8 Ekim 2025 - 15 Rebiü'l-Ahir 1447
Çarşamba
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الصَّافات
/ Sâffât Suresi
◄
٤٤٩
- 449
►
23. Cüz /
الجزء ٢٣
فَلَمَّٓا اَسْلَمَا
ikisi (Allah'ın emrine) teslim olup
وَتَلَّهُ
(çocuğu) yıkınca
لِلْجَب۪ينِۚ
alnı üzerine
﴿١٠٣﴾
وَنَادَيْنَاهُ
biz ona seslendik
اَنْ
diye
يَٓا اِبْرٰه۪يمُۙ
ey İbrahim
﴿١٠٤﴾
قَدْ
andolsun
صَدَّقْتَ
sen doğruladın
الرُّءْيَاۚ
rüyayı
اِنَّا
biz
كَذٰلِكَ
işte böyle
نَجْزِي
mükafatlandırırız
الْمُحْسِن۪ينَ
güzel davrananları
﴿١٠٥﴾
اِنَّ
gerçekten
هٰذَا
bu
لَهُوَ
o
الْبَلٰٓؤُا
bir sınav
الْمُب۪ينُ
apaçık
﴿١٠٦﴾
وَفَدَيْنَاهُ
ve fidye olarak ona verdik
بِذِبْحٍ
bir kurbanlık
عَظ۪يمٍ
büyük
﴿١٠٧﴾
وَتَرَكْنَا
ve (iyi bir ün) bıraktık
عَلَيْهِ
ona
فِي
arasında
الْاٰخِر۪ينَ
sonra gelenler
﴿١٠٨﴾
سَلَامٌ
selam olsun
عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَ
İbrahim'e
﴿١٠٩﴾
كَذٰلِكَ
işte böyle
نَجْزِي
biz mükafatlandırırız
الْمُحْسِن۪ينَ
güzel davrananları
﴿١١٠﴾
اِنَّهُ
çünkü o
مِنْ عِبَادِنَا
bizim kullarımızdandı
الْمُؤْمِن۪ينَ
mü'min
﴿١١١﴾
وَبَشَّرْنَاهُ
biz ona müjdeledik
بِاِسْحٰقَ
İshak'ı
نَبِياًّ
bir peygamber olarak
مِنَ الصَّالِح۪ينَ
iyilerden
﴿١١٢﴾
وَبَارَكْنَا
bereketler verdik
عَلَيْهِ
kendisine
وَعَلٰٓى اِسْحٰقَۜ
ve İshak'a
وَمِنْ ذُرِّيَّتِهِمَا
onların neslinden
مُحْسِنٌ
iyi hareket eden de var
وَظَالِمٌ
zulmeden de
لِنَفْسِه۪
kendisine
مُب۪ينٌ۟
açıkça
﴿١١٣﴾
وَلَقَدْ
andolsun
مَنَنَّا
lutuflarda bulunduk
عَلٰى مُوسٰى
Musa'ya
وَهٰرُونَۚ
ve Harun'a
﴿١١٤﴾
وَنَجَّيْنَاهُمَا
onları kurtardık
وَقَوْمَهُمَا
ve kavimlerini
مِنَ الْكَرْبِ
sıkıntıdan
الْعَظ۪يمِۚ
büyük
﴿١١٥﴾
وَنَصَرْنَاهُمْ
onlara yardım ettik
فَكَانُوا
oldular
هُمُ
kendileri
الْغَالِب۪ينَۚ
üstün gelenler
﴿١١٦﴾
وَاٰتَيْنَاهُمَا
onlara verdik
الْكِتَابَ
Kitabı
الْمُسْتَب۪ينَۚ
açık ifadeli
﴿١١٧﴾
وَهَدَيْنَاهُمَا
ve onları ilettik
الصِّرَاطَ
yola
الْمُسْتَق۪يمَۚ
doğru
﴿١١٨﴾
وَتَرَكْنَا
ve (iyi bir ün) bıraktık
عَلَيْهِمَا
onlara
فِي
arasında
الْاٰخِر۪ينَ
sonra gelenler
﴿١١٩﴾
سَلَامٌ
selam olsun
عَلٰى مُوسٰى
Musa'ya
وَهٰرُونَ
ve Harun'a
﴿١٢٠﴾
اِنَّا
biz
كَذٰلِكَ
işte böyle
نَجْزِي
mükafatlandırırız
الْمُحْسِن۪ينَ
güzel davrananları
﴿١٢١﴾
اِنَّهُمَا
çünkü ikisi de
مِنْ عِبَادِنَا
bizim kullarımızdandı
الْمُؤْمِن۪ينَ
inanan
﴿١٢٢﴾
وَاِنَّ
şüphesiz
اِلْيَاسَ
İlyas
لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ
elçilerdendi
﴿١٢٣﴾
اِذْ
hani
قَالَ
demişti ki
لِقَوْمِه۪ٓ
kavmine
اَلَا تَتَّقُونَ
korunmaz mısınız?
﴿١٢٤﴾
اَتَدْعُونَ
-mi yalvarıyorsunuz?
بَعْلاً
Ba'l'e
وَتَذَرُونَ
ve bırakıyorsunuz
اَحْسَنَ
en güzelini
الْخَالِق۪ينَۙ
yaratıcıların
﴿١٢٥﴾
اَللّٰهَ
Allah'ı?
رَبَّكُمْ
sizin Rabbiniz
وَرَبَّ
ve Rabbi
اٰبَٓائِكُمُ
atalarınızın
الْاَوَّل۪ينَ
önceki
﴿١٢٦﴾
◄
٤٤٩
- 449
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.