17 Mayıs 2025 - 19 Zi'l-ka'de 1446
Cumartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الزُّمَر
/ Zümer Suresi
◄
٤٦٥
- 465
►
24. Cüz /
الجزء ٢٤
وَنُفِـخَ
üflenir
فِي الصُّورِ
Sur'a
فَصَعِقَ
ölür (bayılır)
مَنْ
olanlar
فِي السَّمٰوَاتِ
göklerde
وَمَنْ
ve olanlar
فِي الْاَرْضِ
yerde
اِلَّا
ancak hariç
مَنْ شَٓاءَ
dilediği
اللّٰهُۚ
Allah'ın
ثُمَّ
sonra
نُفِـخَ
üflenir
ف۪يهِ
ona
اُخْرٰى
bir daha
فَاِذَا
birden
هُمْ
onlar
قِيَامٌ
kalkmış
يَنْظُرُونَ
bakıyorlardır
﴿٦٨﴾
وَاَشْرَقَتِ
parlar
الْاَرْضُ
yer
بِنُورِ
nuru ile
رَبِّهَا
Rabbinin
وَوُضِعَ
ve (ortaya) konur
الْكِتَابُ
Kitap
وَج۪ٓيءَ
ve getirilir
بِالنَّبِيّ۪نَ
peygamberler
وَالشُّهَدَٓاءِ
ve şahidler
وَقُضِيَ
ve hükmedilir
بَيْنَهُمْ
aralarında
بِالْحَقِّ
adaletle
وَهُمْ
ve onlara
لَا يُظْلَمُونَ
asla haksızlık edilmez
﴿٦٩﴾
وَوُفِّيَتْ
tam verilir
كُلُّ نَفْسٍ
herkese
مَا عَمِلَتْ
yaptığının karşılığı
وَهُوَ
ve O
اَعْلَمُ
en iyi bilendir
بِمَا يَفْعَلُونَ۟
onların ne yaptıklarını
﴿٧٠﴾
وَس۪يقَ
sürülürler
الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا
inkar edenler
اِلٰى جَهَنَّمَ
cehenneme
زُمَراًۜ
bölük bölük
حَتّٰٓى
nihayet
اِذَا
zaman
جَٓاؤُ۫هَا
oraya geldikleri
فُتِحَتْ
açılır
اَبْوَابُهَا
kapıları
وَقَالَ
ve şöyle der
لَهُمْ
onlara
خَزَنَتُـهَٓا
onun bekçileri
اَلَمْ يَأْتِكُمْ
gelmedi mi?
رُسُلٌ
elçiler
مِنْكُمْ
kendi aranızdan
يَتْلُونَ
okuyan
عَلَيْكُمْ
size
اٰيَاتِ
ayetlerini
رَبِّكُمْ
Rabbinizin
وَيُنْذِرُونَكُمْ
ve sizi uyaran
لِقَٓاءَ
kavuşacağınıza
يَوْمِكُمْ
gününüze
هٰذَاۜ
bu
قَالُوا
derler
بَلٰى
evet
وَلٰكِنْ
ama
حَقَّتْ
hak olmuştur
كَلِمَةُ
sözü
الْعَذَابِ
azab
عَلَى الْكَافِر۪ينَ
kafirlere
﴿٧١﴾
ق۪يلَ
denilir
ادْخُلُٓوا
girin
اَبْوَابَ
kapılarından
جَهَنَّمَ
cehennemin
خَالِد۪ينَ
ebedi kalmak üzere
ف۪يهَاۚ
içinde
فَبِئْسَ
ne kötüdür
مَثْوَى
yeri
الْمُتَكَبِّر۪ينَ
kibirlenenlerin
﴿٧٢﴾
وَس۪يقَ
sevk edilirler
الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا
korunanlar
رَبَّهُمْ
Rablerinin (azabından)
اِلَى الْجَنَّةِ
cennete
زُمَراًۜ
bölük bölük
حَتّٰٓى
nihayet
اِذَا
zaman
جَٓاؤُ۫هَا
geldikleri
وَفُتِحَتْ
açılır
اَبْوَابُهَا
onun kapıları
وَقَالَ
ve derler
لَهُمْ
onlara
خَزَنَتُهَا
onun bekçileri
سَلَامٌ
selam
عَلَيْكُمْ
size
طِبْتُمْ
(ne) hoşsunuz
فَادْخُلُوهَا
buraya girin
خَالِد۪ينَ
ebedi kalmak üzere
﴿٧٣﴾
وَقَالُوا
ve derler
الْحَمْدُ
hamdolsun
لِلّٰهِ
Allah'a
الَّذ۪ي صَدَقَنَا
bize yerine getiren
وَعْدَهُ
verdiği sözünü
وَاَوْرَثَنَا
ve bizi varis kılan
الْاَرْضَ
yurduna
نَتَبَوَّاُ
oturacağımız
مِنَ الْجَنَّةِ
cennet
حَيْثُ
yerinde
نَشَٓاءُۚ
dilediğimiz
فَنِعْمَ
ne güzeldir
اَجْرُ
ücreti
الْعَامِل۪ينَ
çalışanların
﴿٧٤﴾
◄
٤٦٥
- 465
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.