17 Ocak 2021 - 3 Cemaziye'l-Ahir 1442
Pazar
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الطّلاَق
/ Talâk Suresi
◄
٥٥٨
- 558
►
28. Cüz /
الجزء ٢٨
اَسْكِنُوهُنَّ
onları oturtun
مِنْ حَيْثُ
yerde
سَكَنْتُمْ
oturduğunuz
مِنْ وُجْدِكُمْ
gücünüz ölçüsünde
وَلَا تُضَٓارُّوهُنَّ
ve onlara zarar vermeyin
لِتُضَيِّقُوا
sıkıntıya sokmak için
عَلَيْهِنَّۜ
onları
وَاِنْ
şayet
كُنَّ
iseler
اُو۬لَاتِ
onlar
حَمْلٍ
gebe
فَاَنْفِقُوا
geçimini sağlayın
عَلَيْهِنَّ
onların
حَتّٰى
kadar
يَضَعْنَ
bırakıncaya
حَمْلَهُنَّۚ
yüklerini
فَاِنْ
eğer
اَرْضَعْنَ
(çocuğunuzu) emzirirlerse
لَكُمْ
sizin için
فَاٰتُوهُنَّ
onlara verin
اُجُورَهُنَّۚ
ücretlerini
وَأْتَمِرُوا
ve konuşup anlaşın
بَيْنَكُمْ
aranızda
بِمَعْرُوفٍۚ
güzellikle
وَاِنْ
eğer
تَعَاسَرْتُمْ
güçlük çekerseniz
فَسَتُرْضِعُ
o zaman emzirecektir
لَهُٓ
onu
اُخْرٰىۜ
başka biri
﴿٦﴾
لِيُنْفِقْ
nafaka versin
ذُوسَعَةٍ
eli geniş olan
مِنْ سَعَتِه۪ۜ
genişliğine göre
وَمَنْ
kimse
قُدِرَ
kısılmış olan
عَلَيْهِ
aleyhine
رِزْقُهُ
rızkı
فَلْيُنْفِقْ
versin
مِمَّٓا اٰتٰيهُ
kendisine verdiğinden
اللّٰهُۜ
Allah'ın
لَا يُكَلِّفُ
sorumlu tutmaz
اللّٰهُ
Allah
نَفْساً
bir kişiye
اِلَّا
başkasıyla
مَٓا اٰتٰيهَاۜ
verdiğinden
سَيَجْعَلُ
yaratacaktır
اللّٰهُ
Allah
بَعْدَ
sonra
عُسْرٍ
bir güçlükten
يُسْراً۟
bir kolaylık
﴿٧﴾
وَكَاَيِّنْ
nicesi
مِنْ قَرْيَةٍ
kentlerden
عَتَتْ
baş kaldırdı
عَنْ اَمْرِ
buyruğuna
رَبِّهَا
Rabbinin
وَرُسُلِه۪
ve elçilerinin
فَحَاسَبْنَاهَا
biz de onu hesaba çektik
حِسَاباً
bir hesabla
شَد۪يداً
çetin
وَعَذَّبْنَاهَا
ve ona azabettik
عَذَاباً
biçimde
نُكْراً
görülmemiş
﴿٨﴾
فَذَاقَتْ
taddı
وَبَالَ
vebalini
اَمْرِهَا
işinin
وَكَانَ
ve idi
عَاقِبَةُ
sonucu
اَمْرِهَا
işinin
خُسْراً
bir ziyan
﴿٩﴾
اَعَدَّ
hazırlamıştır
اللّٰهُ
Allah
لَهُمْ
onlara
عَذَاباً
bir azab
شَد۪يداً
şiddetli
فَاتَّقُوا
korkun
اللّٰهَ
Allah'tan
يَٓا
ey
اُو۬لِي
sahipleri
الْاَلْبَابِۚۛ
sağduyu
الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۚۛ
inanmış olan
قَدْ
andolsun
اَنْزَلَ
indirdi
اللّٰهُ
Allah
اِلَيْكُمْ
size
ذِكْراًۙ
bir uyarı
﴿١٠﴾
رَسُولاً
bir elçi (gönderdi)
يَتْلُوا
okuyan
عَلَيْكُمْ
size
اٰيَاتِ
ayetlerini
اللّٰهِ
Allah'ın
مُبَيِّنَاتٍ
açık açık
لِيُخْرِجَ
çıkarsın diye
الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
inananları
وَعَمِلُوا
ve yapanları
الصَّالِحَاتِ
yararlı işler
مِنَ الظُّلُمَاتِ
karanlıklardan
اِلَى النُّورِۜ
aydınlığa
وَمَنْ
ve kim
يُؤْمِنْ
inanır
بِاللّٰهِ
Allah'a
وَيَعْمَلْ
ve yaparsa
صَالِحاً
yararlı iş
يُدْخِلْهُ
onu sokar
جَنَّاتٍ
cennetlere
تَجْر۪ي
akan
مِنْ تَحْتِهَا
altlarından
الْاَنْهَارُ
ırmaklar
خَالِد۪ينَ
kalacakları
ف۪يهَٓا
içinde
اَبَداًۜ
ebedi
قَدْ
gerçekten
اَحْسَنَ
güzel
اللّٰهُ
Allah
لَهُ
ona
رِزْقاً
rızık vermiştir
﴿١١﴾
اَللّٰهُ
Allah
الَّذ۪ي
O'dur ki
خَلَقَ
yarattı
سَبْعَ
yedi
سَمٰوَاتٍ
göğü
وَمِنَ الْاَرْضِ
ve yerden
مِثْلَهُنَّۜ
onların benzerini
يَتَنَزَّلُ
iner
الْاَمْرُ
buyruğu
بَيْنَهُنَّ
bunlar arasında
لِتَعْلَمُٓوا
bilesiniz diye
اَنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah'ın
عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ
herşeye
قَد۪يرٌۙ
kadir olduğunu
وَاَنَّ
ve şüphesiz
اللّٰهَ
Allah'ın
قَدْ
muhakkak
اَحَاطَ
kuşatmış bulunduğunu
بِكُلِّ شَيْءٍ
her şeyi
عِلْماً
bilgice
﴿١٢﴾
◄
٥٥٨
- 558
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.