فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَٓا اُخْفِيَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ اَعْيُنٍۚ جَزَٓاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Türkçe Transcript
Felâ ta’lemu nefsun mâ uḣfiye lehum min kurrati a’yunin cezâen bimâ kânû ya’melûn(e)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Hiç kimsecik bilmez onlar için gözleri aydınlatacak ne gizli şeyler var; yaptıklarına karşılık.
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Artık (iman ve itaat ehli) hiçbir kimse, yaptıklarına karşılık olmak üzere kendileri için gözler aydınlığı (ve mutluluk kaynağı) olacak nelerin (hangi sayısız nimetlerin) saklandığını (şimdiden ve görmeden) bilemez. (Ancak cennette karşılaşacaktır.)
Abdullah Parlıyan Meali
Böyle davranan mü'minlere gelince, yaptıklarından dolayı mükafat olarak, öteki dünyada onlara şimdiye kadar gizli kalan, göz aydınlığı olarak, onlar için nelerin saklanıp bekletildiğini hiç kimse bilip hayal edemez.
Ahmet Tekin Meali
Hiç kimse, kendileri için saklanan göz aydını olacak, mutlu edecek nimetlerin ne olduğunu bilmez. Bunlar işlemeye devam ettikleri, devamlı bilinçli, amaçla örtüşen niyete dayalı, cârî-kalıcı amellerin mükâfatıdır.bk. Kur’ân-ı Kerim, 4/22; 10/26.
Ahmet Varol Meali
Yaptıklarına karşılık olarak onlar için, gözler aydınlatıcı ne (nimet)lerin saklandığını hiç kimse bilemez.
Ali Bulaç Meali
Artık hiç bir nefis, yaptıklarına karşılık olmak üzere kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.
Ali Fikri Yavuz Meali
Artık (dünyada) işledikleri salih amellere mükâfat olarak kendileri için, göz aydınlığından ne hazırlanıb saklandığını kimse bilmez.
Bahaeddin Sağlam Meali
İşte böyleleri için, yaptıklarına karşılık olarak nasıl bir mutluluk saklandığını kimse bilemez.
Bayraktar Bayraklı Meali
Yaptıklarına karşılık olarak onlar için, gözleri aydınlatıcı ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.
Besim Atalay Meali (1965)
Yaptıkları işe ödül olarak onlar için saklanmış bulunan gözaydınlığın kimse bilemez
Cemal Külünkoğlu Meali
Yaptıklarına karşılık, onlar için (ahirette) nice sevindirici ve göz kamaştırıcı nimetlerin saklı olduğunu hiç kimse bilmez.Bu ayet, cennet nimetlerinin sınırsızlığını ve güzelliğini anlatmaktadır. Hiç kimse kendisi için hazırlanan nimetlerin mahiyetini ve güzelliğini bilemez. Çünkü bu nimetler, dünya algısı ile tasavvur edilemeyecek kadar mükemmeldir. Kur’an zaman zaman bedevi toplumunun algısını da dikkate alarak dünyanın doğal güzellikleriyle cenneti tasvir eden tablolar sunsa da aslında dünya algısıyla cenneti gerçek manada anlamamız mümkün değildir.
Cemil Said (1924)
İnsan a’mâlinin mükâfâtı olarak kendisine dîdeleri rûşen idecek ne kadar gizli sa’âdetler mev’ûd oldığını bilmez.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez.
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse ¬bilemez.
Diyanet Vakfı Meali
Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez. Allah’ın sevgili kullarına hazırlamış olduğu cennet nimetlerinin dünya ölçüleri içinde tarif edilemezliği, bu âyette çok özlü bir şekilde belirtilmiş olmaktadır. Bu nimetleri, dünya hayatının nimetleri gibi nitelendiren sözler, esasen bizim anlayışımıza hitap edebilmek içindir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.), Cenab-ı Allah tarafından, sevgili kulları için, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir insanın aklına gelmeyen nimetler hazırlanmış olduğunu ifade etmiştir.
Edip Yüksel Meali
Yaptıklarının karşılığı olarak kendilerini ne kadar büyük bir neşe ve mutluluk beklediğini hiç kimse bilemez.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez.
Elmalılı Meali (Orijinal)
Şimdi kimse bilemez onlar için gizlenmiş olan gözler sürurunu yaptıkları amellere mükâfat için
Emrah Demiryent Meali
(O mü’minlerin, dünyada) yaptıklarına karşılık olarak, onlar için (âhirette) gözlerini aydın edecek hangi nimetlerin saklı olduğunu hiç kimse bilemez.
Erhan Aktaş Meali
Hiç kimse, yaptıkları iyi şeylerin karşılığı olarak, kendisini ne tür bir mutluluğun beklediğini bilmez.
Hasan Basri Çantay Meali
Artık onlar için, yapmakda olduklarına bir mükâfat olarak, gözlerin aydın olacağı (nimetlerden) kendilerine neler gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez.
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Yaptıklarına karşılık kendileri için göz aydınlığı olarak nelerin saklandığını kimse bilmez.[3/185]
Hayrat Neşriyat Meali
Artık, yapmakta olduklarına bir karşılık olarak onlar için göz aydınlığı olacak olan(ni'metler)den nelerin saklandığını kimse bilmez.(2)(2)Muğîre bin Şu‘be şöyle demiştir: Peygamber (asm)’ı minberde şöyle derken işittim: “Mûsâ (as)Rabbine: ‘Yâ Rab! Cennete girecek olanlardan, derecesi en aşağı olan kimdir?’ diye sordu. Allah-ü Teâlâ: ‘Cennetliklerin Cennete girmesinden sonra Cennete giren kişidir.’ Orada kendisine: ‘Cennete gir’, denilecektir. O da: ‘Nasıl gireyim ki, herkes yerine yerleşmiş ve (ni‘metlerden) aldıklarını almışlar’ diyecektir. Bunun üzerine kendisine: ‘Dünya hükümdarlarından birinin (dünyada) olan ni‘metleri kadar ni‘metin sana verilmesine râzı olur musun?’ denilecektir. O da: ‘Evet yâ Rab, râzı olurum’ diyecektir. Bu sefer kendisine: ‘İşte sana bu ve bunun bir, iki ve üç misli!’ denilecek. O da: ‘Râzı oldum ey Rabbim!’ diyecektir. Yine kendisine: ‘İşte sana bu ve bunun on misli daha!’ denilecek. O da: ‘Râzı oldum, ey Rabbim!’ diyecektir. Nihâyet kendisine: ‘İşte sana bunlarla birlikte, gönlünün istediği ve gözünün hoşlandığı herşey!’ denilecektir.” (İbn-i Kesîr, c. 1, 75)
İhsan Aktaş Meali
İşte onların (dünyada iyi ve yararlı işleri) yaptıklarına karşılık ödül olarak gözlerini aydın edecek (gönüllerini ferahlatacak hangi sürprizlerin) hangi nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez.*(*) Bu ayet, cennet nimetlerinin sınırsızlığını ve güzelliğini anlatmaktadır. Hiç kimse kendisi için hazırlanan nimetlerin mahiyetini ve güzelliğini bilemez. Çünkü bu nimetler, dünya algısı ile tasavvur edilemeyecek kadar mükemmeldir. Kur’an zaman zaman bedevi toplumunun algısını da dikkate alarak dünyanın doğal güzellikleriyle cenneti tasvir eden tablolar sunsa da aslında dünya algısıyla cenneti gerçek manada anlamamız mümkün değildir. (C. Külünkoğlu Meali Açıklaması) Allah’ın sevgili kullarına hazırlamış olduğu cennet nimetlerinin dünya ölçüleri içinde tarif edilemezliği, bu âyette çok özlü bir şekilde belirtilmiş olmaktadır. Bu nimetleri, dünya hayatının nimetleri gibi nitelendiren sözler, esasen bizim anlayışımıza hitap edebilmek içindir…(Diy. Vakfı Meal Açıklaması)
İlyas Yorulmaz Meali
Hiçbir nefis, yaptıklarının karşılığında, kendilerinden gizlenen mutlu olacakları karşılıkların neler olduğunu bilemez.
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
Onların işlediklerine karşılık olarak saklı tutulan göz kamaştırıcı iyilikleri kimse bilemez.
İsmail Hakkı İzmirli
Hiçbir kimse, onların işlediklerine mükâfat olmak üzere saklanmış olan göz aydınlığını bilemez [⁶].[6] Nice nimetler, saadetler, kendilerini sevindiren müjdeler saklı kalmıştır.
İsmail Yakıt
Onların yaptıklarına karşılık olarak, kendileri için saklı tutulan göz aydınlığı şeyleri hiçbir kimse bilemez.
Kadri Çelik Meali
Artık hiç bir nefis, yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin saklandığını bilmez.
Mahmut Kısa Meali
Yaptıkları iyilikler karşılığında, kendileri için hazırlanıp cennette gizlenmiş olan mutluluk ve sevinç kaynağı nîmetlerin neler olduğunu hiç kimse hayal bile edemez!
Mahmut Özdemir Meali
Kişi bilmez; işliyor oldukları şeylere karşılık olmak üzere onlar için göz aydınlığından neler saklandı?
Mehmet Çakır Meali
Hiç kimse, iyiliklerine mukabil, kendisi için saklanan göz aydınlığını, ne zaman görüp sevineceğini tahmin edemez...
Mehmet Çoban Meali
Hiç kimse yaptıkları güzel işlere karşılık verilecek mükâfatın ne olduğunu bilemez.
Mehmet Okuyan Meali
Yaptıklarına karşılık olarak, [*]onlar için ne göz aydınlıklarının gizlendiğini kimse bilemez.Burada dikkat çekilen husus, verilecek ödüllerin dünyada yapılanların bir karşılığı olduğunun hatırlatılmasıdır. Demek ki emek vermek “sebep”, ödülle buluşturulmak ise “sonuç”tur. Emek olmadan yemek de ekmek de yoktur.
Mehmet Türk Meali
Hiç bir nefis (dünyada) yaptıklarına karşılık olarak, kendilerini (âhirette) nice göz kamaştırıcı (nîmetlerin) beklediğini bilemez.
Muhammed Esed Meali
[Böyle davranan müminlere gelince,] yaptıklarından dolayı mükafat olarak [öteki dünyada] onları şimdiye dek gizli kalan hangi mutlulukların ¹⁵ beklediğini kimse tahayyül edemez.15 Lafzen, “göz aydınlığı [olarak] onlar için saklanmış olan”, yani görülmüş, işitilmiş ve hissedilmiş olsun veya olmasın, onlar için bekletilen mutluluklar. “Şimdiye dek gizli kalan” ifadesi, açıkçası, öteki dünyadaki hayat tarzının bilinmezliğine -ve dolayısıyla, ancak temsîlî olarak tanımlanabilirliğine- işaret eder. İnsanın cenneti “tahayyül etmesi”nin imkansızlığı, Hz. Peygamber’in sahih bir Hadisi’nde şöyle anlatılmıştır: “Allah buyurur ki: Salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kalbin kavramadığı şeyler hazırladım.” (Buhârî ve Müslim’in Ebû Hureyre’den rivayetleri ve Tirmizî). Bu Hadis, Sahâbe tarafından, Hz. Peygamber’in yukarıdaki ayet hakkındaki şahsî yorumu olarak görülmüştür (karş. Fethu’l-Bârî, VIII, 418 vd.).
Mustafa Çavdar Meali
İşte yapa geldikleri bu güzel işlerin ödülü olarak, ahirette onları göz kamaştıran ne gibi nimetlerin beklediğini hiç kimse bilemez. 39/73, 43/67...73, 47/15,
Mustafa İslamoğlu Meali
İşte, yapageldiklerinden dolayı bir mükâfat olarak, onları (cennette) ne türden göz kamaştırıcı sürprizlerin beklediğini hiç kimse bilemez.[³⁷⁰⁰][3700] Her sürprizin vasfı, sahibi için saklanmış olmasıdır. Mâ uhfiye lehum ibaresine “sürpriz” anlamı vermemiz bundandır. Allah Rasûlü bu âyeti, Allah’ın dilinden şöyle yorumlar: “Ben sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, hiçbir zihnin tasavvur edemeyeceği güzellikler hazırladım” (Buhârî ve Müslim), İmam Şafiî’den sonra “Kutsî Hadis” adı konulan bu kategorideki hadislerin diğerlerinden tek farkı vardır: bunlar Allah Rasûlü’nün Rabbini okuması ve hakikati tefsiridirler. Zımnen: “Eğer bu hakikati Allah buyursaydı şöyle buyururdu” anlamına gelir. Burada, “kalıcı mutluluğun üretildiği merkez” (13:23) olan cenneti ve âhiret ödüllerini aklın kavramakta acze düşeceği ifade edilmektedir. Bu hakikate rağmen cennet ve âhiret hakkında başka yerlerde gelen ayrıntılı tasvirler, bilinmeyenin bilinenden yola çıkılarak tasviri kabilindendir (Bkz: 13:35, not 47).
Orhan Kuntman Meali
Yaptıkları bu güzel ibadetlere karşılık (Rableri tarafından, ahirette) onlara, gözlerini aydın kılacak ne kadar üstün nimetlerin saklanmış olduğunu kimse bilemez. (Bir tahminde bulunamaz.)
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Onlara yapar oldukları şeylere mükâfaaten gözlerin aydın olacağı şeylerden neler saklanılmış olduğunu artık hiç bir kimse bilmez.
Suat Yıldırım Meali
İşte onların dünyada yaptıkları makbul işlere mükâfat olarak gözlerini aydın edecek, gönüllerini ferahlatacak hangi sürprizlerin, hangi nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez. [4, 22; 10, 26] {KM, II Korintos. 12, 4}Bu âyet, cennet nimetlerini pek güzel tavsif etmektedir. Hiç kimse kendisi için hazırlanan nimetleri bilemez. Çünkü bu nimetler maddî gözlerden saklıdır. İbn Abbas’ın dediği gibi, bu dünyada, cennete dair bileceğimiz şeyler, sadece birtakım isimlerden ibarettir. Onların gerçek mahiyetleri dünyadaki hallerinden farklıdır. Allah Teâlâ hadis-i kudsîde şöyle buyurmuştur: “Salih kullarıma öyle nimetler hazırladım ki: ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne de beşerden birinin hatırından geçmiştir.”
Süleyman Ateş Meali
Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne gözler aydınlatıcı(ni'metleri)in saklandığını hiç kimse bilmez!
Süleyman Tevfik (1927)
Onlar içün, işledikleri a'mâl-i sâlihanın mükâfâtı olarak nezd-i Bârî'de, gözleri rûşen idecek ni'metlerden ne saklandığını hiç kimse bilmez.
Süleymaniye Vakfı Meali
Yaptıkları işlere karşılık onlar için, gözleri kamaştıran ne güzellikler sakladığımızı kimse bilemez.
Şaban Piriş Meali
Yaptıklarına karşılık ödül olarak, onlara göz kamaştıran neler gizlendiğini hiç kimse bilmez.
Ümit Şimşek Meali
Yaptıklarının karşılığında onlar için göz aydınlığı olacak ne ödüller saklandığını hiç kimse bilemez.(7)(7) Peygamberimiz, Yüce Allah’ın “Ben salih kullarıma öyle nimetler hazırladım ki, ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne de bir beşerin hatırına gelmiştir” buyurduğunu bildirmiştir. (Buhârî, Tefsir 32:1.)
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Hiç kimse, yaptıklarına karşılık onlar için hangi göz aydınlığının saklandığını bilmez.
Sardorxon Jahongir
Bas, hech kim ular uchun qilib o‘tgan amallarining mukofoti uchun berkitib qo‘yilgan oxirat ne’matlaridagi ko‘z quvonchlarini bilmaydi.
Eski Anadolu Türkçesi
pes bilmez hįç nefs anı kim gizlendi anlaruñ içün gözler aydınıñdan yanud virmek içün aña kim oldılar işlerler.
Satıraltı Meal (1534)
Hīç kimse bilmez ne nesne gizlenüpdür anlar‐çun gözler aydınındanmüzd‐içün ‘amelleri sebebi‐y‐ile.
Bunyadov-Memmedeliyev
Etdikləri əməllərin mükafatı olaraq (Allah dərgahında) onlar (mö’minlər) üçün göz oxşayan (onları sevindirəcək) nə cür ne’mətlər gizlənib saxlandığını heç kəs bilməz!
M. Pickthall (English)
No soul knoweth what is kept hid for them of joy, as a reward for what they used to do.
Yusuf Ali (English)
Now no person knows what delights of the eye(3650) are kept hidden (in reserve) for them - as a reward for their (good) deeds.3650 Delights of the eye: an idiom for that which pleases most and gives most satisfaction. In our present state we can scarcely imagine the real Bliss that will come to us in the Future.