En’âm Suresi

5 Aralık 2024 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1446 Perşembe

Sayfa Düzeni

سُورَةُ الاٴنعَام / En’âm Suresi

◄ ١٣٧ - 137 ►

7. Cüz / الجزء ٧

الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا

inananlar

وَلَمْ يَلْبِسُٓوا

ve bulamayanlar

ا۪يمَانَهُمْ

imanlarını

بِظُلْمٍ

bir haksızlıkla

اُو۬لٰٓئِكَ

işte

لَهُمُ

onlarındır

الْاَمْنُ

güven

وَهُمْ

ve onlardır

مُهْتَدُونَ۟

doğru yolu bulanlar da

﴿٨٢﴾

وَتِلْكَ

işte bunlar

حُجَّتُنَٓا

hüccetlerimizdir

اٰتَيْنَاهَٓا

verdiğimiz

اِبْرٰه۪يمَ

İbrahim'e

عَلٰى

karşı

قَوْمِه۪ۜ

kavmine

نَرْفَعُ

yükseltiriz

دَرَجَاتٍ

derecelerle

مَنْ

kimseyi

نَشَٓاءُۜ

dilediğimiz

اِنَّ

şüphesiz

رَبَّكَ

Rabbin

حَك۪يمٌ

hüküm ve hikmet sahibidir

عَل۪يمٌ

bilendir

﴿٨٣﴾

وَوَهَبْنَا

biz hediye ettik

لَهُٓ

ona

اِسْحٰقَ

İshak'ı

وَيَعْقُوبَۜ

ve Ya'kub'u da

كُلاًّ

hepsine de

هَدَيْنَاۚ

doğru yolu gösterdik

وَنُوحاً

Nuh'a

هَدَيْنَا

yol göstermiştik

مِنْ قَبْلُ

daha önce

وَمِنْ ذُرِّيَّتِه۪

ve onun soyundan

دَاوُ۫دَ

Davud'a

وَسُلَيْمٰنَ

Süleyman'a

وَاَيُّوبَ

Eyyub'a

وَيُوسُفَ

Yusuf'a

وَمُوسٰى

Musa'ya

وَهٰرُونَۜ

ve Harun'a da

وَكَذٰلِكَ

böylece

نَجْزِي

biz ödüllendiririz

الْمُحْسِن۪ينَۙ

güzel davrananları

﴿٨٤﴾

وَزَكَرِيَّا

Zekeriyya'ya

وَيَحْيٰى

Yahya'ya

وَع۪يسٰى

Îsa

وَاِلْيَاسَۜ

ve İlyas'a da

كُلٌّ

hepsi

مِنَ الصَّالِح۪ينَۙ

iyilerden idi

﴿٨٥﴾

وَاِسْمٰع۪يلَ

İsma'il'e

وَالْيَسَعَ

el-Yesa'a

وَيُونُسَ

Yunus'a

وَلُوطاًۜ

ve Lut'a da

وَكُلاًّ

hepsini

فَضَّلْنَا

üstün kıldık

عَلَى الْعَالَم۪ينَۙ

alemlere

﴿٨٦﴾

وَمِنْ اٰبَٓائِهِمْ

babalarından

وَذُرِّيَّاتِهِمْ

çocuklarından

وَاِخْوَانِهِمْۚ

ve kardeşlerinden bazılarını da…

وَاجْتَبَيْنَاهُمْ

onları seçtik

وَهَدَيْنَاهُمْ

ve onları ilettik

اِلٰى صِرَاطٍ

yola

مُسْتَق۪يمٍ

doğru

﴿٨٧﴾

ذٰلِكَ

İşte bu

هُدَى

hidayetidir

اللّٰهِ

Allah'ın

يَهْد۪ي

doğru yola iletir

بِه۪

bununla

مَنْ يَشَٓاءُ

dilediğini

مِنْ عِبَادِه۪ۜ

kullarından

وَلَوْ

eğer

اَشْرَكُوا

ortak koşsalardı

لَحَبِطَ

boşa giderdi

عَنْهُمْ

onlar

مَا

şeyler

كَانُوا

oldukları

يَعْمَلُونَ

yaptıkları

﴿٨٨﴾

اُو۬لٰٓئِكَ

İşte onlar

الَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ

verdiğimiz kimselerdir

الْكِتَابَ

Kitap

وَالْحُكْمَ

hüküm

وَالنُّبُوَّةَۚ

ve peygamberlik

فَاِنْ

eğer

يَكْفُرْ

inkar ederse

بِهَا

bunları

هٰٓؤُ۬لَٓاءِ

şimdi şunlar

فَقَدْ

mukakkak

وَكَّلْنَا

biz vekil bırakmışızdır

بِهَا

bunlara

قَوْماً

bir toplumu

لَيْسُوا بِهَا

bunları etmeyecek

بِكَافِر۪ينَ

inkar

﴿٨٩﴾

اُو۬لٰٓئِكَ

İşte onlar

الَّذ۪ينَ هَدَى

hidayet ettikleridir

اللّٰهُ

Allah'ın

فَبِهُدٰيهُمُ

onların yoluna

اقْتَدِهْۜ

قُلْ

de ki

لَٓا اَسْـَٔلُكُمْ

sizden istemiyorum

عَلَيْهِ

ona karşılık

اَجْراًۜ

bir ücret

اِنْ

değildir

هُوَ

اِلَّا

sadece

ذِكْرٰى

bir öğüttür

لِلْعَالَم۪ينَ۟

alemlere

﴿٩٠﴾

◄ ١٣٧ - 137 ►