18 Ocak 2021 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1442
Pazartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الرُّومِ
/ Rûm Suresi
◄
٤٠٧
- 407
►
21. Cüz /
الجزء ٢١
وَاِذَا مَسَّ
dokunduğunda
النَّاسَ
insanlara
ضُرٌّ
bir zarar
دَعَوْا
yalvarırlar
رَبَّهُمْ
Rablerine
مُن۪يب۪ينَ
yönelerek
اِلَيْهِ
O'na
ثُمَّ
sonra
اِذَٓا اَذَاقَهُمْ
onlara taddırınca
مِنْهُ
kendinden
رَحْمَةً
bir rahmet
اِذَا
hemen
فَر۪يقٌ
bir grup
مِنْهُمْ
onlardan
بِرَبِّهِمْ
Rablerine
يُشْرِكُونَۙ
ortak koşarlar
﴿٣٣﴾
لِيَكْفُرُوا
inkar etmeleri için
بِمَٓا اٰتَيْنَاهُمْۜ
kendilerine verdiğimizi
فَتَمَتَّعُوا۠
şimdi zevk içinde yaşayın
فَسَوْفَ
yakında
تَعْلَمُونَ
bileceksiniz
﴿٣٤﴾
اَمْ
yoksa
اَنْزَلْنَا
indirdik de
عَلَيْهِمْ
onlara
سُلْطَاناً
bir delil
فَهُوَ
o
يَتَكَلَّمُ
söylüyor
بِمَا كَانُوا
olmalarını
بِه۪
onunla
يُشْرِكُونَ
ortak koşmalarını
﴿٣٥﴾
وَاِذَٓا
zaman
اَذَقْنَا
biz taddırdığımız
النَّاسَ
insanlara
رَحْمَةً
bir rahmet
فَرِحُوا
sevinirler
بِهَاۜ
onunla
وَاِنْ
eğer
تُصِبْهُمْ
onlara erişirse
سَيِّئَةٌ
bir kötülük
بِمَا
dolayı
قَدَّمَتْ
öne sürdüklerinden
اَيْد۪يهِمْ
elleriyle yapıp
اِذَا
derhal
هُمْ
onlar
يَقْنَطُونَ
umutsuzluğa düşerler
﴿٣٦﴾
اَوَلَمْ يَرَوْا
görmediler mi?
اَنَّ
gerçekten
اللّٰهَ
Allah
يَبْسُطُ
genişletiyor
الرِّزْقَ
rızkı
لِمَنْ يَشَٓاءُ
dilediğine
وَيَقْدِرُۜ
ve daraltıyor
اِنَّ
şüphesiz
ف۪ي ذٰلِكَ
bunda vardır
لَاٰيَاتٍ
ibretler
لِقَوْمٍ
bir toplum için
يُؤْمِنُونَ
inanan
﴿٣٧﴾
فَاٰتِ
ver
ذَا الْقُرْبٰى
akrabaya
حَقَّهُ
hakkını
وَالْمِسْك۪ينَ
ve yoksula
وَابْنَ السَّب۪يلِۜ
ve yolcuya
ذٰلِكَ
bu
خَيْرٌ
daha hayırlıdır
لِلَّذ۪ينَ يُر۪يدُونَ
isteyenler için
وَجْهَ
yüzünü (rızasını)
اللّٰهِۘ
Allah'ın
وَاُو۬لٰٓئِكَ
ve işte
هُمُ
onlar
الْمُفْلِحُونَ
başarıya erenlerdir
﴿٣٨﴾
وَمَٓا اٰتَيْتُمْ
verdiğiniz
مِنْ رِباً
riba (faiz)
لِيَرْبُوَ۬ا
artması için
ف۪ٓي
içinde
اَمْوَالِ
malları
النَّاسِ
insanların
فَلَا يَرْبُوا
artmaz
عِنْدَ
katında
اللّٰهِۚ
Allah
وَمَٓا اٰتَيْتُمْ
ama verdiğiniz
مِنْ زَكٰوةٍ
zekat
تُر۪يدُونَ
isteyerek
وَجْهَ
yüzünü (rızasını)
اللّٰهِ
Allah'ın
فَاُو۬لٰٓئِكَ
işte
هُمُ
onlar
الْمُضْعِفُونَ
kat kat artıranlardır
﴿٣٩﴾
اَللّٰهُ
Allah
الَّذ۪ي
o ki
خَلَقَكُمْ
sizi yarattı
ثُمَّ
sonra
رَزَقَكُمْ
besledi
ثُمَّ
sonra
يُم۪يتُكُمْ
öldürüyor
ثُمَّ
sonra
يُحْي۪يكُمْۜ
diriltiyor
هَلْ
var mı?
مِنْ شُرَكَٓائِكُمْ
ortaklarınız içinde
مَنْ يَفْعَلُ
yapan
مِنْ ذٰلِكُمْ
bunlardan
مِنْ شَيْءٍۜ
birini
سُبْحَانَهُ
O münezzehtir
وَتَعَالٰى
ve yücedir
عَمَّا
şeylerden
يُشْرِكُونَ۟
onların ortak koştukları
﴿٤٠﴾
ظَهَرَ
çıktı
الْفَسَادُ
fesat
فِي الْبَرِّ
karada
وَالْبَحْرِ
ve denizde
بِمَا
yüzünden
كَسَبَتْ
kazandıkları
اَيْدِي
elleriyle
النَّاسِ
insanların
لِيُذ۪يقَهُمْ
onlara taddırıyor
بَعْضَ
bir kısmını
الَّذ۪ي عَمِلُوا
yaptıklarının
لَعَلَّهُمْ
belki
يَرْجِعُونَ
dönerler
﴿٤١﴾
◄
٤٠٧
- 407
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.