz kalırsa günaha mütemayil olmaksızın (o memnu' etlerden hayatını kurtaracak miktar yiyebilir). Şüphe yok ki, Allah Teâlâ gafurdur, rahîmdir.

Suat Yıldırım Meali

Size şunlar haram kılındı: Kendiliğinden ölen hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adına kesilen, henüz canı çıkmadan yetişip şartına uygun tarzda kestikleriniz müstesna; boğulmuş, bir şey vurularak öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanmış, boynuzlanmış yahut canavar tarafından parçalanmış olup da ölen hayvanların etleri, putlara ait sunaklarda kesilen hayvanların etleri ve zar atarak, kumar oynayarak elde edilen etler. Bütün bunlar itaat dışına çıkıştır. Artık bugün kâfirler dininizi söndürmekten ümitlerini kestiler. Öyleyse onlardan korkmayın, Benden çekinin. İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim günaha meyletmeksizin açlıktan bunalıp çaresiz kalırsa, haram olan etlerden yiyebilir. Çünkü Allah gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur). [6, 145; 5, 90; 2, 173] {KM, Çıkış 20, 25; Levililer 11, 7; Tesniye 27, 5; 14, 8; Resullerin işleri 25, 20; 21, 25; Matta 5, 17}

Hayvanın tezkiyesi, yani dine uygun boğazlanması nefes borusu, yemek borusu ile şahdamarları denilen iki kan damarının kesilmesidir. Böylece hayvan kanın akmasına imkân verecek şekilde boğazlanır. Eğer boynun tamamı koparılır, yahut hayvanın boğazı sıkılarak veya başka şekilde öldürülürse bunlar, uygun boğazlama sayılmaz. Zira bu durumda kan vücutta kalıp pıhtılaşır, ete yapışır. Burada haram kılınan şeyler: İnanç açısından veya maneviyat ve ahlâk açısından, bir de temizlik açısından haram kılınmıştır. Sırf tıbbî yönden değerlendirmek isabetli olmaz. Böyle olsaydı mesela ilkin zehir ve diğer öldürücü şeyler yasaklanırdı. Oysa böyle bir yasak Kur’ân’da görülmez. Müşrikler, cansız tanrılarının görüşlerini almak için şöyle bir uygulama yaparlardı: Kâbe’de Hübel putunun yanında yedi fal oku bulunurdu. Kişi, put bakıcısına kurban sunduktan ve bazı merasimlerden sonra oklardan birini çeker, üzerinde ne yazılı ise böylece güya tanrısal irâdeyi öğrenmiş olurdu.

Süleyman Ateş Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (tahta veya taşla) vurul(arak öldürül)müş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış ve canavar parçalayarak ölmüş olan havyanlar -henüz canları çıkmadan kestikleriniz hariç- dikili taşlar (putlar) adına boğazlanan hayvanlar ve fal oklariyle kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (insanı yoldan çıkaran kötü şeylerdir). Bugün artık inkar edenler, sizin dininiz(i yok etmek)den umudu kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi olgunlaştırdım, size ni'metimi tamamladım ve size din olarak İslam'a razı oldum. Kim açlıktan daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur. Doğrusu, Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Süleyman Tevfik (1927)

Size ölmüş hayvân, akmış kan, domuz eti, Allâh'dan gayrı içün zebh olunan (putlara idilen kurbân), boğazı sıkılub boğulmuş, başına veyâ bir tarafına urılarak öldürülmüş, yüksekden düşerek ölmüş, bir hayvânın boynuzıyla urılarak telef idilmiş ve canavar tarafından kısmen yenilerek itlâf olunmuş hayvânların yenilmesi harâm kılındı. Ancak bunlardan, daha ölmeden yetişilerek kesilen harâm değildir. Nasb (câhiliyetde üzerlerinde kurbân kesmek içün Ka'be'nin etrâfına rekz idilmiş üçyüz taş) üstünde zebh olunan ve ezlâm (câhiliyetde fal içün kullanılan oklar) ile fal açmak harâm olundı. Bunlar fıskdır. Bugün, kâfirler sizin dîninizden ye'se düşdiler (dîn-i İslâmın intişârı onları me'yûs itdi). Kâfirlerden korkmayub benden korkınız. Bugün sizin içün dîninizi ikmâl itdim ve üzerinize ni'metimi itmâm iyledim ve size dîn olarak İslâm'la razı oldum (İslâm'ı size dîn olarak ihtiyâr iyledim) [¹] Günâha meyl kasdı olmayarak bunlardan (harâm olan şeylerden) yimeğe muztar olan kimseye günâh yokdur. Allâh gafûr ve rahîmdir.

[1] Bu âyet-i kerîme nâzil oldukda 'Ömeru'l Fârûk radiyallahu'anh ağlamağa başladı. Rasûl-ü Ekrem "Ne içün ağlayorsun?" buyurduklarında Cenâb-ı 'Ömer "Dînimizde gitdikce hayrımız artıyordı. Bir şey ki kemâle ire artık zevâle meyl ider. Ben bunda sizin aramızdan çıkmanızın yakın oldığına delâlet göriyorum" didi. Filvâki' seksenbir gün sonra Rasûl-ü Ekrem hazretleri irtihâl buyurdılar.

Süleymaniye Vakfı Meali

Size haram kılınanlar şunlardır: Ölü hayvan (leş), kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olanlar. Boğulan, vurulan[1], bir yerden düşen, boynuz darbesi alan ve yırtıcılar tarafından yenen hayvanları, ölmeden keserseniz haram olmazlar. Sunaklar[2] üzerinde kesilenler ile çekilişle kısmet aramanız[3] da size haramdır. Bütün bunlar fısk (yoldan çıkmak) olur. Ayetleri görmezlikte direnenler (kafirler), bugün dininizden ümitlerini kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi olgunlaştırdım, size olan nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâm’ı uygun gördüm. Her kim günaha eğilimi olmadan açlıktan dolayı (bu yasakları çiğnemeye) mecbur kalırsa Allah bağışlar, ikramı boldur.

[1] Bazı ülkelerde, anlına demir saplanarak küçük beyni dağıtılan hayvanlar, ölmeden önce kesilirlerse haram olmazlar.
[2] Tapınaklarda, üzerinde kurban kesilen, günlük yakılan, dinî tören yapılan taş masa. (Türk Dil Kurumu)
[3] Tombalar ve piyongo çekilişlerine katılmak ve onlardan kazanç elde etmek haramdır.

Şaban Piriş Meali

Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kurban edilenler, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp ölmüş, süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenilmiş olanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz hariç- ve dikili taşlar adına kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar fasıklıktır. Bugün kafirler, sizin dininizden ümitlerini kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'dan razı oldum. Kim, açlık dolayısıyla zorda kalırsa, günaha düşmeye meyilli olmadan (bu hayvanlardan yiyebilir.) Allah, bağışlayandır, merhametlidir.

Ümit Şimşek Meali

Size şunlar haram kılındı: leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adına kesilen hayvanlar; ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere boğulmuş, bir darbe ile öldürülmüş, bir yerden düşüp ölmüş, başka bir hayvanla boğuşarak ölmüş yahut bir canavar tarafından parçalanmış hayvanlar; müşriklerin sunaklarında kesilen etler; bir de zarlarla kısmet aramak.(3) Bütün bunlar Allah'a itaatten çıkmak demektir. İnkâr edenler, bugün sizin dininizden ümitlerini kesmiş durumdadır; siz onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmı seçtim.(4) Günaha meyletmeden, sırf çaresiz kaldığı için bu etlerden yiyen kimseye gelince, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

(3) Falcılık, kehanet, kumar, bu yolla elde edilen yiyecekler.

(4) Dinin tamamlandığını bildiren bu âyetten sonra, sadece Bakara Sûresinin 281’inci âyeti nazil olmuş, yeni herhangi bir hüküm inmemiştir. Bu âyetin inişinden seksen iki gün sonra da Peygamberimiz vefat etmiştir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir.

Eski Anadolu Türkçesi

ḥarām olındı üzerüñüze murdar daħı ķan daħı ŧoñuz eti daħı ol kim ün getürinildi Tañrı’dan ayruķ [53a] için daħı boġılmış, daħı aġac-ıla öldürilmiş daħı yüksekden düşüp ölmiş daħı boyruz-ıla süsüp öldürilmiş daħı ol kim yidi yırtıcı cānaver illā ol kim boġazlanduñuz daħı ol kim boġazlandı ŧaş butlar üzere ya'nį üç yüze yaķın daşlar kim ķa'be yöresindeyidi daħı kim üleşmek isteyesiz oķlar ile şol buyrukdan çıķmaķdur. bugün ümidsüz oldı anlar kim kāfir oldılar pes ķorķman anlardan daħı ķorķuñ benden. bugün tamām eyledüm sizüñ içün dįnüñüzden daħı tamām eyledüm üzerüñüze ni'met ümi ya'nį sizi mekke'ye givürmeg-ile daħı ħoşnūd oldum sizüñ içün müsülmanlıġa dįn iken. pes her kim geñsüz olma açlıķ içinde meyl eyleyici degül -iken yazuġa bayıķ Tañrı yarlıġayıcıdur raḥmet ķılıcı.

Satır Altı Meal (1534)

Ḥarām oldı üstüñüze murdār olmışlar, ḳanlar daḫı, ṭoñuz eti daḫı, daḫı ol kim boġazlandı Tañrı adınsuz, boġulmış ḥayvānlar daḫı, yinmişlerdaḫı, ṭaġdan düşenler daḫı, ḳoçlar biri birin öldürse daḫı, aṣlan yidügi daḫıḥarāmdur. Līkin boġazlasañuz ḥalāl olur. Ṣanemlere daḫı boġazlanan ḥarām‐dur, ezlām bile üleşilen daḫı ḥarāmdur. Ol Tañrıya ‘āṣī olmaḳdur. Bu günümīd kesdi kāfirler sizüñ dīnüñüzden, pes anlardan ḳorḳmañuz, bendenḳorḳuñuz. Bu gün tamām eyledüm size dīnüñüzi daḫı tamām itdüm üs‐tüñüze ni‘metlerümi, daḫı ben rāżī oldum size ki İslām dīni üstine ẟābitolasız, pes kim żarūrete düşse açlıḳdan, ḳaṣd eylemese yamanlıġı, Tañrı Ta‘ālāyazuḳlar baġışlayıcıdur, raḥmet idicidür.

Bunyadov-Memmedeliyev

Ölü (kəsilmədən ölüb murdar olmuş) heyvan, qan, donuz əti, Allahdan başqasının adı ilə (bismillah deyilmədən) kəsilmiş, boğulmuş, (küt alət və ya silahla) vurulmuş, (bir yerdən) yıxılaraq ölmüş, (başqa bir heyvanın buynuzu ilə) vurulub gəbərmiş, vəhşi heyvanlar tərəfindən parçalanıb yeyilmiş - canı çıxmamış kəsdiyiniz heyvanlar müstəsnadır - dikinə qoyulmuş daşlar (bütlər və ya Kə’bənin ətrafındakı bütpərəst qurbangahlar) üzərində kəsilmiş heyvanlar və fal oxları ilə pay bölmək sizə haram edildi. Bunlar günahdır. Bu gün kafirlər dininizdən (onu məhv edə bilmədikləri üçün) əllərini üzdülər. Onlardan qorxmayın, Məndən qorxun! Bu gün dininizi sizin üçün kamil etdim, sizə olan ne’mətimi (Məkkənin fəthi, islamın mövqeyinin möhkəmlənməsi, Cahiliyyət dövrünün bir sıra zərərli adətlərinin aradan qaldırılması və i. a.) tamamladım və sizin üçün din olaraq islamı bəyənib seçdim. Kim aclıq üzündən naçar qalarsa (çətinliyə düşərsə), günaha meyl etmək niyyətində olmayaraq (zəruri ehtiyacını ödəyəcək qədər bu haram ətlərdən yeyə bilər). Həqiqətən, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!

M. Pickthall (English)

Forbidden unto you (for food) are carrion and blood and swine flesh, and that which hath been dedicated unto any other than Allah, and the strangled, and the dead through beating, and the dead through falling from a height, and that which hath been killed by (the goring of) horns, and the devoured of wild beasts, saving that which ye make lawful (by the death stroke), and that which hath been immolated unto idols. And (forbidden is it) that ye swear by the divining arrows. This is an abomination. This day are those who disbelieve in despair of (ever harming) your religion; so fear them not, fear Me! This day have I perfected your religion for you and completed My favour unto you, and have chosen for you as religion AL- ISLAM. Whoso is forced by hunger, not by will, to sin: (for him) lo! Allah is Forgiving, Merciful.

Yusuf Ali (English)

Forbidden to you (for food) are: dead meat, blood, the flesh of swine, and that on which hath been invoked The name of other than Allah;(691) that which hath been killed by strangling, or by a violent blow, or by a headlong fall, or by being gored to death; that which hath been (partly) eaten by a wild animal; unless ye are able to slaughter it (in due form);(692) that which is sacrificed(693) on stone (altars); (forbidden) also is the division(694) (of meat) by raffling with arrows: that is impiety. This day have those who reject faith given up all hope of your religion:(695) yet fear them not but fear Me. This day have I perfected your religion(696) for you, completed My favour upon you, and have chosen for you Islam as your religion. But if any is forced by hunger, with no inclination to transgression, Allah is indeed Oft-forgiving, Most Merciful.

691 Cf. 2:173 and n. 173 and 174. The prohibition of dead meat, blood, the flesh of swine, and that on which other names than that of Allah have been invoked, has been there explained.

692 If an animal dies by strangling, or by a violent blow, or a headlong fall, or by being gored to death, or by being attacked by a wild animal, the presumption is that it becomes carrion, as the life-blood is congealed before being taken out of the body. But the presumption can be rebutted. If the life-blood still flows and the solemn mode of slaughter (dhabh) in the name of Allah as a sacrifice is carried out, it becomes lawful as food.

693 This was also an idolatrous rite, different from that in which a sacrifice was devoted to a particular idol or a false god.

694 Gambling of all kinds is forbidden: 2:219. A sort of lottery or raffle practised by Pagan Arabs has been described in n. 241. Division of meat in this way is here forbidden, as it is a form of gambling.

695 So long as Islam was not organised, with its own community and its own laws, the Unbelievers had hoped to wean the Believers from the new Teaching. (Now that hope was gone, with the complete organisation of Islam).

696 It is considered by many as the last verse revealed chronologically, marking the approaching end of al Mustafa's ministry in his earthly life.


Designed by ÖFK