7 Kasım 2025 - 16 Cemaziye'l-Evvel 1447
Cuma
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ قٓ
/ Kâf Suresi
◄
٥١٨
- 518
►
26. Cüz /
الجزء ٢٦
وَلَقَدْ
andolsun
خَلَقْنَا
biz yarattık
الْاِنْسَانَ
insanı
وَنَعْلَمُ
ve biliriz
مَا تُوَسْوِسُ
ne fısıldadığını
بِه۪
ona
نَفْسُهُۚ
nefsinin
وَنَحْنُ
çünkü biz
اَقْرَبُ
daha yakınız
اِلَيْهِ
ona
مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ
şah damarından
﴿١٦﴾
اِذْ
o zaman
يَتَلَقَّى
kaydetmektedir
الْمُتَلَقِّيَانِ
iki alıcı (melek)
عَنِ الْيَم۪ينِ
onun sağında
وَعَنِ الشِّمَالِ
ve solunda
قَع۪يدٌ
oturan
﴿١٧﴾
مَا يَلْفِظُ
söylemez
مِنْ قَوْلٍ
hiçbir söz
اِلَّا
olmadan
لَدَيْهِ
yanında
رَق۪يبٌ
gözetleyiciler
عَت۪يدٌ
hazır bulunan
﴿١٨﴾
وَجَٓاءَتْ
ve geldi
سَكْرَةُ
sarhoşluğu
الْمَوْتِ
ölüm
بِالْحَقِّۜ
gerçekten
ذٰلِكَ
işte bu
مَا
şeydir
كُنْتَ
senin olduğun
مِنْهُ
ondan
تَح۪يدُ
kaçmış
﴿١٩﴾
وَنُفِـخَ
ve üflendi
فِي الصُّورِۜ
Sur'a
ذٰلِكَ
işte bu
يَوْمُ
gündür
الْوَع۪يدِ
kendisine karşı uyarılan
﴿٢٠﴾
وَجَٓاءَتْ
ve geldi
كُلُّ
her
نَفْسٍ
can
مَعَهَا
yanında
سَٓائِقٌ
bir sürücü
وَشَه۪يدٌ
ve şahidle
﴿٢١﴾
لَقَدْ
andolsun
كُنْتَ
sen idin
ف۪ي
içinde
غَفْلَةٍ
gaflet
مِنْ هٰذَا
bundan
فَـكَشَفْنَا
biz açtık
عَنْكَ
senden
غِطَٓاءَكَ
perdeni
فَبَصَرُكَ
artık gözün
الْيَوْمَ
bugün
حَد۪يدٌ
keskindir
﴿٢٢﴾
وَقَالَ
dedi ki
قَر۪ينُهُ
arkadaşı
هٰذَا
işte
مَا لَدَيَّ
yanımdaki
عَت۪يدٌۜ
hazır
﴿٢٣﴾
اَلْقِيَا
haydi ikiniz atın
ف۪ي جَهَنَّمَ
cehenneme
كُلَّ
her
كَفَّارٍ
nankörü
عَن۪يدٍۙ
inatçı
﴿٢٤﴾
مَنَّاعٍ
engel olan
لِلْخَيْرِ
hayra
مُعْتَدٍ
saldırgan
مُر۪يبٍۙ
şüpheciyi
﴿٢٥﴾
اَلَّذ۪ي
o ki
جَعَلَ
edindi
مَعَ
ile beraber
اللّٰهِ
Allah
اِلٰهاً
tanrılar
اٰخَرَ
başka
فَاَلْقِيَاهُ
bundan dolayı onu atın
فِي الْعَذَابِ
bir azaba
الشَّد۪يدِ
çetin
﴿٢٦﴾
قَالَ
dedi ki
قَر۪ينُهُ
arkadaşı
رَبَّنَا
Rabbimiz
مَٓا اَطْغَيْتُهُ
ben onu azdırmadım
وَلٰكِنْ
zaten
كَانَ
idi
ف۪ي
içinde
ضَلَالٍ
bir sapıklık
بَع۪يدٍ
derin
﴿٢٧﴾
قَالَ
(Allah) buyurdu ki
لَا تَخْتَصِمُوا
çekişmeyin
لَدَيَّ
huzurumda
وَقَدْ
andolsun
قَدَّمْتُ
önceden yaptım
اِلَيْكُمْ
size
بِالْوَع۪يدِ
uyarı
﴿٢٨﴾
مَا يُبَدَّلُ
değiştirilmez
الْقَوْلُ
söz
لَدَيَّ
benim huzurumda
وَمَٓا اَنَا۬
ve ben değilim
بِظَلَّامٍ
zulmedici
لِلْعَب۪يدِ۟
kullara
﴿٢٩﴾
يَوْمَ
o gün
نَقُولُ
deriz
لِجَهَنَّمَ
cehenneme
هَلِ امْتَلَأْتِ
'doldun mu?'
وَتَقُولُ
ve der
هَلْ مِنْ مَز۪يدٍ
'daha yok mu'
﴿٣٠﴾
وَاُزْلِفَتِ
ve yaklaştırılmıştır
الْجَنَّةُ
cennet
لِلْمُتَّق۪ينَ
korunanlara
غَيْرَ بَع۪يدٍ
uzak değildir
﴿٣١﴾
هٰذَا
işte budur
مَا تُوعَدُونَ
size va'dedilen
لِكُلِّ
daima
اَوَّابٍ
(Allah'a) yüz tutan
حَف۪يظٍۚ
koruyan
﴿٣٢﴾
مَنْ
herkesin
خَشِيَ
saygı gösteren
الرَّحْمٰنَ
Rahman'a
بِالْغَيْبِ
görmeden
وَجَٓاءَ
ve getiren
بِقَلْبٍ
bir yürek
مُن۪يبٍ
(Hakka) dönük
﴿٣٣﴾
اُدْخُلُوهَا
ona girin
بِسَلَامٍۜ
selam (esenlik) ile
ذٰلِكَ
bu
يَوْمُ
günüdür
الْخُلُودِ
süreklilik
﴿٣٤﴾
لَهُمْ
onlara vardır
مَا يَشَٓاؤُ۫نَ
istedikleri herşey
ف۪يهَا
orada
وَلَدَيْنَا
ve katımızda vardır
مَز۪يدٌ
daha fazlası
﴿٣٥﴾
◄
٥١٨
- 518
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.