11 Eylül 2025 - 18 Rebiü'l-Evvel 1447
Perşembe
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ فَاطِر
/ Fâtır Suresi
◄
٤٣٤
- 434
►
22. Cüz /
الجزء ٢٢
وَاِنْ
eğer
يُكَذِّبُوكَ
seni yalanlıyorlarsa
فَقَدْ
elbette
كُذِّبَتْ
yalanlanmıştır
رُسُلٌ
elçiler de
مِنْ قَبْلِكَۜ
senden önceki
وَاِلَى اللّٰهِ
Allah'a
تُرْجَعُ
döndürülecektir
الْاُمُورُ
bütün işler
﴿٤﴾
يَٓا اَيُّهَا
ey
النَّاسُ
insanlar
اِنَّ
elbette
وَعْدَ
va'di
اللّٰهِ
Allah'ın
حَقٌّ
gerçektir
فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ
sakın sizi aldatmasın
الْحَيٰوةُ
hayatı
الدُّنْيَا۠
dünya
وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ
sizi aldatmasın
بِاللّٰهِ
Allah ile
الْغَرُورُ
o aldatıcı
﴿٥﴾
اِنَّ
şüphesiz
الشَّيْطَانَ
şeytan
لَكُمْ
sizin
عَدُوٌّ
düşmanınızdır
فَاتَّخِذُوهُ
siz de onu edinin
عَدُواًّۜ
düşman
اِنَّمَا
şüphesiz o
يَدْعُوا
çağırır
حِزْبَهُ
taraftarlarını
لِيَكُونُوا
olmağa
مِنْ اَصْحَابِ
halkından
السَّع۪يرِۜ
alevli ateşin
﴿٦﴾
الَّذ۪ينَ كَفَرُوا
inkar edenler
لَهُمْ
onlar için vardır
عَذَابٌ
bir azab
شَد۪يدٌۜ
çetin
وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
inananlara
وَعَمِلُوا
ve yapanlara
الصَّالِحَاتِ
iyi işler
لَهُمْ
onlara vardır
مَغْفِرَةٌ
mağfiret
وَاَجْرٌ
ve bir mükafat
كَب۪يرٌ۟
büyük
﴿٧﴾
اَفَمَنْ
kimse mi?
زُيِّنَ
süslendirilen
لَهُ
kendisine
سُٓوءُ
kötü
عَمَلِه۪
işini
فَرَاٰهُ
onu gören
حَسَناًۜ
güzel
فَاِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
يُضِلُّ
sapıklık içinde bırakır
مَنْ يَشَٓاءُ
dilediğini
وَيَهْد۪ي
ve yola iletir
مَنْ يَشَٓاءُۘ
dilediğini
فَلَا تَذْهَبْ
gitmesin
نَفْسُكَ
canın
عَلَيْهِمْ
onlar için
حَسَرَاتٍۜ
hasretlere
اِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
عَل۪يمٌ
biliyor
بِمَا يَصْنَعُونَ
onların ne yaptıklarını
﴿٨﴾
وَاللّٰهُ
Allah'tır ki
الَّـذ۪ٓي اَرْسَلَ
gönderdiği
الرِّيَاحَ
rüzgarlar
فَتُث۪يرُ
kaldırır
سَحَاباً
bir bulut
فَسُقْنَاهُ
böylece onu süreriz
اِلٰى بَلَدٍ
bir ülkeye
مَيِّتٍ
ölü
فَاَحْيَيْنَا
diriltiriz
بِهِ
onunla
الْاَرْضَ
yeri
بَعْدَ
sonra
مَوْتِهَاۜ
öldükten
كَذٰلِكَ
işte böyledir
النُّشُورُ
diriltme
﴿٩﴾
مَنْ
kim
كَانَ يُر۪يدُ
istiyorsa
الْعِزَّةَ
şeref
فَلِلّٰهِ
Allah'ındır
الْعِزَّةُ
şeref
جَم۪يعاًۜ
tamamen
اِلَيْهِ
O'na
يَصْعَدُ
çıkar
الْكَلِمُ
söz
الطَّيِّبُ
güzel
وَالْعَمَلُ
ve amel
الصَّالِـحُ
iyi
يَرْفَعُهُۜ
onu yükseltir
وَالَّذ۪ينَ يَمْكُرُونَ
kuranlara gelince
السَّيِّـَٔاتِ
kötü şeyleri
لَهُمْ
onlar için vardır
عَذَابٌ
bir azab
شَد۪يدٌۜ
çetin
وَمَكْرُ
ve tuzağı
اُو۬لٰٓئِكَ
onların
هُوَ
o
يَبُورُ
bozulacaktır
﴿١٠﴾
وَاللّٰهُ
Allah
خَلَقَكُمْ
sizi yarattı
مِنْ تُرَابٍ
topraktan
ثُمَّ
sonra
مِنْ نُطْفَةٍ
nutfe(sperm)den
ثُمَّ
sonra
جَعَلَكُمْ
sizi yaptı
اَزْوَاجاًۜ
çift çift
وَمَا تَحْمِلُ
gebe kalamaz
مِنْ اُنْثٰى
bir dişi
وَلَا تَضَعُ
ve doğuramaz
اِلَّا
dışında
بِعِلْمِه۪ۜ
O'nun bilgisi
وَمَا يُعَمَّرُ
ömür verilmez
مِنْ مُعَمَّرٍ
bir canlıya
وَلَا يُنْقَصُ
ve azaltılmaz
مِنْ عُمُرِه۪ٓ
onun ömründen
اِلَّا ف۪ي كِتَابٍۜ
Kitapta(yazılmadıkça)
اِنَّ
şüphesiz
ذٰلِكَ
bu
عَلَى
göre
اللّٰهِ
Allah'a
يَس۪يرٌ
kolaydır
﴿١١﴾
◄
٤٣٤
- 434
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.