27 Ocak 2021 - 13 Cemaziye'l-Ahir 1442
Çarşamba
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الزُّمَر
/ Zümer Suresi
◄
٤٥٩
- 459
►
23. Cüz /
الجزء ٢٣
قُلْ
de ki
اِنّ۪ٓي
bana
اُمِرْتُ
emredildi
اَنْ اَعْبُدَ
kulluk etmem
اللّٰهَ
Allah'a
مُخْلِصاً
halis kılarak
لَهُ
yalnız O'na
الدّ۪ينَۙ
dini
﴿١١﴾
وَاُمِرْتُ
ve bana emredildi
لِاَنْ اَكُونَ
olmam
اَوَّلَ
ilki
الْمُسْلِم۪ينَ
müslümanların
﴿١٢﴾
قُلْ
de ki
اِنّ۪ٓي
ben
اَخَافُ
korkarım
اِنْ عَصَيْتُ
isyan edersem
رَبّ۪ي
Rabbime
عَذَابَ
azabından
يَوْمٍ
bir günün
عَظ۪يمٍ
büyük
﴿١٣﴾
قُلِ
de ki
اللّٰهَ
Allah'a
اَعْبُدُ
kulluk ediyorum
مُخْلِصاً
halis kılarak
لَهُ
yalnız O'na
د۪ين۪يۙ
dinimi
﴿١٤﴾
فَاعْبُدُوا
siz de kulluk edin
مَا شِئْتُمْ
dilediğinize
مِنْ دُونِه۪ۜ
O'ndan başka
قُلْ
de ki
اِنَّ
şüphesiz
الْخَاسِر۪ينَ
ziyan edenlerdir
الَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا
ziyana uğrayanlar
اَنْفُسَهُمْ
kendilerini
وَاَهْل۪يهِمْ
ve ailelerini
يَوْمَ
günü
الْقِيٰمَةِۜ
kıyamet
اَلَا
dikkat edin
ذٰلِكَ
işte
هُوَ
bu
الْخُسْرَانُ
bir ziyandır
الْمُب۪ينُ
apaçık
﴿١٥﴾
لَهُمْ
onların vardır
مِنْ فَوْقِهِمْ
üstlerinden
ظُلَلٌ
gölgeler
مِنَ النَّارِ
ateşten
وَمِنْ تَحْتِهِمْ
ve altlarından da
ظُلَلٌۜ
(ateşten) gölgeler
ذٰلِكَ
işte
يُخَوِّفُ
korkutur
اللّٰهُ
Allah
بِه۪
bu durumdan
عِبَادَهُۜ
kullarını
يَا
ey
عِبَادِ
kullarım
فَاتَّقُونِ
benden korkun
﴿١٦﴾
وَالَّذ۪ينَ اجْتَنَبُوا
kaçınan
الطَّاغُوتَ
Tağut'a
اَنْ يَعْبُدُوهَا
kulluk etmekten
وَاَنَابُٓوا
ve yönelenlere
اِلَى اللّٰهِ
Allah'a
لَهُمُ
onlar için vardır
الْبُشْرٰىۚ
müjde
فَبَشِّرْ
müjdele
عِبَادِۙ
kullarımı
﴿١٧﴾
الَّذ۪ينَ
onlar ki
يَسْتَمِعُونَ
dinlerler
الْقَوْلَ
sözü
فَيَتَّبِعُونَ
ve uyarlar
اَحْسَنَهُۜ
onun en güzeline
اُو۬لٰٓئِكَ
işte onlar
الَّذ۪ينَ هَدٰيهُمُ
doğru yola ilettikleridir
اللّٰهُ
Allah'ın
وَاُو۬لٰٓئِكَ
ve işte
هُمْ
onlar
اُو۬لُوا
sahipleridir
الْاَلْبَابِ
sağduyu
﴿١٨﴾
اَفَمَنْ حَقَّ
hak olanı mı?
عَلَيْهِ
üzerine
كَلِمَةُ
kararı
الْعَذَابِۜ
azab
اَفَاَنْتَ
sen mi?
تُنْقِذُ
kurtaracaksın
مَنْ
bulunanı
فِي النَّارِۚ
ateşte
﴿١٩﴾
لٰكِنِ
fakat
الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا
korkanlar için
رَبَّهُمْ
Rablerinden
لَهُمْ
onlara vardır
غُرَفٌ
odalar
مِنْ فَوْقِهَا
üstüste
غُرَفٌ
odalar
مَبْنِيَّةٌۙ
yapılmış
تَجْر۪ي
akmaktadır
مِنْ تَحْتِهَا
altından
الْاَنْهَارُۜ
ırmaklar
وَعْدَ
bu va'didir
اللّٰهِۜ
Allah'ın
لَا يُخْلِفُ
caymaz
اللّٰهُ
Allah
الْم۪يعَادَ
va'dinden
﴿٢٠﴾
اَلَمْ تَرَ
görmedin mi?
اَنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
اَنْزَلَ
indirdi
مِنَ السَّمَٓاءِ
gökten
مَٓاءً
bir su
فَسَلَكَهُ
onu geçirdi
يَنَاب۪يعَ
kaynaklara
فِي
içindeki
الْاَرْضِ
yerin
ثُمَّ
sonra
يُخْرِجُ
çıkarıyor
بِه۪
onunla
زَرْعاً
ekin
مُخْتَلِفاً
çeşitli
اَلْوَانُهُ
renklerde
ثُمَّ
sonra
يَه۪يجُ
(ekin) kurur
فَـتَرٰيهُ
onu görürsün
مُصْفَراًّ
sararmış
ثُمَّ
sonra
يَجْعَلُهُ
onu yapar
حُطَاماًۜ
bir çöp
اِنَّ
şüphesiz
ف۪ي ذٰلِكَ
bunda vardır
لَذِكْرٰى
bir ibret
لِاُو۬لِي
sahipleri için
الْاَلْبَابِ۟
sağduyu
﴿٢١﴾
◄
٤٥٩
- 459
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.